20 Haziran 2013, 09:50 | #1 | ||||||||||||||||||||
Keyifli~Üye Üyelik tarihi: 06 Mayıs 2011
Mesajlar: 1.125
| Kronik Kan Kanserleri kan kanseri - lösemi hastalığı - kronik kan kanserinde tedaviDeğişik hücre tipli akut kan kanserlerinin tersine kronik kan kanserinde lenfo-siter ve miyeloit biçimler çok değişik klinik belirtilere yol açar. Lenfositer bi-Çİmde aşın dalak büyümesi belirgindir; miyeloit biçimdeyse bütün vücuttaki derin ve yüzeysel lenf düğümlerinde aynı anda belirgin bir şişme gözlenir. • Kronik miyeloit lösemi – Kronik miyeloit lösemi bir erişkin hastalığıdır; en çok 30-60 yaş arasında görülür, 25 yaş altında çok enderdir ve çocuklarda kesinlikle ayrıksı bir durumdur. Ayrıca kadınlarda erkeklerden daha sık rastlanan tek kan kanseri biçimidir. Bütün kan kanseri biçimleri arasında en belirtisiz başlayan türdür. Sıradan kan tahlili ya da check-up sırasmda rastlantıyla saptanan olgularda hastalığın klinik belirtilerinin, kan tablosu değişikliklerinden 2-3 yıl sonra ortaya çıktığı belirlenmiştir. Hastalığın en temel bulgusu, belirgin ve kimi zaman aşırı boyutlara ulaşabilen dalak büyümesidir. Dalak büyümesi görülmeyen olgularda kronik miyeloit tanısı çok kuşkuludur.En erken ve sık ortaya çıkan öteki belirtiler, karın ve sindirim sistemiyle ilgili olarak dalak büyümesinin yol açtığı yakınmalarıdır (sindirim güçlüğü, karında gerginlik ve dolgunluk duygusu, kimi zaman karnın sol yanında ağırlık duygusu ve ağrı). Sistemik (genel) ya da karın ve sindirim sistemine ilişkin belirtiler genellikle daha geç ortaya çıkar. Bunlarla birlikte görülen Öteki belirtiler kansızlıktan kaynaklanan yakınmalar (halsizlik, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi vb) ya da ****bolizmanın hızlanmasına bağlı bulgulardır (örneğin hızlı kilo yitimiyle birlikte genel durumun bozulması). Kronik miyeloit lösemide kanda ürik asit artışı da sık görülür. Bunun sonucunda böbreklerde oluşan ürik asit taşları, ağrı nöbetlerine yol açar. • Kan tablosu – Kronik miyeloit lösemide kan ve kemik iliğindeki en belirgin özellik genel dolaşımda granülosit dizisinden olgunlaşmamış hücrelerin görülmesidir. Bu hücrelerde belirgin bir biçimsel olağandışılık bulunur. Kemik iliğinde ise ilik hücreleri belirgin Ölçüde artmıştır. Akyuvar sayısında da önemli bir artış vardır, ama bu, çeşitli olgularda hatta aynı olguda büyük farklılık (15.000-500.000/mm3 arasında) gösterir. Akyuvar sayısının normal ya da normalin altında olması oldukça enderdir; akyuvar sayısındaki artış hastalığın neredeyse değişmez bir bulgusudur. Sayıları mutlak olarak artan akyuvarlar, miyelosit ve ****miyelositlerin çoğunlukta olduğu nötrofîl granüloblastlar ve granülositlerden oluşur. Kronik miyelo-it lösemide görülen bu akyuvarlar normal biçimlerim bir ölçüde yitirmiş, anormal yapıda hücrelerdir. Kemik iliğinde biçimsel anormallik gösteren granüloblastlar arasında genellikle miyelo-sitler ağırlıktadır. Ama genel dolaşım kanında olduğu gibi kemik iliğinde de bu hücrelerin bütün oluşum evrelerinin görülmesi nedeniyle, akut kan kanserlerinin önemli bir özelliği olan “lösemi hiatusu”na rastlanmaz. Granüloblast artışı bütün hastalık dönemi boyunca değişmeyen bir bulgudur. Öte yandan has-lalığın başlangıcına ait tipik bir bulgu olan belirgin megakaryosit artışı, hastalık boyunca azalma eğilimi göstererek ileri evrelerde normalin altına iner. Eritroblast serisindeki bozukluk ise hastalığın başlangıcında görülmeyip ileri evrelerde ciddi boyutlara vanr.Kemik iliğindeki bu değişikliklerle birlikte dolaşım kanında da trombosit sayısmda giderek azalma ve ağır kansızlık gelişir. Hastalık tedavi edilmediğinde kronik bir gidiş gösterir: Tüm gelişim evrelerinde akyuvar sayısında artış ile ortaya çıkan alevlenme dönemlerini, kendiliğinden iyileşme dönemleri izler; ortalama yaşam süresi 3 yıldır. Ama yüzde 25 oranında 5-10 yıl yaşayan olgular da bildirilmiştir. Dalakta ilerleyici bir büyüme vardır, kansızlık giderek ağırlaşır ve genel durum kaşeksiye (zafiyet) varacak ölçüde bozulur. İleri aşamada kanama ve enfeksiyonlar da gelişebilir. Olguların çoğunda son evrede “akut terminal blastik kriz” adı verilen bir tablo gelişir. Çoğunlukla ani biçimde, bazen de yavaş ortaya çıkan ve önlenemeyen bu durum, akut kan kanserlerinin klinik ve kan belirtilerini andırır. Günümüzdeki tedavi yöntemleriyle hastaların çoğunda normal yaşam koşullan, çalışma etkinliği ve klinik-kan tablosunda iyileşme sağlanabilmektedir. Akut kan kanserlerinde olduğu gibi kronik miyeloit lösemide de gidişin önceden kestirilebilmesi için bazı özelliklerin bilinmesi gerekir. Tanı aşamasında alyuvar sayısı normal ya da en azından 3.000.000/mm3′ten yüksek, trombosit sayısı normal ve akyuvar sayısı belirgin ölçüde artmış (50.000/mm3′ten yüksek) olan hastalar genellikle daha uzun yaşar. Buna karşın kansızlığın hızlı gelişmesi, olgunlaşmamış hücre ve bazofil sayısının artması, dalak büyümesinin giderek ilerlemesi, lenf düğümlerinin büyüyüp yüzeysel lenf bezlerinin şişmesi, ışın ve ilaç tedavisine direnç gelişmesi, kötü gidişe işaret eden bulgulardır. Kronik miyeloit lösemi tedavisi, dalağın ışınlanması ve/ya da ilaç tedavisinden oluşur. Ayakta uygulanabilmesi ve ekonomik olması nedeniyle, ilaç tedavisi günümüzde daha yaygındır. Kan kanseri tedavisinin yarattığı sorunlardan biri de masrafların yüksekliğidir. • Kronik lenfositer lösemi – Kronik lenfositer lösemi, öteki bütün kan kanseri tiplerinden çok farklı klinik belirtiler gösterir. Hastalık çok yavaş gidişli-dir ve uzun süre hiçbir belirti görülmez. Hastalar genellikle başka nedenlerle yitirilir. Bu hastalığı öteki kan kanserlerinden ayıran özellik, kanserli lenfositlerin normal lenfositlerden ayırt edile-memesidir. Görülme sıklığı yaşla birlikte artan kronik lenfositer lösemi, çocuklarda hiç görülmez ya da ayrıksı bir durumdur; 40 yaşm altında ise çok enderdir. • Klinik tablo – Kronik lenfositer löseminin başlıca klinik belirtileri, lenf düğümlerinde büyüme, dalak büyümesi, genel durumun ve kan tablosunun giderek bozulması ve enfeksiyon biçiminde komplikasyonlardır. Derin ve/ya da yüzeysel lenf düğümleri genellikle iki yanlı olarak ve bir mandalinanın boyunu aşmayacak ölçüde büyümüştür; hareketli ve ağrısızdır, fisrülleşme görülmez. Dalak büyümesi kronik miyeloit lösemideki kadar belirgin olmasa da, hemen hemen her zaman görülür.Uzun süre iyi olan genel durum ve kan tablosu, hastalığın ileri evrelerinde giderek bozulur. Kanda antikor ve nöt-rofillerin azalması sonucunda, özellikle solunum ve idrar yolları enfeksiyonları gelişir. Sık gelişen bu komplikasyonlar, hastaların ölümüne yol açan başlıca nedenlerdendir. • Kan tablosu – Kronik lenfositer lösemide kan ve kemik iliğinin başlıca özellikleri, kanda lenfosit ağırlıklı bir akyuvar artışı ve kemik iliğinde az çok belirgin lenfosit artışıdır. Genellikle 100.000/mm3′ü aşmayan bir akyuvar artışı ön plandadır. Ama akyuvar sayısının normal ya da normalin altmda olduğu olgular da bilinmektedir. Gene de lenfosit sayısının artarak dolaşımdaki akyuvarların yüzde 90-99′unu oluşturması tipik bir bulgudur. Bu duruma, akyuvar sayısı normal ve sağlıklı görünen kişilerde rastlanması son derece anlamlıdır. Lenfositlerin büyük çoğunluğu olgunlaşmıştır ve biçim bakımından normal lenfositlerden çok farklı değildir. Kronik lenfositer lösemide lenfositler, görünüşte normal biçimli olmalarına karşın, işlevsel açıdan normal lenfositlerden farklıdır. Kemik iliğinde lenfosit egemenliği belirgin denebilecek ölçüdedir. Hastalık ilerledikçe lenfositler giderek çoğalır ve normal kemik iliği dokusuna tümüyle yerleşerek buradaki sağlam dokunun azalmasına neden olur. Bununla birlikte kansızlık ile genel dolaşımda granülosit ve trombosit azalması görülür. • Hastalığın gidişi, sonlanması ve tedavisi – Alevlenme ve gerileme dönemleriyle kronik bir gidiş gösteren kronik lenfositer lösemi, olguların çoğunda Çok yavaş ilerler. Hastalığın, tanı öncesinde bazen hiç belirti vermeden uzun zaman varlığını sürdürmesi ve 10-20 ya da 25 yıl yaşayan hastaların bilinmesi, kronik lenfositer löseminin sanılandan daha yavaş geliştiğini düşündürmektedir. Gene de hastalığın çok değişken bir gidiş gösterdiği unutulmamalıdır. Sık rastlanan ve orta şiddette seyreden hastalık biçiminin yanı sıra iyi ve kötü huylu kronik lenfositer lösemiler de bilinmektedir. Genellikle ileri yaşlarda rastlanan iyi huylu kronik lenfositer lösemi, yıllarca belirtisiz seyredebilir; lenf düğümlerinde hafif büyüme, her zaman gözlenmeyen dalak büyümesi, genel durumun iyiliği ve lenfosit egemenliğindeki akyuvar artışı dışında normal görünen kan tablosu, hastalığın iyi huylu biçimine Özgü bulgulardır. Kötü huylu biçimlerde ise dalak ve lenf düğümlerinde hızlı büyüme, ilk evreden başlayarak yüksek ateş, genel durumda hızlı bir bozulma, erken dönemde kansızlık ve trombosit sayısmda azalma görülür. Ama bu hızlı gelişim, kötü huylu hastalığın kendisinden çok, hastalığa geç tanı konabilmiş olmasıyla açıklanabilir. Sonlanmanın belirlenmesinde, kan tablosuna ait bilgiler çok önemlidir. Ağır kansızlık, trombosit ve granülosit sayılannm düşmesi, dikkatle değerlendirilmesi gereken verilerdir.Kronik lenfositer lösemi tedavisi de dalağa ışınım verme ve ilaç tedavisinden oluşur. Ayakta uygulanabilen ilaç tedavisine günümüzde daha sık başvurulmaktadır. alıntı Kan Kanserleri - Lösemiler | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Kronik Kan Kanserleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |