Alt 20 Haziran 2013, 10:28   #1
Keyifli~Üye
 
Handan_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 28 Mart 2011
Mesajlar: 1.444
Handan_ is on a distinguished road
Puanlar: 5.094, Seviye: 1
Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Sinirlerinizi Korumanın 10 Kısa Yolu

ruh sağlığı - ruhsal terapi - özgüven - mükemmeliyetçilik - depresyondan korunmak


Yaşadığımız dünyaya ve kendimize mükemmeliyetçi bir zihinle yaklaşmamız hayatı ciddi bir biçimde zorlaştırır. Siyah •beyaz; ya hep ya hiç tarzında düşünen kişiler özellikle stresli zamanlarda, kişilik yapılarına göre ya kendileri depresyona girer veya da yakınlarındakilerin depresyona girmesine sebep olabilirler. Oysa dünyayı ideal veya tam zıddı olarak berbat gibi görmeyi seçebileceğimiz gibi yalnızca olduğu gibi görmeyi seçmek de mümkündür. İkilik sistemlerin haricindeki realiteleri ve düşünme yollarını hatırlamak sinirlerimizi koruyabilmek seçebileceğimiz bir olasılık olarak mevcuttur.


Mükemmeliyetçi, iyi veya kötü, siyah veya beyaz yaklaşımlarda kişi otomatik bir algılama süreciyle var olan dünyayla olması gereken dünya arasındaki farka odaklanır. Oysa her olaya böyle bir zihniyetle yaklaşamayız. Rahatsızlıklar veya değiştirilemeyen olumsuz durumlar karşısında bu düşünce kişiyi çökertir. Olması gereken yerine var olan dünyayı serinkanlı bir biçimde göğüsleyebilmek kişinin psikolojik sistemini korumak açısından oldukça önemlidir.


Böyle bir filtreleme becerisi edinmek, kişilik değiştirerek idealizmden vazgeçmek değildir. Yalnızca özel stres dönemlerinde insanın fiziksel, duygusal, zihinsel ve spiritüel bütünlüğüyle beraber sürekliliğini koruması için gerekli bir yöntemdir.


Çözüm üretemediğiniz zamanlarda mükemmeliyetçilik düşüncelerinize, sizin için olmazsa olmazlara dikkat edin. Nasıl mükemmeliyetçi olduğunuzu, size göre olması gerekenleri, ama olmayanları anlamak için zaman ayırın. Surgulanmamış gerekliliklerinizin size hayatı nasıl zorlaştırdıklarını belirlemenize yardım edecektir bu zaman. Stres yalnızca, yaşanan olayların niteliğiyle ilgili değildir. En az olayın kendisi kadar onu nasıl yorumlayıp değerlendirdiğimiz de ekstra stres yaratır.

Aşağıda kendinizi, gereklilik ve mükemmellik “saldırınızdan” koruyarak an’ınızı mahvetmemek için hatırlayabileceğiniz bazı yeni kavram ve düşünce yöntemleri bulunmaktadır, yeniliklere ve mutluluğa açık olanlara..


1-Mükemmeliyetçilik teoride, herhangi bir durumun kusursuz, tertemiz, hatasız olmasıdır. Geliştirmek ve iyileştirmek gereksizdir.


2-Pratikteki mükemmeliyetçilik ise, yine herhangi bir durumun daha fazla iyileştirilip düzeltilememesidir. Ancak harika veya tastamam olduğu için değil; bitirilmiş, sonlanmış, zaman aşımına uğramış, ve gerçekleşmiş olduğu için geliştirmek mümkün ve gerekli değildir.



Her iki durumda da geliştirme çabası gereksiz ve boşunadır, ancak sebepler birbirinden çok farklıdır. Pratikteki mükemmeliyetçilik, gerçekçi bir yaklaşımdır, neye gücünüzün yettiğini, neye yetmediğini fark etmek, nafile çabalamamaktır. Yapabileceklerinizi ve amacınızı doğru tanımlamaktır. Ölümcül bir rahatsızlığın pençesindeyken bana bir şey olmaz diye inanmak, hastalık için hiçbir tedbir almamak kişiyi daha da güçsüzleştirir. İyileşme umudunu koruyarak, reel hastalık gerçeğini yok saymadan, yapılması gerekenleri ihmal etmeden, hayatı daha kolay ve stressiz hale getirme yollarını oluşturmak pratikteki mükemmeliyetçiliğe bir örnektir.


3-Gerçekleşmiş, yaşanmış her an bütündür, tamamlanmıştır. Daha fazla geliştirilemez olması açısından bir çeşit mükemmelliktir. Bu düşünce Pollyannacılık veya hayalcilikten farklı olarak gerçekliğin en pratik halidir.


Örneğin, ilişkilerde tartışmalardan sonra çok sık yaşanır şu süreç: “Bana böyle bir şeyi nasıl söyler?”. Bu sorusu haklı bir sorudur, ancak üzerinde sürekli düşünerek üzülmeye değmez. Evet, onun bunları söylemesi tamamen sizinle ilgili değil, onunla da ilgili bir gerçekliktir. Onun saygısızlığı veya küstahlığıdır. Daha önemli olansa sizi bekleyen bir sonraki soru aşamasına cevap bulmak olmalıdır: “Ben şimdi onunla ilişkimde nasıl bir rota izlemek istiyorum”.


4-Hepimiz bu gerçekliğin içinde bulunuyoruz. Hiçbirimiz ne mükemmeliz ne de kusurluyuz. Mükemmel ve kusurlu sıfatlardır. Biz sıfatlardan ve sözcüklerden ibaret değiliz, sözcük değiliz. İkilik, siyah-beyaz sistemle kendimizi ve dünyayı tanımlamak aşırı basitleştirici ve yüzeysel bir yaklaşımdır. Şu ana kadar olduğumuz her şeyiz, bütünlüğümüzü ve derinliğimizi tek başına hiçbir sözcük tanımlayamaz. Böylesiliğimizle kendimiziz sadece.


5-Hayatlarımızda her ne olduysa olmaması gerektiğine inanmak, veya ne olmadıysa olmuş olması gerektiğini düşünmek nedensellik ilkesine aykırıdır. Evren kendisine göre prensipleri vardır. Biz bu prensipleri ihlal edemeyiz.


6-Gerçekliğin yalnızca “şu bölümü”nü istemek, “bu bölümü”nden hoşlanmamak ve istememek; veya kendimizin “bu bölümü”nü istemek ve “o bölümü”nü istememek anlaşılabilir bir durumdur. Bölünemeyen bir bütünlüğü bölmeyi “istemek” mümkün olmakla beraber, gerçekte bölmek mümkün değildir. Gerçeklik bu iken onu bölmek için girişilen her çaba gerçeklikten hayalciliğe doğru kaçıştır. Beraberinde muhtelif yan sorunları getirir.


7-Gerçekliği veya olan’ı iyi-kötü; mükemmel-kusurlu; uygun-uygun olmayan; başarılı-başarısız gibi ikilik sistemlere ayırmak yanlıştır. Yanlışlığın sebebi şudur: Gerçeğin olduğu gibi anlaşılmasını engeller, ayrıca gerçekliği çarpıtır. Sosyal ilişkilerde güç, saygınlık, hak kazanmak isteyenler kişiler genellikle olanları kasıtlı olarak çarpıtarak yalnızca bir parça gerçeklik kullanır. Ancak böyle bir parçalı gerçekliği kendimizle ilgili değerlendirmelerde kullanırsak hayalperest olarak kalmak söz konusudur.

Yaşanan bir şeyin yaşanmamış olması gerektiğine inandığımızda aklımız sürekli nasıl olsaydı daha doğru ve ideal olurdu düşüncesine takılı kalır. Yaşananı sürekli inkar etmek, görmezden gelmek veya reddetmek; olan’dan kaçmak ve olmayana karşı güçlü bir istek duymak; olmadığı için üzülmek, mükemmeliyetçi yaklaşımın getirdiği kaçınılmaz 1 ızdıraptır.


8-İçinde bulunduğumuz durumu ve koşulları görmezden gelmek, orada ve o anda olmayana takılı kalmak; bedenimiz bir yerdeyken aklımızın veya duygularımızın başka yerde olması sürekli tekrarlandığında varoluşsal düzeyde yok olmamız demektir. Bir başka deyişle kendimizi yok etmektir.Herhangi bir anda bütün evrenin bizim için toplayabildiği en iyi koşullar bize yeterli gelmiyorsa, ki bu içinde bulunulan süreçtir, kendimizden ne beklediğimizi ve nelere gücümüzün yettiğini yeniden gözden geçirmenin zamanı gelmiş demektir. Veya üzerinde çalışılacak problem yanlış tanımlanmıştır. Eşleriyle ilgili olarak “O kadar söylüyorum, açıkça ifade ediyorum, bağırıyorum, çağırıyorum, kavga çıkarıyorum, hala benim sevdiğim şeyleri yapmıyor” diyen pek çok kişi vardır. Denenebilecek tüm yollar denendiyse ve işe yaramıyorsa, amaç eşi eğitmek değil, o eşin sizi “duymadığı”, “anlamadığı” veya “anlasa bile yapmayacağı” gerçeğini kabul edebilmek olarak tanımlanmalıdır.


9-Olan’ı kabul etmek pasiflik, aptallık, zayıflık veya boynu büküklük değildir. Aksine, realiteyle iç içe olmak, farkındalıkla realitenin tam ortasında merkezlenmektir. Düşünce odağını geçmişe değil şu ana ve geleceğe çevirmektir. İçinde bulunduğunuz ana kadar yaşananların geliştirilemeyecek ve tamamlanmış olduğunu düşünmektir. Yine de geliştirilmesini düşünüyorsanız henüz yaşanmamış gelecek an’ları oluşturmak ve eskisinden farklılaştırmak için enerjinizi harcayabilirsiniz. Bunu yaparken de çabalarınızın sonuçlarını elinizden gelenin en iyisi olarak kabul etmek önemlidir: “ Benim yapabileceklerim bu kadarcık olamaz, daha fazlasını yapmam gerekir” düşüncesi boşa dönen bir çark içinde takılı kalmanıza sebep olur. Bu nedenle yapabileceklerimizi az veya çok olarak yargılamak yerine, gerçekçi bir biçimde kabul etmek bizi harekete geçirir. Okul yıllarında öğrencilere sınavlarda yapamadıkları soruları geçip yapabildikleriyle devam etmeleri öğretilir. Hayat problemleri için de aynı yöntem geçerlidir. Daha sonra geriye dönük olarak değerlendirmeler yapılabilir.


10-Her zamanki anlamıyla mükemmeliyetçiliği kusurlu olanı kusursuz hale getirme çabası olarak düşünüyorduk. Yeni formulde ise bu tanım “mükemmel olanı daha da mükemmelleştirmek” olarak düşünülüyor. Sıradan Olan’ı (ve onun mükemmelliğini) kabullenirken, aynı zamanda da gerçekliği, beğenmiyorsak eğer, birkaç dakika içinde daha da iyiye doğru geliştirebileceğimizi fark ederiz.

Böyle yapabildiğimizde şikayetler ve söylenmelerle daha fazla olaya bağlanmayız. Durumdan mesafe alarak daha sakin düşünebilme fırsatı yaratırız. Olup bitenleri “düzeltmek”ye ihtiyaç yoktur. An tamamlanmıştır. Kendi gücümüzü aşan olayları ve geçmişi değiştirmek için nafile çabalar içine girmeyiz. Bu anlamda düşünülünce duygusal, bedensel, zihinsel ve spiritüel enerjilerimizin tasarruf edilmesine ve bu enerjilerin daha faydalı, sonuç alınabilecek amaçlara doğrultulmasına vesile olur. Kısaca kişinin bütüncül sağlığını ve iyilik halini gözeten bir yaklaşımdır bu.


Şimdi önümüzdeki gelecek an’lara bakabilir ve geleceği mükemmelleştirebiliriz.

İlk adımı herhangi bir adımda her şeyin olabilecek en iyi durumda, yani mükemmel olduğunu düşünmektir. Aynı zamanda rahatlatıcıdır: Şu anki durum zaten harika olduğu için şimdiye kadar

Yıllarca mükemmelliğin teorik bir durum olduğu öğretildi. Mükemmeliyetçi insanlar, teorik olasılıklarla uğraşmaktan pratiğin dışında kaldılar, biraz bilerek biraz bilmeyerek.


Artık değişen dünyada mükemmelin ne olduğunu yeniden düşünme zamanındayız. Hiçbir zaman ulaşılamayacak bir mükemmeli kovalamak toplumsal bir aldatmacadır, bunun dışında durabilmek mümkündür. Herhangi bir anda yapabileceğinizin en iyisini yapıyor olduğumuzu ve/veya içinde bulunduğunuz gerçekliğin o an için olabilecek en optimum düzeydeki gerçeklik olduğunu anlamadığımızda, varoluşsal açıdan kendimizi yok etmiş oluruz. Değiştirilemeyeceği halde sürekli “Yeterince iyi değil, düzeltilmeli” çabasında olmak, eleştiri, şikayet durumuyla beraber agresyon, ve acılanma duygularını canlı tutar. Dolayısıyla kişinin kendisine zararlıdır, bir çeşit intihardır.


Öyleyse, olması gerekenleri bırakarak Olan’dan başka bir gerçeklik olmadığını kabul edelim ve olabilecekleri “mükemmelleştirelim”. Hepimiz mükemmeliz.



Klinik Psikolog Selen Fehimoğlu

Psikolog, Veritas Psikiyatri ve Beyinbilimleri Psikoterapisti.

Handan_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
Sinirlerinizi Korumanın 10 Kısa Yolu


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:29.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim kerebiçci kerebiçci oğuz kerebicci.com araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | istanbul travesti izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429