Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Haziran 2013, 16:50   #1
EliFsS
Keyifli~Üye
 
EliFsS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 25 Mart 2011
Mesajlar: 2.176
EliFsS is on a distinguished road
Puanlar: 6.554, Seviye: 1
Puanlar: 6.554, Seviye: 1 Puanlar: 6.554, Seviye: 1 Puanlar: 6.554, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Çarpık Dişlerin Tedavisi

Çarpık Dişlerin Tedavisi Nasıl Olur - Çapraşık Dişlerin Tedavisi - Çarıpık Diş Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler - Ortodontik Tedavi Şekilleri
Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan ve önemi kavranan ortodontik tedaviler, sadece estetik kaygılar gözetilerek yapılan bir tedavi şekli değildir. Genelde çapraşık olan dişlerin tellerle düzenlenmesi olarak bilinse de, ortodontik tedavilerin kapsamı çok geniştir. Sağlıklı bir çiğneme fonksiyonunun sağlanması, çene ekleminin sağlığının korunması, köprü gibi ağız içinde doğal olmayan yabancı protetik restorasyonların kullanımının önlenmesi, çene kemiği içinde gömülü kalan dişlerin yerine çıkarılması, kötü alışkanlıkların önlenmesi, anormal kas fonksiyonlarının düzenlenmesi, dudak-damak yarıklarının tedavisi, çene ameliyatları gibi daha bir çok alana hizmet etmektedir. Ortodontik tedaviler hakkında ki bilgi yetersizliği bu tedavi şekli üzerinde yanlış kanıların olmasına neden olmuştur.


Ortodontik tedaviler için belirli bir yaş dönemi yoktur. Değişik yaş dönemlerinde değişik bozukluklara müdahale edilmektedir. Bebekler, küçük çocuklar, gençler, yaşlılar rahatlıkla ortodontik tedavi görebilir.Ortodontik tedaviler genelde 1–3 yıllık uzun tedavilerdir. Aktif tedavi bittikten sonra belli bir süre mevcut tedavi edilmiş durumun korunması için pekiştirme tedavisi gerekmektedir.Ortodontik tedavide kullanılan malzemeler, teknolojik gelişmelerle sürekli değişkenlik gösteren değerli malzemelerdir(Nikel-titanyum esaslı hafızalı teller, floru salgılayan özel yapıştırıcı ajanlar, porselen broketler… gibi).Ortodontik tedaviler, basit olarak sabit ve hareketli tedaviler olarak ikiye ayrılmaktadır. Hareketli apareylerle yapılan tedaviler, hasta tarafından takılıp çıkarılabilen ancak oldukça kısıtlı kullanım alanına sahip aygıtlarla yapılmaktadır (birkaç dişin düzelmesi, vidalar yardımı ile çene genişletilmesi vb.). Sabit tedavi ise dişlerin ön üzerlerine yapıştırılan braketler ve onların üstünden geçen tellerin hasta tarafından çıkarılması mümkün değildir. Belirlenen seanslarla doktor tarafından teller değiştirilerek ve ya aktive edilerek süregelen bir tedavi şeklidir. Estetik kaygısı olan hastalar için, porselen braketler kullanılabilmektedir.



Ortodontik tedavide ağız dışı aygıtlarla da yaygın olarak kullanılır. Bu aygıtlar boyunda, kafa üstünde, çene ucunda olacak şekilde konumlanabilmektedir. Tedavi genellikle yatarken kullanılması tavsiye edilerek, hastanın sosyal yaşantısı üzerinde olumsuz etkisi azaltılmıştır.


Ortodontik tedavi gören hastaların ağız bakımına ayrı özen göstermesi de önemli bir gerçektir. Hastaların, tedavi sürecinde günde 3 kez sabah, öğle ve akşam öğününden sonra diş fırçalaması, oldukça önemlidir. Ağız bakımına dikkat eden hastalarda, kullanılan braketlerin, bantlatın, dişlerin üzerinde lekeler, renkleşmeler, çürük oluşturması söz konusu değildir.Ortodontik tedavide seanslar genelde 3–4 haftalık periyotlarla yapılmaktadır.

ORTODONTİK TEDAVİ ŞEKİLLERİ


Genel olarak ortodontide kullanılan tedavi şekilleri;


1. Önleyici tedavi

2. Durdurucu tedavi

3. Düzeltici tedavi

4. Pekiştirme tedavisi olarak sınıflandırılabilir.





Önleyici tedaviler, henüz ortodontik problem oluşmadan, problem yaratacak faktörlerin ortadan kaldırılmasını hedefleyen tedavi şeklidir. Çürük önlenmesi ve erken kaybedilen süt dişlerinin yerine yer tutucu yaparak korunması önleyici tedavilerdendir. Durdurucu tedavide ise başlangıç halindeki problemler, nedenler ortadan kaldırılarak engellenmeye çalışılır. Bu guruptaki uygulamalar, ankiloz süt içerir. Düzeltici tedaviler ise ortaya çıkmış anomalilerin ortadan kaldırılmasını içerir ki tedavisi aktif ortodontik tedaviler sonrasında elde edilen durumun muhafaza edilmesini sağlayan tedavilerdir.

ORTODONTİ TEDAVİDE UYGULANAN YAŞ DÖNEMİ?


Ortodontik tedavilerin uygulandığı yaş dönemine ait oldukça yanlış bilgiler mevcuttur. Özellikle erişkin yaşlarda ortodontik tedavi uygulanamayacağı düşüncesi yaygındır. Hastalara sahip oldukları anomalilere bağlı olarak, farklı dönemlerde müdahale edilmesi gerekmektedir.Genel hatlarıyla, erken tedavi süt dişi döneminde (5–8 yaş) veya karışık dişlenme döneminde müdahale edilmesi gereken bazı problemler basitçe şöyle sıralanabilir.

Süt dişlerinin erken kaybı


Halk arasında yaygın olarak önemsiz olarak algılanan bir problemdir. Süt dişlerinin altından yeni kalıcı dişlerin çıkması beklendiği için erken kayıplar önemsenmez. Ancak süt dişlerinin kaybı sonrası yerleri korunmadığı takdirde bu hastaların, ileride gerçek düzeltici tedavi gerektiren zorlu ortodonti vakalarına dönüşeceği bilinmemektedir. Süt dişlerinin normalde düşmesi gereken yaşlara kadar (süt ağzı dişleri için bu yaş genelde 10–12 yaşları arasındadır.) ağızda tutulması esas olmalıdır. Çürüyen süt dişleri, tedavi edilmelidir. Eğer erken çekilme zorunluluğu varsa mutlak olarak yerlerine koruyacak alttan gelecek kalıcı dişlerin sağlıklı sürmesini sağlayacak hareketli veya sabit yer tutucu apareylerinin yapılması şarttır.

Çapraz kapanışlar


Üst çenenin dar olması, erken düşen süt dişleri, erken anormal temaslar, ağızdan solunum yapılası gibi problemler ile ortaya çıkan arka veya ön bölgede dişlerde görülen çapraz kapanışlardır. Tedavisinde ise çapraz kapanışları düzeltecek hareketli veya sabit apareyler kullanılmaktadır. Bu durumlar genelde vidalı hareketli apareylerin yardımıyla tedavi edilmektedir.

Kötü alışkanlıkların önlenmesi


Parmak, dil, dudak emme, dil dayama gibi dişlerde ve çene yapısında kalıcı deformasyonlara neden olan fonksiyonel problemlerin tedavisinde bu dönem içinde acil yapılmalıdır. Tedavide alışkanlığı kırıcı (parmak emme gibi), dil önleyici apareyler yapılır. Bu problemler mümkün olduğunca erken müdahale edilmesi gereken acil problemlerdir.


Hastaların gelişim-büyüme atarından yararlanarak tedavi ettiğimiz çenelere ait iskeletsel bozukluklarda mevcuttur.


Genelde bu gelişim-büyüme atarı kız çocuklarda 11–12 yaşlarında iken, erkek çocuklarda ise 12–13 yaşlarındadır. Ancak bu dönem hastalara göre değişiklik gösterebilirken, iyi tespiti el-bilek radyografileri ile yapılabilmektedir. Bu hastalarda alt çene, üst çene veya her ikisi birden yanlış konumda bulunabilmektedir. Bu tedavide amaç yanlış konumlanmış çenenin, fonksiyonel aygıtlarla normal konuma getirilmesi ve çevre dokularının fonksiyonlarının düzeltilmesidir.


Genelde bu aygıtları takiben dişlerin düzeltilmesi için sabit ortodontik tedavilerde gerekmektedir. Bu tür anomalilerde uygun yaş döneminde yapılan tedavinin önemi büyüktür. Çünkü iskeletsel bozukluklarda gelişim büyüme tamamlandıktan sonra, çene ilişkilerinin geliştirilmesi ancak cerrahi ameliyat girişimleri ile mümkündür.


Dişsel bozuklukların dediğimiz, çapraşık dişler, yer darlıkları, gömük dişler,diş bozukluklarının katılması, çene cerrahisine hazırlık… gibi daha bir çok problemim tedavisinde (düzeltici tedaviler), karışık dişlenme döneminde (8-11 yaş) başlayarak 40-50 yaşlarına kadar süregelen oldukça geniş bir zaman aralığında mümkün olmaktadır.


alıntıdır


EliFsS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla