12 Nisan 2016, 20:37 | #1 | ||||||||||||||||||||
Keyifli~Üye Üyelik tarihi: 10 Nisan 2016
Mesajlar: 6
| Akvaryum Balıkları
Sanat Tabanı Neden Oluşmuyor? Ülkemizde "plastik sanatların" geliştiğini varsayabilsek bile, ölçek olarak çok küçük bir kadro tarafından uygulandığı, izlendiği ve sahiplendiği ortadadır. 21. yüzyıl başlarında, 70 milyon nüfusun büyük, belalı bir arsada sürdürdüğü yaşam macerasının içinde "sanat olayı", son derece çelimsiz ve rahvan gitmekte, Halk füezofu Sakallı Celal'in deyişiyle bu ülkede, "İlgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir" Sergilenen plastik sanat olgusunu bütünüyle düşünürsek, bu ancak "devşi-rilmiş" bir sanattır. Bunun halkımızın duyuş ve heyecanlarına, iç dünyasına açılan bir pencere olduğunu söyleyebilir miyiz? Güncel Sanat Bağlamında Geçtiğimiz aylarda Pera Müzesinin konferans salonunda, güncel sanat hareketleri çerçevesinde doktora yapmış, bu muhitlerinde bilinen, tanınan Prof. Dr. Silvia Nafe'nin "Arap Dünyasında Çağdaş Kültürün Yapılanması ve Küreselleşmenin Arap Orta Doğusunda Sanat Üretimine Etkisi" başlığı altında bir sunumunu izledim. Arap Orta Doğulundaki güncel - çağdaş sanat hareketleri çerçevesinde bir sunumdu bu. Sanat ortamlarında olup bitenlerin ne kadar yetersiz, cılız hatta naif olduğundan bahisle bir "üst bakış" sergiledi. Prof un temel görüşü; bu coğrafyada, yani Orta Doğu'da, çağdaş sanat çerçevesinde olup bitenlere "imitasyon" sıfatını veriyordu. Bu ülkelerdeki sanatın henüz gerekli "evrimi" tamamlayamadığından bahsediyordu ve batının format vererek, varolan özgünlüğünü zedelediğini de, kendi söylemiyle çelişen bir bakış olarak, sözlerine ekledi. Batıyla hiçbir tarihsel bağı olmayan bu sanat coğrafyasında olup bitenlerin doğal yansıması, "yeni kültürel misyonerlerinin", doğuda bir durum tespiti anlamında, ilgi çekiciydi. Pop - Arftan sonra "kavramsal, güncel sanat" yapılanmasının kapılarının artık yavaş yavaş aralandığı 1970 yılları başlarında, Amerika'daki bazı siyasal, sanatsal gelişmeleri unutmamak gerekir. Yazar ve sanatçı Eva Cockcroffun, Haziran 1974'de Art Forum Dergisinde, Modern Sanatlar Müzesi ile Amerikan istihbarat teşkilatı CIA arasındaki bağlantıları sergileyen "Soyut Sanat - Soğuk Savaşın Silahı" adlı makalesinde, Amerikan soyut sanatının özgürlüğün ve saflığın simgesi olarak gizlice finanse edilerek yüceltildiği, açık olarak anlatılmakta, belgelenmektedir. 70'lerden bugünlere bakarsak "küreselleşme" başlığı altında operasyon devam ediyor. Körfezdeki tek güzel sanatlar bienali olan, neredeyse izleyicisiz, ıssız Jarjah Bienali, bu suniIiği bize en açık şekilde anlatıyor. Bunun yanında Arap Emirliği Abu Dabi'de, çölde Louvre'un kurulmasını, petro - dolarların kültür ortamına nafile enjeksiyonunu da düşünelim. Eğer bu kültür emperyalizmi değilse, nedir? Ülkemizde "plastik sanatların" geliştiğini varsayabilsek bile, ölçek olarak çok küçük bir kadro tarafından uygulandığı, izlendiği ve sahiplendiği ortadadır. 21. yüzyıl başlarında, 70 milyon nüfusun büyük, belalı bir arsada sürdürdüğü yaşam macerasının içinde "sanat olayı", son derece çelimsiz ve rahvan gitmekte, Halk kaplumbağa ne yer fiiezofu Sakallı Celal'in deyişiyle bu ülkede, "İlgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir" Sergilenen plastik sanat olgusunu bütünüyle düşünürsek, bu ancak "devşi-rilmiş" bir sanattır. Bunun halkımızın duyuş ve heyecanlarına, iç dünyasına açılan bir pencere olduğunu söyleyebilir miyiz? Güncel Sanat Bağlamında Geçtiğimiz aylarda Pera Müzesinin konferans salonunda, güncel sanat hareketleri çerçevesinde doktora yapmış, bu muhitlerinde bilinen, tanınan Prof. Dr. Silvia Nafe'nin "Arap Dünyasında Çağdaş Kültürün Yapılanması ve Küreselleşmenin Arap Orta Doğusunda Sanat Üretimine Etkisi" başlığı altında bir sunumunu izledim. Arap Orta Doğulundaki güncel - çağdaş sanat hareketleri çerçevesinde bir sunumdu bu. Sanat ortamlarında olup bitenlerin ne kadar yetersiz, cılız hatta naif olduğundan bahisle bir "üst bakış" sergiledi. Prof un temel görüşü; bu coğrafyada, yani Orta Doğu'da, çağdaş sanat çerçevesinde olup bitenlere "imitasyon" sıfatını veriyordu. Bu ülkelerdeki sanatın henüz gerekli "evrimi" tamamlayamadığından bahsediyordu ve batının format vererek, varolan özgünlüğünü zedelediğini de, kendi söylemiyle çelişen bir bakış olarak, sözlerine ekledi. Batıyla hiçbir tarihsel bağı olmayan bu sanat coğrafyasında olup bitenlerin doğal yansıması, "yeni kültürel misyonerlerinin", doğuda bir durum tespiti anlamında, ilgi çekiciydi. Pop - Arftan sonra "kavramsal, güncel sanat" yapılanmasının kapılarının artık yavaş yavaş aralandığı 1970 yılları başlarında, Amerika'daki bazı siyasal, sanatsal gelişmeleri unutmamak gerekir. Yazar ve sanatçı Eva Cockcroffun, Haziran 1974'de Art Forum Dergisinde, Modern Sanatlar Müzesi ile Amerikan istihbarat teşkilatı CIA arasındaki bağlantıları sergileyen "Soyut Sanat - Soğuk Savaşın Silahı" adlı makalesinde, Amerikan soyut sanatının özgürlüğün ve saflığın simgesi olarak gizlice finanse edilerek yüceltildiği, açık olarak anlatılmakta, belgelenmektedir. 70'lerden bugünlere bakarsak "küreselleşme" başlığı altında operasyon devam ediyor. Körfezdeki tek güzel sanatlar bienali olan, neredeyse izleyicisiz, ıssız Jarjah Bienali, bu suniliği bize en açık şekilde anlatıyor. Bunun yanında Arap Emirliği Abu Dabi'de, çölde Louvre'un kurulmasını, petro - dolarların kültür ortamına nafile enjeksiyonunu da düşünelim. Eğer bu kültür emperyalizmi değilse, nedir? | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |