Sincap

İzmir'de, 'lösemi' teşhisi konulan 16 yaşındaki Merve Deniz Aktaş'ın, hastane enfeksiyonundan öldüğü saptanınca, annesi 34 yaşındaki Ebru Toker yıkıldı.

Ebru Toker, "Tedavisi çok iyi gidiyordu. İhmal sonucu hastanede enfeksiyon kapan yavrum, lösemiden değil enfeksiyon yüzünden yaşamını yitirdi. Şikayetçiyim" dedi.

Nevvar Salih İşgören Anadolu Lisesi 10'uncu sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Merve Deniz Aktaş'ın halsizlik hissetmesi ve şiddetli başağrısı çekmesi üzerine annesi ev kadını 34 yaşındaki Ebru Toker tarafından, geçen Ekim ayında, İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Yapılan tetkiklerde genç kızın 'lösemi'ye yakalandığı tespit edilince anne Toker, detaylı bir kontrol için bir gün sonra ilk evliliğinden olan kızı Merve Deniz Aktaş'ı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürdü. Burada yapılan kan tetkikleri sonucu da Merve Deniz'in 'Promyelositik Losemi AML M3' hastalığına yakalandığı belirlendi. Halk diliyle kan kanserine yakalandığını öğrendiği kızı Merve Deniz Aktaş'a gerçeği söyleyemeyen anne Ebru Toker, "Kemik iliğinde yetersizlik var. Ciddi bir şey değil. Tedavi olacaksın" diyebildi.

Hastalığından habersiz olan genç kızın yatışı yapıldı, hastanenin Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Ana Bilim Dalı'nda tedavisine başlandı. Toker'e, 4 kürlük bir tedavi uygulanacağı söylendi. İki kürlük tedavinin ardından yapılan tetkiklerinde hastalığın iyiye gittiği, gelişme olduğunun görülmesi üzerine de Merve Deniz Aktaş, geçen 19 Ekim'de hastaneden taburcu edildi. Aktaş'a belli aralıklarla da hastaneye gelip, kontrol yaptırması gerektiği belirtildi. Taburcu edilmesinin ardından geçen iki günün sonrasında rahatsızlanan Aktaş, tekrar hastaneye götürüldü. Tedaviye alınan Merve Deniz Aktaş, 6 gün sonra geçen 27 Ekim perşembe günü hastanede hayatını kaybetti.

Kızını kaybetmenin acısını yaşayan Ebru Toker, "Hastanenin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hemotolojisi Bilim Dalı'nda görevli bir profesör, ölüm haberini verirken, 'Şu an birşey diyemiyorum. Kanına bir mikrop karışmış olabilir' demişti. Bunun üzerine bana verilen Çocuk Yoğun Bakım çıkış özetini incelemeye başladım. Kan kültüründe 'acinetobacter' üremesi yazdığını görünce araştırdım. Bunun kuvvetli bir hastane enfeksiyonu olduğunu öğrendim. Ankara'da ve İzmir'de tanıdığım doktor arkadaşlarıma da yazıyı gösterdim. Yazıyı inceleyen doktor arkadaşlarım da enfeksiyon nedeniyle kızımın yaşamını yitirdiğini söyledi" dedi.

HASTANE HERHANGİ BİR İHMALİN BULUNMADIĞINI BELİRTTİ

Konuyla ilgili hastaneye dilekçe yazdığını ve bir ihmalin bulunup, bulunmadığını sorduğunu ifade eden Ebru Toker, Başhekim Mehmet Ali Özcan imzalı, 22 Aralık'da gelen yazıda, "Dilekçeniz incelendi. Ek'teki Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nın yazısında hastamızın tedavisi sırasında herhangi bir ihmal ya da ilgisizliğin olmadığı ifade edilmektedir. Hastamızı kaybetmekten dolayı üzüntülerimizi ifade eder, size ve ailenize başsağlığı dileklerimi iletirim" denildiğini belirtti.

"SUÇLULAR CEZASINI BULSUN, DAVA AÇACAĞIM"

Dilekçesine gelen cevabın doğruları yansıtmadığını öne süren Ebru Toker, "Kızımı lösemiden kaybetsem, biraz daha az acı çekeceğim. Ama geçirdiği 2 kür tedavi safhasından sonra 'Durumu çok iyi' denildi. Sonra kaptığı enfeksiyon sonucu öldüğünü öğrendim. Bu çok acı verici. Biz örnek olalım ki başka anaların yüreği yanmasın. 16 yaşındaki güzeller güzeli kızımı kaybettim. Türkiye sesimi duysun. Umarım kimse böyle bir acı yaşamaz. Hakkımı arayıp, dava açmayı düşünüyorum. Savcılığa da gidip, suç duyurusunda bulunacağım. Bu hastaneleri düzeltsinler" dedi.