Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Haziran 2016, 23:01   #1
Seoptimizasyon
Keyifli~Üye
 
Seoptimizasyon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 02 Haziran 2014
Mesajlar: 603
Seoptimizasyon is on a distinguished road
Puanlar: 5.156, Seviye: 1
Puanlar: 5.156, Seviye: 1 Puanlar: 5.156, Seviye: 1 Puanlar: 5.156, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 89%
Etkinlik: 89% Etkinlik: 89% Etkinlik: 89%
Standart Doç. Dr. Murat ali karavelioğlu: Osmanlı döneminde türk edebiyatı üzerine

Balkanlarda Türk edebiyatı üzerine çalışmaları bulunan hocamız Doç. Dr. Murat A. Karavelioğlu ile Balkanlarda Klasik Türk Edebiyatı üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Saatler süren ve çok zevkli geçen sohbetin özetini sizlerle paylaşmak isteriz:
14. yüzyılın sonlarından itibaren akınlarla genişleyen Osmanlı devri Balkan coğrafyasında 15. yüzyıldan itibaren edebiyat hayatının canlanmaya başladığı görülür. Özellikle devletin her bakımdan zirveye eriştiği ve bir dünya devleti haline geldiği 16. yüzyılda imparatorluğun hemen her yerinde görülen bu canlanmanın en yüksek seviyesine ulaştığı rahatlıkla söylenebilir. Bosna'dan Arnavutluk'a, Makedonya'dan Kosova'ya, Sırbistan'dan Bulgaristan ve Yunanistan'a kadar o gün için Osmanlı toprağı sayılan yerlerde tıpkı Anadolu'da olduğu gibi belli başlı şehirler hem siyasi birer merkez olarak hem de edebi birer mahfil olmak bakımından öne çıkmıştır. Üsküp, Priştine, Prizren, Yenice Vardar, İşkodra, İpek, Filibe, Köstendil, Manastır, Sofya, Dimetoka, Semendire, Saraybosna, Kalkandelen, Tırhala, İştib, Serez, Yenipazar, Tırnova, Karaferye, Tiran gibi pek çok şehir Türk kültür ve edebiyatına hizmet edilen yerlerdi.
PRİŞTİNE
Priştine'nin 15. yüzyıldan itibaren gelişen edebi hayatı, diğer bazı Rumeli şehirlerinde olduğu gibi 16. yüzyılda zirveye çıkmış ve şehir, klasik dönem Osmanlı edebiyatına çok önemli katkılarda bulunmuştur. Tezkirelerdeki kayıtlardan Priştine, Osmanlı ülkesine kâtip yetiştiren bir merkezdir. Priştine'nin Türk edebiyatına kazandırdığı şairlerin en meşhuru kuşkusuz Mesihi'dir (ö. 1512). Mine Mengi, Mesihi'deki sadeliği Rumeli duyarlılığına bağlamaktadır. Kaynaklar, Mesihi'nin dışında Azmi, Levhi, Nuhi, Hatifi ve Mustafa Çelebi'yi de Priştineli olarak kaydetmektedirler. Bunlardan ilk üçü kardeştirler.
Prizren
Türk kültür ve edebiyatı bakımından Balkan coğrafyasındaki en önemli şehirlerden biri olan Prizren, bugünkü Kosova'nın da adeta bir kültür başkenti özelliğini taşımaktadır. Osmanlı hâkimiyeti ve sonrasında Türkçe bu bölgede yerleşmiş ve pek çok şair ve yazar yetişmesine sebep olmuştur. Bugün dahi şehirde Türkçe'nin yaygın bir şekilde konuşulduğu görülür. Prizren, Balkanlardaki Osmanlı mirasını en iyi yansıtan şehirlerin başında gelir. Mümin, Nehari, Sa'yi, Suzi, Sücudi ve Şem'i'ye ilave olarak Bahari ve Fakiri mahlaslı şairler de bu şehrin yetiştirdiği isimlerdir. Bu isimler arasında bilhassa Suzi ve Şem'i, şairlikleri ve kültür hayatına kazandırdıkları bakımından dikkati çekmektedir. Türk edebiyatı tarihinde Suzi, Gazavatname isimli eseriyle bilinmektedir. Şem'i ise son yıllarda Doç. Dr. Murat A. Karavelioğlu'nun hazırladığı divanıyla çok başarılı bir şair olduğunu göstermektedir.
Üsküp
Üsküp, uzun asırlar boyunca pek çok şair ve yazarın doğup yetiştiği bir yer olmuş ve klasik Türk edebiyatına önemli ölçüde katkı sağlamış şehirlerin başında gelmektedir. Bu şairlerden bir kısmı doğdukları şehirde ilk tahsillerini aldıktan sonra başta İstanbul olmak üzere ülkenin ilim ve kültür merkezlerine giderek usta şairlerin yanında bulunarak ve edebi mahfillerde yer alarak şiir kabiliyetlerini geliştirmişlerdir. Şuara tezkireleri üzerinde yapmış olduğumuz taramalarda Atâ, Dürri, Fenni, Feridi, Haki, Hanif Çelebi, Hemdemi, İshak Çelebi, İzari, La'li, Miri, Muidi, Nami, Niyazi, Özri, Rızayi, Riyazi, Seydi, Sıhri, Tului, Vahdeti, Valihi, Vusuli, Zari
Seoptimizasyon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla