20 Haziran 2013, 05:51 | #1 | ||||||||||||||||||||
NetteKeyif Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
| Kanserin Etmenleri kanser hastalığına sebep olan etmenler - kanserin nedenleri - kanser belirtileriVücudun herhangi bir yerinde ele gelen kitle, ses kısıklığı, inatçı öksürük, kapanmayan yaralar ve kanamalar kanser belirtisi olabilir. Kanser, giderek önemli bir sağlık meselesi haline geliyor. Yeni bin yılın eşiğinde tam 10 milyon yeni kanser vakasının oluşacağı ve yıl içinde 6 milyondan fazla kişinin de kanser nedeniyle öleceği hesaplanıyor. Türkiye’de 2 milyon kanser hastasının olduğunu belirten uzmanlar bunlardan yüzde 50’sinin tedaviyi aksatmadan sürdürdüğünü belirtiyorlar. Kanseri kabaca “hücrelerde meydana gelen ve kontrolsüz ilerleyen çoğalmalar” olarak tarif edilebileceğini belirten uzmanlar tedavide en müessir yolun ise “erken teşhis!” olduğunu söylüyorlar. Belirtileri nelerdir? İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Aykan’a göre erkeklerde akciğer kanseri , prostat ve kalın bağırsak kanserleri, kadınlarda da meme, rahim ağzı, akciğer ve kalın bağırsak kanserleri sık görülüyor. Kanser belirtileri ortaya çıktıktan sonra artık hastalığın ilerlediği anlaşılır. Kanserin oluştuğu yere göre belirtileri vardır. Vücudun herhangi bir yerinde ele gelen kitle, ses kısıklığı, inatçı öksürük, dışkılama düzeninde değişiklik, derideki benlerin şekil, büyüklük ve renk değişiklikleri, kapanmayan yaralar ve kanamalar kanser belirtisi olabilir. Önlenebilir mi? Kansere neden olduğu bilinen etkenlerin uzaklaştırılması tedbirler arasında ilk sırayı alır. Beslenmenin düzenli olması, sigarayı bırakma, aşırı alkolden kaçınma, güneş altında kalınan süreyi azaltmak, örtünmek ya da şemsiye kullanmak, düzenli egzersiz yapmak, gayrimeşru cinsel ilişkilerden kaçmak önemlidir. Bunlardan sonra daha çok “kimyasal korunma” olarak ifade edilen vitaminlerle kalsiyum ve selenyum gibi minerallerden oluşmuş gıda takviyeleri kanser tedavisinde önemli silahlardır. Cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi ile birçok vakanın ortadan kaldırılabildiğini belirten Prof. Dr. Aykan, alınabilecek tedbirleri şöyle sıraladı: “Prekanseröz hale gelmiş hücrelere karşı, kanser oluşmadan da yapılabilecek şeyler var. Bunlar arasında genetik testler ve ayrıntılı sağlık kontrollari (check-up) sayılabilir. Rahim kanseri riskine karşı Smear test, kolorektal kanserlere karşı kolonoskopi ile kalınbağırsağın incelenmesi ve dışkıda gizli kan aranması, ciltteki benlerin ve güneş lekelerinin belirli aralıklarla kontrolü, mamografi denilen usullerle meme dokusunun görüntülenmesi ile kanserleşme riski yüksek oluşumlar zamanında tesbit edilir. ” Aspirini küçümsemeyin Baş, diş ağırısı gibi kısa süreli ağrılarda tercih ettiğimiz aspirin düzenli kullanıldığında kalınbağırsak (kolon) ve rektum kanserleri ile selim tümörleri olan adenomlara karşı kendini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Aykan, “Aspirin’in koruyucu etkisi, yemek borusu ve mide gibi sindirim kanalının diğer organlarıyla, meme kanserinde de ispatlandı” şeklinde konuştu. Kalınbağırsak ve kolorektal rektum kanserlerinde düzenli aspirin kullanımının kanser oluşumunu %40 oranında önlediğini söyleyen Prof. Dr. Aykan, “Aspirin bu etkisini, hücrenin kontrolsüz çoğalmasını önlemek (antiproliferatif etki), programlanmış hücre yaşam süresini düzenlemek (apoptosis etki) ve karsinojenlerin neden olduğu bağışıklık azalmasını engellemek (immün etki) yoluyla gösteriyor” açıklamasında bulundu. Kanserin yaş seyri Vakalar değerlendirildiğinde, kanserlerin 25 yaşında artmaya başladığını ve 45-64 yaş grubunda ise zirveye çıktığını kaydeden Prof. Dr. Faruk Aykan, erkeklerde kadınlara oranla kanserin daha fazla görüldüğünü söyledi. Zararlı ışınlar saçan Radyoaktif maddelerin, tümör oluşumunu kolaylaştırdığını ifade eden Prof. Dr. Aykan, “Diğer etkenler arasında, güneş ışınına fazla maruz kalmak, bazı dokuların devamlı tahriş olması, kişinin bağışıklık sistemindeki zayıflıklar ve kalıtımla geçen hastalıkları sayabiliriz” dedi. Güneşin şakası yok CHICAGO - Amerikalı bilim adamları, önlenebilir cilt kanserinden ölümlerin arttığını belirterek, hadisenin gitgide daha korkutucu olmaya başladığını açıkladılar. Sadece bu yıl içinde ABD’de 1 milyon 300 bin yeni cilt kanseri vakasının meydana geleceğini hesaplayan araştırmacılar, bunlardan en az 10 bininin ölmesini bekliyorlar Cilt kanserinin yaygın türleri skuamöz ve karsinoma erken teşhisle tedavi edilebiliyor, ancak melanoma hastaları için durum çok farklı. 2001 yılında yaklaşık 7 bin 800 Amerikalı’nın melanomadan öleceği tahmin ediliyor. Doktora başvurun New Jersey Üniversitesi araştırmacılarından Dr. John E. Vine, vücudun diğer organlarına yayılma gösteren melanomanın gençlerde de artmaya başladığını ve 20 yaş civarındaki melanoma hastalarının sayısının şaşırtıcı olduğunu açıkladı. Çocukların da tehlike altında olduğunu belirten bilim adamları, cilt üzerindeki herhangi bir değişiklik anında doktora başvurulması gerektiğine işaret ediyorlar. Cilt kanseri, 1970’li yıllardan beri yılda yüzde 6 artıyor. Bunda kalıtımın da rolü var ancak daha ziyade güneşten kaynaklanıyor. Güneşten uzak durun Uzmanlar, çocukların öğle saatlerinde güneşten uzak tutulmasını, plajlarda şemsiye kullanılmasını, uzun kollu koruyucu t-shirt giyilmesini tavsiye ediyorlar. Koruyucu kremler ne yazık ki adları gibi değil. Onlarla güneşten korunacaklarını sananlar aldanıyorlar. Kolları ve bacakları da örten açık renkli elbiseler en iyi koruyucu. Yakında yüzünü gözünü saranları görürseniz şaşmayın. Amerikan kanser kuruluşu, yeni bir eğitim kampanyası ile halkını güneşten korunmaya davet edecek. Kanser birliğinin ‘Slip, Slop, Slap’ kelimelerini anons olarak kullanacağı açıklandı. Slip, plajlarda T-shirt giyinmek gerektiğini, Slop, güneş kremi kullanmayı, Slap ise şemsiye kullanmanın gölgeye çekilmenin önemini vurguluyor. Kanserin baş aktörü sigara Çağımızın en tehlikeli hastalığı olarak bilinen kanser, her biri konusunda uzman yurtiçi ve yurtdışından gelen bin 500 civarında doktorun katıldığı 15. Ulusal Kanser Kongresi’nde enine boyuna masaya yatırıldı. 23-27 Nisan tarihleri arasında Antalya Kemer’de bulunan Mirage Park Resort Otel’de gerçekleştirilen kongrede kanser hastalığında dünyada ve ülkemizde tanı ve tedavi yöntemlerindeki en son gelişmeler ele alındı. Panel ve sempozyumlarda her zaman olduğu gibi yine başta sigara olmak üzere tütün mamüllerinin kansere yol açan en büyük sebep olduğu ısrarla belirtildi. Özellikle küçük hücreli kanser türlerinde sigaranın en büyük sebep olduğu, bu hastalığın en iyi tedavisinin sigara içmemek, içilen ortamda bulunmamak ve sigarayı bırakmak olduğu hatırlatıldı. Kongrede şu ana kadar dünyada geliştirilen bütün kanserle tedavi yöntemlerinin sigarayı bırakmak kadar etkili olmadığı vurgulandı. Sigaranın kansere yol açtığının ilmen tespit edildiğine dikkat çeken kanser uzmanları, sigara ve tütünle ilgili, kanser ve kanser dışı hastalıklardan her yıl yaklaşık 5 milyon kişinin öldüğünü bu gidişatla 2030 yılına kadar bu rakamın günlük 10 milyona çıkabileceğini belirtiyorlar. Kongre Başkanı Prof. Dr. Şevket Ruacan ve Kongre Sekreteri Prof. Dr. Tezel Kutluk, kanser vakalarının üçte ikisi gelişmekte olan ülkelerde görüldüğü halde kanser tanısı ve tedavisi konusunda şimdiye geliştirilen kaynakların üçte ikisinin gelişmiş ülkelerde kullanıldığına dikkat çektiler. Prof. Dr. Ruacan, kanser tedavisinde son 20-30 yılda yaşanan gelişmeler sayesinde bir çok kanser türünde tedavi edilebilirlik oranının arttığını belirtti. alıntı | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Kanserin Etmenleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |