Mesai bitiminin sonunda hergün bir iş arkadaşım, işyerinden koşturarak çıkıyor. Biliyorum, dizilerini kaçırmamak için koşuyorlar. Dizilerin hayatımızda bu derece rol oynaması, belirli platformlarda çok sık tartışılıyor. Ben bu tartışmalara pek katılmıyorum. Ne de olsa monoton bir kent yaşamında diziler ve günü gününe takip ettikleri
dizi haberi, kimi insanların tek eğlencesi.
Hızla gelişen dizi sektörü, bizleri genç ve yetenekli oyuncularla tanıştırmakla kalmıyor; onların canlandırdığı karakterleri salt bir marka haline getiriyor. Bunun en açık örneklerinden birisini ‘Öykü Acar’ ismi veriyor. Kendisini ete kemiğe bürüyen oyuncuyu bile geçmiş bir karakter adeta. Biyografisine bakılırsa biraz şans biraz da tesadüf ile girdiği dizi sektöründe kararlı adımlarla ilerleyen
Özge Gürel can veriyor Öykü Acar karakterine. Bu karakterin, içimizden birisiymiş gibi bu derece benimsenmesinde belki de öyküsünü başlı başına hayatın tam da içinden alması yatıyor.
Tabi konu açılmışken ‘İpek Taşkır’ ismini de anmalı. Başarılı ve genç oyuncumuz
Özge Özpirinçci ’ nin adeta bir kişilik olarak yarattığı, güçlü performansıyla bugünün gençliğinin bir protipiti çizerken, üne kavuşturduğu İpek Taşkır karakteri. Bu karakterlere Assolist Şevval’ de -henüz yeni tanışıyor olsak bile- eklenmiş görünüyor. Ece Dizdar’ ın hayat verdiği ve kıyısından köşesinde ‘kadın olmayı’ işleyen, güçlü profilinin ardında bir kadın hassasiyeti ile hayata tutunmaya çalışan Assolist Şevval karakteri gönüllerde taht kurmaya aday!