Alt 20 Haziran 2013, 11:08   #1
Keyifli~Üye
 
Angel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 07 Mayıs 2012
Mesajlar: 1.647
Angel is on a distinguished road
Puanlar: 5.049, Seviye: 1
Puanlar: 5.049, Seviye: 1 Puanlar: 5.049, Seviye: 1 Puanlar: 5.049, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 14%
Etkinlik: 14% Etkinlik: 14% Etkinlik: 14%
Standart Adet Gecikmesi - Adet Sorunları

hamilelik belirtisi - adet gecikmesi nedenleri - adet görememe - düzensiz adet görme - adet kanamaları ile ilgili sorular cevaplar



Adet Gecikmesi - Hamile Misiniz?


ADET GECİKMESİ


Adet kanamasının beklenen tarihte gelmemesidir. Fizyolojik olarak gebelikte, emzirme periyodunda ve menopozda adet kanamasının gelmemesi normaldir.Normal adet gören bir kadında adet kanamasının gecikmesi durumunda gebelik ihtimali gözden geçirilmelidir. Adeti gecikmiş olan kadının gebe olmadığı ispatlandıktan sonra adet gecikmesine neden olabilecek diğer faktörler araştırılır.


Adet gecikmesinin bir çok nedeni olabilir. Hormonal faktörler, üreme organları ile ilgili hastalıklar, stres gibi yaşam koşulları, ağır egzersiz veya aşırı kilo alıp verme adet gecikmesine neden olabilir.


Adet kanaması vücutta bulunan işlevleri birbirinden farklı hormon salgılayan bir çok salgı bezinin uyum içinde çalışması sonucunda olur. Sonuç olarak bu salgı bezlerindeki herhangi bir düzensizlik kendisini adet gecikmesi ile belli edebilir. Tiroid bezinin fazla veya az çalışması, prolaktin hormonu yüksekliğine neden olan hipofiz bezi hastalıklarında ilk yakınma adet gecikmesidir.


Adet kanaması rahim içi zarının dökülmesidir. Adet kanaması için rahim içi zarının yeterli kalınlığa ulaşması gereklidir. Daha önceden geçirilmiş rahim içi girişimler ve özellikle de kürtaj işlemi rahim içi dokuyu zedeleyebilir. Böyle durumlarda da daha sonraki dönemde adet kanaması olmayabilir.


Ağır fiziksel egzersizler yapan kadınlarda adet gecikmesi sıklıkla izlenir. Bu duruma en iyi örnek sporcular ve balerinlerdir.


Yoğun stres, ağır diyet sonrası belirgin kilo verme veya çevre değişiklikleri de hormonal dengesizliklere ve adet gecikmelerine neden olabilir


Polikistik over sendromunda da ilk adetten bu yana adet gecikmeleri vardır. Bu hastalıkta adet gecikmelerini takiben oluşan yoğun ve düzensiz kanamalar vardır.


Adet gecikmesi olan normal üreme çağındaki bir hastada ilk yapılması gereken şey gebelik testidir. Gebelik olmadığı tespit edildikten sonra adet gecikmesine neden olan durumla ilgili ayrıntılı muayene ve laboratuar tetkikleri yapılır.


Ultrason yapılarak rahimin pozisyonu adet kanamasını sağlayan rahim iç zarının kalınlığı yeterli mi ? tespit edilir. Daha sonra laboratuar analizi ile çeşitli salgı bezlerinden salgılanan hormon düzeyleri tespit edilir. Herhangi bir hormon bozukluğu saptanmışsa ona yönelik tedavi düzenlenir.


Hormon bozukluklarından biri de hipofizden salgılanan prolaktin hormonunun yüksekliğidir. Normalde bu hormon emzirme döneminde salgılanmaktadır. Hiperprolaktinemisi olan kadınlarda adet gecikmesi ve göğüslerden süt gelmesi yakınması vardır. Prolaktin yüksekse hipofiz bezi beyin tomografisi gibi yöntemlerle görüntülenmeli, hipofizde adenom ( iyi huylu bir tümör) olup, olmadığı araştırmalıdır.


Çoğu durumda adet gecikmesine neden olan bariz bir hastalık yoktur. Böyle durumlarda da kadının adet görmesini sağlayacak ve kendisi için gerekli hormon desteğini sağlayan ilaçları kullanması önerilmektedir.


Adet Sorunları – Adet Görememe – Düzensizlik


Üreme çağında olan bir kadında ortalama 28 günde bir tekrar eden sürece adet döngüsü adı verilir.


Adet kanamasını tarif etmek için dilimizde halk arasında farklı ifadeler kullanılmaktadır. Bunlar arasında en sık rastlanılanları “aybaşı olmak”, “adet olmak”, “adet görmek”, “regl olmak”, “menstruasyon kanaması görmek” (menstruasyon İngilizce’de adet kanamasının tam karşılığı olan menstruation kelimesinden dilimize aktarılmıştır), “mens olmak”, “kanama görmek”, “peryod” ve “hastalanmak” ifadeleridir. Daha ender rastlanan ve olayın tam karşılığı olmaktan uzak olanlar ise “kirlenmek” ve “renkli olmak” şeklinde olanlardır.


Adet döngüsü veya siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen zamanı ve bu zaman içinde kadın vücudunda gerçekleşen olayları ifade eder. Bir adet döngüsü kadında genellikle 28 gün sürmekle birlikte 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır. Adet kanaması ortalama 4 gün devam eder ve 1 ile 7 gün arası normalin alt ve üst sınırları olarak kabul edilir. Adet kanaması esnasında 20 ile 80 mililitre arasında miktarda kan kaybedilir. Adet döngüsü ergenlik döneminden, yumurtalıklarda olgunlaşabilecek yumurta hücrelerinin tümüyle tükendiği menopoz dönemine kadar devam eder. Bu zaman dilimi içerisinde gebelik döneminde ve emzirmenin devam ettiği sürenin büyük kısmında geçici olarak duraklar.


Adet Kanamasının Ay İle İlgisi Var mı?


Kadınların bir kısmı adet kanamasını “aybaşı” olarak tarif ederler. Bu, insanoğlunun ay ile kadının adet döngüsünü çok önceden beri ilişkilendirdiğini gösteren önemli bir bulgudur. Aynı ilişkilendirme yabancı dillerde de yaygındır. “Menses” Latince’de “adet kanaması” anlamına gelmekle beraber yine bu dilde aynı zamanda “ay” anlamına gelen “mensis” kelimesinin çoğuludur yani “aylar” anlamına da gelmektedir. Bu kelime Latince’ye muhtemelen Yunanca’da “ay” anlamına gelen “mene” kelimesinin aktarılmasıyla türetilmiştir. Ay ile adet döngüsü ve kanaması arasındaki en önemli benzerlik dünyanın uydusu olan Ay’ın da aynen adet döngüsü gibi kendine özgü bir döngüsü olmasıdır. Bu döngünün başından sonuna doğru ay dünyamızda farklı şekillerde görünür. Ay’ın bir döngüsü 29.5 gün sürer ve bu döngüde bir şaşma olmaz.


Bazı kültürlerde tüm kadınların aynı zamanda adet gördüklerine ve kadınların hepsinin Ay ile birlikte çeşitli ruhsal ve bedensel evrelerden geçtiklerine inanılmaktadır. Bilimsel olarak kanıtlanmamış, ancak Amerikan halkının kullandığı bir yönteme göre adet düzensizliği olan kadınlar odalarında ay ışığını temsil eden hafif bir ışığı açık bırakarak uyumakta ve iddialarına göre adetleri düzene girmektedir. Yine eski bir Amerikan geleneğine göre adet sorunları olan kadınlar ayla konuşmaktadırlar.


İlk “Adet Kanaması”


Çocukluk çağından ergenlik çağına geçiş döneminde, ortalama olarak 12.5 yaşında kız çocuğu ilk adet kanamasını görür. Bu “ilk kanama” henüz yumurtlama süreci devreye girmediğinden, gerçek ve düzenli aralıklarla oluşan bir adet kanaması olmaktan uzaktır. Kız çocuğunun hormon salgı mekanizmaları ve genital organları olgunlaştığında yumurtlama süreci de başlar ve oluşan adet kanamaları, adet döngüsünün bir parçası olarak düzenli hale gelir.


Adet kanamasının işlevi nedir?


Adet döngüsü esnasında beyinde, yumurtalıklarda ve rahim iç tabakasında farklı olaylar meydana gelir. Beyinden salgılanan hormonların yumurtalıklardan birini uyarmasıyla başlayan süreç, uyarılan yumurtalıktan döllenmeye hazır bir yumurta hücresinin serbestleşmesine neden olur, bu esnada rahim iç tabakası da kendini muhtemel bir gebeliğe hazırlar. Döllenme gerçekleşmediğinde serbestleşen yumurta hücresinin ömrü biter ve gebelik için hazırlanmış rahim iç tabakasının adet kanamasıyla dışarı atılmasını takiben yeni bir adet döngüsü başlar. Adet kanamasının amacı her adet döngüsünde oluşabilecek muhtemel bir gebeliğin yerleşebilmesi ve uygun şartlarda gelişebilmesi için rahim iç tabakasının “tazelenmesi” olarak değerlendirilebilir.


Adet döngüsünde yumurtalıkta gerçekleşen olaylar


Her adet döngüsünün başında yumurtalıklardan birinde yumurtalığın dış yüzeyine yakın yerleşimli yumurtalık hücrelerinden biri beyinden salgılanan FSH hormonu etkisiyle olgunlaşma sürecine girer. Olgunlaşan yumurta hücresi bu süreçte içi berrak bir sıvı dolu olan ve folikül adı verilen bir kesecik içindedir. Başlangıçta birkaç milimetre olan folikül, adet döngüsünün ortasına yaklaşıldığında 16-20 milimetre çapına ulaşır. Folikül içinde adet döngüsünün ilk günlerinden itibaren giderek artan miktarlarda salgılanan östrojen hormonu folikül olgunlaştıkça ve büyüdükçe daha da çok miktarlarda üretilir ve kana geçer. Kandaki östrojen en yüksek seviyeye ulaştığında beyinde luteinize edici hormon (LH) salgısını uyarır. LH salgısı 12 saat gibi kısa bir sürede hızla artar ve doruk noktasına ulaşır. LH hormonu seviyesinin bu denli hızlı artmasıyla olgun folikül yapısı en ince noktasından çatlar ve içindeki yumurta hücresini serbest bırakır.


28 günlük adet döngüsü olan bir kadında yaklaşık 14. gün gerçekleşen bu olaya yumurtlama adı verilir. Serbestleşen yumurta hücresi komşu Fallop tüpünün saçakları tarafından yakalanarak tüp içine alınır. Yandaki resimde bir Fallop tüpünün kesiti görülmektedir. Fallop tüpü saçakların bulunduğu uçta karın boşluğuyla, diğer uçta rahim içi boşlukla temas halindedir. Saçakların aktif hareketleri yumurta hücresinin karın boşluğuna düşmesini engeller ve tüp içine giren yumurta hücresi, tüpün içinde bulunan silya adlı tek yönde harekete izin veren özel “tüycükler” yardımıyla Fallop tüpünün içinde rahim içi boşluğa doğru ilerler. Folikül çatladıktan sonra “çatlama bölgesinde” Sarı Cisim (lat: Corpus Luteum) adı verilen bir yapı oluşur ve bu yapı progesteron hormonu üretmeye başlar. Sarı Cisim gebelik oluştuğunda bebeğe hormon desteği vermek üzere yaklaşık 10. gebelik haftasına kadar progesteron hormonu salgılamaya devam eder.


10. haftadan itibaren bebek kendi progesteron hormonunu kendisi üretebilecek hale gelir ve görevi devralır. Gebelik oluşmazsa Sarı Cismin işlevi 14 günde biter ve sarı cisim geriler. Sarı Cismin hormon salgısının durmasıyla kanda progesteron hormonu seviyesi kısa sürede düşer ve bu rahim iç tabakasının desteğini kaybederek “yıkılmasına” neden olur. Bu “yıkılma” adet kanamasıyla birlikte olur ve “yıkılan” doku kanamayla birlikte vücuttan atılır. Adet kanamasıyla birlikte yeni bir adet döngüsü başlar. Yumurtalık dokusunda adet döngüsünün ilk yarısında östrojen hormonu hakimiyetinde gerçekleşen folikül olgunlaşması foliküler evre, ikinci yarısında Sarı Cisim (Corpus Luteum) tarafından salgılanan progesteron hormonu hakimiyetinde gerçekleşen evre luteal evre adını alır.


Rahim iç tabakasında gerçekleşen olaylar


Rahim iç tabakası adet döngüsünün ilk gününden itibaren salgılanan östrojen hormonu etkisiyle kalınlaşır. Yumurtlama gerçekleştiğinde salgılanan progesteron hormonu bir yandan östrojen hormonunun bu kalınlaştırıcı etkisini frenler, öte yandan rahim iç tabakasını özel bazı maddeler salgılamaya yönelterek döllenmesi muhtemel bir yumurta hücresinin yerleşmesi ve gebeliğin başlaması için elverişli duruma getirir. Rahim iç takasında adet döngüsünün ilk yarısında östrojen hormonu hakimiyetinde gerçekleşen kalınlaşma proliferatif evre (proliferasyon=kalınlaşma), ikinci yarısında progesteron hormonu hakimiyetinde gerçekleşen salgılama ise sekresyon evresi (sekresyon= salgılama) adını alır.


Neden kanama olur?


Yumurtlama sonrası yumurtalıkta oluşan Sarı Cismin ömrü 14 gündür. Sarı Cisim “yaşlandıkça” salgıladığı progesteron hormonu azalır. Kandaki progesteron hormonu belli bir seviyenin altına indiğinde rahim iç tabakası desteğini kaybederek “yıkılmaya” başlar. İşte bu “yıkılma” kanamayla birlikte olduğundan adet kanaması adını alır. Sarı Cismin ömrünün sabit olarak 14 gün olmasının özel bir anlamı vardır: 28 günde bir adet kanaması gören bir kadında yumurtlama 14. günde olmaktadır, halbuki 30 günde bir adet kanaması gören bir kadında yumurtlama günü 30-14=16. gündür. Aksine 26 günde bir adet kanaması gören bir kadında ise yumurtlama günü 26-14=12. gündür. Yandaki resim rahim iç tabakasında adet döngüsünün ilk gününden itibaren başlayan kalınlaşma sürecini şematik olarak göstermektedir. Alttaki şemada ise adet döngüsünün günlerine göre vücutta oluşan hormon seviyeleri görülmektedir. Östrojen hormonunun kanda artmasından hemen sonra LH hormonunun da bariz bir şekilde arttığına dikkat ediniz.


Adet Döngüsü Uzunluğu


Adet döngüsünün süresi, yani adet kanamasının ilk gününden bir sonraki adet kanamasının ilk gününe kadar geçen zaman ortalama 28 gündür. Kadınların %15′i 28 günde bir adet kanaması görürlerken, %0.5′i 21 günden daha kısa, %1′i 35 günden daha uzun bir zamanda kanama görürler. Adet kanamasının ilk başladığı zamanı takip eden 5-7 yıllık süre içerisinde adet döngüsü genellikle daha uzundur. Hormon salgılayan sistemler olgunlaştığında üreme çağına özgü düzenli kanama paterni ortaya çıkar. Kadın 40′lı yaşlara geldiğinde hormon salgısındaki doğal değişiklikler döngünün yeniden uzamasıyla sonuçlanır. 2-8 yıl devam eden bu süre sonunda menopoz ortaya çıkar.


Bu süre içerisinde adet döngüsünün uzamasını belirleyen temel olay yumurta hücresinin olgunlaşmasına kadar geçen sürenin uzamasıdır. Yandaki şekilde üst üste yer alan üç eğriden ortada olanı kadınların çoğunda görülen adet döngüsü süresini gösterirken bu eğrinin üstünde ve altında yer alan eğriler kadınların %5′inden daha azında görülen adet döngüsü süresinin kadının yaşına göre dağılımını göstermektedir.


Adet Görememe


Bir kadının düzenli aralıklarla adet kanaması görebilmesi için bazı şartlar yerine gelmelidir: Öncelikle hipotalamus adı verilen beyin bölgesinden hipofiz bezine bir uyaran gitmeli ve burada FSH ve LH adı verilen iki hormonun uygun seviye ve oranlarda üretilmesi ve kana geçmesi gerekmektedir. Bu iki hormon, olgunlaşmaya elverişli yumurta hücreleri içeren yumurtalık dokusunda folikül gelişimini uyarmalı ve yumurtlama gerçekleşmelidir.


Folikül adı verilen yapı içinde üretilen östrojen ve progesteron hormonları rahim iç tabakasında sağlıklı bir kalınlaşmaya neden olmuş olmalıdır. Yumurtlama gerçekleştikten sonra gebelik oluşmamış olmalı ve yumurtlama oluştuktan sonra yaklaşık 14 gün ömrü olan Sarı Cisim (“Corpus Luteum”) bu süre sonunda progesteron hormonu salgısını durdurmalıdır. Adet döngüsünün bitimine denk gelen bu dönemde progesteron hormonu salgısının aniden düşmesi neticesinde rahim iç tabakasında gerçekleşen “dökülme” ve bununla beraber oluşan kanama rahim iç tabakasından rahim ağzına, buradan vajinaya, vajinadan da dış ortama akacak yol bulabilmelidir.


Yukarıda maddeler halinde anlatılmış olan mekanizmalardan birinin veya birkaçının aksaması beklenen adet kanamasının gerçekleşememesiyle, yani adet kanamasının gecikmesiyle sonuçlanır.


Farklı Bir Açıdan Bakış


Yukarıda anlatılan mekanizmaları farklı bir biçimde ele almak mümkündür: Kadında adet kanamalarının düzenli bir şekilde gerçekleşebilmesi için dört farklı bölümün kendi içlerinde ve birbirleriyle etkileşimde sağlıklı çalışmaları gerekir.


Bölüm 1 : Rahim içinden vajinanın çıkışına kadar olan tümüyle açık bir akış yolu


Bölüm 2 : Her ay düzenli olarak yumurta hücresi üreten ve bunu serbest bırakan yumurtalıklar


Bölüm 3 : Sağlıklı işleyen bir hipofiz salgı bezi


Bölüm 4 : Beynin üst merkezleriyle sağlıklı bir iletişim içinde olan hipotalamus bölgesi


İLK ADET KANAMASININ GÖRÜLEMEMİŞ OLMASI


Bir genç kızın ilk adet kanamasını gördüğü zaman öncesine kadar hipotalamus ve hipofiz hormon salgıları oldukça azdır ve bu nedenle yumurtalıkların yumurtlama işlevi başlamamıştır. Hormon salgıları artmaya başladığında genç kızda öncelikle meme gelişimi ve kadın tipi kıllanma gibi kadınsı özellikler başlar, ancak hormon salgısı hala yumurtalıkları harekete geçirecek kadar fazla değildir. Hormon salgısının giderek artmasıyla beraber rahim iç tabakası kalınlaşmaya başlar ve bir süre sonunda, ortalama 12.5 yaşında ilk adet kanaması ortaya çıkar. Bu kanama yumurtlama olmaksızın gerçekleştiğinden ilk kanama sonrasındaki kanamalar henüz düzenli değildir. Hormonal sistemlerin tam olarak olgunlaşmasıyla yumurtlama da devreye girer ve genç kız düzenli olarak adet kanaması görmeye başlar ve böylece üreme çağına girmiş olur.


Ergenlik Çağı


İlk adet kanamasının ortaya çıkma yaşı herkes için farklıdır ve genetik özelliklerden etkilenebilir.Meme gelişimi ve kıllanma gibi kadınsı özellikleri kazandıran gelişim basamaklarının ortaya çıkmış olması koşuluyla ilk adet kanamasının 16 yaşına kadar gecikmiş olması tıbben normal kabul edilir. Bu süre sonunda adet kanaması göremeyen genç kızların nedenin aydınlatılabilmesi için bazı değerlendirmelerden geçmeleri gereklidir. İlk adet kanamasının görülememiş olmasının altında yatan muhtemel nedenler yukarıda anlatılan dört bölümden birindeki bir sorunla ilgili olabilir. Site daha çok üreme çağındaki kadına yönelik hazırlanmış olduğundan ve söz konusu sorun nispeten ender görüldüğünden “İlk adet kanamasının görülememiş olmasına” daha fazla yer verilmeyecektir.


Adet Kanamaları Neden Gecikir?


Yukarıda adet kanaması gecikmesinin iki temel nedeni ele alındı. Gecikmenin uzun süreli olması durumunda (beklenen üç adet kanamasının olmaması) veya takip eden birkaç adet kanamasının gecikmeli olarak gerçekleşmesi durumunda muhtemel nedenin ortaya çıkarılması için mutlaka doktor değerlendirmesi yapılmalıdır. Muhtemel nedenler yukarıda anlatılan dört bölümden herhangi birinin işlevlerinin bozulmuş olmasıyla ilgili olabilir.


Bölüm 1 (Rahim içinden vajinanın çıkışına kadar olan tümüyle açık bir akış yolu) Sorunları


Düzenli adet kanaması gören bir kadında rahim içine veya rahim ağzına yapılan bir müdahale sonrasında adet kanaması olmaması durumunda en muhtemel neden açık olan bu yolun zarar görmüş olmasıdır. Kürtaj nedeniyle rahim iç tabakası zarar gördüğünde veya rahimağzı kanalı tıkandığında yapılan kürtaj sonrası beklenen adet kanaması gerçekleşmez. Ender görülen bir neden de rahimağzında yer alan kanser öncüsü lezyonların çıkarılması amacıyla uygulanan konizasyon esnasında rahimağzı kanalının tıkanmasıdır. Lezyonu ortadan çıkarmak amacıyla koni şeklindeki parçanın çıkartılması sonrasında beklenen adet kanaması gerçekleşmez.


Bölüm 2 (Her ay düzenli olarak yumurta hücresi üreten ve bunu serbest bırakan yumurtalıklar) Sorunları


Polikistik Over : Düzensiz yumurtlama ve bunun etrafında gerçekleşen çeşitli belirti ve bulgular topluluğundan oluşan bu durum gecikmeli adet görmenin en sık görülen nedenlerinden biridir.


Menopoz ve Erken Menopoz: Yumurtalıklar ilk adet kanamasının görülmesinden yaklaşık iki yıl sonra her ay düzenli olarak yumurta hücresi üretimine devam ederler. Yumurtalıklarda üretilebilecek yumurta hücresi bittiğinde yumurtlama gerçekleşemeyeceğinden adet kanaması da olmaz. Yumurta hücrelerinin doğal olarak tükendiği ve adet kanamasının kesildiği andan itibaren menopoz çağı başlamıştır. Türkiye’de 50′li yaşlara doğru ortaya çıkan menopoz daha erken yaşlarda (35 yaşından önce) ortaya çıktığında Erken Menopoz adını alır. Bu durumun getirmesi muhtemel riskleri nedeniyle mutlaka tanısının konması ve gerekli tedavinin yapılması son derece önemlidir.


Bölüm 3 (Sağlıklı işleyen bir hipofiz salgı bezi) Sorunları


Hipofiz bezinden düzenli hormon salgısını bozan bir etken adet döngüsünün bu aşamada “takılmasına” neden olur. Bu etkenler arasında en sık görüleni prolaktin hormonu yüksekliğidir.


Bölüm 4 (Beynin üst merkezleriyle sağlıklı bir iletişim içinde olan hipotalamus bölgesi) Sorunları


Hipotalamusun hipofizi hormon salgısı yapması yönünde uyarmasını bozan bir etken adet kanamasının gecikmesine neden olabilir. Bu bölüme ait nedenler bu yazının ilk başında da anlatıldığı gibi çoğunlukla selim tabiyatlı nedenlerdir.


Tıbbi Değerlendirme


Gebelik, adet kanaması gecikmesinin en sık görülen nedeni olduğundan ve basit bazı incelemelerle ortaya konabildiğinden ve saptandığında başka ileri inceleme yapılmasına gerek kalmayacağından üreme çağında olan ve aktif cinsel yaşamı olan bir kadında adet kanaması geciktiğinde araştırılması gereken ilk durum gebeliktir. Yapılan jinekolojik değerlendirmeyle gebelik olmadığının saptanması durumunda var olan ek belirtiler de dikkate alınarak bir ön tanıya varılır ve kesin tanıyı koymak için hormon incelemeleri veya diğer bazı ileri incelemeler yapılır.


Adet Kanama Sorunları

Düzensiz Kanama Nedir?


Normal bir adet kanaması düzeni olan bir kadın ortalama 28 günde bir (bu süre bir adet kanamasının başladığı ilk günden, diğer adet kanamasının başladığı ilk güne kadar geçen süredir) kanama görür ve bu kanama 3-7 gün arasında devam eder. İlk günlerde nispeten daha fazla olan kanama yavaş yavaş azalarak en geç 7 günde tamamen biter. Tüm bu adet dönemi boyunca kadın ortalama olarak 40 mililitre kan kaybeder. Bazı kadınlarda ek olarak iki adet kanamasının ortasına denk gelen yumurtlama döneminde birkaç damla süren lekelenme tarzında kanama olabilir. Bu kadınlarda yumurtlama esnasında oluşan bu kanama her ay tekrar eder ve normaldışı bir durum olarak kabul edilmez. Yukarıda anlatılan düzenden her sapma düzensiz kanama olarak tanımlanır. Her düzensizlik tipinin kendine özgü nedenleri ve tedavi şekilleri olduğundan tanı koyma aşamasında kadının doktoruna düzensizliği iyi tarif edebilmesi çok önemlidir.


Üreme çağında olan ve aktif cinsel yaşamı olan bir kadında düzensiz kanamanın en sık görülen nedenlerinden biri gebeliğe bağlı oluşan sorunlardır. Bu nedenle düzensiz kanaması olan bir kadında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı’nın size soracağı ilk soru muhtemelen “gebelik söz konusu olabilir mi?” olacaktır. Etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanıyor olsanız dahi bu yönde incelemeler çoğu durumda yapılır. Adet kanaması düzensizliklerinde diğer önemli bir etken de tiroid bezi hormonlarının eksik veya fazla olmasıdır. Bu hormonların azlığı veya fazlalığı durumunda adet kanaması düzeni sıklıkla bozulur. Düzensiz kanamalar aşağıdaki özelliklerden birini veya ikisini gösterirler ve bu özelliklere göre tanımlanırlar.


Adet Görememe (“amenore”) Adet kanamasının üst üste üç kez gecikmesi veya en az 6 ay boyunca adet kanamasının olmaması veya hiç gerçekleşmemiş olması durumudur. Seyrek (Gecikmeli) Adet Görme (“oligomenore”) Yıllık görülen adet kanaması sayısının azalmış olması (adet döngülerinin 35 günden daha uzun sürmesi) durumudur. Sık Adet Görme (“polimenore”) Yıllık görülen adet kanaması sayısının artmış olması (adet döngülerinin 21 günden daha kısa sürmesi) durumudur. Aşırı Kanamalı veya Uzun Süreli Adet Görme (“hipermenore” veya “menoraji”) Bir döngüde görülen kanama miktarının veya gününün artması durumudur. Az Kanamalı veya Kısa Süreli Adet Görme (“hipomenore”) Bir döngüde görülen kanama miktarının veya gününün azalması durumudur. Ara Kanaması (“metroraji”) Olağan kanama günleri dışında kanama görülmesi durumudur.


İlişki Sonrası Kanama İlişkiden hemen sonra veya ertesi günü beklenmedik bir şekilde kanama görülmesi durumudur. Çocukluk Çağında Kanama Henüz ergenlik dönemine ulaşmamış bir kız çocuğunda vajinal kanama olması beklenmez ve mutlaka nedeninin aydınlatılması gerekir. Ergenlik Çağına Özgü Sorunlar Ergenlik çağı adet kanamasının başladığı ancak henüz nispeten düzensiz olduğu bir dönemdir. Bu dönemde kendine özgü bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Menopoza Geçiş Döneminde Görülen Sorunlar

Menopoz dönemine geçiş, kadınların bir kısmında adet kanamalarının birden kesilmesi şeklinde olabileceği gibi, bir kısmında çeşitli düzensiz kanamaların olduğu bir geçiş dönemini takip edebilir.


Adet Kanamasının Zamanlaması


Adet kanaması, çok özel durumlarda doktor önerisiyle ve kendi kendine alınan bazı önlemlerle ileri alınabilir… Sağlıklı bir kadın her ay genital ve hormonal sisteminin “yenilenme” sürecinin önemli bir parçası olarak 1 ile 5 gün arasında süren bir adet kanaması döneminden geçer. Kanama bazı kadınlarda iş yaşamı ve sosyal yaşamı etkileyen kramp tarzında sancılarla da beraber olabilir. Kadınların önemli bir kısmı bu adet günlerinden rahatsız olmazlar ve günlük yaşam bu kanamalardan az etkilenir. Nitekim bazı durumlar vardır ki burada beklenen adet kanamasının rastlayacağı tarihler hiç de uygun olmayan günlere denk gelebilir. Tam evlilik ve balayı günlerine rastlayacak olan, ya da tam önceden planlanmış bir tatile (özellikle de yaz tatiline) denk gelen bir adet kanaması, ya da yoğun bir iş temposunda oluşacak adet sancıları kadın için bir dezavantaj teşkil edebilir. İşte bu durumlarda doktor önerisiyle ve çok özel durumlarda kendi kendine alınan bazı önlemlerle beklenen adet kanamasının ileri alınması mümkündür. Adet kanamasının senede bir ya da iki kez bu şekilde düzenlenmesinin kadının sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratması teorik olarak mümkün gözükmemektedir.


Tarihin kendi kendine ileri alınması


Bu, yalnızca doktor önerisiyle doğum kontrol hapı kullanmakta olan kadınlar için söz konusudur. İki kutu arasında normalde verilen ilaçsız bir hafta ara yerine doğum kontrol hapı yeni bir kutuyla adeti geciktirmek istenen süre kadar devam ettirilir. İlaç kesildiğinde bir hafta içerisinde adet kanaması gerçekleşir. Bu yöntemi senede bir kereden fazla kullanacaksanız doktorunuza danışmalı, yöntemi uygularken doktorunuz aksini önermediği sürece maksimum ikinci kutu bittiğinde olağan bir bir hafta arayı vermelisiniz.


Tarihin doktor tarafından ileri alınması


Burada progesteron içerikli ilaçlar, jinekolojik muayene normal sonuçlandıktan sonra, beklenen adet kanamasından en geç üç gün önce, ideal olarak beş gün önce başlanır ve geciktirilmek istenen sürece devam ettirilir. Adet kanamasına üç günden daha az süre kaldığında ilacın adeti geciktirme olasılığı düşüktür. Bu yöntemi asla eczaneden aldığınız ilaçlarla kendiniz denememelisiniz. Jinekolojik muayene esastır.


Uygun olmayan yöntemler


Geciktirici iğne ve haplar :


Ülkemizde eczaneye gittiğinizde çoğu durumda doktor muayenesi olmadan şikayet ve arzulara göre ilaç verilebilmektedir. Bu durum adetini belli bir süre geciktirmek isteyen kadınlar için de geçerlidir. Ancak hormon içerikli ilaçların doktor muayenesi ve onayı olmadan kullanılması istenmeyen bazı yan etkilere yol açabileceğinden bu kolay yol tercih edilmemelidir.


Söktürücü iğneler :


Esasen gebelik dışında bir nedene bağlı olarak gecikmiş adet kanamasını “söktüren” bu ilaçlar, bazen hatalı olarak beklenen adeti öne almak için kullanılmakta ve %100 başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bu ilaçlardan sonra oluşan tesadüfi kanama adet kanaması değil ara kanamasıdır. Yine eczaneden reçetesiz olarak temin edilebilen bu ilaçlardan kaçının…


Adet Düzensizliği İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular


Menstrual siklus ne demektir?


Hormonların etkisi ile üreme organlarının her ay geçirdiği değişikliklerdir. Bu değişiklikler gebelikle veya menstrual kanamayla sonlanır. Menstrual siklus ortalama 28 gün sürer.


1. gün; menstrual kanamanın başladığı gün siklusun 1. günü olarak kabul edilir.


2-5. gün;rahmin iç tabakası dökülür ve kanama giderek azalır.


6. gün;kanamanın bittiği bugün yumurtalıklarda folikül adı verilen kesecikler içinde yumurta gelişmeye başlar ve rahmin endometrium adı verilen iç tabakası giderek kalınlaşır.


7-12. gün; yumurtayı içinde bulunduran kesecikler büyür ve östrojen üretimi devam eder.


13-14. gün; bu günlerde ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşir. Bu dönemde cinsel ilişkide bulunulursa gebelik gerçekleşebilir. Ovulasyon sırasında kasık ağrısı ve hafif bir kanama görülebilir, bu günlerde vücut ısısı artar.


15-18. gün;yumurtalıklardan salınan yumurta tüpler aracılığı ile rahme gelir. Bu arada östrojen düzeyi düşer ve yumurtalıklardan progesteron adı verilen hormon salınmaya başlar.


19-20. gün; rahim gebeliğe hazırdır. Premenstrual sendroma ait yakınmalar bu dönemde başlar.


21-28. gün; endometriumdaki bezler büyür ve kan damarları artar.


Normal menstrual kanama kaç gün sürer?


Menstrual kanamanın süresi kadınlarda farklılık gösterebilir, 2-7 gün süren kanamalar normaldir.Menstrual siklusun uzunluğu 21-35 gün arasında olmalıdır. Kanamaların başladığı ergenlik döneminde sikluslar daha düzensizdir.


Menstrual kanamalar ne zaman başlar?


İlk menstrual kanamaya menarş denir. Menstrual kanamalar 9-16 yaşları arasında başlar. Spor yapan veya çok zayıf olan kızlarda menarş gecikebilir. Onbeş yaşına dek menstrual kanama başlamadıysa hekime başvurmak gerekir.Vajina girişindeki zarda,vajinada veya rahimdeki anormallikler nedeniyle menstrual kanamalar başlamayabilir.


Menstrual kanama sırasında tampon kullanmak sağlıklı mıdır?


Ülkemizde çok yaygın olarak kullanılmayan tamponlar emiciliği fazla olan malzemelerden üretilir. Emiciliği çok fazla olan çeşitleri kullanıldığı ve uzun süre değiştirilmediğinde toksik şok sendromu adı verilen bakteriyal bir enfeksiyona neden olabilir.Ateş, döküntü, kas ağrısı ve ishale yol açan bu enfeksiyon çok nadir olarak da ani tansiyon düşmesine, karaciğer ve böbrek yetmezliğine neden olur. Tampon kullanırken 4-6 saat aralıklarla değiştirmek, gece yatarken tampon yerine ped kullanmak, tamponu yerleştirmeden önce elleri yıkamak ve temizliğe dikkat etmek gerekir. Gerekli önlemler alındıktan sonra tampon kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur.


Menstrual kanama sırasında denize girilebilir mi?


Eskiden bu dönemde birçok aktiviteden uzak durulması gerektiğine inanılırdı. Gerekli korunma sağlandığı takdirde denize girilmesinde ve diğer sporların yapılmasında bir sakınca yoktur.


Menstrual kanamanın zamanını ayarlamak mümkün olabilir mi?


Hormonal preparatlar kullanılarak menstrual siklusta düzenlemeler yapılabilir. Hekime danışmadan bu tip hormon ilaçlarının kullanılması sakıncalıdır.


Menstrual kanamanın dışındaki zamanlarda olan akıntılar normal midir?


Menstrual siklus boyunca kanamanın olmadığı dönemde vajinal salgıların olması normaldir. Kokusuz ve renksiz akıntılar önemli değildir. Akıntıya kaşıntı, idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma gibi şikayetler eşlik ediyorsa hekime başvurmanız gerekir.


Menstrual migren nedir?


Migren ağrıları kadınlarda daha sık görülür. Migreni olan kadınların % 60-70’i menstrual kanama ile baş ağrılarının ilişkisinden bahseder.Menstrual migren her ay menstrual kanamadan 2 gün önce başlayan ve kanama sonuna kadar süren baş ağrılarıdır.Kadınların % 14’ünde görülen bu durumda baş ağrısına bulanık ve çift görme,denge bozukluğu , kulak çınlaması, duyma güçlüğü, baş dönmesi ve bulantı eşlik eder. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda da hormon kullanmadıkları 7 gün süresince benzer migren ağrıları görülür.Düşük doz östrojen kullanılması ile bu yakınmalar azalabilir.


DİSMENORE


Menstrual kramplar nedir?


Karın ve kasıkta menstrual kanma sırasında ve kanama başlamadan hemen önce görülen ağrılardır. Bu durum premenstrual sendromdan farklıdır. Üreme çağındaki bir çok kadın hem menstrual kramplardan hem de premenstrual sendroma bağlı görülen değişikliklerden yakınır.


Menstrual kramplar genellikle hafif olmasına rağmen bazen kadının günlük yaşantısını devam ettirmesini engelleyebilecek kadar şiddetli de olabilir.Kadınların yarısından çoğu kramplardan yakınırken, toplumdaki her yedi kadından birinde ağrılar çok şiddetlidir.


Dismenore nedir?


Dismenore menstrual krampların tıbbi adıdır. Primer dismenore kadınların %50’sinden fazlasında görülen kramplardır,bu kramplar genellikle menstrual kanamaların başlaması ile ortaya çıkar. Primer dismenorede ağrıya neden olan herhangi bir jinekolojik problem yoktur.Bu ağrılar yaş ilerledikçe ve doğum sonrasında azalır. Sekonder dismenore ise üreme organlarındaki problemlere bağlı olarak sonradan ortaya çıkar.


Menstrual kramplara ne yol açar?


Gebelik gerçekleşmediğinde endometrium adı verilen rahmin içtabakası dökülmeye başlar ve prostoglandin adı verilen maddeler salınır. Bunlar rahimdeki düz kasların kasılmasına ve endometriumun menstrual kanama ile dökülmesine neden olur.Rahimdeki düz kasların kasılması sırasında şiddetli kramplar hissedilebilir. Prostoglandin düzeyleri bazı kadınlarda çok yükselir, bu da ağrının çok fazla olmasına yol açar. Rahim ile rahim ağzı arasındaki kanalın dar olduğu kadınlarda kramplar daha şiddetli olur. Ayrıca stres de bu krampları arttırabilir.


Menstrual kramplara başka yakınmalar da eşlik eder mi?


Menstrual kramplara baş ağrısı, bulantı, kusma sık idrara çıkma ve barsak hareketlerindeki değişikliklere bağlı ishal veya kabızlık eşlik edebilir.


Menstrual kramplar nasıl tedavi edilir?


Yeteri kadar dinlenme, uyku ve düzenli egzersiz yapılması krampların şiddetini azaltır. Karın bölgesine sıcak pedlerin yerleştirilmesi de ağrıyı azaltabilir.Prostoglandin üretimini azaltan ağrı kesiciler kullanılabilir. Ağrı kesicileri kullanmaya kramplar şiddetlenmeden başlamak gerekir.Menstrual kanamadan bir gün önce ağrı kesicilerin kullanılmaya başlanması ve kanama başladıktan sonra 1-2 gün ilaca devam edilmesi önerilir. Çok şiddetli ağrı olduğunda doğum kontrol hapları kullanılarak ovulasyon önlenir, prostoglandin salınımı azaltılarak menstrual kanamanın ve krampların mümkün olduğu kadar hafif olması sağlanır. Sekonder dismenore tedavisi dismenoreye neden olan hastalığa bağlıdır.


Hangi jinekolojik problemler dismenoreye yol açar?


Yeteri kadar dinlenme, uyku ve düzenli egzersiz yapılması krampların şiddetini azaltır. Karın bölgesine sıcak pedlerin yerleştirilmesi de ağrıyı azaltabilir.Prostoglandin üretimini azaltan ağrı kesiciler kullanılabilir. Ağrı kesicileri kullanmaya kramplar şiddetlenmeden başlamak gerekir.Menstrual kanamadan bir gün önce ağrı kesicilerin kullanılmaya başlanması ve kanama başladıktan sonra 1-2 gün ilaca devam edilmesi önerilir. Çok şiddetli ağrı olduğunda doğum kontrol hapları kullanılarak ovulasyon önlenir, prostoglandin salınımı azaltılarak menstrual kanamanın ve krampların mümkün olduğu kadar hafif olması sağlanır. Sekonder dismenore tedavisi dismenoreye neden olan hastalığa bağlıdır.


*


Endometriozis;

rahmin endometrium adı verilen iç tabakasının rahim dışında da bulunması

*


Myomlar;

rahim duvarında oluşan iyi huylu kas kitleleri

*


Adenomyozis;

rahim içi dokunun kas tabakası arasına doğru yayılması

*


Pelvik inflamatuvar hastalık (PID);

üreme organlarının yaygın enfeksiyonu

*


Yapışıklıklar;

üreme organlarının birbiriyle veya etraftaki dokular ile yapışık olması

*


Rahim içi araç;

doğum kontrol yöntemi olarak rahim içi araç kullanılması

*


Premenstrual sendrom;

*


Yumurtalık kistleri


Sekonder dismenoreye yol açan jinekolojik problemlerdir.Ağrının nedeni bulunarak tedavi edildiğinde menstrual kramplar azalır.Menstrual kanama sırasındaki ağrının şiddetinde bir artma olduğunda mutlaka hekime başvurulması gerekir.


MENSTRUAL SİKLUS DÜZENSİZLİKLERİ


Menstrual sikluslar ve kanama ne zaman anormal olarak değerlendirilir?


Yirmibir günden kısa veya 35 günden uzun süren sikluslar anormal olarak değerlendirilir. Menstrual kanamanın çok fazla olduğu, uzun sürdüğü veya iki kanama arasında lekelenme ve kanama görüldüğü durumlarda hekime başvurulması gerekir. Hormonal değişiklikler, yumurtalık kistleri, rahim veya rahim ağzındaki polipler, endometrial hiperplazi yani rahim içini döşeyen tabakanın fazla büyümesi, myomlar ve daha nadir olarak da rahim kanseri bu tip düzensizliklere yol açabilir.


Menstrual sikluslar hangi durumlarda uzun sürer?


Bazı kadınlarda menstrual kanama yılda sadece 3-4 kez olabilir. Stres, ağır egzersiz, ani kilo kaybı ve ağır diyetler, tiroid bezindeki bozukluklar menstrual siklusların uzamasına neden olabilir. Polikistik over sendromu (PCO) adı verilen kilo fazlalığı, aşırı tüylenme ve kanama düzensizliklerinin görüldüğü bu hastalıkta da menstrual sikluslar uzar. PCO vakalarında östrojen hormonunun fazla salınmasına bağlı olarak rahim kanseri gelişebileceğinden, bu vakaların hekime başvurarak tedavi görmesi gerekir.


Menstrual sikluslar hangi durumlarda kısa sürer?


Stres, bazı egzersizler ve hayatınızdaki ani değişiklikler nedeniyle menstrual sikluslar 21 günden daha kısa sürebilir.Fazla sigara ve kahve içen kadınlarda da sikluslar kısa sürer. Kısa aralıklarla menstrual kanama anemiye (kansızlık) neden olabilir. Bu durumda hekime başvurarak hem bu kanama düzensizliğinin hem de kansızlığın tedavi edilmesi gerekir.


Menstrual kanama olmamasının sebepleri nelerdir?


Aktif cinsel hayatı olan kadınlarda menstrual kanamanın gecikmesinin en sık görülen nedeni gebeliktir. Altı ay veya daha uzun süre menstrual kanama olmamasına amenore denir. Menstrual kanama olmadığı zaman ovulasyon da gerçekleşmez. Bu durum ani ve kilo kayıplarından sonra, yaşam tarzındaki değişiklikler ve stres nedeni ile ortaya çıkabilir. Amenore kürtaj veya diğer cerrahi girişimler sonrasında rahim içinde oluşan yapışıklıklara bağlı olarak da görülebilir. Kırk beş yaş üzerindeki kadınlarda ise menopoz öncesi dönemde menstural kanamalar çok uzun aralıklarla gerçekleşebilir. Amenore vakalarında östrojen hormonun azalmasına bağlı kemik kayıpları görülebileceğinden mutlaka hekime baş vurulması gerekir.


ARA KANAMALAR


İki menstrual kanama arasındaki dönemde niçin lekelenme olur?


Menstrual kanamanın bitiminden sonra ve gelecek menstrual kanama başlamadan önce olan kanamalar ara kanamalardır. Ara kanamalara hormonal düzensizlikler, myomlar, enfeksiyonlar, genital organ yaralanmaları, endometriozis hastalığı, kanserler ve bazı ilaçlar neden olur. Ara kanama mutlaka hekime başvurulması gereken bir durumdur.


Ara kanamaların nedeninin tespit edilebilmesi için hangi incelemeler yapılmalıdır?


Jinekolojik muayene, Pap smear incelemesi (rahim ağzından alınan örneğin patolojik incelemesi), enfeksiyondan şüphelenilirse mikrobiyolojik inceleme, hormonal testler, kan sayımı ve gerekli görüldüğünde laporoskopi yapılmalıdır.


Ara kanamaların tedavisi nedir?


Ara kanamaların tedavisi kanamaya neden olan probleme yöneliktir. Ara kanamaya neden olan problem zamanında teşhis ve tedavi edilmezse kan kaybına bağlı anemiye, kanamanın nedenine bağlı olarak infertilite ve kansere yol açabilir. Kansızlığın tedavi edilebilmesi için ilaç kullanılması gerekebilir. Genellikle progesteron içeren hormon preparatlarının kullanılması ile ara kanamalar önlenir. Kanamaya neden olan problemin de mutlaka tedavi edilmesi gerekir.


PREMENSTRUAL SENDROM


Premenstrual Sendrom nedir?


Premenstrual sendrom birçok sağlıklı kadında menstrual siklusun ikinci döneminde görülen fiziksel ve duygusal değişikliklerdir. Ovulasyon sonrasında başlayan yakınmalar menstrual kanama öncesindeki bir hafta boyunca çok yoğunlaşır. Bu yakınmalar menstrual kanamanın başlamasıyla azalır. Kadınların % 80’i menstruasyon öncesi dönemde bazı fiziksel ve duygusal değişikliklerden yakınır. Bu kadınların %40’ında yakınmalar kendilerini, etraflarındaki kişileri ve normal aktivitelerini etkileyecek kadar fazla olabilir. Vakaların %7’sinde ise yakınmalar günlük aktivitelerin yapılmasını tamamen etkileyecek kadar ağır olabilir.


Premenstrual Sendrom neden görülür?


Hormonlara bağlı olduğu düşünülen premenstrual sendromun neden kaynaklandığı kesinlik kazanmamıştır. Birçok kadın yaşı ilerleyip hormonal düzensizlikler arttıkça premenstrual sendroma bağlı yakınmalarının arttığından bahseder. Bu sendrom ovulasyonun gerçekleştiği sikluslarda görülür. Ovulasyon ile artan progesteron hormonunun bu sendroma neden olduğu düşünülmüş fakat doğrulanamamıştır. Premenstrual sendroma bağlı bazı yakınmaların progesteron kullanımı ile azalması da araştırmacıları bu düşünceden uzaklaştırmıştır. Bazı vitamin ve mineralleri eksikliğinin de bu sendroma yol açtığı düşünülmektedir.


Premenstrual Sendrom önlenebilir mi?


Sağlıklı beslenmek, fazla karbonhidrat içeren öğünlerden özellikle tatlı besinler ve çikolatadan, çok tuzlu yiyeceklerden, kafein içeren kolalı içeceklerden, kahve ve sigaradan uzak durmak, ideal kiloyu korumak, yeteri kadar kalsiyum (1500 mg/gün) almak, lifli yiyecekler,bol sebze, meyve yemek ve bol su içmek premenstrual sendroma bağlı yakınmaları önleyebilir.


Premenstrual Sendrom nasıl tedavi edilir?


Premenstrual sendroma bağlı yakınmaların azaltılabilmesi için sağlıklı beslenme, kalsiyum, magnezyum ve manganez gibi minerallerin ve A, B6 ve E vitaminlerinin alınması önerilir. Ayrıca yakınmalara göre ağrı kesiciler, antidepresanlar (depresyonu önleyen ilaçlar), doğum kontrol hapları ve idrar söktürücüler kullanılabilir. Son yıllarda L-Triptofan adı verilen amino asitin (proteinlerin yapı taşları) kullanılmasının premenstrual sendroma bağlı yakınmaların önlenmesinde yararlı olduğu gösterilmiştir. L-Triptofan özellikle vücutta su tutulmasını, göğüslerde gerginlik ve hassasiyeti, duygusal bozuklukları ve baş ağrısını azaltır. Bazı herbal preparatlar da (doğal otlardan hazırlanan ürünler) premenstrual sendroma bağlı yakınmaların önlenmesi için kullanılmaktadır. Bu ürünlerin etkinliği ile ilgili yeterli sayıda çalışma yoktur.


Premenstrual Sendroma bağlı bazı besinlere karşı istek duyulabilir mi?


Birçok kadın menstruasyon öncesindeki dönemde çikolata ve tatlı yiyecekler gibi bazı besinleri yemek için aşırı istek duyabilir. Çikolata , kolalı içecekler ve kahve gibi kafein içeren besinlerin fazla tüketilmesi yakınmaları arttırabilir. Kafein içeren besinler özellikle göğüslerde şişlik ve hassasiyeti arttırır, baş ağrısını şiddetlendirir.


Premenstrual Sendroma bağlı bazı besinlere karşı istek duyulabilir mi?


Birçok kadın menstruasyon öncesindeki dönemde çikolata ve tatlı yiyecekler gibi bazı besinleri yemek için aşırı istek duyabilir. Çikolata , kolalı içecekler ve kahve gibi kafein içeren besinlerin fazla tüketilmesi yakınmaları arttırabilir. Kafein içeren besinler özellikle göğüslerde şişlik ve hassasiyeti arttırır, baş ağrısını şiddetlendirir.


TOKSİK SENDROMU


Toksik Sendromu ilk kez 1978 yılında tanımlanmış Staphilococcus aureus adı verilen bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyondur. Tamponun emiciliği çok fazla olan çeşitleri kullanıldığı ve uzun süre değiştirilmediğinde bu sendrom görülebilir.


Toksik Sendromuna Bağlı Yakınmalar:


*


Ateş

*


Deri döküntüsü ve deride soyulma

*


Kas ağrısı

*


İshal

*


Ani tansiyon düşmesi


Nadir olarak enfeksiyon yayılarak karaciğer ve böbrek yetmezliğine neden olabilir.


Toksik Sendromundan korunmak için;


Toksik Sendromundan korunmak için tampon kullanırken 4-6 saat aralıklarla değiştirmek, gece yatarken tampon yerine ped kullanmak,

Angel isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
Adet Gecikmesi - Adet Sorunları


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:13.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428