Sanal Hayat Keyifli Forumun Tek Adresi - Sesli Sohbet - Sesli Chat > Her Telden > Sağlık > Genel Sağlık » Çocuk ve Sosyalleşme Kitle İletişim Araçlarının Etkileri

  • Yeni Konu aç Cevapla  
     
    LinkBack Seçenekler Arama Stil
  • Alt 20 Haziran 2013, 10:26   #1
    Keyifli~Üye
     
    Handan_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
     
    Üyelik tarihi: 28 Mart 2011
    Mesajlar: 1.444
    Handan_ is on a distinguished road
    Puanlar: 5.094, Seviye: 1
    Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1 Puanlar: 5.094, Seviye: 1
    Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
    Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
    Etkinlik: 0%
    Etkinlik: 0% Etkinlik: 0% Etkinlik: 0%
    Standart Çocuk ve Sosyalleşme Kitle İletişim Araçlarının Etkileri

    çocuk ve sosyalleşme - çocukta sosyalleşme - sosyalleşme - çocuğun sosyalleşmesi - sosyalleşme hakkında



    Çocuk Ve Sosyalleşme; Kitle İletişim Araçlarının Etkileri


    Ortaçağda çocukluk fikri yoktu. 16. yy’a kadar yetişkin ve çocuk tanımlamaları, bilgileri aynıydı. Çocuk ve yetişkinler aynı dünyayı, aynı ortamı paylaşırlardı. Ayrı bir çocukluk dünyası oluşmamıştı. Çocukluk fikri batıda ve bütün dünyada oluşmamıştı. 7-8 sekiz yaşından sonra küçük yetişkinler gibi giydirilir ve resimlerde de böyle çizilirlerdi. Sözlü iletişimin yaygın olduğu dönemde bu süreç böyle ilerledi fakat yazı kültürünün gelişmesiyle, matbaayla birlikte yetişkin ve çocuklar farklı zeminlerde yer aldı.

    19. ve 20. yüzyılda evrensel çocuk anlayışı yerleşir ve böylece dünyadaki çocuk duyarlık hareketlerin yönü eğitimden sağlığa, hukuktan çocuk haklarına, kültürden sanat ve çocuk klasiklerinin vazgeçilmezliğine, çocuk sinemasından müzik ve tiyatroya kadar çocuk mihengi hep aynı çocukluk tasarımına dayanır.( Şirin 1996:1339)


    Yazılı kültürün gelişimi yani matbaayla birlikte artık çocuk yetişkinden tamamen farklıdır. Görsel medyanın gelişimi ile birlikte modern çocukluk kavramı biçimlenir. Modern dünyada çocuğu etkilemesi beklenen aile ve okula karşılık onu en çok etkileyen “görsel medya; televizyon, internet vb. olmaktadır.” Sosyalleşme sürecinde yani toplumun bir üyesi olma sürecinde kitle iletişim araçlarının çocukların üzerindeki etkisi önemlidir. Bu makalenin amacı; Türkiye’de yapılan ve çocukların sosyalleşmesinde televizyon ve diğer kitle iletişim araçlarının etkilerini gösteren araştırmaların niteliklerini görmek ve yapılacak diğer araştırmalar için temel hazırlamaktır.

    Sosyalleşme Kavramı


    Sosyalleşme, bir sosyal olgu olarak ferdin doğuştan itibaren toplumun üyeliğini kazanmasında belli aşamalardan geçerek kendinden beklenen uygun rol ve ilgili normlardan haberdar olmasıdır.(Mustafa Erkal, a.g.e., s. 81.)


    Sosyalleşme yaşam boyu süren bir öğrenme sürecidir. İnsan, doğumundan ölümüne kadar sürekli bir sosyalleşme içerisindedir. Kültürün nesilden nesile aktarılarak devam etmesinde sosyalleşmenin rolü büyüktür.


    Sosyalleşme insan yavrusunun toplumun bir üyesi haline gelmesidir. İnsanın sosyalleşmesi çok karmaşık bir süreçtir. İnsan etrafında bulunan sayısız olaylar, kişiler, içinde bulunduğu, sosyo-ekonomik kültürel koşulların, fiziksel çevrenin ve birçok etkenin etkisindedir. Bunların karmaşık etkileşimi sonunda insan bir kişi olarak belirir. Bu sayısız etkenlerin içinde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte kitle iletişim araçları olarak televizyon ve internette yer almaktadır ve bunların etkisi çocukların sosyalleşme sürecinde ve çocuğun toplumsal kimliğini biçimlendirmesinde etkilidir.

    Sosyalleşme, bir öğrenme süreci olarak yaşadığı toplumun istediği şekilde bir toplum üyesi haline gelmesi için toplumun sosyo-kültürel değerlerini çocuğa aktarması sürecidir.

    Sosyalleşme Süreci Ve Çocuk


    Öztürk (1999), Sosyalleşme bireyin içinde birtakım işlevleri olabileceği belirli toplum ya da toplumsal grubun tarzlarını öğrenme süreci olup uygun örneklerle, duyguların, değerlerin kişileştirilmesini ve öğrenilmesinin içerir. Başka bir tanımla kişi ile diğer kişi ya da kişiler arasında cereyan eden ve sonunda toplumsal davranış örneklerinin kabulünü ve uygulanmasını sağlayan karşılıklı etkileşim sürecidir. Toplum içinde hangi davranışın doğru hangi davranışın yanlış olduğunu işaret eden kurallar, hükümler, prensipler ve adetler vardır. Bu normal gelişim süreci içinde toplumun fertleri tarafından internaliz (kendine mal etme)edilirler ve sırasıyla bunlar bir ferdin davranışına rehberlik eder. Aile, okul ve toplumun kendisi gibi ferdin sosyalizasyonunda etkin olan enstitüler bu normların ayakta kalması için çaba harcarlar.


    Çocuk açısından sosyalleşme, bir “öğrenme” ve “öğretme” sürecidir. Sosyalleşme süreci içerisinde çocuk aile, okul, toplumsal çevre ve kitle iletişim araçları ve diğer birçok etken aracılığı ile toplumun kendisinden beklediği rol ve beklentileri öğrenir. Aynı zamanda öğrendikleri sayesinde ailesini ve toplumsal çevresini sosyalleştirir. Sosyalleşme sürecinde tekrar ve taklit önemlidir. Çocuklar sevdikleri, saygı duydukları kişileri taklit ederler, bu kişilere özenirler onlar gibi olmaya çalışırlar.

    Çocuğun sosyalleşmesi ilk olarak ailede başlar ve çocuk toplumsal rollerini bu kurum içinde öğrenir. Aileden sonra çocuğun sosyalleşme sürecini etkileyen diğer faktörler okul, arkadaş ve son yıllarda kitle iletişim araçlarıdır.

    Kitle İletişim Araçları


    Latincesi “common” ve “communicate” kelimelerinden türeyen; “communication” terimi, günümüzde “bilgi ve düşüncelerin yazılı ya da sözlü olarak aktarılması, yayılması” anlamında kullanılmaktadır. “Komünikasyon” kelimesi, Türkçemizde en yaygın olarak kullanılan “haberleşme” ve “iletişim” sözcüklerine karşılık gelmektedir.

    Bal’a (2000) göre, İletişimi en az iki kişi arasındaki bir eylem olarak tanımlanmanın yanı sıra belirli bir kaynakta kodlanan mesajların belli yer ve zamanda, kitle iletişim araçları aracılığı ile bir amaç doğrultusunda olarak kitlelere ulaşması eylemidir.

    Erdoğan’a göre Kitle iletişimi ise, bilinmeyen sayıdaki izleyiciye ulaşmaktır. Ayrıca kitle iletişimi, halk için üretilen ve onun hızlı bir şekilde tükettiği, halka ait kamusal, hızlı ve geçici bir iletişimdir.


    Kitle iletişim araçları haber verme, bilgilendirme, eğitme, eğlendirme gibi çok değişik işlevler üstlenen (radyo, televizyon, gazete, dergi, vb.) araçların geneline verilen isimdir.

    Kitle iletişim araçları üç kategoride ele alınabilir. Basılı, görsel, işitsel yayın araçları.

    Kitle iletişimin diğer iletişimlerden farklı yönleri vardır. Bu farklılıklar:

    • Kitle kalabalık ve kamudan daha da büyüktür.

    • Kitle fazlasıyla dağınıktır. Üyeler birbirini tanımaz, aynı zamanda izleyicileri bir araya getiren kişi de üyeleri tanımaz.

    • Kitle belirli amaçlar için bir araya gelip birlikte eylemde bulunabilme yeteneğinden yoksundur.

    • Değişen sınırlar içinde kitleyi oluşturan birimler değişik yapılar gösterir.

    • Kitle kendi başına eylemde bulunamaz., aksine kitle üzerinde eylemde bulunulur.

    • İletiyi veren belirli bir bireydir, çoğunlukla da kurumdur, ya da kurumlaşmış kişilerdir.

    • İletinin niteliği ve niceliği farklıdır. İleti genellikle geniş kitlelere seslendiğinden, bireysel olmaktan çıkmıştır.

    • İleti düzenlidir, dizgeli ve belirli bir izlence içerinde yürütülür, süreklidir. Alıcı ne zaman? Nerede? Nasıl bir ileti alacağını çoğunlukla bilir.

    • Kitle iletişim araçlarının verdiği mesajlar herkese açıktır. Ancak bu açık oluş çeşitli toplumlara göre, belirli ölçülerde kısıtlamalar uğrar. Bu kısıtlamalar; yayınların elde edilebilme olanağı, yayın alanı, yasal kısıtlamalar, izleyicinin eğitsel, kültürel ve Sosyo-ekonomik durumundan ileri gelen kısıtlamalardır.

    • Kitle iletişimi yapısı gereği tek yönlü olduğu için kanal yapısı karmaşık, kanal sayısı ise çoktur (Tayfur, 2008, s. 30-31).


    Kitle İletişim Araçlarının Çocukların Sosyalleşmelerine Etkileri Üzerine Yapılmış Çalışmalar


    Kitle iletişim araçlarından görsel ve işitsel duyulara seslenen televizyon, çocuklar için çok önemli sosyalizasyon araçlarından birisidir. Türkiye’de kitle iletişim araçlarının çocukların sosyalleşmesi üzerindeki etkilerini araştıran çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalarda özellikle kitle iletişim aracı olan televizyon ve/veya internet bağımsız değişken olarak kullanılmış ve onun etkilerine bakılmıştır.

    Öztürk (1999) “Çocuğun Sosyalleşmesinde Televizyonun Etkisi” konulu araştırmasında İstanbul’da yaşayan ilköğretim ikinci kademesinde öğrenim gören çocukların günlük hayatlarında televizyonun yeri, fonksiyonu ve programlar konusunda tavır alışları incelenmiştir. Araştırma örneklemini on beş okuldan 731 erkek, 807’si kız olmak üzere 1538 katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırma sonuçlarına bakıldığında; öğrencilere toplumda saygın bir kişi olmak için hangi mesleği tercih edecekleri sorulduğunda doktorluk ve sporculuk mesleğini tercih etmişlerdir. Sporculuk bir meslek olarak modern zamanların bir olgusudur ve televizyonla çocuklara özendirilmektedir. Araştırmadan çıkan üzerinde çok durulması gereken konu; öğrencilerin %27.8’nin televizyondan öğrendikleri ile ailesinden öğrendikleri arasında bir çatışma yaşadığını ifade etmeleridir. Bu çatışma sırasıyla; dini, ahlaki ve kültürel konularda olmaktadır. Öğrencilerin %78.7’si bir davranışın doğru ya da yanlış olduğu konusunda en çok ailesine inanmaktadır. Öğrenciler iyi bir insan olmada en büyük etkinin ailede verilen eğitimle mümkün olduğunu ifade etmişlerdir. Buna göre; televizyonun etkileri konusunda Türk toplumunda araştırmanın yapıldığı tarihte televizyonun Türk aile yapısını çok etkilememiş olduğu söylenebilir. Televizyon ve kitle iletişim araçlarının getirdiği modernleşme ile birlikte; sosyal olaylara duyarlık, yardımlaşma, dayanışma davranışlarına bakıldığında öğrencilerin “doğum gününde rastladıkları kazaya karşı aldıkları tavır” sorusuna %79’u kaza geçiren kişiye yönelik olarak “hasta ile ilgilenirim” yanıtları sonucunda sosyal olaylara duyarlı oldukları belirlenmiştir. Araştırmanın bir diğer bulgusu; kız öğrencilerin televizyonda çıkan müstehcen sahnelere erkeklere oranla daha olumsuz yaklaşmalarıdır. Bu sonuca göre geleneksel aile yapısında kadın rolünün cinselliğe ilişkin tutumlarının erkeklere göre farklılaştığını göstermektedir.

    Tuna ( 2008 ), “İlköğretim Çağındaki Çocukların Sosyalleşmesinde Popüler Kültürün Rolü” araştırmasında Isparta ili merkez ilköğretim okullarının II. Kademesinde okuyan çocukların sosyalleşmesinde popüler kültürün rolü ve popüler kültür ürünlerinin çocuklar üzerindeki etkisine bakılmıştır.Buradan yola çıkarak yürütülen çalışmada popüler kültür ve sosyalleşme kavramları analiz edilmeye çalışılmış, sosyalleşme süreci ve popüler kültür ilişkisi ele alınarak çocuğun sosyalleşmesinde kitle iletişim araçları aracılığı ile popüler kültürün gözlemlendiği alanlar ve bunun etkileri ele alınarak alan verileri doğrultusunda değerlendirilmeye çalışılmıştır.Örneklem büyüklüğü 650 olarak belirlenmiştir. Araştırmada, ilköğretim çağındaki çocukların sosyalleşmesinde popüler kültürün rolünü tespit etmeye yönelik, açık uçlu, kapalı uçlu, yarı kapalı uçlu olmak üzere toplam 115 sorudan oluşan bir anket formu uygulanmıştır. Sorular, görüşülenlerin demografik özelliklerine, sosyo-kültürel özelliklerine, sosyalleşme açısından popüler kültürün gözlemlendiği alanlarda çocukların toplumsal, kültürel, siyasal kimliğinin ve davranış biçimlerinin şekillenmesinde popüler kültür ürünlerinin rolüne yönelik olarak hazırlanmıştır.Verilerin toplanmasında, anket formunun yanı sıra görüşme tekniğinden de yararlanılmıştır. Araştırmada dikkat çeken bulgulara bakıldığında; “Ailenizle birlikte geçirdiğiniz zamanlarda genellikle ne yaparsınız?” sorusuna öğrencilerin %39,8’i “TV izleriz” ve %38,9’u “sohbet ederiz” cevabını vermiştir. Buna göre, öğrencilerin genellikle ailesiyle birlikte ya TV izledikleri ya da sohbet ettikleri anlaşılmaktadır. Bir diğer bulgu; Örneklem grubuna “Size göre televizyonun en olumlu etkisi nedir?” sorusunu sorduğumuzda öğrencilerin yaklaşık %39’u “Televizyondan bir şeyler öğreniyorum”, %32’si “Eğleniyorum” ve %15’i ise “Boş zamanımı değerlendiriyorum” cevabını vermiştir. Buna göre öğrencilerin, televizyonun eğitim, eğlendirme ve boş zaman değerlendirme fonksiyonuna işaret ettikleri söylenebilir. Araştırma sonuçları çocukların sınava hazırlanma ve ders çalışma saatleri dışında boş vakitlerini anne ve babasıyla geçirme yerine ya TV seyrederek ya da bilgisayarda oyun oynayarak geçirmesi, günümüzde popüler kültürün, çocukların sosyalleşmesinde etkisinin giderek arttığını göstermiştir. Sosyal etkileşim yerini televizyon izleme ve internet- bilgisayar oyunlarına bırakmıştır.Örneklem grubunun ailelerinde izlenilen kanalları ve programları en çok çocukların babaları tercih etmektedirler. Bununla birlikte aileler çocuklarına sihir ve şiddetiçerikli filmlerle magazin programlarını izlemelerine izin vermemektedirler. Buna göre aileler erkek çocuklarının öncelikli olarak şiddet ve cinsel içerikli filmler, buna karşılık kız çocuklarının sihir ve şiddet içerikli filmleri izlemelerine izin vermemektedirler. Ailelerin bu tercihlerinde söz konusu film ve programların çocukların sosyalleşme sürecinde model tercihi bakımından sakıncalı unsurlar içermesinin rol oynadığı düşünülmektedir. Böylece aileler, bir anlamda popüler kültür ürünlerinin olumsuz sonuçlarına karşı çocuklarını korumuş olmaktadırlar.Bu araştırmada; Modernleşme sürecinde aile, okul ve toplumsal çevre dışında çocukların sosyalleşmesinde kitle iletişim araçları, popüler kültür ürünlerinin üretilmesinde önemli bir rol oynar ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte popüler kültür ürünleri çocukların toplumsal, siyasal ve kültürel kimliğinin oluşmasına etki eder varsayımları doğrulanmıştır.


    Demir ( 2009 ) “Televizyon Reklamlarının İçerik Analizi: Çocuk Sağlığı ve Gelişimi” araştırmasında, çocuk sağlığı ve gelişimine yönelik reklamların, içerik analizlerinin yapılarak hedef kitleyi etkilemek üzere ne tarz noktalar üzerinde durduklarını tespit etmeye çalışmıştır. Tüketicilerin ürünlere karsı oluşturdukları tutumlar, onların satın alma kararlarında doğrudan etki eder. Satın alma kararı da belirli bir tutumun pekiştirilmesini veya değiştirilmesini etkiler. Firmaların ürünlerinin tanıtımında tüketicileri dolaylı veya dolaysız yoldan her gün yazılı veya görsel olarak reklam bombardımanına tutması, reklamın tüketicinin mevcut tutumunu etkilemede amaçlarına ulaşıp ulaşmadığı sorusunu ortaya çıkarmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; Çocuklara yönelik TV reklamlarının çocukları bir hayli etkilemekte ve özellikle çocukların tüketim eğilimlerine yön vermekte olduğu gözlemlenmiştir. Araştırma sonuçlarında; çocuk sağlığı ve gelişimine yönelik reklamların anlatım tarzları ve kullandıkları dilin özellikleri incelendiğinde, % 75’inin doğrudan anlatım tarzı ile yalın ve günlük dil özelliklerini kullandıkları, geriye kalan % 25’lik dilimin içerisine giren reklamların ise dolaylı bir anlatım tarzı kullanarak, biraz süslü bazen de bilimsel terimlere yer veren dil özelliklerini kullandıkları tespit edilmiştir. Bu araştırma, çocukların küçük yaşta tüketici davranışlarının şekillenmesinde reklamların etkililiğini göstermiştir.


    Tel (…..). “Çocuklarda Sosyalleşme Araçlarının Spora Yönlendirme Durumları” çalışmasında, çocuklarda sosyalleşme araçları olarak kabul edilen bazı faktörlerin çocuğu spora yönlendirme durumlarını teorik kapsam içerisinde ele alarak irdelemiştir.Çocuğun sosyalleşmesine etki eden kitle iletişim araçları bu kapsamda ele alınmıştır. Kitle iletişim araçları ve özellikle televizyon, ailenin ve çocukların boş zaman, spor programları, sosyal ve kültürel etkileri dolayısıyla en önemli sosyalleştirme kurumlarından biridir (Batmaz, 1995:3). Televizyon bu spor faaliyetlerine yönelmesi ile birlikte hayatlarında hiç spor yapmamış insanlar bile televizyon sayesinde spor karşılaşmalarına ilgi duymaya başlamışlardır. Kitle iletişim araçları ve özellikle televizyonun sporu tanıma, tanıtma, eğitim, yönlendirme, yönelme, etkileme ve etkilenme ve özdeşleşme açısından çok büyük katkıları vardır (Kılcıgil, 1998:66). Zamanla aktif sporculuğu ve seyir şeklinde kitlelerin ilgisini arttırmaktadır (Erkan, 1992).Bu araştırmadan televizyonun, izleyici grubunu inandırma, etkileme, yönlendirme özelliklerin etkili olduğu görülmektedir.


    Yıldırım ( 2008 ) “Çocuk ve Televizyonda Şiddet” araştırması sonucunda; çocuklar izledikleri şiddet sahnelerinden etkilendikleri ve bunu en çok hareketlerine yansıttıkları belirtilmiş ve televizyondan erkek çocukları daha fazla etkilendikleri ve çocuklarının arkadaşlarıyla olan problemlerini şiddet yoluyla çözmeleri durumunda anne ve babalar açıklama yapma yoluna başvurdukları ortaya konulmuştur. Televizyondaki şiddet çocukların toplumsallaşmasında nasıl etkisi olduğunu göstermektedir. Çocukların televizyondaki şiddet sahnelerinden etkilenerek yaptıkları davranışlara ilişkin anne ve babaların büyük bir kısmı bunu çocukların hareketlerine yansıma olarak belirtmişlerdir. Çocukların şiddet sahnelerinden etkilendiğini anne-babalar ifade etmişler, bu şiddet sahnelerinden etkilenen çocukların özellikle oyunlarında silahçılık oyunun oynamaları dikkat çekmiştir.


    Köşker (2005) tarafından gerçekleştirilen “Televizyondaki Çizgi Filmlerin İlköğretim Çağı Çocuklarının Üzerine Etkileri” araştırmasında da öğrencilerin ara sıra da olsa çizgi filmlerden etkilenerek günlük hayatlarında örnek aldıkları sonucu da bu bulgu ile benzeşmektedir.


    Tayfur (1989) , “Televizyonun Çocuklar” Üzerindeki Etkisi adlı yüksek lisans tezinde kitle iletişim araçları içinde en çok etkiye sahip olan televizyonu ele almışve televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Televizyonun görsel-işitsel özelliği ile izlenme kolaylığı ve yayın yoğunluğu ile kitlelerin ilgisini çektiğini; TV’nin bu nitelikleri bir yana bırakıp birinci görevini yani haber verme görevini yerine getirmekten çok bir eğlence aracı olarak kullanılması konusu araştırmasında ele almıştır. Çalışma bir araştırma çalışmasıdır. Çalışmada çocuklar üzerindeki bir çok olumsuz etkisi bulunan TV’nin şiddet içerikli filmlerle de çocuklar üzerinde olumsuz etkileri ortaya konmuştur. Bu filmlerin kısa süreli değil uzun süreli etkileri de belirtilmiştir. Model alınan davranışların özellikle ergenlikte ortaya çıktığı da vurgulanmıştır. Dil gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğu gibi olumsuz yönünün de bulunduğu özellikle belirtilmektedir. Bozuk cümlelerin ve argo deyimlerin kullanılması kuralsız bir dilin oluşmasına da etki sağladığı üzerinde durulmuştur. Çalışma sonunda TV’nin çocukları hem olumlu hem de olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır.


    Mutlu, (1998); Simsek ve Baran, (2001); İlden Koçkar, (2002)’ a göre, televizyondaki şiddet içerikli yayınlar çocuklarda dört aşamada etkili olmaktadır:

    1. Taklit: Çocuk, davranışlarını ve düşüncelerini kopyaladığı kişilikle kendini özdeşleştirir. Dolayısıyla taklidi gönüllü olarak yapar.

    2. İçine isleme: Taklit ve özümleme bilinçsizce yapılır. Çocuk kendi modelini seçmez, olaylar içine isler.

    3. Yasak tanımama: Bazı sahneler çocuğun hoşuna gider, o da bunları uygulamaya kalkar. Başkalarına karsı daha saldırgan bir biçimde davranabilirler.

    4. Hissizleştirme: Devamlı tekrarlanan şiddet sahneleri çocuğu bu sahneleri normalmişgibi görmeye koşullandırır. Başkalarının çektiği acıya daha az duyarlı bir hale gelebilirler. Mutlu’ ya göre duyarsızlaşma “İzleyicilerin kitle iletişim araçlarında insani acılara, sıkıntılara, ıstıraplara çok fazla maruz kalmalarının sonucu olarak gerçek yasamda insanların çektikleri acılara karsı bağışık veya daha az duyarlı hale gelmeleri” dir (Akt: Serhatlıoğlu, 2006:57).

    Yıldız (1995), “Televizyon Yayınlarının Çocuklar Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında, televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini incelemiştir.Bu amaçla bir anket çalışması yapılmıştır. Anket farklı gelir grubunu temsil eden ilköğretim okullarının 5. Sınıfına devam eden 10-11 yas grubu çocukları üzerinde uygulanmıştır. Sosyolojik olgulardan hareketle alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeyde bulunan öğrencilere uygulanan anketsonucunda alt sosyo ekonomik düzeydeki annelerin % 78’i; 30-40 yas arasında olması orta yas grubu annelerin büyük çoğunlukla olduğunu göstermektedir. Aynı gruptaki (alt sosyo-ekonomik düzey) babalarında % 61’i 30-40 yas arasında olması da orta yaşı temsil etmektedir. Annelerin %80’i ev hanımı, babaların % 43’ü isçidir. Orta sosyo ekonomik düzeydeki okula devam eden çocukların anne babalarına ait bilgiler ise şöyledir: Annelerin % 62’si 30-40 yas arasında,babaların ise % 48’i 30-40 yas arasındadır. Annelerin % 76’sı ev hanımı, babaların % 36’sı serbest meslek sahibidir. Üst sosyo-ekonomik düzeye sahip çocukların anne babaları ise, % 73anne 30-40 yas aralığında, babaların ise % 53’ü 30-40 yas aralığındadır. Annelerin % 57’si ev hanımı, babaların % 50’si serbest meslek sahibidir. Bu bilgilerden yola çıkarak seçilen okulların alt-orta ve üst sosyo-ekonomik düzeyi temsil ettigi belirtilmektedir. Çalışma sonucunda % 97 ortalama ile çocukların TV izlediği ortaya konulmuştur. Bu çalışmayla çocukların TVizleme saatleri ve sürelerine de ulaşılmıştır. Ayrıca çalışmada tercih edilen kanal ve programlara ilişkinde bilgiler bulunmaktadır. En çok çizgi filmlerin izlendiği ve bu çizgi filmler içinde şiddet içerikli çizgi filmlerin de % 46 oranla tercih edildiği çalışmayla ortaya konulmuştur.Batur’un (1998) şiddetin etkileri konusunda okul çağına gelmemişçocukları denek olarak kullandığı bir araştırmada; çocuklara başkahramanınöne çıkarıldığı şiddet sahneleri, bir başka denek topluluğuna ise komşulukİlişkilerinin öne çıktığı şiddet içermeyen bir film izlettirilmiştir. Araştırmasonucunda şiddet içeren çizgi filmi izleyen çocukların, diğer denekgruplarındaki çocuklara oranla daha fazla saldırgan davranışlar gösterdiği görülmüştür ( Balaban, 2002: 23).

    Can’ın (1996). Eskişehir ilinde yaptığı alan çalışmasında 25 Şubat-3 Mart 1995 tarihleri arasında yayınlanan çocuk programları kuşağından seçilen dört çizgi filmin okul öncesine giden 65 çocuğa izlettirilmiştir. Araştırma sonucuna göre; çocuklar bu çizgi filmlerden olumlu- olumsuz etkilenmiştir. Araştırmada, çocukların bu çizgi filmlerdeki kahramanların söz ve hareketlerinden etkilendiği belirtilmektedir. Çocuklar, öğrendikleri olumlu ve olumsuz sözcükleri cümle dağarcıklarında kullanmakta ve kahramanları model almaktadırlar. Ayrıca araştırmada, çizgi filmlerdeki kahraman isimleri çocuklar tarafından oyuncaklarına verilmekte, oynadıkları oyunlarda şiddete yer verdikleri de belirtilmektedir.

    Sonuç


    Türkiye’de yapılan “Televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri” konulu araştırmalarda daha çok televizyonun çocuğun bilişsel-dil gelişimine etkileri üzerine çalışmalar yapılmıştır. Özellikle araştırmalarda kitle iletişim araçlarının çocuğun sosyalleşmesine ve sosyal gelişimine etkisini araştıran çalışmalar sayıca çok değildir. Bu makalede; genellikle çocuğun sosyalleşme sürecinde televizyonun olumlu-olumsuz etkilerini inceleyen araştırmalara yer verilmiştir. Araştırmalarda; televizyonun çocuğun sosyalleşmesinde etkili olan model alma, taklit eme davranışlarını etkilediği sık vurgulanmıştır. Televizyonun çocukların sosyal olaylara duyarlılıklarını olumsuz etkilediği varsayımı doğrulanmamış olup çocukların yardım etme, dayanışma gibi davranışları göstermeye devam etmiştir. Yapılan araştırmalarda kitle iletişim araçlarının çocuklarının tutumlarını etkilediği ve bu tutumların aile ve çevresiyle çatışmalar yaşamasına neden olduğu ortaya çıkarılmıştır. Böylece kitle iletişim araçlarının inandırıcılığı ve grup üzerindeki “izleyici kitlesi” üzerindeki etkileri görülmüştür. Böylece son dönemlerde kitle iletişim araçları toplumsal değişmenin mihengini oluşturan faktörlerden biri olmuştur. Yapılan araştırmaların çoğunluğu televizyonun çocuğun günlük yaşantısında saldırgan davranış göstermesini etkileyip etkilemediğine bakmıştır. Şiddet içeren sahneleri izleyen çocukların günlük yaşantısında saldırgan davranışlar gösterdiği bulguları elde edilmiştir.

    Kitle iletişim araçları, davranış biçimlerinin, toplumsal kimliğin, kültürel kimliğin ve siyasal kimliğin şekillenmesinde rolü büyüktür. Çocuğun sosyal grupla etkileşimini etkilemekte televizyon izlemeye zaman arttıkça, arkadaş ve çevresiyle oyun için ayırdığı zamanlar kısıtlanmaktadır. Böylece çocuğun oyun oynarken yaratıcılıkları arkadaşlarıyla geçirdikleri zaman azalmaktadır.

    Görsel medyadaki popüler diziler, yarışmalar çocuğun içinde yaşadığı topluma karşı yabancılaştırmaktadır. Çocuklar kendi toplumların sözlü ve yazılı kültürüne uzak kalmaktadır. Çünkü kendi toplumunun kültüründen çok Batı toplumunun kültürü gösterilmektedir.

    Araştırmalarda bu bahsedilen konulara değinilmiştir. Özellikle kitle iletişim araçlarının çocukların kişilik- benlik gelişimine, sosyal etkileşimine, siyasal ve ahlaki gelişimine etkilerine bakılan araştırmaların sayısı arttırılabilir.


    KAYNAKÇA


    Akçalı, S.İ. (2007). “Tüketim Toplumunda Çocukluğun Yitişi”, Çocuk ve Medya,



    Handan_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
    Yeni Konu aç Cevapla  

    Bookmarks

    Etiketler
    Çocuk ve Sosyalleşme Kitle İletişim Araçlarının Etkileri


    Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
     
    Seçenekler Arama
    Stil

    Yetkileriniz
    Konu Acma Yetkiniz Yok
    Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

    BB code is Açık
    Smileler Açık
    [IMG] Kodları Açık
    HTML-Kodu Kapalı
    Trackbacks are Açık
    Pingbacks are Açık
    Refbacks are Açık




    Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:10.

    dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
    istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
    istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

    Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

    1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428