Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Mayıs 2012, 01:05   #1
Sincap
NetteKeyif
 
Sincap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
Sincap is on a distinguished road
Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 33%
Etkinlik: 33% Etkinlik: 33% Etkinlik: 33%
Standart Pilonidal Sinüs Hastalığı - Kıl Dönmesi

fenol tedavisi - cerrahi hastalıklar - kıl dönmesinde ameliyatsız tedavi - ameliyatsız kıl dönmesi tedavisi - limberg flep - ayaktan kıl dönmesi tedavisi - flep kaydırma yöntemi - kıl dönmesi apsesi






KIL DÖNMESİ NASIL TEDAVİ EDİLİR ?


Kıl dönmesi (Pilonidal Sinüs) hastalığı çok sık görülen bir rahatsızlık olduğu için ve de her türlü tedavi sonrası nüks (tekrarlama) olasılığı olduğu için sürekli arayış içerisinde olunmuş ve birçok tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Bu tedavi yöntemlerinin bu kadar çeşitlilik göstermesinin nedeni ise; tekrar olabilirliğin önüne tam olarak geçilememe- sidir.

Başlıca tedavi yöntemlerini şöylece sıralayabiliriz;

I ) Cerrahi yöntemler:


Açık bırakma tekniği

Yarı kapama tekniği

Tam kapalı-pansumansız- teknik

Fleple (deri kaydırma ile) onarım teknikleri

Açık Bırakma Tekniği:

Cerrah açısından kolay bir tekniktir.Kuyruk sokumundaki deliklerin olduğu bölge tümüyle çıkartılır,yaraya herhangi bir dikiş konmadan değişik pansuman malzemeleri ile yara doldurularak kapatılır.

Hasta en fazla gün aşırı aralıklarla pansumana çağrılır.

Ameliyat sonrası oldukça ağrılıdır ve bazen yaranın kapanması ve pansumanlar 3-4 ay kadar sürebilir, kötü kokulu akıntı olabilir.

Kötü bir yara izi bırakır.

Doktor tarafından hasta yakinen ve iyi izlenirse nüks oranı düşüktür (%10 kadar),

Ancak söylenildiği gibi yara iyileşmesi geç olduğu için hastanın sosyal hayatını ve çalışmasını olumsuz etkiler.

Bu nedenle yoğun infeksiyon (iltihap) veya apse olduğu zaman tercih edilen bir yöntemdir.

Ameliyat sonrası kanama ve akıntı olabilir,

Özel yatış pozisyonu gerektirebilir.Hasta ilk bir hafta veya 10 gün içerisinde duş yapamayabilir.

Yarı Kapama Tekniği:

Hastalıklı bölge elips şeklinde çıkartıldıktan sonra yara alttan ve üstten cilt dikişleri ile dikilerek kısmen kapatılır,arada açık kalan kısım pansuman malzemeleri ile kapatılır (Kolay yöntem).

Ameliyat sonrası ağrılıdır, zorunlu yatış pozisyonu gerektirir.

Hasta günaşırı pansumanlara çağrılır. Burada da hasta iyi ve titiz bir şekilde takip edilmek zorundadır.

Pansumanlar ve dolayısı ile iş gücü kaybı uzun sürebilir,.

Hasta belli bir süre duş ve banyo yapamaz.

Ciddi izlendiğinde nüks oranları düşüktür (%10 kadar)

Tam kapalı (pansumansız) Teknik:

Kıl dönmesinin olduğu bölge çıkartıldıktan sonra kesi katları karşılıklı olarak kat kat dikilir. En son ciltte tamamen dikilerek kapatılır,yara pansumanla kapatılır,ancak bir-iki gün sonra pansuman çıkartılır,yara açık bırakılır.

Ağrılıdır,özel yatış pozisyonu gereklidir.

Yara izi olur (kabul edilebilir düzeydedir).

Ameliyat sonrası vakum aleti konmazsa kanama ve enfeksiyon riski

Her şeye rağmen infekte olarak dikişler ve yaranın açılma riski vardır (%12)

Yara açılırsa iyileşme ve işe dönüş gecikebilir.

Hasta belli bir süre duş ve banyo yapamaz.

Titiz bir şekilde takip edilmesi gerekir, zira nüks oranı oldukça yüksektir (%25-30).

Fleple (Deri Kaydırma ile) Onarım Teknikleri:

Son yıllarda çok cazip hale gelip, oldukça fazla sayıda uygulanmaya başlamışlardır. Değişik şekilleri vardır; "Limberg, Rhomboid, Karydakis Flep" , Z Plasti veya Clift Lift gibi.

Ameliyat sırasında sorunlu bölge etrafındaki sağlam cilde kadar baklava dilimi gibi veya eşkenar dörtgen şeklinde kemiğe kadar çıkartıldıktan sonra oluşan boşluk vücudun oraya yakın bölümlerinden getirilen sağlam cilt,cilt altı ve kasın zarını içeren dil şeklinde kökü vücuda bağlı bir parça ile kapatılır. Böylece hem o bölgedeki oluk ortadan kaldırılmış, hem de yara kenarındaki kılların yönü değişmiş olduğu için yara iyileşme sürecinde kılların olumsuz etkisi önlenmiş olur.

Flep yöntemleri gerginliği ortadan kaldırdıkları için diğer cerrahi yöntemlere göre yara iyileşmesi daha iyidir ve ameliyat sonrası ağrı daha azdır,ancak ameliyat süresi daha uzundur.

Ancak birkaç kez infeksiyon ve apse geçirmiş ve komplike hale gelmiş geniş kıl kistlerinde çok geniş bir alan çıkartılması gerektiğinden geride kalan açıklık büyük olacağı için böyle bir yöntemin uygulanması zorunlu hale gelecektir.

Ancak sebep olduğu iş gücü kaybı kapalı yönteme göre daha fazla olacaktır.(4-6 hafta)

10-12 cm uzunluğunda büyük bir “Z” harfi şeklinde abartılı bir yara izine sebep olurlar

En büyük üstünlüğü ; tekrarlama olasılığı diğer ameliyatlara oranla daha azdır.(%7)

Tüm cerrahi yöntemler narkoz ve yataklı tedavi kurumu gerektirirler.


II ) Ameliyatsız yöntemler:

Son yıllarda en çok tercih edilen tedavi yöntemleridir. Bunun nedeni cerrahi tedavi yöntemlerinin uygulanabilmesi için narkoz ve yataklı tedavi kurumuna gereksinim duyulması ve cerrahi yöntemlerden sonra uzun bir süre iş gücü kaybı yaşanmasıdır. Bu işgücü kaybı ortalama 6-8 hafta arasında değişmektedir. Birde bu tür tedavilerde genellikle belirli bir süre zorunlu olarak yüzüstü yatma pozisyonu gerekliliği vardır,ayrıca tekrarlama olasılıkları da yadsınamayacak kadar fazladır.Bu gerekçeler insanları zorunlu olarak cerrahi dışı (ameliyatsız) tedavilere yöneltmiştir.

Ameliyatsız tedavinin tercih sebebi ise; tedavi sonrası hemen günlük yaşama ve aktiviteye dönebilme imkanı sağlamasıdır. Herhangi bir yatış süresi gerektirmediği ve işgücü kaybına neden olmadığı gibi, genel anestezi (narkoz) ve infeksiyon riski de yoktur. Ameliyat sonrası ağrı ve yara olmadığı için iğne -ilaç tedavisine ve pansumana da gerek yoktur.

Ameliyatsız Tedavinin Uygulama Şekli:

Vücudun diğer taraflarından dökülmüş ve kuyruk sokumunda toplanarak, burada bulunan olukta delikler oluşturarak cildi penetre edip(delip) cilt altında toplanmış-yumak yapmış- kıllar ince uçlu aletlerle tutam halinde çıkartılır.Ufak apse odakları varsa bunlar açılarak boşaltılır,birbirine yakın delikler birleştirilir. Bu yumak yapmış kılların çıkartılmasıyla cilt altında belli bir boşluk oluşur. Bu boşluğun içi oraya yerleşmiş ve orada barınan bakterilerin yapmış olduğu iltihabi-kalınlaşmış duvar dokusunu tamamen ortadan kaldırabilmek amacıyla küret dediğimiz aletlerle iyice temizlendikten sonra deliklerden içeriye bazı kimyasal maddeler verilir. Bunların en önemlisi Fenol ve %20'lik Gümüş Nitrat'tır. Tüm bu işlemler sadece 2-3 ml'lik bir lokal anestezi altında yapılır.

Oldukça kolay gibi gözüken bu uygulama eğer ehil ve deneyimli bir cerrah tarafından değil de deneyimsiz bir kişi tarafından uygulanırsa sağlam ciltte tahrişler, ciddi hasarlar ve hatta zehirlenmelere yol açabilir. Oysa deneyimli ve bu konuda kendini geliştirmiş bir cerrah tarafından uygulanırsa hiçbir sorun yaşanmaz ve tedavideki başarı şansıda hemen hemen % 100'e yakındır.

Yöntemin Üstünlüklerini Tekrar Sıralayacak Olursak;

1 - Yataklı tedavi kurumu gerektirmez, dolayısı ile tedavi masrafları daha ekonomiktir.

2 - Kesinlikle genel anesteziye (narkoza) gerek yoktur.

3 - Hastanede yatmayı gerektirmez.

4 - İşlem öncesi lokal anestezi uygulandığı için hem işlem, hem de işlem sonrası ağrı

duyulmaz.

5 -Orijinal deliklerin dışında hiçbir iz kalmaz.

6 - Yapılan işlem hastanın günlük yaşantısını ve aktivitesini kesinlikle kısıtlamayı

gerektirmez.

7 - Hastanın işinden ve sosyal yaşantısından geri kalması söz konusu değildir

8 -Tekrarlama ihtimali çok düşüktür (% 1-2)

9 -Ameliyatlı yöntemlere göre tedavi masrafları daha ekonomiktir.


Bu hastalıkta hastanın sık aralıklarla ve titiz bir şekilde izlenmesi ve pansumanın bizzat doktor tarafından yapılması şarttır.


KIL DÖNMESİ HASTALIĞINDA İDEAL TEDAVİ YÖNTEMİ NEDİR?


Kıl dönmesi gibi çok çeşitli tedavi yöntemlerinin olduğu hastalıklarda tedaviyi büyük ölçüde tedavi için seçtiğiniz klinik ve doktor belirlemiş olacaktır. Zira seçtiğiniz doktor hangi tedavi metodunu daha çok uygulamışsa ve en çok hangi yöntemde deneyimli ise sizi o yöntemin daha uygun ve daha etkili olduğuna ikna etmeye çalışacaktır.


Örneğin sadece açık bırakma yöntemi ameliyatını bilen ve sadece bunu uygulayan bir doktora muayene olduğunuzda; 3-5 ay süre ile pansumanlarla uğraşmak istemeseniz dahi, size tekrarlama olasılığının çok az olmasını vurgulayarak ısrarla sizi açık ameliyat olmanız için ikna etmeye çalışacaktır. Oysa sadece klasik ameliyat tekniğini bilen bir doktorla görüştüğünüzde % 40 tekrar etme ihtimalinden söz etmeden sizi çabuk iyileşmesini öne sürerek bu tedaviye ikna edebilir.


Diğer taraftan kristalize fenol tedavisini uygulamamış ve nasıl uygulandığını bilmeyen bir doktora baş vurduğunuzda hasta kaybetmemek amacıyla bu yöntemin olumsuzluklarından bahsederek caydırmaya çalışabilir.

Hekiminizi seçerken tüm tedavi yöntemlerini bilen,bu yöntemleri uygulamış ve sonuçlarını görmüş olmasına dikkat etmeniz halinde size en uygun tedavi seçeneklerini sunabilecektir.



Sincap isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla