20 Haziran 2013, 05:49 | #1 | ||||||||||||||||||||
NetteKeyif Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
| Kalp Hastalığı kalp hastalığı sebepleri - kalp hastalıklarında belirtiler - koroner kalp hastalıklarıKalp hastalığı, kalbe oksijen ve besin açısından zengin kan sağlayan arter ya da damarların daralması veya tıkanmasıdır. Bu duruma arteroskleroz, yani arterlerin iç çeperinde bulunan yağlı maddelerin birikerek kan akışını sınırlaması neden olur. Kalbe giden kanın tamamıyla kesilmesi durumunda sonuç kalp krizidir çünkü kalp oksijenden yoksun kalmaktadır. Aynı zamanda koroner kalp hastalığı ya da koroner arter (atardamar) hastalığı da denilen kalp hastalığı Birleşik Devletler’de hem erkekler hem de kadınlar için başlıca ölüm nedenidir. Amerikan Kalp Derneği’nin verilerine göre koroner arter hastalığından kaynaklanan ölümler 1990’dan bu yana azalmıştır, ancak yine de 2000 yılında 40 binden fazla kişi bu hastalıktan ölmüştür. Yaklaşık 13 milyon Amerikalı koroner arter hastalığının aktif belirtilerini taşımaktadır. Kalp hastalığı, koroner arterler kısmen bloke olduğunda ya da tıkandığında ortaya çıkar. Bu tıkanıklık oksijen açısından zengin kanın kalbe akışını engeller. Kalp daha fazla çalışıyorken koroner arterler genişler ve daha fazla oksijene ihtiyaç duyar. Eğer arterler genişleyemezse kalp oksijenden yoksun kalır (miyokardial iskemi). Tıkanıklık kan akışını sınırladığında anjin adı verilen göğüs ağrısı ya da basınç ortaya çıkar. Tıkanıklık kan akışını durdurduğunda, sonuç kalp krizi (miyokardial enfarktüs ya da kalp kası ölümü) olacaktır. Sağlıklı koroner arterler açık, esnek, pürüzsüz ve kaygandır. Arter duvarları esnektir ve kalbin daha fazla çalışması gerektiğinde daha fazla kanın geçmesi için genişleyebilir. Hastalık sürecinin arterlerin çeperlerinde ve duvarlarında bir zedelenme ile başladığı düşünülmektedir. Bu zedelenme arterleri ateroskleroza ve kan pıhtılarının oluşmasına (tromboz) meyilli kılar. Kalp Hastalığının Belirtileri Göğüs ağrısı (anjin), koroner kalp hastalığının başlıca belirtisidir ancak her zaman görülmeyebilir. Diğer belirtiler arasında nefes darlığı, göğüste ağırlık, ya göğüs kemiğinin arkasında ya da sol kol, boyun ya da çenede gerginlik, ağrı, yanma hissi, sıkışma ya da basınç yer alır. Amerikan Kalp Derneği’ne göre kalp hastalığından aniden ölen kadınların yüzde 63'ü ve erkeklerin yüzde 48’i önceden hastalığın belirtilerini göstermemiştir. Teşhis Teşhis, doktorun tıbbi öykünüzü alması, belirtileri tartışması, kalbinizi dinlemesi ve temel tarama testleri uygulaması ile başlar. Bu testler kandaki lipit seviyelerini, tansiyonu, kandaki açlık glikoz seviyelerini, kilo ve diğer göstergeleri ölçecektir. Diğer teşhis testleri arasında istirahat ve egzersiz elektrokardiyogramları, ekokardiyografi, radyonüklit taramaları ve koroner anjiyografi yer alır. Treadmill (koşu bandı) egzersiz stres testi, iyi hissetmelerine karşın yüksek risk faktörleri taşıyan kişiler için uygun bir tarama testidir. Elektrokardiyogram (ECG) kalbin faaliyetini ve oksijen eksikliğini (iskemi) gösterir. İletken jelle kaplı elektrotlar hastanın göğüs, kol ve bacaklarına yerleştirilir. Kalbin faaliyetlerine dair impulsları bir osiloskop (monitör) aracılığıyla bunları kağıda işleyen bir kayıt aletine gönderir. Egzersiz stres testi olarak bilinen bir başka elektrokardiyogram türü ise hasta bir koşu bandı ya da sabit bir bisiklet üzerinde egzersiz yaparken kalp ve kan damarlarının gösterdiği gayrete nasıl tepki verdiğini ölçer. Ekokardiyografi ya da kardiyak ultrason ise kalp odacık ve kapakçıklarının bir görüntüsünü oluşturmak üzere ses dalgaları kullanır. Teknisyen elde tutulan bir trandüsere jel tatbik eder ve sonra bunu hastanın göğsüne bastırır. Kalbin ses dalgaları bir monitörde gösterilebilen görüntülere dönüşür. Test koroner arterleri göstermez ancak kalp duvarındaki, kalp hastalığının neden olduğu anomalileri tespit edebilir. Genellikle bir doktor ofisinde ya da ayakta hasta şeklinde uygulanan test yaklaşık 30-60 dakika sürer. Radyonüklit anjiyografi doktorların koroner arterlerdeki kan akışını görmesini mümkün kılar. Nükleer taramalar, kan damarına ufak miktarda talyum gibi bir radyofarmasötikin enjekte edilmesi ile yapılır. Hasta masada uzanırken, hastanın içinden geçen nükleer maddenin görüntülerini üretmek üzere gama ışınları kullanılır ve kalbin resimleri kaydedilir. Radyonüklit anjiyografi genellikle bir hastanenin nükleer tıp departmanında uygulanır. Radyasyona maruz kalma durumu bir göğüs röntgeni ile neredeyse aynıdır. Koroner anjiyografinin, kalp hastalığını teşhis etmede en kesin yöntem olduğu düşünülür ancak aynı zamanda en invazif olandır. Koroner anjiyografi sırasında hasta uyanıktır ancak sakinleştirici almıştır. Kardiyolog kan damarına bir kateter yerleştirir ve onu kalbe doğru yönlendirir. Kateterin içine bir kontrast boya (röntgende görülebilen radyopak madde) enjekte edilir ve röntgen görüntüleri alınır. Koroner anjiyografi bir kardiyak kateterizasyon laboratuvarında, ayakta ya da yatan hasta ameliyat ünitesinde uygulanır. Tıptaki gelişmeler ve sağlıklı hayat tarzlarının benimsenmesi, 1980’lerde kalp hastalığından ölüm oranlarında ciddi bir düşüşün yaşanmasını sağlamıştır. Yeni teşhis yöntemleri, doktorların kalp hastalığını en erken evrelerinde tespit ve tedavi etmelerini sağlamaktadır. Yeni teknolojiler ve cerrahi yöntemler başka koşullar altında ölebilecek olan pek çok hastanın ömrünü uzatmıştır. Kalp hastalığı üzerine araştırmalar devam etmektedir. Kalp Hastalığının Sebepleri Kalp hastalığına genellikle ateroskleroz (damar tıkanması) neden olur. Kolesterol ve diğer yağlı maddeler arterlerin iç duvarlarında birikir. Fibröz doku, kan bileşenleri ve kalsiyumu çekerler. Daha sonra sertleşerek arteri tıkayan plaklara dönüşürler. Aterosklerotik plaklar çoğunlukla koroner arterleri de tıkayan (koroner tromboz) kan pıhtıları oluşturur. Arterlerle ilgili doğuştan gelen kusurlar ve kas spazmları da kan akışını engelleyebilir. Yapılan güncel çalışmalar klamidya bakterisi gibi organizmaların neden olduğu enfeksiyonların da bazı kalp hastalığı vakalarından sorumlu olabileceğine işaret etmektedir. Kalp hastalığı gelişmesi ihtimalini artıran pek çok büyük risk faktörü mevcuttur. Bazıları değiştirilebilirken, bazılarını değiştirmek mümkün değildir. Ne kadar çok risk faktörü bulunuyorsa, kalp hastalığının gelişme ihtimali de o kadar yüksektir. Kalp Hastalığında Tıbbi Tedavi Kalp hastalığı pek çok şekilde tedavi edilebilir. Tedavi seçeneği hastaya ve hastalığın şiddetine bağlıdır. Her ne kadar bunlar tam anlamıyla şifa vermese de tedaviler, hayat tarzı değişimleri ve ilaç tedavisi, koroner arter bypass ameliyatı ve perkütan transluminal koroner anjiyoplastiyi içerir. Kalp hastalığı ömür boyu bakım isteyen kronik bir hastalıktır. Genellikle koroner anjiyoplasti de denilen perkütan transluminal koroner anjiyoplasti, cerrahi olmayan bir işlemdir. Ucunda bir balon bulunan, buttaki bir kan damarından sokulan kateter tıkanmış damara yönlendirilir. Balon damarı genişleterek plağa baskı yapacak şekilde şişirilir ve tıkanmış damarı açar. Balon söndürülür ve kateter çıkarılır. Orta düzeyde bir kalp hastalığı bulunan kişiler hayat tarzı değişimleri ve ilaç tedavisiyle yeterli kontrolü sağlayabilirler. Nitratlar, beta-blokerler ve kalsiyum kanalı blokerleri göğüs ağrısını ve kalp hastalığının komplikasyonlarını rahatlatır, ancak tıkanmış damarları temizleyemezler. Nitratlar kalbe kan akışını iyileştirir ve beta-blokerler stres sırasında kalbin ihtiyaç duyduğu oksijen miktarını azaltır. Kalsiyum kanalı blokerleri, arterlerin açık kalmasına yardımcı olur ve tansiyonu düşürür. Aspirin, kalp krizi ve inme ihtimalini azaltacak şekilde kan pıhtılarının plak tortuları oluşturmasını önler. Çoğu durumda kolesterolü düşüren ilaçlara da gerek duyulur. Koroner anjiyoplastide yüzde 90 oranında başarı sağlanır, ancak hastaların üçte birinde damar altı ay içerisinde yeniden daralır. İşlem tekrarlanabilir. Koroner arter bypass ameliyatından daha az invazif ve daha az pahalıdır. Koroner arter bypass ameliyatında, kol, bacak ya da göğüsten alınan bir damar ile duvarı tıkanmış koroner arterin etrafından dolaylı bir yol oluşturulur. Sağlıklı damar böylelikle kalbe oksijen açısından zengin kan sağlar. Bypass ameliyatı önemli bir ameliyattır. İki ya da üç büyük koroner damarında tıkanıklık olan, aşırı ölçüde daralmış sol ana koroner arterleri bulunan ve diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalar için uygundur. Bypass ameliyatı geçiren hastaların yaklaşık yüzde 70’i anjinden bütünüyle kurtulmuş, yaklaşık yüzde 20’si ise kısmi rahatlama yaşamıştır. Hastaların yılda yaklaşık yüzde 3-4’ünde belirtiler yeniden ortaya çıkmıştır. Koroner arterlerdeki tıkanıklığı açmaya yönelik diğer üç cerrahi işlem üzerinde çalışmalar sürmektedir ve bunlar sınırlı şekilde kullanılmaktadır. Aterektomi, kardiyoloğun tıkanmış damardan plakları şeritler halinde kestiği ve aldığı bir işlemdir. Lazer anjiyoplastide, plağı yakmak ya da parçalamak üzere ucunda lazer olan bir kateter etkilenen artere yerleştirilir. Tıkanmış bir arteri sürekli olarak açık tutmak üzere stent adı verilen ****l bir rulo yerleştirilebilir. Stentleme gittikçe daha yaygın hale gelmektedir. alıntı Kalp Hastalığında Alternatif Tedavi Kalp Sağlığına Karşı Alınabilecek Önlemler | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Kalp Hastalığı |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |