Bir buluşun satım devir imal gibi tüm haklarının üçüncü kişilerce izinsiz kullanımını engellemeye yönelik kanuni yaptırımı olan devlet tarafından belgelendirilmiş buluşun sahibine devlet tarafından tanınmış hakka
Patent denir. Ülkemizde bu görevi Türk Patent Enstitüsü yapmaktadır.
Bir şahıs firma yöre bölge gibi kendine özgü isimleri bulunan mal veya hizmetlerin diğer yerel veya tüzel kişiler tarafından ayırt edilmesine de
Marka Tescil denilmektedir. Örneğin yöreye ait yemek tatlı veya firmalara ait ayakkabı giyim parfüm gibi birçok örneği olan tüketime yönelik veya kültürel olmak üzere çeşitli ürünler üreticinin talebi üzerine gerekli belge ve bilgiler verildikten sonra Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenerek güvence altına alınmaktadır. Yapılan bu işlemler hem üreticiyi korumakta hem de tüketicinin ürün tercihinde kolaylıkla sağlamaktadır.
Bu ürünlerin patent veya marka tescili esnasında devlet eliyle titiz bir kontrolden geçiriliyor olması sebebiyle tüketicinin tercihinde öncelikli bir hal almaktadır. Firmalar tarafından da tescillenmiş ürün ve markalara ayrı bir önem veriliyor olması yine tüketiciyi patentli ürünlere yönlendirmekte ve tercih sebepleri arasında olmasına neden olmaktadır.
Peki, bu işlemler olmasaydı? Ülkemizde bulunan ürünlerin devlet eliyle koruma altına ve tescil altına alınmaması durumunda ciddi bir ekonomik kayıp ürünler tarafından yapılan ülke veya yöreyi tanıtıcı reklam kayıpları gibi parasal aynı zamanda üretici ve tüketicinin hak kaybı gibi maddi ve manevi birçok zararı olabilmektedir.