Sanal Hayat Keyifli Forumun Tek Adresi - Sesli Sohbet - Sesli Chat

Sanal Hayat Keyifli Forumun Tek Adresi - Sesli Sohbet - Sesli Chat (http://www.sanalhayat.net/)
-   Genel Sağlık (http://www.sanalhayat.net/genel-saglik/)
-   -   İnternet Bağımlılığı Sağlığımızız Tehtit Ediyor (http://www.sanalhayat.net/genel-saglik/17228-internet-bagimliligi-sagligimiziz-tehtit-ediyor.html)

Sincap 29 Nisan 2012 05:34

İnternet Bağımlılığı Sağlığımızız Tehtit Ediyor
 
internet bağımlılığı - bilgisayar bağımlılığı - oyun bağımlılığı - internete bağımlılık - bilgisayara bağımlılık - teknoloji bağımlılığı - teknolojiye bağımlılık

İNTERNET BAĞIMLILIĞI: HER ŞEY ASLINDA İSİM TAKMAKLA BAŞLIYOR


İNTERNET BAĞIMLILIĞI: HER ŞEY ASLINDA İSİM TAKMAKLA BAŞLIYOR


HER ŞEY İSİM TAKMAKLA BAŞLIYOR


İsim takmak göründüğü kadar basit bir eylem değildir. Çünkü bu eylem akabinde gelecek algıları ve yaklaşımları belirlemesi bakımından büyük bir önem taşır. Bir adama onca iyi ve saygın meziyetine rağmen söz gelimi kel sıfatını takın, yığınla insan o kişiyi daha ilk gördüğünde hiçbir meziyetini aklına dahi getirmeyecek, sadece kelliğini öne çıkararak algılayacaktır.


Bu psiko-bilimsel yöntemi bazı devletler veya örgütler İslami terör vb. şekillerde, ticari sektörler de şık giyimli ve alımlı kadın figürlerinin tanıtımı yapılan arabanın vs. önüne çıkarılması tarzında reklam sektöründe, yani farklı alanlarda, farklı türevler halinde uygularlar.


Evet, aslında her şey isim koymakla başlıyor. Bu isim kısa sürede zihinleri ilgili meseleye bakış noktasında yeniden dizayn ve inşa ediyor. Bakışlar değişince yaklaşımlar, yaklaşımlar değişince akabinde gelecek uygulamalar ve daha pek çok şey değişiyor. Bu öyle bir noktaya varıyor ki bu işten öyle veya böyle bir biçimde etkilenmeyen hiçbir kimse kalmıyor toplumda.


Mesela herkesin üzüntü dediği duyguya depresyon dediğinizde iki kazanımınız oluyor. Yo üç, hayır dört… Yani anlayacağınız çok karınız oluyor!


Birincisi, bir duyguya depresyon dediğinizde onu hastalık kategorisi içine almış, avamın dünyasındaki üzüntü adıyla meşhur olmuş makamından alaşağı edivermiş oluyorsunuz! Bundan üzüntünün bir kaybı olmuyor. Çünkü o halkın ağzındaki makamından daha saygın bire mertebeye yükseliyor bu operasyon sonunda.


Bu işlem sonunda, yani üzüntüyü hastalık sıfatı takarak farklı bir paketin içine alınca haklı olarak tedavisi gündeme geliveriyor. Böylece kısa sürede bu duyguyu tedavi edecek ajanlar devreye girmeye başlıyor. Bu süreç sonunda bu ajanı üretenler başta olmak üzere herkes, mesela yazanlar, satanlar, nakliyeciler, hammadde üreticileri, hatta yan sanayi olan terapi, danışmanlık sektörü de dahil olmak üzere koca bir zincirin tüm halkaları kazanmaya başlıyor. Bu duyguya hastalık adı takılmasaydı, halkın ağzında hafifi ve orta şiddetli olanı üzüntü, daha ağır geçirileni de elem yahut keder olarak kullanılmaya devam etseydi bunun -halktan başka- kime ne yararı olacaktı ki!


Şimdilerde yeni bir etiketleme olgusuyla karşı karşıyayız: İnternet bağımlılığı hadisesi!


Oysa bunun bu güne değin bilinen, işin doğasına en uygun olan adı internet alışkanlığıydı. Ancak siz de takdir edersiniz ki bir sorunu alışkanlık olarak kabul edip de ticari bir **** haline getirebilmek, bunun için de tedavi paketine koyabilmek kolay bir nşey değildir. En azından bu uygulama aleni eleştirilere açık olur. Çok alenileşmiş her eleştiri ise itibar kaybettirir. Haliyle de satışları olumsuz yönde etkiler!


Ancak internet kelimesi aynı kalsa dahi alışkanlık sıfatını değiştirir, yerine bağımlılık kavramını ikame ederseniz bu olgunun bağlamını anında değiştirivermiş, avamın sürekli beleşe kullandığı kadir - kıymet bilmez dimağından kapıp tedavi dünyasının yitik malı haline getirivermiş olursunuz!


Artık işin kalan kısmı çok kolaydır. Bu duyguyu tedavi sektörünün ****sı haline getirdiğinizde artık dışarıdan gelebilecek hiçbir eleştirinin fazlaca bir kıymeti de kalmamış olur. Bir kere bu potaya soktuktan sonra zaten çok az eleştiri ve tenkit gelecektir dışardan. Gelebilecek üç – beş eleştiri olacaksa da bunlardan kimini bilim, kimini hekimlik, kimini otorite, kimini de bilimsel makale argümanlarıyla kısa sürede bertaraf edip geri püskürtmek son derece kolaydır.


Böylece internet alışkanlığı yıllardır beleşe kullanıldığı avamın elinden alınmış;artık pazarlanmaya açık bir **** olarak değer gördüğü bir piyasada yepyeni bir makam edinmiştir. Bu şekilde internet alışkanlığı olgusu da sonunda hastalıklar arasındaki saygın yerini almıştır.





Haberlerde bu konuyla ilgili olarak gençlerimizi bekleyen büyük tehlike, internet bağımlılığı deniyor. Ardından da bu sorunun da alkol ve madde bağımlılığıyla aynı tedaviye dahil olduğu söyleniyor.


Sizce internet, madde (uyuşturucu, kokain, esrar vb) kullanımı ve alkol arasında bir benzerlik var mı?


Evet alkol ve madde kullanımında vücuda somut olarak zerk edilen, tıbben de zararlı olan bir madde var. İnternette böyle bir şey yok. Ama adı bağımlılık ya. Haaa evet, doğru! Oradan kurtarıyor. Ortak noktası bu!


Bu durumda üçü de aynı yolla tedavi edilecek elbette. Halinden heybeti yaman sözüyle anlatılan gerçeğe uygun olarak hem kel hem fodul olduğunuzu unutur, elinizde topu topu üç grup ilacınızın olduğuna bakmadan hastalık sayısını kısa sürede 360’a çıkarırsanız, bununla da yetinmez düne kadar internet alışkanlığı olan bir sorunu, “Artık koca pasta haline geldi, şimdi tam sırası” dercesine esrar, uyuşturucu ve alkol gibi somut kimyevi madde bağımlılığıyla aynı kategoriye alırsanız elbette iki – üç grup ilaçtan birini tedavi diye sunmak zorunda kalırsınız.


Oysa bağımlılık, yani eski adıyla alışkanlık bir davranış biçimidir. Bir şey sürekli tekrar edilirse alışkanlığa dönüşür. Bu hastalıklı bir süreç değildir, eşyanın tabiatı gereğidir. Yani işin doğasının bir neticesidir. Her sağlıklı birey hoşuna giden, sevdiği, zaman geçirdiği şeyi daha çok kullanmak ister. Bu kullanım bir kontrol süzgeciyle paralel gitmez ise, bu konuda kişiler ve aileleri doğru mesleki bilgilerlerle desteklenip yönlendirilmez ise, daha da Türkçesi, sadece psikiyatristler kazansın mantığıyla piyasadaki danışmanlık merkezlerini kapatırsanız, kamuda çalışan psikologların elini kolunu da bağlar, bu kişileri sadece zeka testi yapan kişilere çevirirseniz, sevilen her şey sevildiği için yapılır, yapıldıkça alışkanlığa dönüşür, elbette ki zamanla bağımlılık denilen hali alır. Bu yaman hataya alışkanlığı bağımlılık olarak nitelemeyi de eklerseniz yığınla kişiyi, en çok da çocukları ve gençleri bir davranış biçiminin antidepresanla tedavi edildiği bir garabetin karanlık kuyusuna atarsınız!


Evet, bu alışkanlık yaygınlaşırsa, alışanların sayısı dişe tırnağa dokunur bir rakama ulaşır da birilerinin iştahını kabartır bir noktaya varırsa kısa sürede bağımlılık adını alır. Sonra da bir madde olan alkol, yine bir kimyasal karışım olan uyuşturucu tedavisinde kullanılan ajanlarla tedavi altına alınır. Bu bir hastalık değil, alışkanlık. Alışkanlık için ilacımız yok, kusura bakmayın denilecek değil ya!


İçe kapanıklığı - hareket azlığını ve aşırı hareketliliği bile aynı ilaçla tedavi ediyorken, depresyonla karı koca arasındaki iletişim bazlı sorunlara bile aynı etken maddeyi sadece farklı ticari izsimler altında veriyorken, altını ıslatan çocukla kekemeliği olanı bile aynı ajanla evine yolluyorken hiç olmazsa kavram noktasında ortak bir yanı bulunan (bağımlılık ortak noktası) durumlara aynı şeyi yapmış, aynı tedaviyle yaklaşmış çok sayılmaz aslında!



İzzet Güllü





Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:48.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428