06 Temmuz 2013, 09:01
|
#1 |
Keyifli~Üye
Üyelik tarihi: 25 Mart 2011
Mesajlar: 2.176
Puanlar: 6.554, Seviye: 1 | Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan | | Alevilikte Sır 12 İmamın Sırrı Miraçtaki 90 Bin Kelam İmam Ali: "Bu sırrı birine söylersem o kişi tir tir titrer." İmam Muhammed Bakır: "Kuran-ı Kerim'in tamamının; [yani] görünür olan ve gizli olan özünün kendisiyle beraber oldugunu hiç kimse iddia edemez. Hazreti Peygamber'in (s.a). irade vasiyetini yerine getirenler hariç." İmam Muhammed Bakır:"Bu bir sirdir ki Allah'in Cebrail'e aktardigi Cebrail'in de Muhammed'e aktardigi Muhammed'in de Ali'ye aktardigi Ali'nin de Allah'in istediklerine tek tek aktardigi. Fakat sen onu (sirri) sokaklarda yayiyorsun!" İmam Cafer'i Sadık: "Bizim meselemizi taahhüt etmek inanmak ve kabul etmekle olmuyor. Bizim meselelemizi taahhüt etmek meselemizi korumak ve ehil olmayanlardan sakli tutmakla olur. Onlara (Ali yandaslarina) selamimi söyle ve onun (Imam Sadik'in) onlara (bunlari) söyledigini de: Allah'in merhameti o kisiye olsun ki halkin bildiklerini halka söyleyerek ve bilmediklerini (inkar ettiklerini) gizleyerek bana ve kendine halkin sevgisini getirene. And olsun ki bize karsi savas eden bizi nefret ettigimiz seylerle suclayanlardan zararli degiller." İmam Cafer'i Sadık: "Birine sözlü bir gelenek anlattigimda o kisi de benden isittigi gibi (bu gelenegi) yaydigi zaman o kisi lanet ve reddedilmeyi hakketmistir." İmam Cafer'i Sadık: "Ya Hafs el-Mu'alla'ya bazi seyler anlattim ama o (söylediklerimi) baskalarina söyledi ve ondan sonra kiliç'tan hayatini yitirmistir. Ona dedim ki: "Biz bazi geleneklere sahibiz ki Allah bunlari gizleyenlerin dinini ve hayatini korur ama (baskalarina) yayarsa Allah onu hayatindan ve dininden mahrum eder. Ya Mu'alla birisi bizim ciddi geleneklerimizi gizlerse Allah onun gözlerinin arasini nur gibi yapar ve ona halk arasinda güzellik bagislar ve birisi bizim ciddi geleneklerimizi (baskalarina) yayarsa bir savas aletine veya hastaliga yakalanmadan o kisi ölmez."" İmam Cafer'i Sadık: "Sir saklamak benim dinsel pratigimdir atalarimin da oldugu gibi. Kim takiyye uygulamazsa onun gercek inanci yoktur. Kim bizim sirlarimizi aciga vuruyorsa sirlari (ve Imamlari) reddetmis gibidir." Alevi inançında Hz. Muhammed miraçta Allah ile 90 bin kelam konuşur. 30 Kelamı ifşa eder. Bunun 30 bini sırrı hakikat olup Hz. Ali'de kalır. Hz. Ali'den Evlatlarına oradan 12 İmam'a kadar gider. Bu sır olan 30 bin kelam ilimdir ve Kuran'daki batini anlamlarını içeriyordur. O yüzden Hz. Ali'ye Kuran'ı Natik denir. O yüzden Peygamber'imiz ben ilimim Ali'de ilmin kapısıdır demiştir. Bunu olaylarla ayetlerle sunacağım. 90 bin kelam konuştuklarını öğrendiği ilimlerin 30 binini herkese aşikar ettiklerini 30 binini de yalnızca ehline kalben aktardıklarını kalan 30 bini de kimseye açıklamadıklarını izah buyurmuşlardır. Nitekim Ali İmran Suresinde şöyle denilmektedir: “…Onun ayetlerinin bir bölümü muhkem ( anlamı açık ) dir. Onlar kitabın anasıdır. Öbür ayetlerse müteşabih ( içsel anlamı olan ) tir… Onun yorumunu ise ancak Tanrı ve bilimde derinleşenler bilir…” ( Ayet:7 ) Ayrıca yine Zümer Suresi’nde şöyle denilmektedir: “ Allah sözün en güzelini birbirine benzer iç içe anlamlar içeren ( mesani ) / batıni anlamları olan bir kitap halinde indirmiştir…” (Ayet: 23 ) Bu ve bunun gibi pek çok ayet Alevi / Bektaşilerin savlarının dayanağıdır. Aleviler Kur’an’ın gerçek yorumunun ve içsel anlamının başta Hz. Ali olmak üzere tasavvufi derinliği olan kişilerce keşfedildiğini / keşfedilebileceğini savunurlar. Nitekim Hz. Muhammed Hz. Ali’yi ilim şehrinin kapısı olarak nitelemiş ve ona Kur’an’ı anlamak noktasında en yüksek payeyi vermiştir. Onu kendi yerine vasi tayin etmesi de bu nedenledir. Kuşkusuz Kur’an’ı Hz. Muhammed’in yerine vasi tayin ettiği bir kişiden daha iyi hiç kimse yorumlayamaz. Bu nedenledir ki Hz. Ali “ene Kur’an - u natık “ yani “ Ben konuşan Kur’an’ım.” Demiştir. 1.30 Bin. Umumi herkese (Şu andaki ibadetler Namaz oruçzekatcem vs.) 2. 30 bin. Ehline verilen. (Selman Middad Ammar ve Ebu Zer gibi kalben inanana) 3. Bin. Hz. Muhammed'e ait olan sır. Kuran'ın batın hali ve ilim. Hz. Ali'den 12 İmam'a geçen kelamlar. Eğer bu böyle olmasaydı Sıffeyn savaşında Hz. Ali mızrakların ucunda ki mushaf sayfaları için "....Bu bir hiledir kanmayınız. Bunların yaptığı şey Kur'an'ı Kur'an'la vurmaktır. Kur'an'ın kendisi karşısında Kur'an sayfalarının yazılı olduğu şu kağıt parçalarının ne değeri kalır ki? Bunlar mana ve hakikati ortadan kaldırabilmek için o kağıtlardan medet umuyorlar aslında! "Onların Kur'an dedikleri kağıt parçalarıdır. Asıl gerçek Kur'an benim. Ben Kur'an-ı Natık'ım...." dermiydi? İmamların her biri zamanlarının Kur'an-ı Natık'ları idiler. Zahir ve Batın Hadisler A- Fuzeyl b. Yesar İmam Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “Kur’an’da yer alan her ayetin zahiri ve batıni vardır.”[1] B- Ayyaşi tefsirinde Cabir’den naklen İmam Cafer-ı Sadık’tan şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “Kur’an’ın zahir ve batını vardır. Ey Cabir! Hiçbir şey Kur’an tefsiri kadar insanların aklına uzak ve yabancı değildir.”[2] C- Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kur'ân'da hikmet vardır hikmeti de derindir yedi boyuta varan iç anlamı vardır. Şüphesiz Kur’an’ın zahir ve batını vardır. Belli bir haddi ve kapsamı vardır.” D- Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Kur’an’ın zahiri güzel ve batını derindir.”[3] E- İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kur’an’ın zahiri hakkında nazil olduğu kimseler içindir. Batını ise amel edenler içindir.”[4] [1] Muhammed Bakır Meclisi Bihar’ul Envar c. 9 s. 97 [2] Muhammed b. Mes’ud Tefsir-i Ayyaşi c. 1 s. 23 [3] Ali (a.s) Nehc’ül Belağa 18. hutbe [4] Muhammed b. Mes’ud Tefsir-i Ayyaşi c. 1 s. 13 |
| |