Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Mayıs 2011, 13:33   #1
southpark78
Keyifli~Üye
 
southpark78 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 29 Nisan 2011
Mesajlar: 802
southpark78 is on a distinguished road
Puanlar: 9.009, Seviye: 1
Puanlar: 9.009, Seviye: 1 Puanlar: 9.009, Seviye: 1 Puanlar: 9.009, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Uçakta ranzalı yolculuk başlıyor

Tasarımcı Emil Jacob, ‘ranzalı uçak’ konsepti sunuyor

Özellikle uzun menzilli uçuşlar, giderek daralan ekonomi koltukları nedeniyle birçok yolcu için kabus haline dönüşüyor. Saatlerce hareket edemeyip, doğru düzgün uyumadan uçaktan inen yolcu, jetlag’in de etkisiyle günlerce kendine gelemiyor. Tasarımcı Emil Jacob, bu sorunu ortadan kaldırmak için ‘ranzalı uçak’ konsepti sunuyor

Ne güzel, daha ucuza uçuyoruz. Gelecekte belki de İstanbul’dan New York’a 200 Euro ödeyerek gidebileceğiz. Avrupa hatlarında kampanyalarla fiyatlar 75-80 Euro’lara kadar düşüyor. ‘Low Cost’ denilen daha ucuz taşıyıcılarsa bu fiyatların da çok altına iniyorlar. Bazen öyle kampanyalar oluyor ki, 1 Euro’ya bilet almak bile mümkün. Ama beraberinde uçaktaki konforumuz da giderek düşüyor.

Rekabeti kıran kırana hale getiren havayolu şirketleri aynı uçaklarla, aynı kabinde daha çok koltukla uçmak istiyorlar. Koltuk yapıları inceliyor. Yepyeni bir teknolojiyle incecik koltuklar sayesinde koltuk aralıklarının da genişleyeceğini sanıyorduk ama öyle olmadı. İncelen koltukların yarattığı alanlara yeni koltuklar ilave edilmeye başlandı.

Özellikle ucuz taşıyıcılar, ekonomi sınıflarını dayanılmaz hale getirdiler. Artık uzun boylu yolcular değil, orta ve kısa boylu yolcular, iki koltuk arasında sıkışarak oturuyor. Önlerindeki tepsiyi açtıklarında tepsinin bir kenarı göbeklerine değiyor. Hatta biraz kilolu olanlar, göbeklerini içeri çekmek zorunda kalıyor. Hele hele öndeki koltukta oturan yolcu koltuğunu biraz yatırdığında arkadaki yolcu mengeneye sıkışmış gibi oluyor. Bu durum bir saatlik uçuşlardan başlayarak 2-4 saatlik uçuşları bile dayanılmaz hale getiriyor.

Koltuklar arasında hareket edemeyen bacaklar, ekonomi sınıfı sendromunun yarattığı tehlikeyi doruğa çıkarıyor. Hareketsizlikten kaynaklanan kan pıhtılaşması gibi sorunlar büyük tehlike yaratıyor. Dar koltuk aralıklarında yolcuların ruhu sıkılıyor, öfkeleri artıyor, uçuşları zehir oluyor. Havayolu taşımacılığına kinleniyorlar.

YİNE DE DAHA FAZLA YOLCU İSTENİYOR

Havayolu şirketleri, uzun menzilli uçaklarında first ve business class koltuklarını genişletiyor. Farklı ara hizmetler sunuyorlar. Bunları yaparken bir yandan da ekonomi sınıfını giderek sıkıştırıyorlar.

Yapılan araştırmalarda yolcunun öfkesinin büyümesi yeni tasarımları da ortaya çıkarmaya başladı. Araştırmalarda yolcuların yüzde 77’si uzun seferlerde geçerli ekonomi sınıfı bilet fiyatlarıyla geniş alan, rahat koltuk gibi seçeneklerin sunulması durumunda daha sık uçacağını söylüyor.

Emil Jacop bir tasarımcı. Sık sık uzun uçuşlar yapıyor. Bir gün Avrupa’dan Amerika’ya giderken aklına gelen fikri farklı bir tasarımla hayata geçirdi. ‘Flex-Seat’ olarak adlandırılan ranzalı dizaynla kabinde her ekonomi yolcusu 180 derece yatan koltuğa ve geniş alana kavuşacak. Havayollarıysa kabinde ciddi yer kaybetmeyecek. Uçaklarını daha fazla yolcuya yüksek konfor sunarak uçurabilecek.

NELER YAPILACAK

* BAŞ ÜSTÜ DOLAPLAR KALKIYOR: Jacop’un tasarımında baş üstü dolaplar kaldırılarak kabinde iki katlı tasarıma geçiliyor. Baş üstü dolapları kabinde ciddi yer kaybına neden oluyor. Örneğin Alman Lufthansa Havayolları A380’de uygulamaya başladığı yeni first class tasarımında baş üstü dolaplarını kaldırdı. Bunun yerine kabin girişinde her yolcuya ayrı bir şifreli kilitli dolap veriyor. Jacop’un tasarımında yolcular kabin bagajlarını ikinci kata çıkma amaçlı kullanılan merdivenin altına yerleştirecek.

* KULLANIM ALANI BÜYÜYOR: İki katlı tasarımın en büyük artısı yolcu başına kullanım alanının yüzde 50 artması. Yolcu, iniş-kalkış sırasında koltuğunda oturacak. Kemer ikaz lambasının sönmesiyle koltuğunun yanındaki yatağa uzanacak.

* HER KOLTUĞA YATAK: Yatakların uzunluğu, yanındaki koltukla birlikte 180 santimetre olarak belirlendi. Eniyse baş bölümünde biraz daralmasına rağmen ortalama 45 santimetre olacak.

* SİNEMA SALONU GİBİ: Ekonomide üst kata geçiş merdiven yardımıyla olacak. Önden bakıldığında yükselen sinema salonu bir görünüm olacak. Alttaki koltuklar geçişin kolaylaştırılması için bazı havayollarının kullandığı gibi gerektiğinde oturma yeri katlanabilecek.

* ÖZEL MERDİVEN: Yürüme zorluğu çeken yolcular için merdiven tasarımına büyük önem verildi. Geniş basamaklar, tutunma yerleri iniş-çıkışı kolaylaştıracak. Havayolu şirketleri engelli yolcular için alt kattaki koltukları verecek.

* TAHLİYEDE SORUN OLMAYACAK: Bugüne kadar yapılan tasarımlarda en büyük sorun havacılık otoritelerinin testleriydi. Onay alınamayan dizaynlar nedeniyle imalatçılar ve havayolu şirketleri bu tür farklı tasarımlara giremiyordu. Jacop’un tasarımında yolcular iniş-kalkış sırasında oturur pozisyonda olacaklar. Acil durumda yerlerinden rahatlıkla kalkıp kapılara yönelebilecekler. Uzmanlar bu tasarımın bazı havayollarının first class’larında kullanılan ‘suit’ tipi koltuklara oranla çok daha rahat tahliye sağlayabileceğine dikkat çekiyor.
Havayolları bu gelişmeleri yakından takip ediyor. İlk başvuru geçen yıl Malezyalı Air Asia tarafından yapıldı. Ranzalı uçak konseptini hayata geçirmek isteyen havayolu, havacılık otoritelerinin bu konuda yeni kurallar hazırlamasını bekliyor.

İLK DEFA 1936’DA DENENDİ

Aslında ranzalı uçak fikri yeni değil. Douglas şirketi, 1936’da DC-3 uçakları için farklı bir tasarıma imza attı. Normalde 28 koltuklu uçakta yolcu kapasitesi 14’e indirildi. O yıllarda yataklı trenlerde kullanılan tasarımın bir benzeri uçağa uygulandı. Koltuğun üzerine yatak yerleştirildi. Yolcunun uyurken rahatsız edilmemesi için yatağın etrafında fermuarlı bir perde bulunuyordu. İlk olarak Amerikan Havayolları’nın sunduğu hizmette DC-3 uçaklarıyla New York-San Francisco seferleri yapılmaya başlandı. ‘Douglas Sleeper Transport’ adı verilen tasarım, yolculardan büyük ilgi gördü.

7 bin Euro’ya ayağınızı yerden kesin, gönlünüzce uçun

Kısa bir düzlükten havalanıp dilediğiniz yere çok ucuza uçmak ister misiniz? 7 bin Euro yani yaklaşık 15 bin liraya satın alacağınız motorlu yamaç paraşütüyle bu hayalinizi gerçekleştirebilirsiniz. Saatteki hızı 60 kilometreyi bulan motorlu yamaç paraşütü, 4-5 saat rahatlıkla havada kalabiliyor. Motoru saatte ortalama üç litre yakıt harcıyor. Kullanılan yakıtsa otomobil benzinine yüzde iki oranında yağ eklenerek hazırlanıyor.

Son yıllarda havacılığın en ucuz dalı olan yamaç paraşütü büyük ilgi görüyor. Sayılı hızla artan kulüplerde çok sayıda sporcu gökyüzüyle buluşuyor. Ancak uçuş için bir yükseltiden atlamak, yükselen hava akımlarını yakalamak gerekiyor. Eğer bunlarla uğraşmak istemiyorsanız, motorlu yamaç paraşütüyle istediğiniz yerden havalanabilirsiniz.

NASIL EĞİTİM ALINIR

Havacılığın her dalı gibi eğitim çok önemli. Motorlu yamaç paraşütü öncesinde en az 100 saatlik yamaç paraşüt tecrübesi gerekiyor. İniş-kalkış, havada kumanda gibi konularda edinilecek uçuş tecrübesinin yanı sıra teorik bilgiler, motorluya geçişi kolaylaştırıyor. Daha emniyetli uçuş sağlıyor.

Eğitimi Türk Hava Kurumu’nun yanı sıra çeşitli havacılık kulüpleri veriyor. Başlangıç aşamasında gerekli teçhizat ve malzemeyi satın almak yerine kiralayabilirsiniz. Ortalama motorlu yamaç paraşütü eğitimi 2 bin liraya mal oluyor. Eğitimden sonra uçuşlarınızı tecrübe kazanıncaya kadar bir kulüp bünyesinde, öğretmen pilotlar eşliğinde yapmanız tavsiye ediliyor.

HANGİ MALZEMELER LAZIM

Belirli bir tecrübe edindikten sonra eğer kendi uçuş malzemenizi almak isterseniz, performansınıza uygun, kullanılmamış teçhizatı tercih etmeniz öneriliyor. Yanlış malzeme seçimi veya performansı zamanla düşmüş ikinci el malzeme, yanında tehlikeyi de getiriyor.
Kullanacağınız benzinli motorun Türkiye satış fiyatı 4 bin 500 Euro’dan başlıyor. Kanat, yani yamaç paraşütü 1700 Euro civarında. Uçuş tulumu, telsiz ve diğer ekipmanlar yaklaşık 800 Euro. Yani toplam 7 bin Euro ödeyerek en ucuz hava aracına sahip olabilirsiniz.

GELECEK elektrik MOTORUNDA

Didim’de yaşayan Hakan Atamtürk, uzun yıllardır havacılıkla uğraşıyor. Türk Hava Kurumu’nda paraşüt, planör ve yamaç paraşütü eğitimi alan Atamtürk, son beş yıldır motorlu yamaç paraşütüyle uçuyor. Hobisini farklı bir yere taşımak isteyen Hakan Atamtürk, ekonomik ve çevreci bir uçuş için elektrik motoru geliştirdi. Test uçuşlarını sürdüren Atamtürk, hem sırtına taktığı benzinli, hem de ön tarafa koyduğu elektrik motoruyla uçuyor.

Yurtdışından getirdiği ve büyük radyo kontrollü uçaklarda kullanılan 20 beygir gücündeki fırçasız motoru tercih eden Atamtürk’ün geliştirdiği sistem enerjisini lityum bataryadan alıyor. Toplam ağırlığı 20 kilogram olan motorla havada 15 dakika uçmak mümkün.

Kalkış ve irtifa alma dışında motoru kullanmadığını söyleyen Atatürk, “Elektrikli motorun ilk yatırımı biraz daha pahalı ama uçmak çok ekonomik. Yeni bataryaylae uçuş süremi artırmayı hedefliyorum. Yeni nesil motorlarla havacılıkta gelecek elektrikli sistemlerde” diyor.

kaynak: gazetevatan.com
southpark78 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla