Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Mayıs 2011, 03:19   #1
KingrosS
Keyifli~Üye
 
KingrosS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 09 Mayıs 2011
Mesajlar: 1.000
KingrosS is on a distinguished road
Puanlar: 11.694, Seviye: 1
Puanlar: 11.694, Seviye: 1 Puanlar: 11.694, Seviye: 1 Puanlar: 11.694, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Atatürk'ün Türk Tanımı

Atatürk'ün; kurşun kalemle, iki küçük not kâğıdı üzerine sığdırdığı Türk tanımı. Bu tanımı Atatürk, manevî kızlarından Afet İnan'ın yardım isteği üzerine hemen yazıvermiştir.
Afet İnan; öğretmeni olan İsviçreli antropolog Profesör Eugène Pittard'ın, kendisine doktora tezi olarak verdiği "Türk Milleti’nin Özellikleri" konusunda Atatürk'ten yardım istemiştir. Atatürk; Afet İnan'ın önce kendi görüşlerini yazmasını istemiş, daha sonra fikrini belirteceğini söylemiştir.
Afet inan, uzun bir çalışma hazırlamış ve Atatürk'e sunmuştur. Bu tanımı çok uzun bulan Atatürk, "Önce sana milletimizi anlatayım" diyerek, kısa ve öz ifadelerle kendi Türk tanımını, elinin altında bulduğu iki küçük not kâğıdı üzerine karalayıvermiştir.

"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik Türk Beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat cocugu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."

KingrosS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla