20 Haziran 2013, 05:49 | #1 | ||||||||||||||||||||
NetteKeyif Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
| İBS Nedir irritabl bağırsak sendromu - ibs nedenleri - ibs belirtileriİrritabl bağırsak sendromu (İBS) karında ağrı ve kramplar, bağırsak hareketlerinde değişiklik (ishal, kabızlık ya da her ikisi), gaz, şişkinlik, bulantı ve diğer belirtilerle karakterize, yaygın bir bağırsak durumudur. İBS için tanınan bir tedavi yoktur. Hastalık hakkında çok fazla şey bilinmese ve hastalık çok iyi anlaşılamasa da, beslenmedeki değişiklikler, ilaç ve psikolojik tedavi ile belirtiler büyük ölçüde azaltılabilir ya da ortadan kaldırılabilir. İBS daha önce kolit, spastik kolon, sinirsel kolon, spastik bağırsak ve fonksiyonel bağırsak bozukluğu olarak adlandırılan durum için günümüzde kullanılan addır. Bu isimlerden bazıları bugün geçerliliğini yitirmiş olan İBS’nin tamamen psikolojik bir durum ve hastanın hayal gücünün ürünü olduğu inancını yansıtır. Her ne kadar modern tıp stresin İBS’yi tetikleyebileceğini kabul etse de, tıp uzmanları İBS’nin gerçek bir fiziksel hastalık ya da saptanabilir spesifik özellikleri olan bir grup bozukluk olduğunda hemfikirdir. İBS’nin görülme sıklığı tam olarak bilinmemektedir. ABD’de yapılan anketler Amerikalıların %10-20’sinin ve hatta belki de %30’unun hayatlarının belli bir noktasında İBS yaşadıklarını gösterir. İBS ilk olarak genellikle genç yetişkinlik evresinde ortaya çıkar ve bütün vakaların yarısında belirtiler 35 yaştan önce başlar. İBS olan kadınların sayısı erkeklerin iki katı daha fazladır; bunun nedenleri henüz anlaşılamamıştır. Sindirim sistemi hastalıklarında uzman bir gastroenterolog tarafından görülen rahatsızlıkların büyük bir kısmını İBS oluşturmaktadır. Yine de İBS olanların ancak yarısı –belki de %15’i– bir doktora danışır. İBS hayatı tehdit eden bir durum değildir. Bağırsak kanamasına ya da iltihabına neden olmadığı gibi başka bir bağırsak hastalığı ya da kanser oluşumuna da yol açmaz. İBS her ne kadar ömür boyu sürebilse de, vakaların %30'unda belirtiler sonunda kaybolur. Belirtiler yok edilemese bile, uygun tedavi ile genellikle hafifletilebilirler, böylece İBS sadece zaman zaman ortaya çıkan bir rahatsızlığa dönüşür. Bununla birlikte tedavi uzun süreli bağlılık gerektirir; iyileşmeyi fark edebilmesi için hastanın tedaviye altı ay ya da daha fazla devam etmesi gerekebilir. İBS Belirtileri İBS belirtileri gittikçe kötüleşmek yerine, şiddetlenip azalma eğilimindedir. İBS belirtileri arasında dışkılama ile hafifleyebilen bağırsak (karın) ağrısı; tek başına ya da değişimli olarak görülebilen ishal ile kabızlık yer alır. Kişiden kişiye değişebilecek diğer belirtiler arasında kramp, gaz, şişkinlik, bulantı, güçlü ve kontrol edilemez acil dışkılama isteği, bağırsak hareketi esnasında yapışkan sıvı (mukus) çıkışı ya da bağırsak hareketinin bitmesinin ardından bağırsakların hala tam olarak boşaltılmamış olduğu hissi yer alır. Roma kriterleri olarak bilinen, kabul edilen tanılama kriterleri İBS teşhisinden önce belirtilerin en az üç ay sürmesini ya da yinelemesini gerektirir. Uzmanlar İBS vakalarının %70’inin hafif, %25’inin orta ve %5’inin şiddetli olarak tarif edilebileceğini belirtir. Hafif vakalarda belirtiler hafiftir. Her zaman belirtiler ortaya çıkmaz ve işi ya da normal aktiviteleri engellemez. Orta derecede İBS normal aktiviteleri önler ve psikolojik sorunlara neden olabilir. Şiddetli IBS olan kişiler beklenmedik anlarda tuvalete çıkma konusunda sürekli korku duyabilir. Genellikle normal bir hayat yaşamanın imkânsız olduğunu düşünürler ve bunun sonucunda engelleyici psikolojik sorunlar yaşarlar. Bazı kişilerde fiziksel ağrı sürekli ve yoğundur. Teşhis İBS’nin teşhisi oldukça karmaşık bir iştir çünkü bozukluk fiziksel muayene ya da laboratuar testleri esnasında saptanabilen değişimlere yol açmaz. İBS’den şüphelenildiğinde doktor (bir aile doktoru ya da uzman) hastanın Roma kriterlerini karşılayıp karşılamadığını değerlendirir. Doktor İBS’ye benzeyen Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi durumları eler. Bu bozukluklar standart bir sağlık geçmişinin alınması, fiziksel muayenenin ve laboratuar testlerinin yapılması ile elenir. Kan ve bağırsak parazitleri için test edilmek üzere hastadan dışkı örneği istenebilir. Bazı vakalarda röntgen, bağırsak inceleme ya da anüsten sokulan esnek bir cihaz (sigmoidoskop ya da kolonoskop) ile kolonun incelenmesi gerekir. Hastalardan iki ya da üç hafta boyunca, öğünler ve olaylara karşı duygusal tepkileri de kapsayan bir belirti günlüğü tutmaları istenir. Doktor, olası problem alanlarını saptamak için hastayla birlikte günlüğü gözden geçirebilir. İBS Sebepleri Araştırmacılar hâlâ İBS’nin nedenlerinden emin değildir. Fonksiyonel bozukluk dolarak anılmaktadır çünkü bunun kalın bağırsağın majör kısmındaki (kolon) aktivite değişikliklerinin sonucu olduğu düşünülmektedir. Yiyecekler mide ve ince bağırsak tarafından sindirildikten sonra, sindirilmeyen maddeler sıvı biçimde suyun ve tuzun emildiği kolona geçer. Bu süreç birkaç gün sürebilir. Öğün sonrası hariç bu periyodun çoğunluğunda, sağlıklı bir insanın kolonu, kaslar peristaltiz denilen dalga benzeri bir hareketle kasılırken sessizdir. Peristaltiz, sindirilmeyen maddeyi kolon duvarıyla temas ettirerek emilime yardımcı olur. Ayrıca katı ya da yarı katı dışkıya dönüşmüş olan sindirilmeyen gıdayı, dışkılamaya kadar bekleyeceği rektuma doğru iter. Ancak İBS durumunda peristaltizin normal ritmi ve yoğunluğu bozulmuştur. Bazen peristaltiz çok azdır, bu da sindirilmeyen yiyeceklerin kolondan geçişini yavaşlatır ve kabızlığa neden olur. Bazen de çok fazladır, bu da zıt etkiyle ishale neden olur. Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, kolonunda her gün altı ila sekiz kasılma olan sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında, ishal olan İBS gönüllülerinde kasılma sayısının günde 25’e kadar çıkabildiğini ve kabızlık çeken İBS gönüllülerinde neredeyse hiç kasılma gerçekleşmediğini göstermiştir. Kasılma sayılarındaki farklılığın yanı sıra pek çok İBS gönüllüsünün kolonunda normalden daha geniş alanı etkileyen güçlü spazmodik kasılmalar gerçekleşmiştir. Diyet Bazı yiyecek ve içeceklerin İBS ataklarının tetiklenmesinde önemli bir rol oynağı görülür. Sağlıklı insanların hiçbir sıkıntı olmaksızın tüketebildiği yiyecek ve içecekler İBS hastalarında peristaltizi bozar; bu muhtemelen atakların neden yemeklerden kısa süre sonra olduğunu açıklayabilir. Çikolata, süt ürünleri, kafein (kahve, kola, çay vb. içeceklerde bulunur) ve fazla miktarda alkol başlıca suçlulardan bazılarıdır. Bazı diğer yiyecekler de problem olarak tanımlanmıştır ancak neyin tolere edilip neyin edilemeyeceği kişiye göre değişir. Karakteristik olarak İBS belirtileri nadiren gece gerçekleşir ve kişinin uykusunu böler. 2002’de yapılan bir araştırma bazı çocukların, başta elma ve şeftali olmak üzere, meyve sularındaki çeşitli şekerlerin emiliminde güçlük yaşadığını göstermiştir. İBS olan çocuklar bu meyve sularından bir ay süreyle uzak durduğunda, %46’sında İBS belirtilerinin iyileştiği görülmüştür. Bu vakalarda görülen düşük emilimin nedeni, elma ve şeftali suyunun glikoz şekerinden daha fazla früktoz içermesi olabilir. Hemen hemen eşit miktarlarda glikoz ve früktoz içeren beyaz üzüm suyu daha kolay emilir. Stres Beyin ile bağırsaklar arasındaki yakın sinir sistemi bağlantıları nedeniyle stres, İBS’de önemli bir faktördür. Araştırmacılar sinir sistemindeki değişimler ile İBS arasındaki bütün bağlantıları henüz saptayamamış olsa da, hafif sindirim bozuklukları ile İBS arasındaki benzerliklere dikkat çeker. Sağlıklı insanların stres altında mide bozulmaları ve bulantısı yaşayabilmeleri gibi, İBS olan kişiler de strese aynı şekilde, ancak daha şiddetli olarak tepki verir. Son olarak, İBS belirtilerinin bazen menstrüasyon döneminde yoğunlaşması, kadın üreme hormonlarının başka bir tetikleyici olduğunu akla getirir. 2002 yılında yayımlanan bir çalışma İBS belirtilerinin kadınlarda daha kötü olduğunu ve İBS olan kadınlarda rektal hassasiyetin menstrüal döngü ile değiştiğini onaylamıştır. Bu, aynı zamanda sağlıklı kadınlarda olan benzer değişikliklerin karşılaştırıldığı ilk çalışmadır. İBS'de Tıbbi Tedavi Bazen ilaçlarla ya da psikoterapiyle de desteklenen diyet değişikliklerinin başarılı tedavinin kilit noktası olduğu düşünülür. Ciddi yan etkileri nedeniyle 2000 yılında gerçekleşen tartışmaların ardından, ishal-belirgin İBS olan kadınların tedavisinde alosetron (Lotronex) denilen bir ilacın 2002 yılında sınırlı sayıdaki satışı Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmıştır. Bu ilacın kullanımı sadece geleneksel terapiye yanıt vermeyen şiddetli, kronik ishal hakim İBS olan hastalarla sınırlı olmalıdır. Doymuş yağ ve hastanın reaksiyonunu tetikleyen gıdalar bakımından düşük olan kişiselleştirilmiş bir diyet, İBS olan pek çok hastanın belirtilerini azaltabilir. Kafein kaynakları, şeker ve alkol genellikle belirtileri kötüleştirir. Buğday kepeği ya da günde 15-25 gram reçetesiz psilyum laktasif de hem kabızlığa hem de ishale yardımcı olabilir. Laktoz intoleransı problem değilse hasta süt ve süt ürünleri tüketebilir. Öğün ve tuvalete çıkma zamanlarının düzenlenmesi düzensiz bağırsak hareketleri olan kişilere, özellikle de kabızlık çeken hastalara yardımcı olabilir. Lif bakımından zengin bir diyet, kabızlık çeken hastalar için standart tedavi olarak kalsa da laktuloz ya da sorbitol gibi laksatifler reçete edilebilir. İshal için loperamid ve kolestiramin önerilir. Yemekten sonra oluşan karın ağrısı, yemekten önce hiyosiyamin veya disiklomin gibi antispasmodik ilaçların alınması ile azaltılabilir. Psikolojik danışmanlık veya davranışsal terapi, anksiyeteyi azaltmayı, İBS’nin ağrı ve diğer belirtileri ile baş etmeyi öğrenmelerinde bazı hastalara yardımcı olabilir. Gevşeme terapisi, hipnoz, biofeedback ve bilişsel davranış terapisi davranışsal terapi örneklerindendir. İBS sürekli ağrıya neden olduğunda ve günlük yaşamı etkilediğinde sinir sisteminden ağrı iletimini bloke edecek antidepresan ilaçlar faydalı olabilir. alıntı İBS'de Alternatif Tedavi | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
İBS Nedir |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |