09 Mayıs 2012, 20:59 | #1 | ||||||||||||||||||||
NetteKeyif Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
| Kainat Kainatın Varoluşu - Yaratılış Hakkında - Hadis-i Kutsi Varlık yaratılmamıştı ve Allah’tan başka hiçbir şey yoktu. Yüce Allah zatının tanınmasını ve bilinmesini istedi. İsim ve sıfatlarının tecellisi olarak kâinatı yarattı. Bir hadis-i kutside yüce Allah: “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek ve tanınmak istedim mahlûkatı yarattım” buyurmuşlardır. Yani yüce Allah kâinatı kendisini tanıtmak için yaratmıştır. Yaratılışın gayesi ve amacı yaratıcıyı tanımaktır. Allah insanı da kendisini iman ile tanıması ve ibadet ile itaat etmesi için yaratmıştır. Allah kendisini gizlemiş ve eserlerini ortaya çıkarmıştır. Çünkü eser ustasını daha iyi tanıtır. Amaç gizli hazinelerini ortaya çıkarmak ve o vasıta ile zatını tanıtmak olunca eserini izhar edip kendini gizlemek daha mükemmel bir şekilde zatın tanıtılmasını netice verir. Allah’ın hazineleri ise isimlerinde gizlidir. Çünkü mükemmel benzersiz gizli bir cemal kendi güzelliklerini aynada görmek ve güzelliğinin derecelerini şuurlu ve kendine âşık olanların gözleri ile de görünmek ve bilinmek ister. Bu da kendisinin isim ve sıfatlarını görerek eserlerini bilen, anlayan ve öven, takdir edenlerin varlığını gerektirir. Yüce Allah da kâinatı yaratarak kendi hazinelerini ortaya çıkardı. İnsanı yaratarak bu eserlerin sahibi, yaratıcısını bilmek ve iman ile tanımak, ibadet ile itaat etmeyi gerekli kıldı. İnsanın yaratılış amacı Allah’a iman olunca insan iman etmekle bu amacı gerçekleştirmiş olur. İnsanın affedilmez günahı da Allah’a şirk koşmak olacaktır. İşte bundan dolayı yüce Allah “Şirki Allah’a karşı yapılmış en büyük iftira kabul etmiş, Allah şirki affetmez, bunun dışında her günahı affeder” buyurmuştur. Varlık Allah’ın varlığını nasıl anlatır? Eserin ustasını tanıttığı gibi... Şöyle ki: “Vücud; mümeyyize, muhassısa ve müreccihe olmak üzere, ilim, irade ve kudret sıfatlarını istilzam eder.” Bu da görme, işitme ve konuşma sıfatlarını gerektirir. İşte Allah’ın sıfatlarını böylelikle anlarız. Akıl noktasında bu böyle olduğu gibi, yüce Allah da rahmetinin gereği olarak peygamberler ve kitaplar vasıtası ile de insanları bu amaca yöneltmiştir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde “O Allah yaratıcıdır, her şeyi yoktan yaratandır, her şeye suret ve şekil veren odur. Bütün güzel isim ve sıfatlar ona aittir. Semavat ve arzda bulunan her şey onu över, onu tesbih ve her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder. O azizdir, izzet ve azamet sahibidir. Her işi hikmetledir, her yaptığı şey ilim ve hikmetin gereğidir” buyurarak bu hususu ifade etmiştir. Amaç Allah’ı tanımak ve zikretmek olunca sabah ve akşam namazından sonra bu ayetleri okuyarak Allah’ın isim ve sıfatlarını tekrar etmeyi peygamberimiz (sav) tavsiye etmiş ve bunu devamlı yapanın şehit olarak öleceğini ve cennete gideceğini müjdelemiştir. Yaratılış Keyfiyeti: Sahabelerden Ebu Rezin (ra) peygamberimize (sav) sordu: “Ya Rasülallah! Allah yerleri ve gökleri yaratmadan önce nerede idi?” Peygamberimiz (sav) cevap verdi: “Allah vardı, varlık yoktu. O gizlilik ve bilinmezlik içinde idi. Henüz arşı da su üzerinde değildi. Sonra arşını su üzerinde yarattı” buyurdu. Bediüzzaman hazretleri bu husuz açıklık getirerek şöyle der: “Şeriatın nakliyatına göre Cenab-ı Hak, bir cevhereyi (Nur-u Muhammediyi) yaratmış, sonra ona tecelli etmekle bir kısmını buhar, bir kısmını mayi kılmıştır. Sonra o mayi kısmına da tecelli etmekle tekâsüf ettirip “zebed” köpük kesmiştir. Sonra arzı ve yedi küre-i arziyeyi o köpükten halk etmiştir.” Cenab-ı Hakkın arşı su hükmünde olan esir maddesi üzerinde imiş. Esir maddesi yaratıldıktan sonra, Sâni’in ilk icadlarının tecellisine merkez olmuştur. Yani esiri halk ettikten sonra cevahir-i ferde (atomlara) kalbetmiştir.” Esir maddesi ise atomların tarlası olup “mevcudata nazaran akıcı bir su gibi olup mevcudatın aralarına nüfuz etmiş bir maddedir.” Yüce Allah esiri yaratıp arşını onun üzerine kurmuştur. Yani hâkimiyetini ve hükümranlığını ve arşını esire yüklemiştir. Böylece atomların içine bile nüfuz edebilen esire hükmetmekle Allah tüm kâinata ve her şeye hükmetmiş oluyor. Böylece Allah ilim, irade ve kudreti ve bunların gerektirdiği isim ve sıfatları ile her şeye her şeyden daha yakın olmaktadır. Ve ilim, irade ve kudreti her şeyin içini dışını, altını ve üstünü ihata etmiştir. | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Kainat |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |