Sanal Hayat Keyifli Forumun Tek Adresi - Sesli Sohbet - Sesli Chat

Sanal Hayat Keyifli Forumun Tek Adresi - Sesli Sohbet - Sesli Chat (http://www.sanalhayat.net/)
-   Hayatı (http://www.sanalhayat.net/hayati/)
-   -   Kim demiş 'ATATÜRK dinsiz' diye (http://www.sanalhayat.net/hayati/6870-kim-demis-ataturk-dinsiz-diye.html)

KingrosS 13 Mayıs 2011 04:01

Kim demiş 'ATATÜRK dinsiz' diye
 
Türkiye'de sayısı az ancak sesi çok çıkan bir azınlık sürekli Atatürk'ün 'dinsiz' olduğunu söylüyor. Atatürk'ü din karşıtı olarak göstererek kendi çıkarlarına temel oluşturmaya çalışıyor. "Atatürk ve Din" isimli kitapta Atatürk'ün dine bakışını bilimsel metotlarla inceleyen Dr. Ahmet Faruk Kılıç, ilginç belgelere ulaşmış.

Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili yapılan çalışmalarla, Türkiye Cumhuriyeti üzerine yapılan tarihî analizler çoğu zaman birbirine benzer oluyor. 1923 yılında kurulan Cumhuriyet'i, geçmiş bağlarından ayıklayarak değerlendiren yazarlar, çoğu zaman Mustafa Kemal'i de Osmanlı kültüründen bağımsız bir birey olarak ortaya koyuyorlar. Öte yandan, Şerif Mardin gibi Cumhuriyet'in köklerini Osmanlı'nın son yıllarında arayan sosyologlar ise, Mustafa Kemal'in geçmişiyle bağlarını özenli bir biçimde gösterme gayretine giriyorlar. Dem Yayınları bu ikinci yoldan giden ve Atatürk'ün yetiştiği ortamı, sosyal ve kültürel açılımlarıyla birlikte değerlendiren bir çalışma yayınladı. "Atatürk ve Din" isimli kitapta Dr. Ahmet Faruk Kılıç, Atatürk'ün dine bakışını, Namık Kemal'in, Ziya Paşa'nın veya Ali Suavi'nin din algılarından ayrı değerlendirmenin yanlışlığını vurguluyor.

Dr. Kılıç, Jön Türklerin dinle irtibatlarından Mustafa Kemal'in etkilenmeme olasılığını, psikolojiye ve sosyolojiye aykırı görüyor. Türkçe ezan, Türkçe hutbe, kılık kıyafet değişikliği ve dil devrimiyle ilgili pek çok reformun kökenlerini geçmişte bulmanın da mümkün olduğu görüşünde. Atatürk'ün dindar olup olamayacağı ve dini meselelere bakışı kitapta kendi sözleri ve davranışları ile yer buluyor. Evlâd-ı Fatihan toprağı olan Makedonya'da dünyaya gelmiş Atatürk'ün asırlarca dinî ve millî duygularla haşır neşir olduğunu söyleyen Kılıç, psikolojik bir gerçeklik olarak inanç kavramının bilinçaltında yer ettiğini ifade ediyor. Ömrünün son demlerinde bu görüşlerini tamamen değiştirdiğini söylemenin, Atatürk'ü samimiyetsizlikle suçlamak olacağını, fakat buna dair işaretlerin olmadığını da kitapta açıkça belirtiyor. Atatürk'ün bir insan olarak psikolojik ve sosyolojik açıdan dinle ilişkisini irdelemekle doğru tespitlere yaklaşmak daha mümkün görünüyor...

Nasıl bir sosyo-kültürel çevrede büyüdü?

Ahmet Faruk Kılıç'ın anlattığı kadarıyla, her iki dedesi de çevrece dindar bilinen, babası Ali Rıza Efendi'nin eşine hitabında "gülzâr-ı cennetim" gibi dini motifli ifadeler bulunan, annesi mahallece Molla Zübeyde olarak anılan birisidir Mustafa Kemal. İsmi Peygamber Efendimiz'in güzel isimlerinden Mustafa'dır ve annesi Zübeyde Hanım, ona hep "Mustafa'm" diye hitap eder. Doğduğu dönemde Balkanlar'daki "fetih ruhu" ve mahalledeki Mevlevihane etkilemiştir onu. Tıpkı mahalle arkadaşları gibi Kur'an öğrenmiş, camiye gitmiş, namaza başlamıştır. Zamanla dinî bilgisi ve dine olan alakası dedelerinin iftihar vesilesi dahi olmuştur. Kılıç'ın Ali Fuat Cebesoy'dan aktardığı kadarıyla Harp Okulu'nda da zaman zaman namaz kılar. Sonra lise yıllarında Cebesoy'un babası İsmail Fazıl Paşa'nın konağında kalır bir müddet. Bu konakta, Doğu ile Batı'nın bir sentezini bulacaktır. Kılıç'a göre "askerî okulun pozitivist havasından sıyrılıp, maneviyatla buluştuğu" bir mekândır İsmail Fazıl Paşa Konağı.

İbadet eder miydi?

Dr. Kılıç tarih kaynaklarında, Mustafa Kemal'in ilk gençlik yıllarında Ramazan ayı yaz tatiline denk geldiğinde, arkadaşları ile mahalledeki Kasımiye Camii'nde teravih kıldığını gösteriyor. Bu yıllarda yine Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'ye olan ilgisi artar ve Mevlevî tekkesini ziyaret ederek semazenleri seyreder. Çanakkale'de ve İstiklal Mücadelesi yıllarında, silah arkadaşları, onun cephede namaz kıldığını ve askerlerin namaz kılabilmeleri için yer ve vakit tahsis ettiğini belirtirler. Yakınında bulunan insanlardan Hafız Yaşar Okur, onun Ramazan aylarında şehitler için hatim okunmasını rica ettiğini, Cumhurbaşkanlığı konağında gelen misafirler için sahur ve iftar verdirdiğini, Ramazan aylarında saz heyetini konaktan göndererek, kendisinden Kur'an-ı Kerim dinlemeyi tercih ettiğini anlatır.

Dine bakışı nasıldı?

Kurtuluş mücadelesinin başlaması için Anadolu'ya geçtiği sırada, gittiği her beldede dinle ilgili referanslar verir Mustafa Kemal. Bu mücadeleyi "Allah'ın yardımı" ile başlatacağını vurgular. Sadece bu dönemdeki konuşmaları bile Dr. Kılıç'a göre Atatürk'ün dini hassasiyet taşıdığını gösterir. Anadolu şehirlerinde yaptığı konuşmalarda dini ve milli duyguları harekete geçirecek kadar inanmıştır. Sözleri sık sık dualarla ve âminlerle kesilir. Bunun yanında, Allah'ı kutsal ve aklın alamayacağı enginlikte bir varlık olarak tahayyül ettiğini pek çok konuşmasında belirtir. En meşhur konuşmalarından birisinde "Dinsiz bir millet olamaz. Olsa da yaşayamaz." dediği bilinmektedir. Kılıç'ın verdiği ilginç bir bilgi de Halk Fırkası'nın (CHP) kuruluşu esnasında "İslam âleminin bize gösterdiği teveccühe layık olabilmek için Halk Fırkası'nı kuruyoruz." demesidir. Meclis konuşmalarında da sıklıkla, İslam âleminin savunuculuğunu yapar, milletvekillerine İslam âlemiyle ilgili düşüncelerini aktarır.


Ahmet Faruk Kılıç, Atatürk'ün teorik olarak dinin Anayasa'ya girmesini istememektedir. Bunu, Avrupalı bir devlet olmanın şartı olarak görür. Fakat yine de, halkın bunu isteyeceğini düşünerek ilk anayasada "Devletin dini İslam'dır" ibaresini kaydettirir. Halkın dini ve milli duygularının anayasada temsilini "halkın kendi kaderini tayin etmesi" düşüncesiyle kabullenir. Bu sıralarda bazı milletvekilleri, din olarak İslam'ın yerine Hıristiyanlığın yazılmasını uygun görerek, İslam'ın gelişmeye mani olduğunu savunur. Kılıç'a göre Atatürk'ün tavrı nettir: İslam'ın gelişmeye mâni olduğunu değil, aksine İslam'ı yanlış tatbikin ilerlemeye engel olabileceğini söyler. Bu nedenle okullarda dini eğitimin verilmesini özenle teşvik eder. İslam'ın yanlış tanınmasını, yanlış yorumlara mal eder. "İslam en mantıklı ve en tabii dindir" demiştir. Bu nedenle Kılıç, hukuktan eğitime sosyal hayatın her aşamasında, Atatürk'ün İslami uygulamaları değerlendirdiğini savunuyor.

Başörtüsü ve kadın meselesine yaklaşımı nasıldı?

Dr. Kılıç, Atatürk'ün tesettür konusundaki fikirlerinin, bugün sadece peçeyi kaldırttığı şeklinde ele alınmasını eleştiriyor. Oysa kayıtlı birçok konuşmasında Atatürk, İslam kadınının tesettürle de sosyal hayatta yer alabileceğini, bu konuda aşırıya kaçan yahut büsbütün önemsemeyen örneklerin yanlış olduğunu vurgular. Yani onun karşı çıktığı, tesettür konusunda ifrat ve tefrit ölçüleridir. Mustafa Kemal Müslüman kadının, Avrupalı kadından farkı olmadığını, kadınların ilerlemede önemli rolleri olduğunu da belirtir. Kılıç, Atatürk'ün Müslüman kadının eğitimli olmasını istediğini vurguluyor. Müslüman kadının da örf ve geleneği koruyarak, Avrupalı kadınla yarışabileceğini, bunun mümkün olduğunu tekrarlar. Ahmet Faruk Kılıç'ın altını çizdiği nokta, Atatürk'ün medeniyet algısında yatıyor: Ona göre her ülke halkının kendi köklerinden ortaya çıkan bir medenileşme reçetesi vardır. Bu reçetede dini, milli ve geleneksel değerler göz ardı edilemez.

Kılıç'ın Atatürk'ün genel sekreteri Hasan Rıza Soyak'tan aktardığına göre, onun son sözleri "Aleykümesselam" olur. Psikanalitik bakışa göre, bu onun iç dünyasındaki yoğun İslamî geleneği işaret eder. Atatürk ve Din kitabında, Atatürk'ün çocukluğundan itibaren dini ve milli duygularla yoğrulmuş, kültürel olarak da olsa Osmanlı yaşamını beraberinde taşıdığını gözlemliyoruz. Kitaptaki bilgiler ve belgeler ışığında, çocukluk ve ilk gençlik yıllarında daha dindar, olgunluğuna doğru ibadetlerini ihmal etmiş, fakat her daim dine saygılı bir görüntü çiziyor Mustafa Kemal. Kılıç, bu durumun samimiyetsizliğin değil, insanda tabi olan his ve düşünce değişikliklerinden kaynaklandığını söylüyor. Bazı siyasi manevraları göz ardı etmeden, dinin Atatürk'ün algısında hep önemli olduğunun altını çiziyor.


Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:26.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428