Alt 06 Mart 2012, 13:33   #1
Keyifli~Üye
 
EliFsS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 25 Mart 2011
Mesajlar: 2.176
EliFsS is on a distinguished road
Puanlar: 6.554, Seviye: 1
Puanlar: 6.554, Seviye: 1 Puanlar: 6.554, Seviye: 1 Puanlar: 6.554, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 0%
Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
Standart Işıktaki Tasarım

Işıktaki Tasarım

Güneş; öyle ince tasarlanmış bir aralıkta ışık yaymaktadır ki bu aralık canlıların yaşaması için gerekli olan en ideal aralıktır. Işıktaki bu olağanüstü tasarımın sahibi ilmiyle herşeyi kuşatmış olan Yüce Allah'tır. Yaşadığımız hayat boyunca en çok gördüğümüz gök cismi Güneş'tir. Gündüzleri ne zaman kafamızı kaldırıp göğe baksak onun göz kamaştıran ışığı ile karşı karşıya geliriz. Bize birisi gelip de "Güneş ne işe yarar" diye sorduğunda ise fazla düşünmeden cevap veririz: Güneş bize ısı ve ışık sağlar. Bu cevap biraz yüzeysel de olsa doğrudur. Ama acaba Güneş'in bize ısı ve ışık vermesi tesadüfi ve amaçsız bir olay mıdır? Yoksa Güneş bizim için özel olarak mı tasarlanmıştır? Acaba gökteki bu ateş topu sırf bizim ihtiyaçlarımıza uygun bir biçimde yaratılan dev bir "lamba" mıdır? Son yıllardaki bilimsel bulgular ikinci seçeneğin doğruluğunu açıkça ortaya koymaktadır. Çünkü Güneş'in ışığında hayranlık uyandırıcı bir tasarım vardır. Doğru Dalga Boyu Hem ışık hem de ısı elektromanyetik ışınım olarak bilinen enerjinin farklı şekilleridir. Elektromanyetik ışınımın tüm farklı şekilleri uzayda enerji dalgaları şeklinde hareket ederler. Bu ışınımlar bir gölün üzerine atılan taşların oluşturduğu dalgalara benzetilebilir. Ve nasıl bir göldeki dalgaların farklı boyları olabiliyorsa elektromanyetik ışınımın da farklı dalga boyları olur. Ancak elektromanyetik ışınımın dalga boyları arasında çok büyük farklar vardır. Bazı dalga boyları kilometrelerce genişlikte olabilir. Başka dalga boyları ise bir santimetrenin trilyonda birinden daha ufaktır. Bilim adamları bu farklı dalga boylarını sınıflara ayırırlar. Örneğin santimetrenin trilyonda biri kadar küçük dalga boylarına sahip olan ışınlar gama ışınları olarak bilinirler. Bunlar çok yüksek enerji taşırlar. Dalga boyları kilometrelerce genişlikte olan ışınlara ise "radyo dalgaları" adını veririz ve bunlar çok zayıf bir enerjiye sahiptir. Bu nedenle gama ışınları bizim için öldürücü iken radyo dalgalarının bize hiçbir etkisi olmaz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta dalga boylarının olağanüstü derecede geniş bir yelpazede dağılmış olmalarıdır. En kısa dalga boyu en uzun dalga boyundan tam 1025 kat daha küçüktür. 1025 1 rakamının yanına 25 tane sıfır eklenmesiyle oluşan bir sayıdır. 10 000 000 000 000 000 000 000 000 şeklinde yazabileceğimiz bu sayının büyüklüğü hayal sınırlarımızın çok ötesindedir. Evrendeki farklı dalga boyları işte bu kadar geniş bir yelpaze içine dağılmıştır. Ama ne ilginçtir ki bizim Güneşimiz bu geniş yelpazenin çok dar bir aralığına sıkıştırılmıştır. Güneş'ten yayılan farklı dalga boylarının % 70'i 0.3 mikronla 1.50 mikron arasındaki daracık bir sınırın içindedir. Bu aralıkta üç tür ışık vardır: Görülebilir ışık yakın kızıl ötesi ışınlar ve biraz da yakın mor ötesi ışınlar. Bu üç tür ışık sayıca çok gibi durabilir. Ama gerçekte üçünün toplamı elektromanyetik yelpazenin içinde tek bir birim yer kaplamaktadır! Bir başka deyişle Güneş'in ışığının tümü üstüste dizdiğimiz 1025 tane iskambil kağıdının tek bir tanesine karşılık gelmektedir. Peki acaba neden Güneş'in ışınları bu daracık aralığa sıkıştırılmıştır? Cevap son derece önemlidir: Güneş ışığı bu daracık aralığa sıkıştırılmıştır çünkü Dünya üzerindeki yaşamı destekleyecek olan ışınlar sadece bu ışınlardır. İngiliz fizikçi Ian Campbell Energy and the Atmosphere (Enerji ve Atmosfer) adlı kitabında bu konuya değinmekte ve "Güneş'ten yayılan ışınların Dünya üzerindeki yaşamı desteklemek için gereken çok dar aralığa sıkıştırılmış olması gerçekten çok olağanüstü bir durumdur" demektedir. Şimdi ışığın bu "olağanüstü durumunu" biraz daha yakından inceleyelim. Mor Ötesinden Kızıl Ötesine Gama ışınları X ışınları ve mor ötesi (ultraviyole) ışınları olarak bilinen kısa dalga boylu ışınlar atomlarla ya da moleküllerle karşılaştıklarında yüksek enerjileri nedeniyle onları parçalarlar. Karşılarına çıkan maddeyi mikro düzeyde "delik deşik" ederler. Öte yandan daha uzun dalga boyuna sahip olan ışınlar ise ki bunlar kızıl ötesinden başlar ve radyo dalgalarına kadar gider çok az enerji taşıdıkları için madde üzerinde önemli bir etki oluşturmazlar. "Madde üzerinde önemli etki" dediğimiz şey ise kimyasal reaksiyonlardır. Bilindiği gibi kimyasal reaksiyonların önemli bir bölümü ortama enerji girişi ile mümkün olur. Bu gerekli enerji miktarına "aktivasyon enerjisi" denir. Bu enerji miktarından daha azı ya da fazlası işe yaramayacaktır. İşte elektromanyetik yelpazenin içinde yer alan çok farklı ışınların sadece çok küçük bir kısmı bu "aktivasyon enerjisi"ne eşit bir enerjiye sahiptir. Dalga boyları 0.70 mikron ile 0.40 mikron arasında değişen bu ışınların hangi ışınlar olduğunu anlamak isterseniz biraz başınızı kaldırıp etrafı seyredebilirsiniz. Çünkü bu ışınlar şu an görmekte olduğunuz "görülebilir ışık"tır. Bu ışınların etkisiyle gözünüzde kimyasal reaksiyonlar oluşmakta ve zaten bu sayede görmektesinizdir. "Görülebilir ışık" olarak adlandırılan bu ışınlar elektromanyetik yelpazenin 1025'te 1'inden bile daha az bir aralıkta olmalarına rağmen Güneş ışınlarının toplam % 41'ini oluşturur. Tanınmış fizikçi George Wald Scientific American dergisinde yayınlanan "Life and Light" (Yaşam ve Işık) adlı ünlü bir makalesinde bu konuyu ele almış ve "biyolojik kimyanın enerji ihtiyacı ile Güneş ışınımı arasındaki olağanüstü uyum"u vurgulamıştır. Gerçekten de Güneş'in yaşama bu kadar uygun bir ışık yayması olağanüstü bir tasarımdır. Fotosentez ve Işık Çoğu insan ders kitapları arasına sıkışmış olan fotosentezin bizim yaşamımız için ne kadar hayati bir önem taşıdığını fark etmez. Fotosentezin formülünü hatırlayacak olursak; 6H2O + 6CO2 + Güneş Işığı = C6H12O6 + 6O2 Glukoz Bu kimyasal reaksiyonda altı su molekülü ile altı karbondioksit molekülü Güneş ışığının enerjisi sayesinde birleşmektedir. Ortaya çıkan ve glukoz olarak adlandırdığımız molekül yüksek enerji içerir ve tüm besinlerin temel taşını oluşturur. Kısacası bitkiler fotosentez yaptıklarında Güneş'ten gelen enerjiyi kullanarak besin üretmiş olurlar. Dünya üzerindeki tek besin üretimi bitkilerin gerçekleştirdiği bu olağanüstü kimyasal işlemdir. Diğer tüm canlılar bu kaynaktan beslenir. Otobur hayvanlar bitkileri yediklerinde bu Güneş kaynaklı enerjiyi almış olurlar. Etobur hayvanlar ise bitkileri yemiş olan otobur hayvanları yemekle yine Güneş kaynaklı enerjiyi elde ederler. Biz insanlar da hem bitkiler hem hayvanlar aracılığıyla yine aynı enerjiyi alırız. Bu nedenle yediğimiz her elma patates çikolata ya da biftek aslında bize Güneş'ten gelen enerjiyi verir. Üstteki formüle dikkat ederseniz fotosentezin glukoz yanında bir de altı oksijen molekülü açığa çıkardığını görürsünüz. Bitkiler bu şekilde hayvanlar ve insanlar tarafından sürekli "kirletilen" atmosferi temizlerler. Kısacası fotosentez olmasa bitkiler olmaz bitkiler olmadığında ise havyanlar ve biz insanlar da var olamayız. Üzerine bastığınız çimlerin pek önemsemediğiniz ağaçların ya da salata malzemesi yaptığınız bitkilerin derinliklerinde gerçekleşen -ve henüz hiçbir laboratuvarda taklit edilemeyen- bu kimyasal reaksiyon yaşamın temel şartlarından biridir. Peki acaba Güneş'in ışığı fotosentez için özel olarak tasarlanmış mıdır? Yoksa bitkiler kendilerine ne tip ışık gelirse gelsin bu ışığı değerlendirip ona göre fotosentez yapabilecek bir esnekliğe sahip midir? Bu sorunun cevabı elbette Güneş ışığının fotosentez için özel olarak tasarlanmış olduğudur. Amerikalı astronom George Green- stein The Symbiotic Universe (Simbiyotik Evren) adlı kitabında bu konuda şunları yazmaktadır: "Fotosentezi gerçekleştiren molekül klorofildir... Fotosentez mekanizması bir klorofil molekülünün Güneş ışığını absorbe etmesiyle başlar. Ama bunun gerçekleşebilmesi için ışığın doğru renkte olması gerekir. Yanlış renkteki ışık işe yaramayacaktır... Eğer bu molekül ve Güneş birbirlerine uyumlu olarak ayarlanmış olmasalar fotosentez oluşmaz. Ve Güneş'e baktığımızda ışınlarının renginin tam olması gerektiği gibi olduğunu görürüz." Gözler ve Işık Görme sisteminin en temel şartı retinadaki hücrenin fotonu algılayabilmesidir. İşte bunun gerçekleşebilmesi için fotonun görülür ışık sınırları içinde kalması şarttır. Çünkü daha farklı bir dalga boyundaki fotonlar hücreler için ya çok zayıf ya da çok güçlü kalacaklar ve gereken reaksiyonu başlatamayacaklardır. Gözün boyutlarının küçültülmesi ya da büyütülmesi bir şey değiştirmez. Önemli olan hücrenin boyu ile fotonun dalga boyu arasındaki uyumdur. (Harun Yahya Allah'ın Renk Sanatı) Diğer ışınları algılayacak bir göz tasarlamak ise karbon-temelli hayatın hüküm sürdüğü dünyada imkansızdır. Michael Denton Nature's Destiny (Doğanın Kaderi) adlı kitabında bu konuyu detaylı olarak inceler ve organik bir gözün ancak "görülebilir ışık" sınırları içinde görebileceğini açıklar. Teorik olarak tasarlanabilecek başka hiçbir göz modelinin farklı dalga boylarını görebilmesi mümkün değildir. Tüm bunları birarada düşündüğümüzde ise şu sonuca varırız: Güneş öyle ince tasarlanmış bir aralıkta ışık yaymaktadır ki muhtemel kompleks canlıların biyolojik işlevlerinin desteklenmesi hem bitkilerin fotosentez yapması hem de Dünya üzerindeki canlıların görme yeteneğine sahip olması için en ideal aralıktır. Bu gerçekler Allah'ın yaratışındaki kusursuzluğu ve mükemmelliği gösteren yaratılış delillerindendir. Allah Kuran'da yarattığı varlıklara şöyle dikkat çekmektedir: "Allah gökleri ve yeri yaratan ve gökten su indirip onunla size rızık olarak türlü ürünler çıkarandır. Ve onun emriyle gemileri denizde yüzmeleri için size emre amade kılandır. Irmakları da sizin için emre amade kılandır. Güneşi ve ayı hareketlerinde sürekli emrinize amade kılan geceyi ve gündüzü de emrinize amade kılandır." (İbrahim Suresi 32-33) (makale harun yahya)
EliFsS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
Işıktaki Tasarım


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:59.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428