20 Haziran 2013, 11:27 | #1 | ||||||||||||||||||||
Keyifli~Üye Üyelik tarihi: 07 Mayıs 2012
Mesajlar: 1.647
| Emziren Annelerde Beslenme emzirme - emzirirken beslenme - loğusalıkta beslenme - anne sütünü artırma - anne sütünü artıran besinler - emzikli anne EMZİKLİ ANNELERE BESLENME ÖNERİLERİ Doğum hem bebek hem de anne için yorucu bir süreçtir. Bu süreci geride bırakan anne ve bebek için en gerekli olan şey dinlenmek ve beslenmektir. İlgi odağının bebek olduğu bu günlerde unutulmaması gereken kişi ise annemizdir. Loğusa annenin beslenmesini anlatmak için ilk önce doğum şeklini bilmemiz gerekecektir. Doğumunu sezaryen ile gerçekleştirmiş annelerimiz doğum sonrasında bağırsak hareketleri duyuluncaya kadar beslenmemelidir. Annenin ilk gaz çıkarması beklenmelidir. Anestezinin etkisinin geçmesine yakın bağırsak hareketleri kendine gelmeye başlar. Ameliyat sonrası kişiden kişiye değişmekle beraber yaklaşık 6-8 saat süren bu açlık dönemi önemlidir. Yani anne aç bırakılmalıdır. İlk gaz çıkımı olduktan sonra sıvı diyet dediğimiz su ve az şekerli kompostodan oluşan diyete başlanmalı ve bunun 1 öğün ardından da yarı katı diyete geçilerek yoğurt, yoğurt çorbası gibi besinler verilmelidir. Annenin doğumu gerçekleştikten 24 saat sonra ise anne artık normal beslenmesine geri dönebilir. Doğumunu normal doğum ile gerçekleştirmiş annelerimiz için doğum sonrası beslenme de herhangi bir kısıtlama yoktur. Yeni doğum yapmış bir anne için önemli olan konu dışkılama fonksiyonlarını düzgün bir şekilde yerine getirebilmesidir. Aksi taktirde kabızlık durumunun var olması anne adayının canının yanmasına neden olabilir. Bağırsak hareketlerinin düzgün çalışabilmesi için öğünlerde koyu yeşil yapraklı sebzeler ile hazırlanmış salatalar, sebze yemekleri tüketilmesi önemlidir. Ayrıca sıvı tüketimi de son derece gereklidir. Doğumdan bir iki hafta sonra yani hayat normale dönmeye başladığında anne adaylarını saran korku anne sütünün bebeğine yetip yetmeyeceğidir. Bebeğimizi iyi besleyebilmek, sütümüzü artırmak adına içilen kompostolar, hoşaflar, yenilen sütlü ve şerbetli tatlılar, alınan bol kaloriler ve sonuç: gebelikte kazanılan kiloların yadigar kalması. Peki anne sütünü gerçekten artıran besinler var mıdır? Varsa bunlar nelerdir? Anne sütünün nasıl artırılabileceğini anlatmadan önce anne sütünün nasıl oluştuğunu anlatmakta fayda vardır. Kadın meme dokusunda var olan süt bezleri hormonal uyarıları bekleyerek süt salgılamak için hazırlanmıştır. Geçirilen 40 haftalık gebelik süreci, akabinde doğum eyleminin gerçekleşmesi ve bebeğin dudağının annenin meme ucuna değmesi kadın vücudunda müthiş bir hormonal dalgalanma yaratır. Bu hormonal ve duygusal uyarıların akabinde memelerdeki süt bezleri uyarılır ve süt salgılanmaya başlar. Önemli olan iki tane hormondan birincisi prolaktin, ikincisi ise oksitosindir. Bu hormonlardan biri memede sütün sentezlenmesini sağlarken bir diğeri de memede sentezlenen sütün dışarı akmasını sağlar. Yani aslında bakıldığında olay tamamen hormonal ve psikolojiktir. Fakat kadın vücudu süt salgılayabilmek için müthiş bir enerjiye ihtiyaç duyar. İşte beslenme de tam bu noktada devreye girer. Anne sütü bebeklerin bütün besinsel ihtiyaçlarını tek başına 6 ay süre ile karşılayabilir. Anne her gün bebeğine sütü vasıtası ile karbonhidrat, yağ, protein, vitaminler, mineraller, antienfektif öğeler aktarır. Var olan beslenme yetersizliğinde veya dengesin beslenme düzeninde hem anne sütünün içeriği bozulur hem de annenin depoları azalır ve vücut zarar görür. Dolayısı ile emziklilik dönemi beslenmesinde düşünmemiz gereken hem annenin sağlığı hem de anne sütünün kalitesidir. Anne sütünün miktarını ve kalitesi etkileyen besinler vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz; Anne sütünün %80’i sudan oluşmaktadır. Yani bir annenin günde 700-900ml arasında süt salgıladığını düşünürsek 600-700ml su bebeğe geçmektedir. Emziren annenin günlük olarak hem kendi fizyolojisi hem de bebeği için suya ihtiyacı vardır. Günlük olarak tüketilmesi gereken sıvı miktarı ise 2500-3000ml arasıdır. Yani günlük gereksinimin üzerine bebeğe aktarılacak olan miktar da eklenecektir. Su anne sütünün miktarını artıran en önemli maddedir. Sıvı tüketimi sadece su ile sağlanmaz. Gün içinde içilen çorbalar, taze sıkılmış meyve suları, maden suyu, ayran, süt gibi besinlerin içinden gelen su miktarı da anneye sıvı takviyesidir. Dolayısı ile emziren bir anne beslenme örüntüsünde bu tür su içeriği yüksek olan besinleri bulundurmalıdır. C vitamini suda eriyen ve günlük olarak alınması gereken bir vitamindir. Yapılan çalışmalarda annelerin günlük C vitaminini düşük alması anne sütünün C vitamini içeriğini azaltmaktadır. Ayrıca bağışıklık sistemi için son derece önemli olan C vitamini atlanmamalıdır. C vitaminin zengin kaynaklarına baktığımızda ise taze meyveleri ve sebzeleri görmekteyiz. Domates, yeşili biber, portakal, mandalina, elma, kivi, çilek gibi C vitaminden zengin besinleri günlük beslenmemizde bulundurmalıyız. B grubu vitaminler sinir sistemini sakinleştiren, vücuda dinçlik veren vitaminlerdir. Emzikli bir annenin en çok faydalanması gereken vitamin türleridir. B grubu vitaminlerinin kaynaklarına bakıldığında ise tahıl ürünleri karşımıza çıkmaktadır. Tam taneli tahıl unlarından yapılmış ekmekler, çavdar ekmekleri, bulgur, ince bulgur, kurubaklagiller bu vitaminlerin en zengin kaynaklarıdır. Kefir, yoğurt, boza gibi fermentasyona uğramış besinlerin tüketimi anne sütüne olumlu etkide bulunmaktadır. Gün içinde beslenmemizde bu besinlere yer verebiliriz. Doğal maden suları hem sıvı hem de mineral takviyesi yapan en iyi kayaklardandır. Eğer annenin yüksek tansiyon veya böbrek problemi yok ise günde 1-2 şişe doğal maden suyu içilmelidir. Yeşil salata vücudumuza en yoğun vitamin ve mineral desteği veren, ayrıca içerdiği posa sayesinde de bağırsak sağlığı için önemli olan alternatiflerdir. Emzikli annenin çok iyi yıkanmış, el yardımı ile parçalanarak hazırlanmış birer çorba kasesi kadar yeşillikli salatayı tüketmeleri önemlidir. Zeytinyağı içerdiği yağ asit örüntüsünden dolayı çok sağlıklı bir yağ türüdür. Anne sütünün tekli doymamış yağ asit örüntüsünü artırmak adına günlük olarak zeytinyağından destek alınmalıdır. En zengin kalsiyum kaynağı olan süt ürünleri asla unutulmamalıdır. Süt ürünü tüketmek ile ilgili sıkıntısı olan annelerimizin ise doktor kontrolünde kalsiyum takviyesi alması gerekir. Çünkü anne sütü ile günlük olarak bebeğe belli miktarda kalsiyum geçer. Süt bebeğe geçen kalsiyum miktarını sabitte tutar ve annenin kalsiyum deposu olan kemikleri, dişlerinden kalsiyum çeker. Bu sebeple günlük belli bir miktar kalsiyum mutlaka alınmalıdır. Balığı ve balık yağı unutulmaması gereken diğer önemli noktadır. Balık yağı olarak bilinen omega-3 anne sütü ile bebeğe geçiş yapar. Omega-3 beyin, göz, cilt, kalp, damar sağlığı için son derece önemlidir. Özellikle bağışıklık sisteminin gelişmesinde büyük role sahip olan omega-3 yağ asitleri unutulmamalıdır. Emziren annelerin haftalık olarak 300-400g kadar balık tüketmeleri gerekir. Bu balıklar mümkün olduğunca küçük balık olarak tercih edilmeli, kızartma işlemi uygulanmamalıdır. Balığın omega-3’ünden maksimum faydayı sağlayabilmek için balıklar ya ızgarada, ya fırında ya da yağsız bir teflon tavada pişirilmelidir. Kırmızı et ve yumurta sarısından gelecek olan demir ihmal edilmemelidir. Türkiye’de gebe ve emzikli annelerimizin yarısı demir yetersizliğine sahiptir. Bu riski minimuma indirmek için demir kaynaklarına beslenme programında muhakkak yer verilmelidir. Peki emzikli annelerin uzak durmaları gereken besinler var mıdır diye baktığımızda önümüze birkaç önemli besin geliyor. Emziklilik döneminde uzak durulması gerekenler; Emziklilik döneminde uzak durulması gereken en önemli şey alkoldür. Alkol anne sütü ile bebeğe geçiş yapabilmektedir. Dolayısı ile alkolün hem gebelik hem de emziklilik döneminde yeri yoktur. Kafeinli besinler emziren annelerin uzak durması gereken diğer besin türleridir. Çikolata, kahve, çay ve kola kafein içeren besinlerdir. Kafein anne sütüne geçiş yapabiliyor ve bebeğimizin hem kalp hem de beyin sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Bu dönemde güvenilir besin tüketilmelidir. Pastörize edilmiş süt ürünleri, olgunlaştırılmış peynir türleri kullanılmalıdır. Güvenilir ve bilindik yerlerden, markalardan besin alış verişi yapılmalıdır. Annenin herhangi bir şekilde toksinlere maruz kalması durumunda bebekte bundan etkilenecektir. Özellikle baharatlara dikkat edilmelidir. Uygun koşullarda saklanmayan baharatlar, açıkta satılan baharatların alınması ve kullanılması toksik maddelerin alım riskini artırır. Bu maddeler hem annenin hem de bebeğin başta karaciğeri olmak üzere organ harabiyetine neden olurlar. Etli çiğ köfte, iyi pişmemiş balık, tavuk ve yumurta emzikli annelerin uzak durması gereken diğer besinlerdir. Bu dönem içinde beslenme konusunda herhangi bir yanlış davranışa yer vermemek için konuyu beslenme uzmanınıza danışarak öğrenmelisiniz. Tüm annelere ve bebeklerine beraber geçirecekleri sağlıklı hayatlar dilerim. | ||||||||||||||||||||
Bookmarks |
Etiketler |
Emziren Annelerde Beslenme |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |