28 Kasım 2012, 23:21 | #1 | ||||||||||||||||||||
NetteKeyif Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
| Skolyoz Nedir çocuklarda skolyoz - skolyoz nedenleri - doğumsal gelişim bozuklukları - travmaya bağlı skolyoz - skolyoz tedavisiSkolyoz bilinen en eski omurga deformitesidir. Travma, doğumsal gelişim bozuklukları gibi çok çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebildiği gibi, skolyoz olgularının %80’inde neden bilinmez ve İdiyopatik Skolyoz olarak isimlendirilir. Genellikle gelişme çağının başlangıcında, çocukta omuz asimetrisi, sırtın bir bölümümde kabarıklık, kalçaların aynı seviyede durmaması gibi bulgularla anne ve baba tarafından fark edilir. Tanısı kolaydır, çocuk öne eğildiğinde omurgadaki eğrilik fark edilir ve çekilen filmlerle eğriliğin yeri ve derecesi belirlenir. Bu çocuklar genellikle sağlıklıdır ve sadece çok ileri eğriliklerde kalp, akciger gibi iç organ baskısı ile ilgili sorunlar oluşabilir. Skolyoz teşhis edildiğinde, çocuğun gelişim süreci mutlaka takip edilmelidir. Çoğu skolyoz, erken dönemde (tam kemikleşmenin gerçekleşmediği 18 yaşından önceki 5-7 yıllık dönem) konulan teşhis, eğriliği kontrol edebilecek doğru biyomekanik özelliklere sahip korse kullanımı, düzenli skolyoz egzersizleri ve özel rehabilitasyon programları ile kontrol altına alınabilir. Az sayıdaki hastada cerrahi operasyon gerekir. Skolyoz nasıl bir hastalıktır ve kimlerde gelişir? Skolyoz omurganın yana 10 derecenin üzerindeki eğilme deformitesidir. Normal ve sağlıklı omurgada, omurlar arkadan bakıldığında yukardan aşağıya yani boyun, sırt ve bel bölgelerinde düz bir hat şeklinde uzanır. Skolyozda ise omurlar sağa veya sola doğru yer değiştirir ve aynı zamanda kendi eksenleri etrafında döner. Bu nedenle üç boyutlu bir deformite (şekil bozukluğu) olarak tanımlanır. Skolyoza bağlı olarak omurga dışında kalça, göğüs kafesi ve kürek kemiklerinde de kaymalar oluşur, duruş ve görüntü bozukluğu ortaya çıkar. Gelişme çağındaki çocuklarda bu durum, gelişen ve büyüyen omurgada anormal yüklenmeye ve bunun sonucu olarak da omurlarda deformitelere neden olur. Skolyozun görülme sıklığı % 0.2 – 6 arasında değişmektedir. Kız çocuklarda daha sık ve ilerleme daha fazladır. Okul çocuklarında %1.5 oranında görülmekte olup, Türkiye’de en az 150.000 çocukta skolyoz olduğu tahmin edilmektedir. Skolyozun Nedenleri Skolyozu olan kişilerin %80′inde belirli bir neden saptanamaz ve bu tür skolyoza idiyopatik (nedeni bilinmeyen) skolyoz /adölesan idiyopatik skolyoz denir. 9-10 yaş civarında başlar ve 17-18 yaşına kadar ilerleyebilir. Bu çocukların ailelerinde de skolyoza rastlanabilir. Bu yüzden genetik nedenler, omurganın asimetrik büyümesi, hormonal veya kaslardan kaynağını aldığına ilişkin varsayımlar vardır. İdiyopatik skolyoz dışında skolyoz oluşturan nedenler arasında aşağıdakiler sayılabilir. Doğumsal omurga kemik yapısı bozuklukları kaynaklı konjenital skolyoz Erken çocukluk çağında başlayan infantil ve juvenil skolyoz Nöromüsküler nedenlere bağlı, müsküler distrofi vb. kas hastalıkları kaynaklı skolyoz Marfan Sendromu, Ehler Danlos Sendromu gibi bağ dokusu hastalıklarına bağlı skolyoz Polio, inflamatuar hastalıklar ve travmalara bağlı skolyoz Bacak eşitsizliği ve kalça, diz eklemi sorunlarına bağlı oluşan skolyoz Skolyoz belirtileri nelerdir ve tanı nasıl konur? Skolyozda çocuğun herhangi bir şikayeti yoktur ve genel olarak sağlıklıdır. Nadiren hareketlere bağlı sırt ağrısı olabilir. Gelişme çağı nedeniyle kendilerini ebeveynlerinden saklayan bu çocuklarda skolyoz kolaylıkla gözden kaçabilir. Bu nedenle annelerin dikkatli olmaları önerilir. Küçük çocuk ve bebeklerde fark etmek zor olduğundan anneler bebeklerini sırtüstü yatırıp omurga, boyun ve kalçaların duruşunu gözlemlemelidir. Skolyoz tanısı çocuğun muayenesi ile kolayca konulur. Çıplak omurgaya karşıdan bakıldığında orta hattaki asimetri fark edilebilir. Çocuk öne eğildiğinde bir tarafa eğilme ve eğriliğin olduğu diğer tarafta kaburga kabarıklığı göze çarpar. Bu görünüme rip hump (kaburga paketi) denilir. Bu görüntüyü bazı “dengeli skolyoz” olgularında fark etmek zor olabilir. Skolyoz şüphesiyle çekilen direkt radyografilerle tanı kolaylıkla doğrulanır. Çok nadiren MR çekilmesine gerek vardır. Skolyozun takip ve tanısında radyolojik tetkike sık başvurulduğundan gelişme çağındaki bu çocuklarda yumurtalıkların ve göğüslerin kurşun plakalarla korunmasına çok özen gösterilmelidir. Skolyoz eğrilikleri majör ve minör eğrilik olarak tanımlanır. Eğriliğin en çok açılandığı, yani dik eksenden en çok dönen ve orta hattan en çok uzaklaşan omurların bulunduğu yere apeks (tepe) denir. Skolyoz apeksin bulunduğu omurga seviyesine göre de isimlendirilir. Apeks boyun bölgesinde ise servikal, bel bölgesinde ise lomber, sırtta ise torakal skolyoz olarak isimlendirilir. Bazen birden fazla bölgede aynı anda görülebilir: Örneğin hem sırt hem de belde olduğunda, torakolomber skolyoz olarak tanımlanır. Genellikle sırt (torakal) bölgede daha sıktır. Çekilen grafilerde skolyozun formu ve derecesi belirlenir. Bunun için en sık kullanılan yöntem Cobb açısıdır. Cobb açısı ve büyümenin yaşı ile skolyoz takip edilir ve uygun tedavi yöntemlerine karar verilir. Cobb açısı eğilmenin başladığı omurganın üst sınırı ile eğilmenin bitiği omurganın alt sınırına çizilen çizgiler yardımıyla ölçülür. Bu çizgilere çizilen dikmeler (yani eğriliğin başladığı omurun ekseniyle bittiği omurun ekseni) arasındaki açıya bakılır). Skolyoz nasıl tedavi edilir ve farklı tedavilerin etkileri nelerdir? Skolyoz nadiren kendiliğinden gerileyebilir. Büyüme çağının başında ortaya çıkan skolyozda hangi çocukta ne kadar ilerleme olacağını tahmin edilmesi mümkün değildir. Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, bazı gen özelliklerini taşıyan çocuklarda ilerleme olabileceğini göstermektedir. Skolyozda tedaviyi belirleyen önemli takip kriteleri kullanılmaktadır. Fakat bazı durumlarda ilerleme sıktır ve tedavilerde başarı oranı daha azdır. Bunlar; Tanının ilk defa konduğu sırada yüksek derecede eğriliğin olması Hem sırt hem belde bulunan çiftli eğrilik Nöromüsküler skolyoz Ciddi kontraktür ve kas kısalığı Nasıl bir tedavi uygulanacağına eğilmenin ilerleme riski dikkate alınarak karar verilir. Skolyoz tedavisinde kabul gören tedavi yöntemleri şunlardır: İzlem ve sürekli takip Korse uygulamaları Skolyoz egzersiz ve özel rehabilitasyon uygulamaları Cerrahi Büyümenin daha başlamadığı çocuklarda 15 derece altındaki Cobb açısı varsa takipler önerilir. Cobb açısı 15-20 derece olanlarda özel skolyoz egzersizleri ve rehabilitasyon programları sürdürülmelidir. Cobb açısı 25 derecenin üzerinde olan çocuklar için bazı Avrupa ülkelerinde yoğunlaştırılmış skolyoz rehabilitasyon programları uygulayan klinikler vardır. Büyümenin ilk belirtilerinin görüldüğü yani kıllanma, ses değişikliği, boy uzamasının artması, kızlarda göğüs gelişiminin başlaması veya adetin görüldüğü ergenlik döneminde çok dikkatli olunmalı ve mutlaka çocuklar tedavi altına alınmalıdır. Bu çocuklarda eğilme hızı ve riski daha fazla olduğundan Cobb açısının derecesinden çok progresyon yani ilerleme riski hesaplanmalı ve tedaviler buna göre planlanmalıdır. Progresyon riski yüksek çocuklar fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları yanında mutlaka korse kullanmalıdır. Korse tedavisi büyümenin durumuna ve eğilmenin derecesine göre günde 16 saat ile 23 saat arasında ve büyüme tamamlanana dek devam ettirilmelidir. Korse tedavisinin başarısız olduğu, yukarda sayılan ilerleme riski yüksek bireylerde Cobb açısı 50 derece üzerinde ise cerrahi tedavi uygulanabilir. Skolyoz cerrahisinde omurga plak ve vidalarla orta hatta alınır ve bu çocuklarda bazen bu ****ller sürekli vücutlarında kalır. Cerrahinin geç dönem sorunlar yaratacağı da bilinmelidir. Skolyozda Korse Tedavisinin Yeri ve Farklı Özelliklerdeki Korselerin Tedaviye Etkisi Skolyozda en çok tartışma yaratan konu korse uygulamalarıdır. Farklı konseptleri benimseyen uzmanlar korse tedavisinin etkinliğine ilişkin farklı görüşlere sahiptir. En önemli neden, skolyozun tipine göre belirlenmiş doğru dizayn edilmiş kontrollü korse uygulamalarının her ülkede yeterince bilinip uygulanılmamasıdır. Bir diğer neden ise gelişme çağındaki çocukların korse giymeye gösterdikleri dirençtir. Tüm konularda olduğu gibi teknoloji bu alanda da çok ilerlemiştir. Artık klasik tekniklerle korse üretirken yapabilecek hataların ortadan kaldırıldığı bilgisayar yardımıyla dizayn edilmiş ve üretilmiş, çok başarılı sonuçlar alınabilen korseler üretilebilmektedir. Genellikle skolyozda kullanılan korselere TLSO (Torako Lumbo Sakral gövde Ortezi) adı verilir. Bu korseler farklı tip ve modellerde üretilebilmektedir. Skolyozu olan hastaya uygun korse modelinin belirlenmesi ve uygulanması da ayrı bir uzmanlık gerektirir. Korse modeli, bu konuda uzman hekim tarafından belirlenmeli, sık aralıklarla yapılan takiplerde gereken ilave düzeltmelerin zamanında uygulanması ve desteklerin arttırılması sağlanmalıdır. Elbette en önemli etkenlerden biri; doğru kurallara dayanan bir korseyi üretecek, bu alanda uzmanlığı ve deneyimi olan teknikerlerin de bu ekipte yer almasıdır. Yani skolyoz tedavisi bir ekip çalışması gerektirir. Hekim, tekniker ve fizyoterapist ile aile ve çocuk birlikte bu tedavi sürecinde ortak hareket etmeli, tedavinin her aşaması izlenmelidir. Birçok ülkede bu konuda uzman merkezler vardır. Bu ülkelerde korse tedavilerine ilişkin olumlu sonuçlar da oldukça yüksektir. Yunanistan’da tüm okul çocuklarında 15 yıl boyunca yapılan bir takip çalışması, korse tedavisi ile skolyozun büyük ölçüde kontrol altına alındığını ve çok az sayıda çocukta cerrahi girişim gerektiğini göstermektedir. alıntı | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Skolyoz Nedir |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |