03 Temmuz 2013, 02:10 | #1 | ||||||||||||||||||||
Keyifli~Üye Üyelik tarihi: 28 Mart 2011
Mesajlar: 1.444
| Ar-Ge Araştırma Geliştirme Ar Ge Araştırma Geliştirme Hakkında - Ar Ge Nedir - Ar Ge Tarihi - Ar-Ge Bilim, bilim içindir… Ülkemizdeki temel zihniyet budur.Ki doğrudur. Bilim yapılırken acaba bu çalışmadan para kazanılabilir mi yada ülke ekonomisine ne kadar katkı sağlarımdan ziyade bilim adına ne yapabilirim, insanlık bu çalışmadan ne kadar yararlanır veya evrenin hangi sırrına ışık tutabilirim üzerine bilimsel çalışma yapılır. Zaten bir ödül veya para için yapılırsa korkarım ki bilim evrenselliğini yitirecektir. Buraya kadar her şey açık ama bilim, bilim içindir felsefesine hizmet ederken değerli bilim adamlarımızın buluşları teknolojiye aktarılmıyor mu? Tabii ki aktarılıyor ve büyük firmalar bundan ciddi paralar kazanıyorlar. Teknolojideki her yenilik bilim adına büyük başarı sayılırken devlet hazinesine büyük katkı sağlıyor. Türkiye’den bahsetmiyorum maalesef teknoloji devi ülkelerden bahsediyorum. Örnek alınası bu ülkeler ki bilime ciddi bir bütçe ayırıyor. Bilim adamlarını ve ürettikleri projeleri destekliyor. Bilimi sanayiye aktarıyor. Bunu teknolojik ürünlere çeviriyor, dünya ülkelerine pazarlıyor ve ekonomisini güçlendiriyor . Ekonomisi güçlenen devlet öğrencisine burs veriyor.Kendi ülkesinde olmayan teknolojileri öğrenmek için dünya devi ülkelere lisansüstü öğrenci gönderiyor. Ve konunun can alıcı noktası şu ki bu bilgiyi edine öğrenci 1-2 ay içerisinde bilgiyi kendi ülkesine getirerek yeni teknolojinin kendi ülkesinde üretilmesini sağlıyor.ABD en çok yabancı öğrenci çeken ülke. Ve bu ülkeye en fazla Hintliler ve Çinliler rağbet gösteriyor.2005 yılında ABD ‘de ki Hintli öğrenci sayısı 80466 kişi iken bu sayı 2009-2010 öğretim yılında 105 000 e ulaşmıştır.Yine Çinli öğrenci sayısı 2005 yılında 62 523 iken 2009-2010 öğretim yılında 128 000 ‘e ulaşmıştır. Bu sıralamada Hintli ve Çinli öğrencilerden sonra sırasıyla G.Kore, Japon, Tayvanlı , Kanadalı ve Türk öğrenciler gelir. 2005 yılı itibarıyla ABD’de bulunan Türk öğrenci sayısı 12 474 tür. Ve bu sayının yarıdan fazlası lisansüstü öğrencilerden oluşmaktadır. Yine bu öğrencilerin yarısından fazlasının da önemli bilimsel projelerde çalıştığı bilinmektedir. Çinli araştırmacıların yaptığı doktora ve patentlerin hemen 1-2 ay içerisinde Çin ekonomisinde devreye girmektedir. Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün 29 Eylül 2010 günü Çırağan’da bir açılışta, OECD ülkeleri içinde ABD’ye an fazla öğrenci gönderen ülke Almanya’dan sonra Türkiye’dir. Ama bizde Çin’in yaptığı gibi bir organizasyon olmadığından bu bilgilerin ülkeye ulaşmasının üç dört yılı bulduğunu söylemişitr. Bu sözlerden sonra farkına varılan önemli bir bilimsel sorun Türk bilim adamlarının edindikleri bilgi ve becerilerinin süratle ülkeye transfer edilmesidir. Ancak daha da önemlisi ülkeden beyin göçünü engellemek ve Ar- Ge (Araştırma- Geliştirme faaliyetlerine daha da önem verilmesi ve asıl üretimin ülkemizde yapılmasını sağlamaktır. Bu konuya bir de şu açıdan bakarsak teknoloji üretmenin yanında ülkemize üniversite ve lisansüstü öğrencileri çekebilirsek bunun bize hem ekonomik yönden hem de bilimsel yönden büyük katkı sağlayacağı aşikardır. Ülkemizde AR-GE çalışmaları Tübitak tarafından desteklenmektedir. Tübitak içinde Bilim İnsanı Destekleme dairesi, Teknoloji ve yenilikçi Politikalar dairesi, Teknoloji ve Yenilik destekleme Dairesi başkanlıkları bulunur. Resmi sitesinden alına bilgilere göre, Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB), teknolojinin toplumsal faydaya dönüşme sürecini hızlandırmak amacıyla, ülkemiz özel sektör kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik faaliyetlerini desteklemek amacıyla kurulmuştur. Böylelikle, ülkemiz kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme yeteneğinin, yenilikçilik kültürünün ve rekabet gücünün arttırılması hedeflenmektedir. TEYDEB, bahsedilen hedefler doğrultusunda, destek programları tasarlamakta ve yürütmektedir. TÜBİTAK-TEYDEB Bünyesinde Özel Sektöre Yönelik Araştırma-Geliştirme Destek Programları : * 1501 - Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı * 1503 - Proje Pazarları Destekleme Programı * 1507 - KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı * 1508 - Teknoloji ve Yenilik Odaklı Girişimleri Destekleme Programı (TEKNOGİRİŞİM) * 1509 - Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı TÜBİTAK-TEYDEB bünyesinde yürütülen destek programlarına yapılacak proje başvuruları ve destek talebine yönelik dönemsel başvuruları elektronik ortamda http://eteydeb.tubitak.gov.tr adresindeki PRODİS (Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi) üzerinden alınmaktadır. AR-GE nedir? AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) kelimesi son zamanlarda sıkça kullanılmakla beraber herkes tarafından çok farklı yorumlanabilmektedir... Kimilerine göre AR-GE yeni bir ürün üretmekken, kimilerine göre salt bilimsel çalışmalar yapmaktır. Tanım olarak ise AR-GE, bilimsel ve teknik bilgi birikimini artırmak amacıyla, sistematik bir temele dayalı olarak yürütülen, yaratıcı çaba ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımıdır. Gelişmiş sanayi ülkelerinin yer aldığı OECD'ye göre AR-GE üç farklı uygulamayı bünyesinde barındırır; Temel araştırma (basic research): Belirli, özgün bir uygulama veya kullanım düşünülmeden, kuramsal veya deneysel çalışmalarla olguların ve gözlemlenebilir durumların altında yatana ilişkin yeni bilgi edinmeye denir. Uygulamalı araştırma (applied research): Uygulamalı araştırma da özgün bilgi üretmeye yöneliktir. Ana hedef olarak doğrudan özgün ve pratik bir amaç içerir. Deneysel geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden edinilmiş ve halen varolan bilginin üzerinde yükselen, ancak yeni materyaller, ürünler, devreler üretmeye; yeni süreçler, sistemler hizmetler oluşturmaya veya halen üretilmiş veya oluşturulmuş olanları büyük ölçüde iyileştirmeye yönelik sistemli çalışmalardır. OECD, AR-GE'nin diğer faaliyetlerden ayırt edilmesinde şu tanımı getirmektedir: AR-GE faaliyetleri bilimsel veya teknolojik belirsizliğin olduğu durumlarla ilgili faaliyetlerdir. Biz Ar-Ge ‘yi he gelişmiş ülkeler yapar zannettik ve bu çalışmalar için ülke ekonomimizin canlanmasını bekledik. Bunu Ar- Ge’ ayırdığımız harcama miktarlarına bakarak rahatça söyleyebiliriz. Ar-Ge harcamalarının Milli gelire oranı 1990 ‘da yüzde 0,33 iken 2001 de 0,72 dir. 2008 de 0,75 çıkan bu oranın içinde bulunduğumuz yıl itıbarıyla yüzde 3 e çıkarılacağı ve dünya ortalamasının üstüne çıkacağı öngörülmektedir. Dünya ortalamasının yüzde 1,7 olduğu düşünülürse bu oldukça iyi bir rakam gibi görünüyor. Umarım gerçekleşir. Bilindiği son günlerde sıkça duyduğumuz bir Tübitak’ın 2023 projesi projesi var. 2023 yılında Türkiye’nin Çin’den sonra dünyanın en büyük 2. Ekonomisine sahip olacağı söyleniyor. Peki bu nasıl gerçekleşecek. Beyin gücüne dayanarak üretim sürecine girilecek. Teknolojik buluşlara imza atılması ve patent alınması desteklenecek. Üretilen teknoloji Pazar bulunacak. Üretilen her yeni bilgi ister ülkede ister ülke dışında olsun hızla teknolojiye transfer edilerek sanayiye kazandırılacak. Bilim –sanayi işbirliği sağlanacak ve hem firmalar hem üniversiteler Ar- Ge ‘ye teşvik edilecek. Üniversitelerde yüksek lisans ve doktora tezleri sanayinin ihtiyaç duyduğu konuları içerecek ve üniversiteler sanayinin içine çekilmiş olacak. Tüm bunları büyük umutlarla yazıyorum .Umarım 2023 yılı tüm projelerin gerçekleştiği bir yıl olur. Tabi bunun için Ar-Ge çalışmalarının bence Tübitak içinde bir birime bağlı olarak değil de hem üniversitelerden hem de firma yöneticilerinden Ar-Ge uzmanlarından oluşan bağımsız yöneticilerle kurulmuş bir birim olması çalışmaları hızlandıracak ve bürokrasi engeline takılmasını engelleyecektir diye düşünüyorum. Beyin gücümüzün bilim ve teknolojiye aktarıldığı güçlü bir Türkiye dileğiyle…. Müberra Altın | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Ar-Ge Araştırma Geliştirme |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |