Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Haziran 2013, 10:41   #1
Handan_
Keyifli~Üye
 
Handan_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 28 Mart 2011
Mesajlar: 1.444
Handan_ is on a distinguished road
Puanlar: 5.094, Seviye: 1
Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Prostatta Doğru Bilinen Yanlışlar

Prostat Hakkında - Prostatta Bilinen Yanlışlar - Prostat Hakkında - Prostat Nedir - Prostatın Tedavisi
Çok dikkatli olun...


Prostatta doğru bilinen yanlışlar!


Prostat hastalıkları hakkında halk arasında doğru bilinen yanlışlar, hekime başvuruyu geciktirebiliyor.


Prostat Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Üroloji ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, prostat hastalıkları hakkında toplumda çok fazla yanlış bilginin bulunduğunu ifade etti. Biri ''Bilgi kirliliği, prostat hastalıklarına yanlış bir bakış sergilenmesine yol açabiliyor. Bu durum, ürologlar açısından dezavantaj oluşturuyor. Çünkü, yanlış bilgiye sahip hasta, hekime ön yargılı olabiliyor ya da hekime başvuruyu geciktiriyor'' dedi.

Prostata ilişkin tek hastalığın ''prostat büyümesi'' olmadığını vurgulayan Biri, bunun dışında iyi huylu prostat büyümesi, akut prostatit, kronik prostatit, prostat taşları ve prostat kanseri gibi hastalıkların da görülebildiğini söyledi.

SIK İDRARA ÇIKMA PROSTAT BELİRTİSİ OLABİLİR

''Sık idrara çıkan bir kişi prostat olmuştur'' yargısının da tam olarak doğru olmadığını ifade eden Biri, ''Sık idrara çıkmak prostat hastalıklarında olabilir, ancak sık idrara çıkmanın tek nedeni prostat değildir'' diye konuştu.

Biri, prostatın 50 yaşından küçüklerde görülmeyeceği bilgisinin de yanlış olduğunu belirterek, prostata bağlı problemlerin daha çok yaşlı erkek popülasyonunda görüldüğünü, ancak genç erkelerde de prostata bağlı sorunlarla karşılaşılabildiğini söyledi.


Biri, ''iyi huylu prostat büyümesinde lazer tedavisi ve açık ameliyat daha iyidir'' anlayışının da doğru olmadığını ifade etti.


BPH'nin tedavisi için yıllardan beri kullanılan ''kapalı yöntemin (TUR-P) günümüzde de altın standart metot'' olarak kabul edildiğini belirten Biri, ''Elbette, lazer tedavisi ve açık prostat ameliyatı gerektiği durumlarda yapılmalıdır. Fakat günümüzde açık ameliyatın ve lazer prostatektominin kullanılma sıklığı oldukça azalmıştır'' dedi.


Biri, prostat bezinde yer alan salgı bezlerinden kaynaklanan köyü huylu büyüme olarak tanımlanan prostat kanserinde de kandaki PSA (Prostat Spesifik Antijen) yüksekliği nedeniyle prostat iğne biyopsisi ile tanı konulduğunu anlattı.


Prostat kanserinin, aynen BPH gibi belirtiler verebildiğini, ancak genellikle belirti vermeden kandaki PSA yüksekliği ile ortaya çıktığını belirten Biri, erken evre de yakalanan kanserlerde tedavinin ameliyat olduğunu söyledi. Biri, ''Ameliyat ile yüzde 100'e yakın başarı sağlanabilir. Ancak ileri evredeki kanserlerde tedavi şekli hastanın durumuna göre değişir. Tedavide lazer prostatektominin yeri yoktur'' diye konuştu.

Prostat kanserinin ''önlenemediğini, ancak erken tanı konabildiğini'' vurgulayan Biri, 50 yaşını geçmiş her erkeğin yılda bir kez PSA ölçümü ve prostat muayenesi ve ailesinde prostat kanseri öyküsü bulunanların 40 yaşından sonra tarama yaptırmaları gerektiği uyarısında bulundu.

PROSTAT AMELİYATI SONRASINDA CİNSELLİK BİTER Mİ?

Biri, prostat hastalıklarında farklı ameliyat metotları uygulandığını anlatarak, BPH için kapalı ve açık ameliyat, prostat kanseri için açık, laparoskopik ve robotik ameliyatların uygulandığını dile getirdi.


İyi huylu prostat büyümesi için yapılan ameliyatlarda, ''cinsel aktivitenin etkilenmediğini'' vurgulayan Biri, ''Son yıllarda gelişen yeni teknikler sayesinde prostat kanseri için yapılan ameliyatlarda da operasyon sonrası ereksiyon kapasitesi yüzde 50'lere kadar çıkmıştır'' diye konuştu.


Biri, ''prostatit, ameliyatsız tedavi edilmez'' anlayışı ile ilgili olarak da prostat bezinde mikropların ve bazı durumlarda endojen-exojen kimyasalların neden olduğu iltihabi hastalık prostatitin akut olması halinde bir süre sonra geçtiğini söyledi.

"PSA'NIN YÜKSEK OLMASI KANSERDEN ŞÜPHELENDİRİR"

Biri, PSA prostatın epitel hücreleri tarafından üretilen ve seminal sıvıda yüksek oranda bulunan protein yapısındaki bir enzim olduğunu, normal durumda prostattan seruma az miktarda karıştığını anlattı.


Kandaki yükselmenin, prostat hastalığının göstergesi olduğuna dikkati çeken Biri, şunları kaydetti:

''PSA normalde, 4 ng/ml'nin altında olmalıdır. 4 ng/ml altındaki değerler, normal olarak kabul edilmektedir. PSA'nın yüksek olması kanserden, şüphelendirir ancak kesin tanı konulmaz. Kanserden şüpheleniliyorsa, prostat iğne biyopsisi yapılmalıdır.''


Handan_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla