Konu
:
Yardımlaşma delili
Tekil Mesaj gösterimi
13 Mayıs 2011, 02:16
#
1
KingrosS
Keyifli~Üye
Üyelik tarihi: 09 Mayıs 2011
Mesajlar: 1.000
Puanlar: 11.694, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Etkinlik: 0%
Yardımlaşma delili
Yardımlaşma delili
Şu âleme dikkat ile baktığımızda
varlıkların birbirinin yardımına koştuklarını görürüz. Atomlar hücrenin
hücreler organların
organlar bedenin
bulutlar bitki ve hayvanların
hayvanlar insanların... her şey birbirinin yardımına koşar ve birbirinin işini tamamlar.
Hâlbuki başkasına yardım edebilmek için
ilk önce yardım edenin iradesi olmalı ve yardım etmeyi
yardım etmemeye tercih edebilmelidir. İradenin yanında kudreti de olmalıdır. Kudreti olmazsa yardım edemez. Bunun yanında yardıma muhtaç olanı tanıyabilecek bir ilmi
onun çağrısını duyabilecek bir işitmesi
onu görebilecek bir gözü
ihtiyacını hissedebilecek bir şuuru ve daha bunlar gibi onlarca sıfatı olmalıdır.
Hâlbuki birbirlerinin yardımına koşan mahluklarda irade
kudret
işitme ve görme gibi sıfatlar yoktur. Hatta bir kısmının hayatları bile yoktur. O hâlde bu varlıkların bu yardımlaşmayı kendi başlarına ve kendi kendilerine yapmaları mümkün değildir. Demek onları yardıma koşturan
perde arkasında bir zat vardır ve olmalıdır.
Kâinattaki bütün hayat sahiplerini bir tarafa ayırsak
bu takdirde ortada hayatsız
şuursuz
iradesiz ve kudretsiz bir topluluk kalır. Bu durumda zenginin fakire
kuvvetlinin zayıfa yardım etmesi misali
hayat sahibi olanların da hayatsız olanlara yardım etmeleri gerekir.
Hâlbuki hakikat bunun tam tersidir. Cansızlar
canlılara yardım ederler. Hayatsız ve iradesiz bir şeyin kendi hesabına yardım etmesi mümkün olmadığına göre
demek hepsi birer memurdur ve Allah'ın emriyle hareket ederler.
Mesela
bulutlar yağmurları ile yeryüzü ahalisinin yardımına koşarlar ve onları sularlar. Bu hadisede üç kaziyeden birisini kabul etmemiz gerekir:
1- Bulutlar; insanları
hayvanları ve bitkileri tanırlar ve merhamet göstererek onlara yağmur yağdırırlar. Tabi bunu yapabilmek için hayat
irade
kudret ve ilim gibi sıfatlara sahip olmaları gerekir.
2- Buluta yağmuru yağdırtan insanın kudretidir. İnsan buluta yağmur yağdırmasını emreder ve bulut da yağmuru yağdırır.
Bu iki şık da kabul edilebilir değildir. Aklını kaybetmeyen hiç kimse
bu iki şıktan birini kabul edemez. O hâlde geriye sadece 3. şıkkı kabul etmek kalır.
3- Bulut Allah'ın bir memurudur. O'nun emri ile yeryüzü ahalisini sular. Yağmuru yapan da
yeryüzü ahalisine merhamet gösteren de Allah'tır.
İşte bulutların yeryüzünün yardımına koşmaları gibi
bütün eşya da birbirinin yardımına koşarlar. Şuursuz
hayatsız
iradesiz
ilimsiz
kudretsiz... mahlukların kendi kendilerine bu şefkatli yardımı yapabilmeleri mümkün değildir. İşte onların bu yardımlaşmayı yapmaktaki âcziyetleri ispat eder ki
perde arkasında bir zat vardır ve onları birbirlerinin yardımına koşturan O zattır.
Âlemde gözüken yardımlaşma hakikatinin misalleri saymakla bitmez. Biz sadece numune olması için bir misal verip Allah'ı inkâra yeltenen kişiye bazı sorular soracağız:
Kökün iki tane vazifesi vardır. Birisi
ağacı ayakta tutmaktır. Diğeri ise
ağaca lazım olan maddeleri topraktan almaktır. Lakin iğne yapraklı ağaçların (ardıç
çam gibi) yetiştiği topraklar asit karakterli olduğundan
kök lazım olan maddeleri topraktan alamaz. İşte ağaç bu sıkıntı içinde kıvranırken
birden bir mantar gider ve ağacın köküne yerleşir. Ağaca lazım olan maddeleri onun için hazırlar ve ağaca takdim eder. Ağaç da bu iyiliğe karşı ürettiği şekerin bir kısmını ona verir.
Şimdi ey Kâfir! Anlatılan bu yardımlaşma hakikatinin faili olan Allah'ı kabul etmezsen
şu sorularımıza cevap ver de görelim!
1- Mantar
ağacın bu sıkıntısını nereden biliyor? Elbette bunu bilmesi mümkün değildir. Zira bilmek
ilim sıfatına sahip olmak ile mümkündür. Mantarın ise ilmi yoktur. Yoksa sen
kendinden dahi haberi olmayan mantarın
İbni Sina kadar ilmi olduğunu mu iddia ediyorsun? Gerçi bunu o bile yapamazdı.
2- Hadi ilmi var ve ağacın sıkıntısını biliyor diyelim. Lakin ağaca yardım etmek merhametin eseridir. Merhameti olmayan yardım etmez. Hâlbuki mantarın merhameti yoktur. Yoksa sen
mantarda hadsiz bir merhametin varlığını da mı kabul ediyorsun?
3- Haydi ilim ile beraber merhameti de var diyelim. Acaba kökün yapamadığı işi
o nasıl yapıyor ve ağaca lazım olan maddeleri nasıl üretiyor? Yoksa mantarın sonsuz bir kudreti mi var
bunu da mı kabul ettin?
4- Evvela
acaba mantar
ağaca lazım olan maddeleri nereden biliyor? Hangi mektepte botanik okumuş? Mesela sen ağaca hangi maddelerin lazım olduğunu biliyor musun? Eğer bilmiyorsan şu soruyu sorabiliriz: Acaba mantar senden daha mı akıllı?
5- Acaba ağacın
bu iyiliğin altında kalmayıp ürettiği şekerin bir kısmını mantara sunması onun minnettarlığının bir eseri midir? Yani bu ağaç
iyiliğin altında kalmayacak kadar izzetli bir ağaç mıdır?
Daha bunlar gibi onlarca soru sorabiliriz. Herhâlde artık anlaşılmıştır ki
Allah'ı inkâr eden
işte bu kadar hezeyanları kabul etmek zorunda kalır.
(alıntı ilmedavet)
KingrosS
Açık Profil bilgileri
KingrosS nickli üyeye özel mesaj gönderin
KingrosS - Daha fazla Mesajını bul
Give Away Points