Alt 18 Haziran 2012, 09:07   #1
NetteKeyif
 
Sincap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
Sincap is on a distinguished road
Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 33%
Etkinlik: 33% Etkinlik: 33% Etkinlik: 33%
Standart Avamin Orucu

avamin orucu - oruç nedir - nefsi terbiyesi ve oruç


Oruçlu kişinin bedeninin orucu vardır ki nasıl olduğu herkes tarafından bilinir. Yemek, içmek, cinsel münasebet gibi fiillere, dedikodu, gıybet, aldatma gibi hallere düşmekten kişinin kendinin muhafazası gereklidir bu oruçta!.. Avamın orucudur bu!..

Oruç nedir?.. Aç’ın halinden anlamak!..

Oruç nedir?.. Nefsi terbiye!..

Oruç nedir?.. Mideyi dinlendirme!..

Bunların hepsi de doğru. Ama bu kadar mı?.. Sadece bunlar mı gerekçe?..

Beyin, kendi ihtiyacı olan ve bedenin diğer organlarının ihtiyacı olan tüm enerjiyi bildiğimiz gibi katı - sıvı çeşitli yiyeceklerden elde eder.

Bedendeki tüm hücrelerin hayatiyeti ise beynin yaydığı biyoelektrik ile kâimdir. Yâni beyin bir yandan, ruha dönük, dışa dönük çeşitli dalgaları sürekli yayarken; diğer yandan da kendi yaş----- yardımcı, destek olan çeşitli organların ihtiyacı olan enerjiyi onlara göndermekle yükümlüdür.

Üstüne üstlük bir de bütün bunların ihtiyacı olan enerjiyi temin için, dışarıdan giren katı - sıvı hammaddeyi yâni yiyecek ve içecekleri kendisine ve organlara dönük bir enerji biçimine çevirmek için enerji tüketir.

Oysa beyin bunlara dönük bir biçimde o enerjiyi harcamayı, ruha yükleme ya da dünya üzerine çeşitli dalga boylarında yayın yapma şeklinde de değerlendirebilme imkânına sahiptir.

İşte bunun için, hiç değilse senede bir aylık oruç süresi getirilmiştir.Oruçlu iken elinden geldiğince daha fazla ibâdet yâni zikir yaparsın!.. Böylece, bu çalışmaların daha güçlü olarak ruha yüklenir. Böylece beynin daha yüksek enerji kapasitesiyle üretim yapar!.

“Oruç”lu olunan sürede, beyin dışarıdan alınan hammaddenin, tüketilmesi, sindirilmesi, ve çeşitli organlarda değerlendirilmesi yönünde enerji harcamasını çok alt düzeye indiriyor.

İnsan bedenine iki tür enerji giriyor.

Birinci tür, yiyip içtiklerimiz.

Dünyanın ağırlıklı elektrik potansiyeli negatiftir. Gıdalarla vücuda giren, yenilen ve içilen nesnelerde de çoğunlukla hâkim olan enerji yükü negatiftir!.

Buna karşılık solunum yoluyla aldığımız havadaki oksijen vasıtasıyla vücuda giren enerji yükü de pozitiftir.

Bu pozitif ve negatif enerji yükleri beyinde değerlendirilerek eskilerin ruh adını verdikleri dalga(wave) bedene yüklenir. Böylece ölüm ötesi bedenimiz, şekillenir ve güçlenir!.. Bizim tespitlerimize göre...

Beynin ruha yüklediği pozitif ağırlıklı enerjiyi mümkün olabildiğince artırabilmek; ruhtaki negatif yüklü dünyanın yapısı türünden olan enerjiyi de asgariye indirmek amacıyla, asgari sınır, limit olan, senede bir aylık “oruc” zorunlu kılınmıştır!.

«Çok yemek israftır»

Buyruğuna gelince. Buradaki israf sanıldığı gibi fazladan yenen nesne yönünden olmayıp; yiyen yönündendir!..

Çünkü beynin belli bir enerji ihtiyacı vardır, diğer organların belirli bir enerji ihtiyacı vardır. Fazlası hiç bir işe yaramaz!.. Üstelik bu fazlalığın tüketilmesi için de gene beyin enerjisi boşa harcanacaktır. Ayrıca bunların bedende birikimi, beyin enerjisini israf yönünden ekstra bir «delik» meydana getirecektir.

Fazla kilolu kişinin kendi beynine verdiği zararı kolay kolay başkası veremez!..

Oruçlu iken yapılan zikrin, normal şartlarda yapılana göre getirdiği enerji o kadar fazladır ki, bu yüzden oruç Rasûlullah Aleyhi's-selâm tarafından çok çok övülmüş ve genellikle de kendisi tarafından sık sık tutulmuştur.

Kiloların fazlasının beyne verdiği zarar deyince hemen burada akla içki ve sigara da geliyor.

Orucun başlama saati, gecenin, alaca aydınlığa dönüşü vaktidir!.. Bu saate kadar, sahûr denilen “oruc” öncesi yemeği yenebilir!.. İftar vakti ise, güneşin gözden kaybolması ve kızıl ışığının görülmez olmasıdır!..

Rasûlullah döneminde saat olmadığı gibi; daha sonra da uzunca bir müddet saat bulunmamıştır!. Şu saat şu dakikada sahur kesilecek; şu saat şu dakikada iftar açılacak tarzındaki dakik komutlar tamamıyla uydurmadır!.

Keza namazlar için dahi bu böyledir!..

Diyelim ki öğle namazı... Bakarsınız, güneşin bulunduğunuz yere en dik hale gelmesine, sonra da namaza durursunuz!. Ya da akşam namazı; bakarsınız güneş gözden kaybolmuştur, namaza durursunuz; veya orucunuzu açarsınız!..

Akşam namazı ya da iftar saati “18.32”dir gibi bir tanımlama tamamıyla şekilcilik ve uydurmadır!.. Burada iki-üç ya da beş dakikanın evvel ya da sonra olmasının hiç bir önemi yoktur!.

Bu, dini tamamıyla şekilcilik ve maddecilik noktasına sürükleyen ve Bâtınî değerlere yönelmeyi kesen derinliksiz bir uygulamadır!..

Evet, şimdi gelelim orucun hikmetlerinden bazılarına... Şimdiye kadar üzerinde pek durulmamış yanlarına...

“Oruc” niçin güneş batımından, ertesi gün güneş doğumuna kadar olan bir süre içinde konmamış?

Sen, günde üç öğün yiyorsun, ve beynin bunları değerlendirmeye dönük enerji tüketiyor.

Beynin enerji tüketimine, sindirimine az enerji sağlayarak enerjisini kendisinde muhafaza etmesi ve bunu olduğu gibi ruhuna yükleyebilmesi için, güneşin parazit yayınından daha az zarar görecek bir biçimde güçlü kalmasını temin etmek gayesine mâtuf...

“Oruc”ta üzerinde öncelikle durulan kısıtlamalar, yeme-içme, sekstir!.

“Oruc” esası itibariyle sadece yemek-içmek ve seksten kesilmek değildir!. Yeme içmede vücuda giren hammadde söz konusu!... Sekste ise bünyenin elektrik boşalımı söz konusu.! Yani, her iki halde de bedenin ve beynin enerji yitirimi söz konusu!.

İşte birinci gaye bunu olabildiğince önlemek!. Bunu önleyebildiğimiz zaman, beyinde mevcut olan güçlü potansiyeli, bu “oruc”luluk denen zaman içinde daha da güçlendirerek ruha yüklemek mümkün olacaktır.

“Oruc”lu birinin yaptığı zikir ve çalışmalarla, yani beyin çalışmalarıyla; “oruc”suz birinin yaptığı çalışma arasında muazzam fark vardır!. Biri %50 kapasite ile yükleme yaparken, öteki %100 kapasite ile yükleme yapıyor.

“Oruc”la ilgili bir Kudsî hadiste böyle buyuruluyor:

“Orucun ecrini ve sevabını vermek bana düşer”!.

Kişinin yaptığı bütün hayırlı amellerin karşılığı bire ondur!.

Ama hadis-i kudsîye göre, orucun ecri ve sevabı belli bir miktar değildir..

Yani, herhangi bir kıyasa girmeyecek şekilde orucun insanlara kazandırdıkları var.

Orucun en zor süresi ilk iki gündür..

Bünye düzenli sürelerle belirli gıdaları almağa programlandığı için, özellikle şeker düşmesi sonucunda, birinci gün genellikle baş ağrısı olur.. Migreni olanlarda, migren tutar; migreni olmayanlarda akşam saatlerinde, baş ağrısı tutar. Fakat, en fazla iki gün sonra, bünye adapte olur; ve baş ağrıları geçer; ve orucunu gayet istikrarlı bir biçimde devam ettirebilir kişi!. Orucun zahirdeki faydası bu!.

“Oruc”, Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’dan önce gelmiş olan Nebi ve Rasûllerin zamanlarında da değişik şartlarla vardı.

“Oruc”lu iken özellikle dikkat edilecek bir husus var.

Bunun en başında Allah için “oruc” tutmayı idrâk ederek, gıybeti, dedikoduyu insanları kandırmayı, insanları kandırarak menfaat temin etmeyi kesmek!. Orucun bedensel yanının ötesinde, düşünsel yanındaki en önemli unsurlar bunlar!..

Gıybet eden bir kimseye:

Oruc”lusun, et yiyorsun!. Bu nasıl iştir? denmiştir...

Çünkü Kur’ân’da “gıybet etmek”, “ölmüş kardeşinin çiğ etini yemek” diye târif edilmiştir... Bu yüzdendir ki “oruc”lu bir insan, falanca şöyle yaptı, filanca şöyle yaptı dediği zaman; bu ister arkadaşın olsun, ister politikacı olsun, kim olursa olsun; yanında olmayan, arkasından konuştuğun kişi hakkındaki, o davranışın, senin “oruc”lu iken ölmüş kardeşinin çiğ etini yemendir!.

Hakkında konuştuğun kişi, duyduğu zaman, senin söylediğinden memnun kalmayacaksa; sen o sözlerinle onun çiğ etini yiyorsun!. İstediğin kadar, ben “oruc”luyum, de!... Hem de, pirzola değil, çiğ ölü eti yiyorsun!. Orucun ne hale geldi bir düşün!.

Bu orucun “avam”a hitap eden yönü...

.................................................. .................................................. ........................

Avam, âmme kelimesinin çoğuludur. ‘Halkın geneli’ demektir. Avam, tasavvufa girerek tasavvufi terbiye ile yetişmesi gerektiğine inanılan, bir tarikat silsilesine bağlı olmayan, bir şeyhe intisap etmediği için şeyhi şeytan olan, eğitime muhtaç cahil, irfandan yoksun halk tabakası demektir.

__________________

"De ki: O Allah, birdir. Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır, daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir." (İhlas Suresi, 1- 4)


Sincap isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
Avamin Orucu


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:52.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim kerebiçci kerebiçci oğuz kerebicci.com araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | istanbul travesti izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429