Alt 20 Haziran 2013, 09:56   #1
Keyifli~Üye
 
Handan_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 28 Mart 2011
Mesajlar: 1.444
Handan_ is on a distinguished road
Puanlar: 5.094, Seviye: 1
Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Otoimmünite Ve Otoimmün Hastalıklar

otoimmün hastalık - immün sistem - otoimmün hastalıklar - bağışıklık sistemi - bağışıklık sistemi hastalıkları - otoimmün hemolitik anemi - otoimmün hastalıkları - pernisiyöz anemi

OTOİMMÜNİTE VE OTOİMMÜN HASTALIKLAR


İmmün sistemin (bağışıklık sisteminin), çalışma alanı ve amacı dışına çıkarak, yabancı antijenlerle reaksiyona girmesi yerine vücudun kendi antijenlerine (dokularına) saldırmaya odaklanmasını, ilk kez Paul Ehrlich isimli araştırmacı ototoksik (kendi kendine verilen toksik cevap) terör "horror autotoxicus" olarak tanımlamıştır. Kişinin otoreaktif (kendine cevap veren) lenfositlerinin saldırılarından korunmada yetersiz kalması ve kendi dokularına karşı uygun olmayan cevap üretmesine “otoimmünite” adı verilir. T ve B lenfositlerin olgunlaşması sırasında otoreaktif lenfositlerin tümü yok olmaz. Normal sağlıklı bireylerde de olgun ve otoreaktif lenfositler dolaşımda bulunabilmektedir. Bu lenfositlerin aktivitesinin klonal anerji (duyarsızlık = cevapsızlık) veya klonal süpresyonla (baskılanma ile) düzenlenmesi gerekmektedir. Düzenlenmede ortaya çıkan hatalar, otoreaktif T ve B lenfositleri aktive eder ve otoantijenlere (kendi dokularımıza) karşı antikor veya hücresel bağışıklık sistemine ait cevaplar oluşur. Hücre ve organlarda ciddi hasarlar ve bazen ölümcül olaylar meydana gelir. Hücre veya organ hasarlarına, antikorlar ve T lenfositleri neden olur.


Antikor aracılığıyla gelişen hücre hasarının en iyi örneği, otoimmün hemolitik anemi (OHA)' dir. OHA' de, eritrosit (kırmızı kan hücreleri) yüzeyinde bulunan antijenler, otoantikor (OA)' lar tarafından tanınır, eritrosit yıkımı ve sonucunda da anemi (kansızlık) gelişir. Otoimmün bir tiroid hastalığı olan Hashimoto tiroiditi (HT)' nde oluşan OA' lar tiroid peroksidaz (TPO) ve tiroglobulin (TG) gibi dokuya spesifik antijenlerle reaksiyona girer ve ciddi doku hasarına neden olurlar. Birçok otoimmün hastalık, direkt olarak T lenfositleri tarafından oluşturulan doku hasarı ile karakterizedir. Bunun tipik örneği, romatoid artrit (RA)' tir. RA' te, otoreaktif T lenfositleri eklem dokularına saldırır, inflamatuvar (iltihabi) cevap oluşturarak eklemde şişme ve doku yıkımına neden olur. Benzer şekilde, insüline bağımlı diabetes mellitus (IDDM = Tip 1 DM) ve multipl skleroz (MS) gibi hastalıklar da primer olarak otoreaktif T lenfositlerinin etkisiyle ortaya çıkmaktadır.


OTOİMMÜN HASTALIKLARIN SPEKTRUMU


İnsanlardaki otoimmün hastalıklar, organa spesifik (özgül) ve sistemik otoimmün hastalıklar olmak üzere iki kategoriye ayrılarak incelenir. İlk grupta, dokuda bulunan antijenlerle reaksiyona giren OA' lar doku hasarına neden olurken; ikinci grupta, dokularda biriken immün kompleksler (antijen + antikor bileşimleri) nedeniyle inflamasyon (iltihap), kompleman (yıkıcı bir takım proteinler) aktivasyonu ve fagositlerin (antijenleri yutan hücreler) bölgede birikimi ortaya çıkar. Bu tür hastalıklar, insanların %5-7' sini etkiler ve genellikle kronik ve sakat bırakıcı durumlara neden olurlar.


ORGANA SPESİFİK OTOİMMÜN HASTALIKLAR


Bu hastalıklarda, immün cevap direkt olarak sadece bir organ veya bezde bulunan antijenleri hedef alır. Bu nedenle, ortaya çıkan bulgular büyük oranda hedef organa aittir. En sık hedef olan organlar; tiroid, böbrek üstü (adrenal) bezi, mide ve pankreastır. Bu tip otoimmün hastalığı olan kişilerde birden fazla otoimmün hastalık bir arada oluşabilmektedir. Gastrik (midede) otoimmüniteye bağlı pernisyöz anemili hastalarda, normal insanlara göre daha yüksek oranda tiroid OA' ları olabilmektedir. Tersi de mümkündür; yani, tiroid otoimmünitesi olan hastalarda mide OA' ları saptanabilmektedir. Hedef organın hücreleri direkt olarak lenfositler, makrofajlar ve plazma hücreleri tarafından yoğun şekilde saldırıya uğrarlar. İnflamatuvar (iltihabi) cevap sonunda tiroid bezi büyür ve guatr ortaya çıkar. Tiroid bezinde iyot tutulumuna katılan tiroglobulin ve tiroid peroksidaz ve diğer tiroid proteinlerine karşı oluşan OA' lar, iyot tutulumunu etkiler ve tiroid hormonlarının üretimi azalır (hipotiroidi gelişir).


Pernisiyöz anemi ve otoimmün hemolitik anemi gibi otoimmün anemiler ilaçların başlattığı otoimmün cevaplar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Pernisiyöz anemide mide-barsak sisteminden B12 vitaminin emilimini sağlayan intrinsik faktöre karşı oluşan OA' lar nedeniyle B12 vitamini eksikliği ve buna bağlı anemi oluşur. Bu yüzden bu hastalarda B12 vitamininin ağızdan verilmesi işe yaramaz; bu vitaminin enjeksiyon şeklinde (kabadan) verilmesi gerekmektedir. Otoimmün hemolitik anemili hastalarda eritrosit (kırmızı kan hücresi) antijenlerine karşı oluşan OA' lar; kompleman aracılı parçalanma veya antikor aracılı olarak eritrositlerin fagosit hücrelerince yutulmasına sebep olur. Otoimmün anemilerin bir kısmı, ilaçların indüklemesiyle ortaya çıkar; penisilin veya metildopa (Hipertensiyon ilacı) ile değişmiş olan eritrositler, antikor aracılı veya hücresel mekanizmalarla hasara uğrayabilir.


İnsüline bağımlı diyabet (IDDM), böbrekte görülen Good Pasteur Sendromu, Tiroidde görülen Graves (Basedow) Hastalığı, Myastenia Gravis gibi nörolojik hastalıklar da organa özgül diğer otoimmün hastalık örnekleridir.


SİSTEMİK OTOİMMÜN HASTALIKLAR


Sistemik otoimmün hastalıklarda, çeşitli hedef antijenlere yönelik cevaplar oluşarak sayısız organ ve dokuda hasarlar gelişir. Genellikle, romatolojik hastalıklar şeklinde ortaya çıkar. En sık hedef olan organlar; deri, böbrekler, eklemler ve kas dokusudur. Bu hastalıklara, immün düzenlenmedeki genel bir bozukluk sonucu hiperaktif T ve B lenfositlerin oluşması neden olur.


Multiple skleroz (MS), Santral sinir sistemini etkileyen sistemik bir otoimmün hastalıktır. Kol ve bacaklarda his kaybı şeklinde hafif veya felç hali ya da körlük gibi ağır bulgulara neden olabilir. MS' lu hastaların çoğu, 20-40 yaşlarında tanı alır. Hastalarda otoreaktif T lenfositleri oluşur, ayrıca da OA’ lar meydana gelir. Sonuçta sinir liflerinin miyelin kılıfı boyunca inflamatuvar (iltihabi) lezyonlara neden olurlar. Aktif MS' lu hastaların beyin-omurilik sıvısında aktive T lenfositleri bulunur. Beyin dokusu bu lenfositlerle istila edilmiş haldedir. Sonuç olarak, karakteristik iltihabi lezyonlara yol açarak miyelin kılıfında kayıba neden olurlar. Miyelinin sinir liflerini koruyucu fonksiyonu vardır. Miyelin kaybolunca sayısız nörolojik bozukluklar ortaya çıkar.


MS'un sebebi, birçok otoimmün hastalıkta olduğu gibi, iyi bilinmemektedir. Toplumsal çalışmalarda, yaşanılan çevrenin bir risk faktörü olduğu görülmüştür. Buna ilaveten, hastalığın genetik yönü de tespit edilmiştir. Son olarak, MS erkeklere göre kadınlarda daha sıktır. Bazı viral infeksiyonların MS için başlatıcı olabileceği düşünülmektedir. Buna rağmen MS' a neden olduğu gösterilen bir virüs henüz yoktur.


Romatoid artrit (RA), sıklıkla 40-60 yaşındaki kadınları etkileyen otoimmün bir hastalıktır. Eklemlerde kronik inflamasyon (iltihap) oluşur. Hematolojik (Kan sistemi), kardiovasküler (kalp ve damarlar) ve respiratuvar (solunum) sistemler de sıklıkla etkilenmektedir. RA' li hastaların çoğunda romatoid faktör (RF) olarak adlandırılan bir grup OA' lar üretilir. Klasik romatoid faktör IgM tipinde bir antikorudur. Bu tür OA' lar dolaşımdaki normal IgG' ye bağlanır ve IgM-lgG kompleksleri oluşur. Bu immün kompleksler eklemlerde depolanır ve kompleman kaskadını aktive edebilirler. Sonuçta eklemlerde kronik inflamasyon (iltihap) meydana gelir.


Sistemik lupus eritematozus (SLE), sistemik otoimmün hastalıkların en iyi örneklerinden biridir. Tipik olarak 20-40 yaş arasındaki kadınlarda görülür; kadınların erkeklere oranı 10:1'dir. Ateş, Halsizlik, artrit, deride rash (kırmızı döküntüler), plörezi (akciğer zarı tutuluşu) ve böbrek fonksiyon bozukluğu ile karakterizedir. SLE' lu hastaların yanaklarında karakteristik kelebek şeklinde "butterfly" rash tespit edilir. SLE’ un nedeni bilinmemekle birlikte, beyaz ırka göre Afrika orijinli Amerikalılarda ve İspanyol kadınlarında daha sık olduğunu görmekteyiz. Etkilenen kişilerde; DNA, histon, eritrosit, trombosit, lökosit ve pıhtılaşma faktörleri başta olmak üzere çok çeşitli hücre ve dokulara karşı OA’ lar üretilir. Bu antikorların spesifik antijenleri ile reaksiyona girmesi sonucu çeşitli bulgular oluşur. Eritrosit (kırmızı kan hücreleri) ve trombositlere (pıhtılaşma hücrleri) spesifik OA’ lar; kompleman aracılı yıkıma ve sırasıyla hemolitik anemi ve trombositopeniye neden olurlar. Çeşitli nükleer (hücre çekirdeği) antijenlerle OA’ ların immün kompleks yapması sonucunda bu immün kompleksler kapiller (küçük) damarların duvarında depolanır. Bu kompleksler kompleman sistemini aktive eder ve membran atak komplekslerini oluşturabilir. Ağır SLE' lu hastalarda aşırı kompleman aktivasyonu sonucunda, kompleman parçalanma ürünleri (C3a ve C5a)' nin serum seviyesi normalin 3-4 kat üstüne çıkar. C5a, nötrofillerde tip 3 kompleman reseptörlerinin (CR3)ortaya çıkışını artırır. Nötrofillerin bölgeye gelişini ve damar içi hücreler olan endotele tutunmasını hızlandırır. Nötrofiller, kapiller kan damarlarına yapışır, dolaşan nötrofil sayısı azalır (nötropeni) ve kapiller damarlarda tıkanmalar gelişir. Kompleman parçalanma ürünlerinin damar duvarında hasara neden olmasıyla vaskülit (damar iltihabı) ve glomerulonefrit (böbrek itihabı) gelişir.


OTOİMMÜN HASTALIKLARIN TEDAVİSİ


Otoimmün hastalıklar tedavi edilirken, ideal olanı, immün sisteme zarar vermeden sadece otoimmün cevapların azaltılmasıdır. Ancak, bu idealin gerçekleştirilmesi zordur.


Güncel tedaviler:


Günümüzde otoimmün hastalıkların tedavisi, sadece paliyatif (idareten) olup hastanın kaliteli bir hayat yaşamasını sağlamak için bulguların azaltılmasını kapsar. Bu tedaviler, immün sistemde nonspesifik süpresyon (baskılanma) yapar; ancak bunun sonucunda koruyucu immün cevaplar da baskılandığı için istenmeyen sonuçlar da doğabilmektedir. Lenfosit çoğalmasını azaltan immünsüpresif ilaçlar (kortikosteroidler, azatioprin ve siklofosfamid) sık kullanılır. İmmün cevapları azaltılan kişilerde enfeksiyon veya kanser gelişme riski artar. Otoimmünite tedavisinde siklosporin-A ve FK506' nın özel önemi vardır. Bu ajanlar T lenfosit reseptörleri aracılığıyla gelişen sinyal iletisini bloke ederler. Antijenle aktive edilen T lenfositler baskılarken aktive olmayan T lenfositlerini etkilemezler.


Bazı Myastenia gravis vakalarında timektomi (timus denilen immün sistem oraganının ameliyatla çıkarılması) başarılı sonuçlar vermiştir. Myastenia gravisli hastalarda, timus anormallikleri (timus hiperplazisi = timüs aşırı büyümesi veya timoma = timus tümörleri) vardır. Timektomi ile hayat boyu bulguların kaybolması sağlanabilir. Garves (Basedow) hastalığı, Myastenia gravis, romatoid artrit veya sistemik lupus eritematozuslu hastalarda plazmaferez (kanın sıvı kısmı olan ve antikorların bulundupu kısımın değiştirilmesi) yapılarak kısa süreli yararlar elde edilebilir. Plazmaferez, plazma ile ayrılan antijen-antikor komplekslerine bağlı otoimmün hastalıklarda yararlıdır. Komplekslerin ayrılması, geçici olmasına rağmen bulgularda kısa süreli azalma sağlar.


Deneysel tedavi yaklaşımları:


Deneysel otoimmün hayvan modelleri, spesifik immünitenin indüklenmesiyle otoimmünitenin tedavi edilebileceğini göstermektedir. Bu amaçla; spesifik bir antijene karşı klonlanan T lenfositleri ile aşılama, MHC moleküllerinin sentetik peptidlerle blokajı, monoklonal antikor tedavisi ve oral verilen antijenlerle toleransın indüklenmesi üzerinde çalışılmaktadır.


Kaynaklar


1. Adorini L, Guery JC, Trembleau S. Manipulation of the Th1/Th2 celi balance: an approach to treat hurnan autoirnmune diseases? Autoirnmunity 1996



53-68.

2. Benoist C, Mathis D. Autoirnmunity provoked by infection: how good is the case for T celi epitope rnimicry? Mat Immunol 2001



797- 801

3. Betlerle C, Spadaccino AC: Presoîto F, et al. The nıırnber of markers of pancreatic autoimrnunity is proportional to the risk for type 1 diabetes mellitus in Italian and English

patients with organ-specific autoirnmune diseases. Ann N Y Acad Sci 2002:958:276-80.

4. Boitard C. Mechanısms involved m organ- specific autoirnmune diseases. Ann Med Interne (Paris) 1999



213-20.

5 Brickrnan CM, Shoenfeld Y. The mosaic of autoimrnunity. Scand J Clin Lab Invest Suppl 2001:3-15.

6. Casares S, Hurtado A. McEvoy RC, et al. Down-regulation of diabetogenic CD4+ T cells by a soluble dirneric peptide-MHC class IIchimera. Nat Imrnunol 2002



383-91.

7. Collins J, Gough S. Autoimrnunity in thyroid disease. Eur J Nucl Med Mol Imaging 2002



5417-5424

8 Fujinami RS. Viruses and aııtoimmune disease-two sides of the same coin? Trends Microbiol 2001



377-81.

9. Gran B; Rostami A. T çeliş, cytokines, and autoantigens in multiple sclerosis. Cıırr Neurol NeurosciRep 2001



263-70.

10. Horwitz MS, Sarvetnick N. Viruses. Hoşt responses, and autoirnrnunity. Immunol Rev 1999



241-53.

11. Ji H. Ohmura K, Mahrnood U, et al. Arthritis critically dependent on innate imrnune systern players. Imrnunity 2002



157-68.

12. Lesage S. Goodnow CC. Organ-specific autoimmune disease: a deficiency of tolerogenic stimulation. J Exp Med

2001:194:F31-F36.

13. Mathisen PM: Tuohy VK. Gene therapy for autoimmune dernyelinating disease of the central nervous system. Arch Immunol Ther Exp(Warsz) 1999:47:33-5.

14. Olson JK Croxford JL Miller SD Virus- induced autoımmunity: potential role of viruses in initiation, perpetuation, and progression of T-cell-mediated autoimmune disease. Viral Immunol 2001



227-50.

15. Openshaw H. Nash RA. McSweeney PA. High- dose immunosuppression and hernatopoıetıc stem celi transplantation in autoimmune disease: clinical review. Biol Blood Marrow Transplant 2002



233-48.

16. O'Shea JJ, Ma A, Lipsky P. Cytokines and autoimmunity. Mat Rev Immunol 2002



37-45.

17. Ria F, van den EP, Madakamutil LT, et al. Molecular characterization of the T celi repertoire using immunoscope analysis and its possible implernentation in clinical practice. CurrMolMed2001



297-304.

18. Roitt İM, Hutchings PR, Dawe Ki, et al The forces driving autoimmune disease. J Autoimmun 1992;5 Suppl A 11-26.

19. Rouse BT, Deshpande S. Viruses and autoimrnunity: an affair but not a rnarriage contract. Rev Med Virol 2002;12'107-13.

20. Shevach EM. Regulatory T cells in autoimmmunity. Annu Rev Immunol 2000



423-49.

21. Stassi G: De Maria R. Autoirnmune thyroid disease: new models of celi death in autoimrnunity. Nat Rev Immunol 2002



195- 204.

22. Steinman RM. Nussenzweıg MC Avoıdıng horror autotoxicus: the importance of dendritic cells in peripheral T celi tolerance. Proc Natl Acad Sci U S A 2002:99:351-8.

23. Theofilopoulos AN, Dummer W, Kono DH. T celi homeostasis and systernic autoimrnunity. J Clin Invest 2001



335-40.

24. Theofilopoulos AN. The basis of autoimrnunity: Part l. Mechanisms of aberrant self-recognition. Imrnunol Today 1995;16:90-8.

25. Theofilopoulos AN. The basis of autoimrnunity. Part II. Genetic predisposition. Immunol Today 1995;16:150-9.


Sağlıklı günler dileğiyle…

Prof. Dr. Cengiz KIRMAZ



Handan_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
Otoimmünite Ve Otoimmün Hastalıklar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:11.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428