Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Temmuz 2013, 09:02   #1
EliFsS
Keyifli~Üye
 
EliFsS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 25 Mart 2011
Mesajlar: 2.176
EliFsS is on a distinguished road
Puanlar: 6.554, Seviye: 1
Puanlar: 6.554, Seviye: 1 Puanlar: 6.554, Seviye: 1 Puanlar: 6.554, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Dört Kapı Kırk Makam

Dört Kapi Kirk Makam seklindeki Kamil (olgun) insan olma ilkelerini Hünkar Haci Bektas Veli’nin tespit ettigine inanilir.Haci Bektas "Kul Tanri’ya kirk makamda erer ulasir dost olur." buyurmuslardir. Bu ilkeler asama asama insani olgunluga ulastirir. Bir baska yoruma göre ise seriat anadan dogmak tarikat ikrar vermek marifet nefsini bilmek hakikat Hakki özünde bulmak yollaridir. Dört Kapı şunlardır: 1.Seriat 2.Tarikat 3.Marifet 4.Hakikat Her kapının on makamı vardır. Seriat kapısının makamları: 1. Iman etmek 2. Ilim ögrenmek 3. Ibadet etmek 4. Haramdan uzaklasmak 5. Ailesine faydali olmak 6. Cevreye zarar vermemek 7. Peygamberin emirlerine uymak 8. Sefkatli olmak 9. Temiz olmak ve 10.Yaramaz islerden sakinmak. Tarikat kapisinin makamlari 1. Tövbe etmek 2. Mürsidin ögütlerine uymak 3. Temiz giyinmek 4. Iyilik yolunda savasmak 5. Hizmet etmeyi sevmek 6. Haksizliktan korkmak 7. Ümitsizlige düsmemek 8. Ibret almak 9. Nimet dagitmak ve 10.Özünü fakir görmek Marifet kapisinin makamlari 1. Edepli olmak 2. Bencillik kin ve garezden uzak olmak 3. Perhizkarlik 4. Sabir ve kanaat 5. Haya 6. Cömertlik 7. Ilim 8. Hosgörü 9. Özünü bilmek ve 10.Ariflik. Hakikat kapisinin makamlari 1. Alcakgönüllü olmak 2. Kimsenin ayibini görmemek 3. Yapabilecegin hicbir iyiligi esirgememek 4. Allah’in her yarattigini sevmek 5. Tüm insanlari bir görmek 6. Birlige yönelmek ve yöneltmek 7. Gercegi gizlememek 8. Manayi bilmek 9. Tanrisal sirri ögrenmek ve 10.Tanrisal varliga ulasmak Önsöz Anadolu Aleviliği inanç ve yaşam biçimi olarak binlerce yıldan beri varlığını sürdürerek bugünlere gelmiş. İnancın özünde değil fakat geleneksel yaşamda her dönemin kendine özgü değim ve dönüşümlerini yaşamış; ordan edindiği değerleri kendi öz değerine katarak ilerlemiştir. Bundan dolayı özünü ve yaşambiçiminini anlamadan tam bir tahlilini yazmak olası değidir. Günümüzde alevilikle ilgili tartışmaların sonunda islam içi mi yok islam dışı mı gibi tatışmalarla önü kilitlendi. Biz bunun aşılacağından umutluyuz.Binlerce yılın bilgelik öğretisi ve yaşam tarzı öyle kolay kolay gitip gitmeyecek kadar sağlam temeller üzerine inşaa edilmiştir. Aleviliğin doğru düzgün bir tanımının henüz yapılamamış olması bunun delilidir. Kimilerine göre Alevilik İslamın özüdür kimilerine göre çeşitli din ve kültürlerin sentezidir kimine göre kendine özgü bir dindir kimilerine göre ise bir tür ateizm. Oysa bu tanımlamaların her birinin kendine özgü bir dayanağı olsa da son tahlilde her görüşü çürütecek tezler ileri sürmek mümkündür. Aslında bu durum tasavvufta sık kullanılan ‘Fillerle körler’ hikayesine çok benzemektedir. Hikaye şöyle: Bir odanın ortasına bir fil koyarlar ve körlere bunun ne olduğunu tanımlamaları söylenir. Eller nereye dokunursa cevap ta ona göre değişir. Kimi bacaklarına dokunur sütün der kimi sırtına dokunur taht der kimi hortumuna dokunur süpürge der. Şüphesiz ki dokundukları varlık bunlardan hiç biri değildir lakin verilen cevaplar dokunulan yerin benzetildiği şeye de uyar. Ama yine de dokundukları varlık taht sübürge sütun....değidir. Alevilikle ilgili tanımlamalar da buna benzemektedir. Tasavvuf açısından bakarsak bu verilen cevaplar çeşitli açılardan Aleviliğin görünen suretleridir. Fakat birbütünlük içerisinde ele almayınca doğru bir Alevilik tanımı ortaya çıkmaz. Aleviliğin temel mayası tasavvufi ve mistik yaşantıya dayanır. Bunu da bize bir bilgelik esenlik ve içsel aydınlanma yolu olan ‘Dört Kapı Kırk Makam’ öğretisi anlatmaktadır. Temel maya burda yatmaktadır. Alevi inanç ve öğretisinin bu yanıyla tanınması için harcanan çabanın bir ürünü olarak ortaya çıkan bu broşür makamları ayrı ayrı ele almak yerine onları menkıbeler eşliğinde anlatmayı yeğledi. Hz. Ali’nin: ‘Her kap kendi hacmince su alır’ sözünden hareketle biz de kendi dilimizin döndüğünce algıladığımız oranda anlatmaya çalıştık. Umarız canlara faydalı olur. Menkıbelere özel önem verdiğimiz için bundan sonraki broşürlerde de geniş yer vereceğiz. Nedenine gelince... Menkıbelerlerin özelliği çeşitli mertebelerin katlı anlamlarını içeren Zen Koan’larına benzemesidir. Kişi kendi algı kavrama ve bilgelik düzeyine göre onun iç anlamını anlar. Bu nedenle menkibeler tıpkı Zen koanları gibi her mertebenin insanına hitap eder. Sadece sosyolojik ve folklorik yani zahiri yanına bakılarak onun tanımlanması bizleri yanıltır ve gerçeğine ulaşmamızı engeller. Ulus millet din ideoloji gibi sıradan ve izafi kavramlara sürükler. Bunlar da kapitalist sistemin 19. Yüzyıldan kalma eskimiş ve Alevilikle kıyasladığımızda ancak zahiri kalan başka kültürün geçici değerleridir. Oysa Aleviliğin kültürel ve geleneksel değerleri (zahiri yanı) bunlardan daha insancıl paylaşımcı ve dayanışmacıdır. Örneğin Cem semah gülbank musahiplik kirvelik hangi yönden bakılırsa bakılsın daha hümanist değerler olduğu anlaşılır. Bunların anlamları yeniden keşfedilmelidir diyoruz. Alevi gelenek ve görenekleri (Zahiri yanı) doğru kavrandığında onların temelinde batıniliğin yattığı anlaşılır. Aleviliği birçok inanç ve dinden ayıran şeylerden biri de Aleviliğin tabuları kabul etmeyişi ve bu nedenle de önünün daima açık olmasıdır. Bulunduğu çağın güzelliklerini bünyesinde toplayarak daima yoluna devam etmiş ve sayısız inanç ve kültürden insanı çatısı altında toplamıştır. Alevi inaç ve felsefesi bu çağda da bir yaşam biçimi olarak varlığını koruyabilir ve içinde yaşadığı dünya kültürleri içerisinde bir alternatif olma özelliğini sürdürebilir. Bundan en ufak bir şüphemiz yok. Bu broşürü Sivas katliamında canice katledilen o ateşte semaha duran gül yüzlü güneş gözlü insanlara itaf ediyoruz. Onları saygıyla anıyoruz.
EliFsS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla