04 Mart 2012, 20:15 | #1 | ||||||||||||||||||||
Keyifli~Üye Üyelik tarihi: 30 Mart 2011
Mesajlar: 1.155
| Kadınların Hassa Bölgeleri Erkeklerin hep merak ettiği; ancak bir türlü çözemediği bir konu üzerinde duracağız bu yazmızda: Kadın cinselliği. Özellikle toplulumuzda kadınların her yönden baskı altına alınmış olması bu yönü biraz gizli ve gizemli hale getirmiştir. Kadınların ve erkeklerin cinselliğe bakışlarını, doğru bilinen yanlışları ve çok çarpıcı bilgileri aşağıdaki yazmızda bulacaksınız. Kadın cinselliği son derece karmaşıktır ve bu yönüyle erkeklerden belirgin biçimde ayrılır. Kadınlar cinsel birleşmede erkeklere oranla çok daha fazla seçicidirler ve bir erkeği iyice tanımadan o erkekle cinsel bir birlikteliğe yanaşmazlar. Kadınların hemen hepsi erkeklerden farklı olarak duygusal manada bir şeyler hissetmeksizin bir erkekle birlikte olmaya istekli olmayacakları kolaylıkla söylenebilir. Tanınmış psikanalist Karen Horney yapıtlarında insanın tabiatının temelde sevgi ya da güç arayışı içerisinde olduğunu ve bir insanın hareketlerine yön veren en önemli faktörlerden birinin bu arayışını tatmin etmek olduğunu vurgulamıştır. Bu anlayışa göre insanların bir kısmı diğerlerinin kendilerini sevmesine önem verirken, diğerleri sevilmekten çok güçlü olmak derdindedir. Bu düşüncenin devamında Horney, kadınların yapısal olarak daha çok sevgi odaklı, erkeklerin ise güç odaklı olduğu görüşünü taşıdığını söylemiştir. Yani Horney’e göre kadın için bir erkeğin sevgisini kazanmış olmak çok önemliyken, bir erkek için önemli olan kadının onu güçlü görmesidir. Karen Horney sevgi ve güç arayışının cinselliğe de yönlendiğini, kadının cinselliği daha çok “seviliyor olmanın” bir ifadesi olarak gördüğünü, erkeğin ise cinselliği “güçlü olmanın, kadına sahip olmanın” bir ifadesi olarak görme yönünde olduğunu ifade etmiştir. Cinsel Uyaranlar Uyaran, beynimizin bilinçli bölgesinde bize bir duygu yaşatan ve bizi belli bir davranışa kanalize eden bir iletidir. Refleks uyaranlar bizi otomatik eylemlere yönlendirirken karmaşık uyaranlar ilk olarak bir his yaşamamızı sağlar ve daha sonra bizi eyleme geçirir. Beynimiz çok farklı uyaranları algılama kabiliyetine sahiptir. Bütün uyaranların ortak özelliği duyu organlarımız aracılığı ile alınması ve bir kimyasal iletiye dönüştürülerek beynimize aktarılmasıdır. Gözler, kulaklar, burun, tad alma organlarımız ve cildimizle algıladıklarımız yukarıda anlatılan bir biçimde beynimize ulaştırılır ve bir tepkinin doğmasına sebep olur. Sevdiğimiz bir kişinin görüntüsü ya da sesi bize daha farklı bir duygu yaşatırken, sevmediğimiz birini görmek ya da sesini duymak bize yaşattığı olumsuz duyguyla bizi o kişiden ruhsal ya da fiziksel olarak uzaklaşma eyleminde bulunmaya iter. NLP ismi verilen ve son zamanlarda giderek yaygınlaşma eğiliminde olan öğretiye göre insanlar duyularında seçici davranmaktadırlar. Kimi insanlar dokunsal, kimileri işitsel, bazıları ise görsel uyaranlardan daha çok etkilenmekte ve daha çok etkilendikleri uyaran onlarda daha bariz davranış değişikliği oluşturmaktadır. Bu görüş cinsel uyaranlara aktarıldığında çıkan sonuç şudur: Bazı insanlar dokunulmaktan, bazıları cinsel içerikli konuşmalardan ve seslerden, bazıları ise cinsel içerikli görüntülerden diğer uyaranlara göre daha fazla etkilenmekte ve kişinin tercih ettiği uyaran onu cinsel açıdan daha fazla uyarmaktadır. Söz gelimi bir erkek, daha önceden beraber olduğu bir kadını sadece sözleriyle etkileyebilmeyi başarmış, bir başka kadınsa ona “dokunulmaktan çok hoşlandığını, fakat sözlerin onu fazla etkilemediğini söylemiştir. Bu iki kadından ilki duysal yönelimli, ikinci kadın ise dokunsal yönelimli bir kadındır. Genel olarak ifade etmek gerekirse erkekler daha çok görsel ve işitsel eğilimli, kadınlar ise daha çok dokunsal ve işitsel eğilimlidir. Kadınlar erkeklerden farklı olarak pornografik yayınları seyretmekten fazla zevk almaz, duygusal olarak “bir şeyler hissettikleri” erkeğin ona temas etmesinden hoşlanırlar. Kadınların Dokunulmaya Duyarlı Bölgeleri Sinir uçlarının diğer bölgelere göre belirgin bir biçimde yoğun olması sebebiyle kadınların çoğunda genital bölgenin en duyarlı bölgesi klitoristir ve en güçlü orgazmlar bu bölgenin uyarılmasıyla ortaya çıkar. Her kadının yapısı diğerine göre farklıdır ve kendini iyi tanıyan bir kadın dokunulduğunda kendisini en çok uyaran bölgeyi iyi tanır. Kadınların çoğunda memeler, meme uçları, dudaklar ve vajina dokunulmaya duyarlı diğer bölgelerdir. Yine boyun bölgesinde bazı noktalar, kulak memeleri, bacakların iç yüzeyleri ve karın cildi çoğu kadın için cinsel açıdan oldukça uyarıcıdır. Kadınların sıklıkla işitsel yönelimli olmaları sebebiyle eşleri tarafından kulaklarına fısıldanan güzel sözler de kadınları çok fazla etkiler. Kadınların dokunulmaya duyarlı bölgelerini belirlemeleri, cinsel ilişkiye hazırlık aşamasının en güzel şekilde yaşanabilmesi ve kadının cinsel ilişkiye harikal bir şekilde hazırlanabilmesinin sağlanabilmesi açısından önemlidir. Her duyarlı erkeğin eşinin dokunulmaktan hoşlandığı bölgeleri iyi bilmesi çok önemlidir. Kimi kadınların dokunulmaya duyarlı bölgeleri o kadar “hassastır” ki, kadın bu bölgeye uygulanan bir uyaranla orgazm olabilir. G Noktası G noktası, Graefenberg adlı bilim adamı tarafından 1944 senesinde tarif edilen ve vajina ön duvarının ortalarında yer alan bir bölgedir. G noktasının varlığı ya da orgazmdaki önemi kimi hekimler tarafından kabul edilmemekte, bazıları ise G noktasını vajinal orgazm oluşumunun merkezi olarak kabul etmektedir. Kadının Boşalması Kadında orgazmı sonrasında bazen aynen erkekteki ejakulasyona (boşalmaya) benzer bir sıvı geldiği saptanmış olmakla beraber bu sıvının aslında idrar olduğu ve kadındaki “ejakulasyon” yani “boşalma” olarak tarif edilen olayın muhtemelen orgazm esnasında idrar kaçağı olduğu sonradan anlaşılmıştır. Gerçekten de hiçbir idrar kaçırma şikayeti olmayan bir kadında güçlü bir orgazm sonrasında istemsiz idrar kaçağı olabilmektedir. | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Kadınların Hassa Bölgeleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |