08 Mayıs 2012, 11:17 | #1 | ||||||||||||||||||||
NetteKeyif Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
| Psikiyatrik Tedavi Psikiyatrik Tedavi Hakkında - Akıl Hastalarında Tedavi - Psikoterapi Akli hastalıklar iki biçimde tedavi edilebilir. Fiziksel tedavilerde bazı ilaçlar (psikotropik ilaçlar) önemli bir rol oynar. Bu yüzyılın ilk yarısında fiziksel tedaviye dayanmayan ve bir birey olarak hastaya bağlı olan ruhsal tedaviler geliştirildi. 1960larda bazı grup tedavi türleri yaygınlık kazandı. Bu tedavi yöntemi hastanın gösterdiği farklı davranış biçiminin diğer kişilerle olan ilişkilerine büyük ölçüde dayandığı görüşünden hareket eder. Bu nedenle bu tedavi bir insan grubunun birlikte ele alınmasını amaçlar. Akli hastalıkların tedavisi kabaca fiziksel tedavi(somatoterapi) ve fiziksel olmayan tedavi (psikoterapi, ruhsal tedavi) olarak ikiye ayrılır. Birçok durumda genellikle fiziksel bir tedavinin bir parçası olan ilaç fiziksel olmayan tedaviyi desteklemek amacıyla kullanılır. Fiziksel Tedavi Genellikle fiziksel rahatsızlıklar için kullanılan ilaçların ve diğer tedavi biçimlerinin ilk kez psikiyatri alanına uygulanması özellikle 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. 1920'lerde uyku tedavisi geliştirildi. Bu tedavide uyarılgan, psikotik durumda olan kişiler uyku ilacı verilerek uzun süre (bir haftadan dört haftaya kadar) uyutulurdu. Uyku tedavisi çok yoğun bir ilaç kürü ve bakım gerektirirdi. Bugün ise artık bu tedavi yöntemi pek ender kullanılmaktır. Hafif uyku tedavisinde ise uyku hapları daha küçük dozlarda verilir ve hastanın daha kolay uyanabilmesine (örneğin yemek yemek için) olanak sağlar. 1930'larda ensülin şok tedavisi geliştirdi. Şeker hastalığını önlemek için kullanılan bir ilaç olan ensülinin tedavi amacıyla kullanılmasının sonucu komaya giren psikiyatrik hastaların durumunun genellikle komadan sonra düzelmesi herkesi çok etkilemişti. Şizofrenikler için ensülin tedavisine dayanan bir tedavi geliştirildi. Bu tedavi birbirini izleyen bir dizi ensülin komasını kapsar. Elektroşok tedavisinin ve psikoz durumunu tedavi edecek diğer ilaçların geliştirilmesi nedeniyle ensülin şok tedavisi artık kullanılmamaktadır. O "dönemde, sara ile şizofreninin birbirini dışladığı gibi yanlış bir kavram geçerli olduğu için, şizofrenik hastalarda yapay olarak sara nöbetlerine neden olacak yöntemle geliştirilmişti. 1933 yılında bu amaçla elektroşok tedavisi uygulanmaya başlandı. Beyinden iletilen bir elektrik akımı aracılığıyla hastada bir sara nöbeti başlatılırdı. Eskiden bu tedavi yöntemi genellikle ciddi kemik kırıklarına yol açardı, ancak çağdaş anestezi teknikleri sayesinde bu tedavi günümüzde çok fazla fiziksel sakınca olmaksızın uygulanabilmektedir. Ancak bu tedavi yöntemi beyin zedelenmesine neden olabildiği için buna karşı güçlü itirazlar yönetilmektedir. Bu nedenle psikiyatrik tedavi yöntemleri arasında önemsiz bir yer tutmaktadır. 1930'larda hastanın davranışlarını değiştirmeyi amaçlayan ruhsal cerrahi de geliştirildi. Orta beynin bir kısmı olan talamusun duyguların düzenlenmesine katıldığı ve ön beyin loplarının bu aynı duyguların algılanmasından büyük ölçüde sorumlu olduğu bilindiği için, talamus ile ön beyin lopları arasındaki sinir liflerinin kesilmesinin (ön beyin lobotomisi) hastanın hisleri ve korku duyguları üzerinde olumlu bir etkisi olacağı sanılmıştı. Daha sonraları, yalnızca bir tek beyin çekirdeğinin tahrip edildiği daha ileri cerrahi yöntemleri geliştirildi. Bu tür tedaviler histeri ve korkunun azalmasına yol açabilmelerine karşın o kadar çok önceden kestirilemeyen yan etkilere (duyumsamazlık ve kayıtsızlık gibi kişilik değişiklikleri) neden olmaktadırlar ki, bunlar günümüzde ender olarak ve o ancak son çare olarak uygulanmaktadırlar. Fiziksel tedavide ilaç tedavisi (farmakoz terapi) çok önemlidir. 1950'lerden beri birçok psikotropik ilaç (akli işlevleri etkileyen ilaçlar) geliştirilmiştir. | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Psikiyatrik Tedavi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |