16 Haziran 2013, 14:44 | #1 | ||||||||||||||||||||
NetteKeyif Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
| Dini şiirler Sana demiştim dünden Para isteme benden Dostluğumuz bozulur Soğurum hemen senden. Kayıt geçer sicile Etsek de çok acele Alna yazılan gelir Fayda vermez ecele. Ateşi tutar maşa Gerek yoktur telaşa Önlenmeli fitneler Dursun artık kargaşa? Bak olmuş yaşın yetmiş Kalmamış, işin bitmiş Düşünce gördüm seni Dostların çekip gitmiş. Annem bizi avutur Ninni söyler uyutur Hep kahrımızı çeker Çok geçmeden unutur. Ana bakmaz her lafa Evlâttan görse cefa Yine acır bizlere Eksilmez onda vefa. Et tırnaktan ayrılmaz Hakkı çoktur sayılmaz Hoca, dost çok olsa da Ana gibi yâr olmaz ] Bana izin verince, Odasına girince, Maşallah dedim hemen, Aklım gitti görünce. Muz getirdim yiyen yok, Fistan aldım giyen yok, Hiç talibim çıkmıyor, Evlenelim diyen yok. Geldim sen varsın diye, Halden anlarsın diye, Nazlanmanın sebebi, Biraz yalvarsın diye. Ne denir ahengime, Rengi uysun rengime, Endişem kolay gitmez, Düşer miyim dengime? Kaya derler adına, Sanki benzer oduna, Aval aval bakıyor, Her gördüğü kadına. Kumpir yenmez pişmeden, Su alalım çeşmeden, Gel hemen evlenelim, El diline düşmeden. Kabak gibi oyulmaz, Elma gibi soyulmaz, Hoca, salih insana, Yıllar geçse doyulmaz. ] Ben, böyle olmamalıydım İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma. İçime bir ateş düşmeliydi Ayaklarımın feri kesilmeliydi. Kendimden geçmeliydim sonra Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda Ama bunu kimse duymamalıydı, Seni, mahşere kadar saklamalıydım. Ben böyle olmamalıydım Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım. Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan Ben hep sana yormalıydım. Gece yıldızlarını serpince göre Seni görmek için uyumalıydım. Şarkılar kime söylenirse söylensin Sana diye dinlemeliydim. Türküler dolmalıydı odama, Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses Selvi boylu yâr sen olmalıydın Kömür gözlüm ateşine düşeli Senin için söylenmiş söz olmalıydı. Bir mey yokluğuna ağlamalıydı delice Bir keman, incecik çığlık olmalıydı Ama bunu kimse bilmemeliydi, Seni mahşere kadar saklamalıydım. Böyle olmamalıydım, Kelimeler Taif’i taşıyınca kulaklarıma Daha yüzüme çarpmadan Taif rüzgarı, Taşların izi çıkmalıydı yüzümde. Uhud anılırken, dişlerine sızı düşmeliydi. Haremde bir ikindi vakti Kem gözler çevrilince sana Ve vefasız eller uzanınca yakana İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi. Sen ötelere hazırlanırken, Öteler senin için süslenirken, Son kez baktığın pencerede hayal edip seni, Perdenin son kez kapanması gibi, Kapanmalıydı gözlerim. Sonra içime doğru gerilip, Seni bize lutfedenin ismini haykırıp, ‘Allah(C.C.) ‘ deyip, Düşmeliydim yere. Ama bunu kimse bilmemeliydi. Seni mahşere kadar saklamıydım. Ve mahşer günü Uzaktan seni seyretsem. Sana yakın olmak için can atsam. Beni engelleseler, ‘Sen kim yakınlık kim? ‘ deseler. Ben ağlamaktan konuşamasam. Gözlerini çevirsen bana. ‘Benim cennetim bana bakan gözlerindir.’ Ve tebessüm etsen. Ama bunu kimse görmese, Seni ebede kadar saklasam. Camilerdir alıp götüren bizi Beyaz ülkelere, sonsuza kadar. Camilerdir göstererek ak izi? Bizi içimizden beyaza boyar. Duvarında ayet ayet nakış var Bir mana doldurmuş büyük kubbeyi. Kandil kandil içimizde ışıklar, Bir yanar,bir söner anarken seni. Kimbilir kaç asırüstünden geçmiş Sülüsler, celîler, talikler durur. Hangi el, hangi ruh ve nasıl seçmiş? Ki kokusu yıllar yılı duyulur. Mihrabı, minberi, minaresiyle Öteye açılan kapı bu mudur? Şadırvanda şırıl şırıl sesiyle, Durmadan yıkanan yapı bu mudur? Bir ruhu abide yapan usta el Taşa en ilahi manayı vermiş. Aranan doğruluk, iyilim, güzel Abide halinde toplanıvermiş. Bir el ki, arkadaş olsun göklere Diyerek kubbeyi göğe uzatmış. Çil çil, kubbe kubbe geçtiği yere, Altın yaldızıyla mührünü atmış. Müezzin çıkarken fethe gökleri Müminin elleri Hakka açılır. Ne duydukları, ne gördükleri, Bir nur ortalığa durmaz saçılır. Beş vakit okunan ezan sesinde Bambaşka dünyadan bir çağrı vardır. Şahadet getiren minaresinde Taşlar omuz omza yaslanmışlardır. Ey kubbe, şadırvan, minaresiyle Bizi içimizden kuşatan mânâ. Ve günde beş vakit ezan sesiyle, Bizi kavuşturan sonsuz zamana. Camilerdir, alıp götüren bizi? Beyaz ülkelere, sonsuza kadar. Camilerdir, göstererek ak izi, Bizi içimizden beyaza boyar. Ben kim miyim? Hani Seni Seviyorum ya Hani gıpta ediyorum ya ashabına Hani Hz.Fatıma’yı anam, Hz.Hasan Hüseyin’i kardeşim olarak görüyorum ya! Hani ne zaman hüzünlensem, Sen geliyorsun ya aklıma Görmeden hayranım Ya cemaline Kalbin kadar güzel yüzünün hayalini kuruyorum ya Hani ne zaman çok gülsem Sen’in hafif kızgın bana baktığını görüyorum ya! Hani bana diyorsun ya” Yerinde olsam, az güler çok ağlardım ” diye Sonra nerede bir yetim görsem Sen’i buluyorum ya yanımda Hani bana diyorsun ya “Beni istiyorsan onun başını okşa Hani hep bir özlem var ya içimde Hep vuslat varya hayalimde Hani gözyaşları içinde, yeşil kubbenin resmine bakıyorum ya Hani hayal ediyorum ya hep Efendim Safa-Merve arasında, önümde Sen varmışsın gibi koştuğumu.. Hani uzun boylu, siyah saçlı, beyazlar içinde birine Sen diye sesleniyorum ya! Sonra adam arkasını dönünce Senin olmadığını görüyorum da eğiyorum ya başımı, Sevincim yerini hüzne bırakıyor ya Hani Sana gidecek her yolcuyla selam yolluyorum ya Sonra da selamımı almışsın gibi seviniyorum ya Hani kalbimin bir yanı “Ümit” derken, Bir yanı korkuyla atıyor ya Hani Seni Seviyorum Ya Efendim Hani günahlarımı unutup, Seninde beni sevdiğini düşünüyorum ya! Duyuyorum ya “ÜMMETİ” diye seslenişini Ne zaman bir yüzük alsam elime Senin yüzüğün geliyor ya aklıma Hani üzerinde Muhemmedun Resulallah yazılı olduğunu düşünüp, Ebu Bekir ve ashabına selam yolluyorum ya Hani ben varım ya Seni Seviyorum ya Çok Seviyorum ya Selat, Selam üzerine olsun Ya Resulallah Ben kim miyim? 1400 yıl öncesinde Selam ettin ya. Kardeş belledin ya.. Seni Seviyorum ya.. ——————————————– Vakit geçirmeden çabuk gel Ezelden ben sana bağlandım Fırtınalı bir gecede ve sensizim Aşkım,ne olursun yanıma gel Sen olmayınca yaşasam ne olur Issız bir gecede ve yine sensizim Zaman geçmiyor sensiz,ne olursun yanıma gel Yalnızım,yalnız sensiz olmuyor Arkana bakma bir an önce yanıma gel Rabbim sana şükürler olsun İkimizi bir araya getirdin Mecnun gibi seviyorum seni, leylam ol benim! İffet-i Meryem’den kutlu emanet Efkarı gönlümde hamuş başörtüm Harabgah ruhuma inen sükunet Mizan-ı mahşere fânus başörtüm Modern tuzakların rahmet sayacı Törpülenmiş hayatların ilacı ****l bakışlara verirsin acı Murdar gönüllere kâbus başörtüm Nefsin tuzağına çekilen bir set Şeytani arzuyu kırarsın elbet Sen varken yaklaşmaz bana isaet Nefs-i emmareme namus başörtüm Bedbaht efkârların edep minhâcı Hakka yakınlığın en has miracı Hayat mihverimin daim ser tacı Seni arayana kâmus başörtüm Kime yar olduysan oldu bahtiyar Edeb-i ruhumda oldun sevdiyar Buz tutmuş gönlümde kor oldun ey yâr Edep dergâhıma Yunus başörtüm bu gece sigaramı iki pakete çıkardım birini senin için diğerini kendim için bir içim bir yazdım dumandanmı ? gözyaşım yoksa ayrılıklardanmı bir rüya gördüm yaktı bağrımı uyanmakmış her rüyanın sonu başımı yaslayama doya doya sevdiğimi haykıramadım yare gözlerine baka baka o yarin | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Dini şiirler |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |