Alt 17 Nisan 2012, 13:40   #1
NetteKeyif
 
Sincap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
Sincap is on a distinguished road
Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 33%
Etkinlik: 33% Etkinlik: 33% Etkinlik: 33%
Standart Necip Fâzıl da Peygamber Aşkı

hz muhammed ile ilgili şiirler - hz muhammed ile ilgili sözler - peygamberimizle ilgili şiirler - hz muhammede dair güzel sözler


Necip Fâzıl' da "Peygamber" Aşkı….

Salih Zeki Çavdaroğlu Büyük şair, edip ve kültür adamı Necip Fâzıl Kısakürek' in Hz. Muhammed (s.a.v) aşkı...




26 Mayıs 1983 tarihinde ebediyet’ e uğurladığımız Türk kültür ve düşünce hayatının en önemli şahsiyetlerinden Necip Fâzıl Kısakürek’ in, karakteristik vasıflarında sayılamayacak kadar zenginlik vardır.


Ancak kendisine de sağlığında sorulsa idi, herhalde bütün bu zengin dağarcığı içinde en önde gelen hasletinin, Cenâb-ı Hak ve Hz. Muhammed (s.a.v) e duyduğu büyük “ aşk” ı gösterirdi.


Onun hayatı boyunca yazdığı herbiri yüzlerce sayfalık yığınla kitabının büyük bölümünde de, ya doğrudan doğruya veya dolaylı olarak , bu aşk’ ın bütün tezahürlerini okuyoruz.


Şiirlerini topladığı “ Çile” deki binlerce şiiri ve yazdığı sayısız makalelerinin çoğunun teması, Allah ve Peygamber sevgisi ile doludur.” Çile” de bu anlamda “Peygamber”, “Allah'ın Sevgilisi”, “Ölçü”, “O” , “Rütbe” v.d. başlıklar altında Hz. Peygamber'e yazılmış müstakil şiirler olduğu gibi, başka temalarla yazılan bir çok şiirinde de, Hz. Peygamber ismen geçmekte, veya onun şahsiyetine atıflar yapılmaktadır.

Allah sevgisini “Her şey, her şey şu tek müjdeye / Yoktur ölüm Allah diyene / Canım kurban başı secdede / İki büklüm Allah diyene” kıt’ asında, Peygamber aşkını: “ Sen, fikir kadar güzel; / Ve tek, birden daha tek! / Itrını süzmüş ezel; / Bal sensin, varlık petek... “ kıt’ asındaki emsalsiz dizelerinde bariz bir şekilde görüyoruz.


Gerek şiirleri , gerekse sayısız makalelerinde Hz. Muhammed (s.a.v) den,Gaye insan; ufuk peygamber, Efendim, Peygamberim, Müjdecim, Kurtarıcım, gibi özel hitaplarla bahseder.


İşte, “Çile” deki bir beyti. O beyitteki kullandığı tâzim dolu hitaplar ve “O” na olan itaatının hudutsuzluğu ne güzel ifade ediyor :

“Müjdecim, kurtarıcım, efendim, peygamberim,

Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim. “


Bu düşüncelerini sadece kitaplarında değil, günlük hayatında da olanca yoğunluğuyla yaşar. Bir gün Kadıköy’ den vapurla Karaköy'e geçerken yanına biri yaklaşıp :


- “Üstad !... biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik, Peygamberlere niçin ihtiyaç duyuldu?..” diye sorunca :


Üstâd okumakta olduğu kitaptan başını kaldırır ve şöyle cevap verir :


- Karşıya yüzerek geçseydin ya ; ne diye vapura bindin ki, cevabını verir.


"Esselâm" ve “ Çöle İnen Nur” isimli kitaplarının konusu İslâm Peygamberidir. Bunun dışında, derlediği hadisleri, 1948 yılında “Nur Harmanı”,1951 yılında manzum olarak “ 101 Hadis ”,1968 yılında “Peygamber Halkası” , 1970 yılında “ İslâm Tarihi, Efendimiz, Kurtarıcımız, Müjdecimizden Nur Harmanı” isimleriyle yayımladığı kitaplarında da Resulullah’ ı konu alır. Ayrıca “İhtilâl” ismini taşıyan kitabının 30 sayfalık kısmında “ O” nun yaptığı “inkılâp” ları anlatır. “İman ve İslâm Atlası” gibi kitaplarında da, Peygamberinden her vesile ile coşku ile sözeder.

Önce yazdığı ve 1973 yılında yayımladığı “Esselâm” adeta Süleyman Çelebi’ nin “Vesiletü’n Necât”ı gibi mevlîd benzeri, nazım olarak yazılmış , naat formunda uzun bir eserdir. Kendi diliyle bu kitabın yazılış hikâyesini ve amacını şöyle anlatır :


“… Bu eser, hasret derecesini termometrelere ifade ettirmekten aciz olduğum bir ruh çilesi içinde 1960-1961 hapsimde yazılmaya başlandı; ve ondan sonra, haşîn hayatın zalim çarkları arasında tekrar gaflet tüneline giren ruhumun kasvet ikliminde 11 yıl uyuyup 1972 Ramazan ayında ve ötesinde, belki daha yakıcı bir çile dürtüsüyle tamamlandı.


Umulur ki; bir gün Türk edebiyatı, bu eseri, yeni zamanların İslâmî tahassüste ilk temel kitabı saysın... Ve destanlık çapta cehd sarfetmenin ne demek olduğu bu vesileyle görülsün...


Binyediyüz küsur mısralık, kemmiyette küçük bir destan... Fakat keyfiyette, her kelimesi bir beyin törpülemesine mâl olduğuna göre bilmem ne?..


Dâva o Nura yaklaşmak... O Nur ise insanı ve idrâki bir an içinde yakıp kül edici küvette... O halde eser hakkında verilecek hüküm, bu yanış ve kavruluş borcunda hangi derecenin tutulabilip tutulamayacağında... Keyfiyet hükmü, ancak böyle bir ölçüyle verilebilir.


Allah'ın ‘teslim olunuz!’ emrini verdiği Gaye-İnsan ve Ufuk-Peygambere, bildiğiniz veya bilmediğiniz, haberini aldığınız veya almadığınız, anlayabildiğiniz veya anlayamadığınız her tarafıyla ve her zerrenizle teslim olmaktan başka gayeniz olmasın!..

Bu kitapta üstâd, Efendimiz’ in 63 yıllık hayatlarını esas alarak , eserini 63 adet manzume ile sembolleştirir. Ancak yazarı bu kitabı için okurundan hakettiği ilgiyi pek göremez.


İşte “Esselâm” dan çarpıcı dizeler :


Yok bile yokken O vardı;

O bir nur... Ki mutlak saffet.

Âdem, Allah'a yalvardı;

O nur için beni affet!


Âdem'in alnında bir nur;

Derken öbür Peygamberde.

Âyet ki, çıplak okunur;

Ne bir harf, ne zarf, ne perde.


Geçti bilmem kaç nesilden,

O nur, İlâhi daire...

İbrahim'den İsmail'den,

Vesaire vesaire...


O nur, o nur, elde sancak;

Aktarılır, nebî nebî.

Bir beklenen var ki, ancak,

Nurun ezelden sahibi...


Nur sırdır, ışık üstü sır;

Vurduğu eşya gölgesiz.

Onsuz insan kör ve sağır;

Ülkeler onsuz, ülkesiz.


Son Peygamber, son Peygamber!

İlk olunca sona geldi.

Nur, fezayı tutan çember,

Ondan gelip O'na geldi.


“Esselâm” ın yayımlanmasından 8 yıl sonra, bu kez nesir olarak, yine Hz. Muhammed (s.a.v)i, muhteşem cümlelerle anlattığı bir edebiyat şaheseri olan “ Çöle İnen Nur” u daha önce yazdığı metinleri geliştirerek 1981 yılında tamamlar.


“Çöle İnen Nur” un Prof. Orhan Okay’ ın anlatımıyla ( 1 ) oldukça uzun bir sürece uzanan yayın macerâsı vardır.


Bu eserin ilk metni, 1946 yılında BÜYÜK DOĞU Dergisi’ nin Aralık/1946 tarihli, 57 no.lu sayısında yayımlanmaya başlar. Kısa bir aradan sonra Hükümetçe derginin kapatılması sonucunda tefrika da biter.


Üstâd’ ın kendi ifadesine göre , daha sonraları yine Büyük Doğu’ da olmak üzere, 1952 senesinde “ Allah’ın Sevgilisi” , 1956’ da “ O” başlığıyla çok az bir bölümünü neşreder.


1961’ e gelindiğinde , ilk defa kitap olarak “O ki, O Yüzden Varız:Kâinatın Efendisi’ nin Hayatı”ismiyle yayımlanır.

Çöle İnen Nur ismiyle ilk kez 1969’ da basılır.


Mart/1948’ de dergi yeniden açılır. Sadece 3 sayısında tefrika edilirse de, bir türlü tamamlanamaz.

Kitap olarak basılmadan önce, birkaç kez değişik yayın organlarında tefrika edilir. Gerek her tefrikada ve gerekse kitapta, bir önceki metinlere, üstâd bazı ekleme ve çıkarmalarda bulunur.


Bu eserinde, Allah Rasûlü'nün hayatını, nûr-ı Muhammedî'nin yaratılışından vefatına kadar bir bütünlük içerisinde anlatılmaya çalışmıştır. Peygamberine duyduğu büyük sevgi, saygı ve edepte o kadar zirvelere çıkmıştır ki, eserin başlangıcından bitimine kadar “ O” na ismiyle hitap etmeye cesaret edemez ve Muhammed( s.a.v) ismini her seferinde “M…” rumuzu ile yazar.


“ Çöle İnen Nur” dan çarpıcı satırlar :


“Sen, mukaddes hedef; Haktan gelen aşkın hedefi!..


Sen, en ileri rütbe; Allahın Sevgilisi olmak mertebesi!.


Sen, en güzel insan; güzeller güzeli insanoğlunun en güzeli!..”( Büyük Doğu Yayınları, İstanbul 2004 , 29. Basım, s. 9 )


“O ki olmasaydı, topyekûn oluş olmayacaktır.

İşte O...

O kadar evvel ve o kadar üstün...

Bir arada sebep ve netice...

O Kİ, VARLIK O YÜZDEN...”(a.g.e. s. 28)


Kitap hakkında Türk edebiyatve düşünce dünyasında oldukça geniş değerlendirmeler yapılmış ve yorumlar getirilmiştir.

Bu yorumları örneklersek :


1)“…Necip Fâzıl eserinin temelini ‘ Levlâke..’ hadîsii kudsîsine dayandırdığını ifade ederek, yaratılmış bütün varlıklar adına peygamberi minnetle övmeye başlar. Derin bir aşk, azc ve günah hissi, şefkat niyazı bu başlangıçta, yeryer coşkun bir lirizme ulaşan cümlelerle ifade edilmiştir…”( 2 )


2) “…Eserin keyfiyeti hususunda Üstad Necip Fazıl, eserinin hemen başında kitabının bir ilim değil, san’at eseri olduğunu özellikle vurguluyor. Tabiî ki san’at eseri olması ilimden yoksun ve mesnedsiz olduğu anlamına gelmiyor. İslâm âlimleri tarih boyunca Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hayatıyla ilgili eserler kaleme almışlar, tek tek nakillerini sahih kaynaklardan göstermişlerdir. Şüphesiz ki ilmî siyer kitapları, yani hadislerin, haberlerin, rivayetlerinin kaynaklarının gösterildiği siyer çalışmalarının da kendi içinde bir değeri var ve yayınlanmaları gerekiyor da... Ancak günümüzde Allah Resulü’nün hayatını belli bir fikre muhatap olarak, o’nun hayatını bir dünya görüşü projesinin ana merkezine koymak, bunun fikri örgüsünü kuran eserler çıkarmak ise ayrı bir kıymet…”( 3 )


3)“… Necip Fazıl, Çöle İnene Nur’a bir alt başlık eklemiş: “Çöle ve bütün zaman ve mekâna”. Bu alt başlıkta, şairin kendi deyişiyle “baş eseri”nin ruhunu, yazılış sebebini okumak mümkün: Necip Fazıl, Efendimiz’in (sas) hayatını klasik bir siyer usulüyle değil bir sanat eseri olarak ortaya koyuyor ve daha çok olaylardan değil durumlardan el alarak anlatıyor. O En Güzel Hayat’ı “inanmış ve teslim olmuş sanat tavrıyla” dile getiren Çöle İnen Nur, unutulmaz bir sofra betimlemesiyle açılıyor: “Sofra… Etrafında Allah Resûllerinin dizildiği sofra… Ve bu sofrada başköşe… Sen!” Necip Fazıl’ın O ve Ben, Kafa Kâğıdı gibi kitaplarını anımsatan bu bölümün benzerlerine kitap boyunca rastlıyoruz. Allah Resulü’nün hayatından bir kesiti anlattığı pek çok yerde Necip Fazıl araya giriyor ve bir bakıma, nesrinin en billurlaşmış haliyle O’na (sas) yazılmış en güzel Türkçe metinlerden birini kaleme getiriyor. Çöle İnen Nur’da genel çizgileriyle Asr-ı Saadet var, Efendimiz’in peygamberlik vasıfları var, İslam’ın ilk yıllarına ait şaşırtıcı bilgiler var ama bütün bunların yanında Necip Fazıl’ın O’nu bulmakla sonuçlanan manevî yolculuğunun izdüşümleri var. “Çile” gibi, “O An” gibi Necip Fazıl literatürüne aşina olanların sık karşılaştığı terimlerin Çöle İnen Nur’da bölüm başlıkları olması bundan. Kitabın Abdülhakim Arvasi’ye ithafı da onun niçin Necip Fazıl’ın “baş eseri” olduğunu işin ehline anlatıyor zaten…” ( 4 )


4)“… Çöle İnen Nur’ un; Necip Fazıl külliyatı arasında apayrı bir yeri bulunduğu hususu üzerinde de ayrıca durulması gerekiyor. Eserin yazarı bizatihi Çöle İnen Nûr için ‘ gâye eserim’ demiş olsa bile,yüz cildi aşan bir külliyat arasında, bu eserin yeri gene de iyi tayin edilmiş görülmüyor…”

( 5 )


KAYNAKÇA :

(1) M.Orhan OKAY, “ Çağdaş Bir Siyer Denemesi : Çöle İnen Nur”,Yedi İklim Dergisi, Mayıs/2005, sayı:182

(2) M.Orhan OKAY, (a.g.e ,sayfa:3)

(3) Osman AKYILDIZ “Farklı Bir Siyer Çalışması: Çöle İnen Nur”, Yeni Furkan Dergisi, Mart 2006, Sayı: 2

(4) Can Bahadır YÜCE, “Şair Kaleminden Peygamber”,www.kitapzamani.com

(5) Necmettin TÜRİNAY, “ Söylenmemiş Cümlenin Hasreti: Çöle İnen Nur”, Yedi İklim Dergisi,Mayıs/2005, sayı:182,sayfa:9

Sincap isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
Necip Fâzıl da Peygamber Aşkı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:25.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428