20 Haziran 2013, 09:50
|
#1 |
Keyifli~Üye
Üyelik tarihi: 06 Mayıs 2011
Mesajlar: 1.125
Puanlar: 4.368, Seviye: 1 | Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan | | Alzheimer Nedir alzheimer hastalığı hakkında - alzheimer hastalığının seyri nasıldır - alzheimer hastalığının tedavisi Alzheimer hastalığında bütün beyin aynı anda hastalanmamakta, hastalık öncelikli olarak bazı beyin yapılarını seçmektedir. Bu yapılar bellek (hafıza) ile ilgili yapılar olduğu için hastalığın erken bulguları unutkanlık gibi belleği ilşkin aksamalardan oluşur. Hastalığın ilerleyen evrelerinde diğer beyin yapıları da etkilendiği için hastalık belirtileri ağırlaşmaktadır. Bazı hastalarda sağ beyin, bazı hastalarda sol beyin daha ön planda hastalıktan etkilenebildiği için belirtilerde hastalar arası değişkenlik gözlenebilmektedir.
Hemen hemen her Alzheimer hastası muhtemelen sadece bellek bozukluğunun olduğu ve tanı kriterlerine göre Alzheimer hastalığı denilemiyen bir erken klinik evreden geçmektedir. Şu anda Alzheimer hastalığı ile ilgili araştırmaların en yoğun odaklandığı evre işte bu evredir. Bir grup araştırmacının Hafif Bilişsel Bozukluk (Mild Cognitive Impairment) adını verdikleri bu evre Alzheimer hastalığında sebebe yönelik tedavi arayışlarının ve hastalık mekanizmalarına yönelik soruların en önemli hedefidir. Hastalığın birinci klinik evresi olarak adlandırılabilecek bu amnestik evreye hakim olan tablo başlıca yakın bellek, özellikle de olaya ilişkin bellek bozukluğudur. Yakın geçmişte yaşanan bir olayın hatırlanmaması bu mekanizma ile gerçekleşmektedir. Yıllar boyu sürebilecek olan bu dönem başlangıçta günlük yaşamı etkilemeyebilir, hekimler için de bu dönemde bir kişiyi değerlendirip tanı koyabilmek ancak ayrıntılı bir klinik değerlendirme, nöropsikolojik testler ve zaman içinde izleme ile mümkün olur.
İkinci evreye ulaşıldığında artık bir demansiyel sendrom tanısını koymayı mümkün kılacak bir tablo yerleşmiştir: bellek bozukluğunun yanı sıra dikkat, dil ve/veya görsel mekansal işlevlerdeki bozukluk tabloya eklenmiştir. Tüm bu bozukluklar günlük yaşamı etkiler hale gelmeye başlamıştır. Bu evrede bağımsız yaşam sürmek iyice imkansız hale gelmiştir. Bazı kişilerde davranışsal değişiklikler ve kişilik değişiklikleri de görülebilir. Giderek günlük yaşama ilişkin temel konularda sorunlar başlar ve hasta yakınlarından/bakıcılarından destek almak zorunda kalır. Temel beslenme, hijyen, giyinme, korunma, fiziksel güvenlik, sosyal etkinlikler ve mali konularda tam bir destek gereksinimi vardır. Hastalık ilerledikçe fiziksel hareketlilikte olduğu gibi temel bedensel gereksinimlerde de kontrol zayıflaması olur. Bu dönemde idrar kaçırma gibi sorunlar başlayabilir. Sözel iletişim iyice sınırlı hale gelebilir, ya dil iyice bozulmakta ya da içerik fakirleşmektedir. Fiziksel güçlüklerin artışı ile düşmeler başgösterebilir ve giderek tekerlekli sandalyeye bağlılık ve yatalak olma dönemine geçilebilir. Bu dönemde geçirilen akciğer enfeksiyonu, idrar yolları enfeksiyonu gibi herhangi bir ek hastalık, ya da az su içmeye bağlı ****bolik sorunlar hastanın genel durumunu hızla bozabilir. Giderek yutma güçlüğü olabilir. Burada hastanın beslenme bozukluğu sonucu kısır bir döngüye girerek hızla kötüleşmesinin önüne geçmek gerekir. Bazı hastaların yakınları yutma güçlüğü başladığı zaman beslenme desteklerine başvurulmasını istemektedirler. Bunlardan birisi mideden direk besleme yöntemi olan PEG'dir. Bu dönemde hastalar yatalak hale geldiği için adeta yeni doğmuş bir bebek gibi bakılmaları gereklidir. Yatak yaraları açılması riski yüksektir. Bunun için en az bir kişinin hastanın bakımı ile meşgul olup bu tür komplikasyonlardan hastayı koruması gereklidir. Yaşamsal düzenlemeler bölümünde okuyacağınız gibi tüm düzen hastanın her hastalık evresinde değişen ihtiyaçlarına göre kurulmalıdır.
alıntıdır |
| |