Alt 01 Nisan 2016, 12:16   #1
Keyifli~Üye
 
Serdar102 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 20 Eylül 2015
Bulunduğu yer: Bursa
Yaş: 64
Mesajlar: 119
Serdar102 is on a distinguished road
Puanlar: 8.128, Seviye: 1
Puanlar: 8.128, Seviye: 1 Puanlar: 8.128, Seviye: 1 Puanlar: 8.128, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 99%
Etkinlik: 99% Etkinlik: 99% Etkinlik: 99%
Smile Serdar Jüpiter'e Gidiyor

SERDAR JÜPİTER'E GİDİYOR

Serdar on iki yaşında bir çocukmuş. Jüpiter meraklısıymış. Kendi yaptığı bir uzay aracına binerek Jüpiter'e gitmiş. Jüpiter dediğin şurası değil, çok uzakmış. Jüpiter'e vardığında elli dört yaşına girmiş. Orada beş yaşındaki çocuklarla sırdaş, on yaşındaki çocuklarla arkadaş olmuş. Jüpiterli bebeklerin kulağını çekmelerine izin vermiş.

Serdar Jüpiterli anne - babalara çocuklarıyla arkadaş olmaları gerektiğini anlatmış. Karşı geldi diye, dediğini yapmadı diye, sakın ha, o güzelim yeni nesllere vurmamalarını öğütlemiş. Jüpiterli en doğruya anında sahip çıkmış. Çocuklarını geleceğe hazırlamışlar. Onlara destek olmuşlar.




SERDAR, AYSBERG'İN YEDİDE BİRİ

Serdar, Kuzey Buz Denizi'nde yüzen buz dağı Aysberg'e sormuş:
" Ey buz dağı, neden senin yedide birin su üstünde görünüyor ama çok daha büyük kısmın suyun altında görünmüyor? "

Aysberg: " Şey, yani o kadarı yeterli bence. Ortam uygun olursa yedide ikiyi, yedide üçü lanse etmekten çekinmem. "

Serdar: " Ya yedide yedi? Tümden deniz üstünde yüzseniz. Her şeyinizle ortaya çıksanız. Ben buyum deseniz. "

Aysberg: " Zamanlama hatası olur. İnsanlar hazır olmadan yüzeye çıkmam onları şaşırtır. Kimseye faydası olmayacak bu davranışı benden bekleme. "

Serdar: " Demek insanlar hazır değil, bunu kabul edelim. Peki siz hazır mısınız? Böylesine ağır bir yükü taşıyabilecek misiniz? "

Aysberg: " Bundan hiç şüphen olmasın. Uzun yıllar boyunca arasıra yaptığım çıkmalarla bunu kanıtladım. Benim kadar büyük ve görkemli bir buzdağı olmadı ve olamaz. "

Serdar: " Keşke senin şu son söylediklerin benim beyin gücüm için de geçerli olsa. Sence bunu başarabilir miyim? Hayal kurarak şarj ettiğim beynim fikir üreterek sonsuz güce kavuşabilir mi? "

Aysberg: " Hayal aleminde çok kalırsan gerçekler sana yavan gelir. Şimdiye kadar olduğu gibi gerçekleri yani normal günlük yaşantını ön planda tutup , ara sıra hayal kurarak ve kurduğun hayalleri yazarak devam et. "

Serdar: " Söylediklerin kaldığım yerden aynen devam etmem gerektiğini bana gösterdi. Teşekkürler buz dağı. "

Aysberg: " Ben de sana teşekkür ederim. Yolun açık olsun, hayallerin gerçek olsun. "

SON

Serdar Yıldırım
Serdar102 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01 Nisan 2016, 18:45   #2
Keyifli~Üye
 
Serdar102 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 20 Eylül 2015
Bulunduğu yer: Bursa
Yaş: 64
Mesajlar: 119
Serdar102 is on a distinguished road
Puanlar: 8.128, Seviye: 1
Puanlar: 8.128, Seviye: 1 Puanlar: 8.128, Seviye: 1 Puanlar: 8.128, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 99%
Etkinlik: 99% Etkinlik: 99% Etkinlik: 99%
Standart Cevap: Serdar Jüpiter'e Gidiyor

Türkiye Çocuk Dergisi

Şubat 2016 sayısında Papağan İle Zürafa.
Mart 2016 sayısında Keloğlan Dört Haramiler.
Nisan 2016 sayısında Gökbilimine Meraklı Padişah

Benim yazdığım bu masallar çıkmıştır. Masalların altında adım yazmaktadır. Sevgiyle kalın.


GÖKBİLİMİNE MERAKLI PADİŞAH


Bundan yıllarca önce gökbilimine meraklı bir padişah yaşarmış. Vaktinin çoğunu sarayın yanına inşa ettirdiği gözlemevinde geçirirmiş. O zamana kadar gökyüzü, yıldızlar, uzay, astronomi hakkında yazılmış ne kadar kitap, çizilmiş ne kadar harita varsa bunları mutlaka kitaplığında bulundurmak istermiş. Başka ülkelerin müneccimlerini, astronomlarını sarayında toplar, aralarında yaptıkları tartışmalara kendisi de katılırmış. Dünyanın varoluşundan yaşadıkları zamana kadar geçirdiği evreler, insanın dünyadaki macerası, gezegenlerde hayat olup olmadığı gibi pek çok soruya cevap ararlarmış.

Günlerden bir gün, Acemistan sarayındaki Ebu Salip Efendi’nin bir çeşit teleskop icat ettiği ve bununla birçok yeni yıldız keşfettiği haberi duyulur. Padişah vezirini huzura çağırır: “ Bu yeni keşfedilen yıldızların biçimleri,durumları neymiş bilmek isteriz. Tez Acem sarayına elçi gitsin. Ebu Salip Efendi buyursun gelsin, misafirimiz olsun. “ diye emretmiş. Aradan günler, haftalar geçmiş. Padişahın elçi aracılığıyla gönderdiği mektuptaki şartları olumlu bulan Ebu Salip Efendi, Acem Şahı’ndan izin almış, yola çıkmış. Gökbilimine meraklı padişah konuğunu sarayın kapısında karşılamış. Sarayda Ebu Salip Efendi’nin keşfettiği yıldızlar hakkında anlattıkları padişahı çok meraklandırmış. Yıldızların en büyüğüne kendi adının verildiğini duyan padişah, heyecandan yerinde duramaz olmuş. Bir an önce teleskopun bir eşini de burada yapmasını istemiş.

Ertesi gün, sarayın yanındaki gözlemevine gitmişler. Ebu Salip Efendi, malzemeleri yetersiz, gözlemevini de küçük bulmuş. Daha büyük bir gözlemevi yaptırmak istemiş. Padişahtan gerekli izni alan Ebu Salip Efendi, saraydan oldukça uzakta bulunan bir dağın yamacında yeni gözlemevinin inşaatını başlatmış. Kendisi de yakındaki bir köye yerleşmiş. Gözlemevinin yapımı aylarca sürmüş. Harcanan para tahminlerin çok üstüne çıkmış. Devlet hazinesinde para kalmamış. Padişah halkından dört beş sene sonrasının vergilerini istemeye başlamış. Halk büyük sıkıntılar içinde kalmış. Ellerindeki avuçlarındaki son kuruşlarını gözlemevinin yapımı için veren halk çaresizlik içine düşmüş. Vergi tahsildarları ile aralarında çatışmalar çıkmış. Padişah, gaflet uykusundan uyanamamış.Yapılan uyarıları umursamaz görünmüş.Yeni keşfedilen yıldızların ve adının verildiği büyük yıldızın saçmakta olduğu ışık gözlerini kamaştırmış. Sarayında yapılan ara sıra Ebu Salip Efendi’nin de katıldığı konusu uzay, yıldızlar, astronomi…olan toplantıları daha bir can kulağı ile dinler olmuş.

Yaz günlerinden birinde, padişah iki adamı ile birlikte kıyafet değiştirerek bir köye gitmiş. Köyün sahibi; otuz yaşlarında, dürüst, iyi kalpli, mert bir adammış. Padişah ve iki adamını evine davet etmiş. Yemekler yenmiş, ayranlar içilmiş, koyu sohbet başlamış. Söz, sağdan soldan derken, dönmüş, dolaşmış, yıldızlara, uzaya gelmiş dayanmış. Tüccar kılığındaki padişah, ilk insanın yeryüzünde görünmesinden tutmuş, dünyanın gizli kalmış bütün sırlarını anlatmış. Uzayın sonsuz bir boşluk olduğunu, bu sonsuz boşlukta sayılamayacak kadar gezegen ve yıldızın bulunduğunu söylemiş. Yüce padişahın yaptırmakta olduğu gözlemevi ve son derece geliştirilmiş teleskop sayesinde adı sanı bilinmeyen pek çok gezegen ve yıldızın keşfedileceğinden bahsetmiş. Padişahlarına insanlığın şükran borçlu olduğunu belirtmiş.

Tüccar kılığındaki padişahın anlattıklarını sessizce dinlemekte olan köyün sahibi:
“ İnsanlık padişahımıza neden şükran borçlu olsun? Gözlemevinin yapımı için, teleskop yapımı için harcanan paralar nereden bulunuyor diye düşünmek gerekir.Zaten zar zor geçinen halktan alınan vergileri olabildiğince arttırmak, üstelik dört beş sene sonrasının vergilerini zorla almaya çalışmak hangi kanunda vardır? Bunun adı zorbalık değil de nedir? Fakir fukaranın karnı mı doyacak sanki yıldız keşfetmekle? Ebu Salip o toplanan paraların birini taşa, on birini kuşa çevirirmiş...” demiş. Bu sözler yenilir yutulur gibi değilmiş. Tüccar kılığındaki padişah, oturduğu yerden hırsla ayağa fırlamış. Yanındaki iki adamı da yerlerinden kalkmışlar, elleri kılıçlarında, kılıçları kınlarından yarı yarıya sıyrılmış vaziyette, tetikte beklemişler. Şu haddini bilmez bu pervasızlığının hesabını canıyla ödemeliymiş.

Köyün sahibinin söyledikleri, tüccar kılığındaki padişahın beyninde balyoz gibi patlamış. Gözlerinin beyazı kaybolmuş:
“Yüce padişah hakkında nasıl böyle konuşursun? Devlete vergi vermek vatandaşlık görevidir. Herkes bana ne derse uzayın sırlarını kim çözecek?..” demiş.

Köyün sahibi yer minderinde oturur vaziyette: “ Devlete vergi vermek, fakat kazancına göre. Bir devrin insanına bu kadar yüklenilmez. Eldeki avuçtaki son kuruşu almak günahtır. Tamam, uzayın sırlarının çözülmesi için uğraş verenler insanlığa büyük bir hizmet etmiş olurlar. Fakat bu çözüm birkaç yılda gerçekleşmez. Bilim ve fen ilerledikçe hepsi birer birer çözülecektir. Bunun için belki de yüzyıllar geçmesi gerektir. Zamana ihtiyaç vardır. “ demiş.

Köyün sahibinin sözleri mantığa son derece uygunmuş. Padişah durgunlaşmış.

“ Toplanan paraların birisi gözlemevi için harcanıyorsa, on biri kuşa nasıl çevriliyor?..”

“ Her ayın son günü çuvallar dolusu kuş arabalar içinde Acem Şahı’na gönderilirmiş…”

Padişah başka söz söylememiş. Bir baş işaretiyle karşısındakini selamlayıp dışarıya çıkmış. İki adamıyla birlikte atlarına binmişler. Başkente doğru hızla uzaklaşmışlar. Köyün sahibinin iddia ettikleri doğru çıkar. Padişahın ustaca hazırlanmış planı sayesinde, ayın son günü, Acem Şahı’na gönderilmek istenen arabalar içinde çuvallar dolusu altın para ele geçirilmiş. Suçlular yakalanmış. Ebu Salip Efendi’nin büyük bir palavracı olduğu, teleskop yapımından anlamadığı, yıldız mıldız keşfetmediği ortaya çıkmış. Toplantılarda anlattıklarının hepsini ezberlemiş olduğu açıklanmış. Ebu Salip, memleketindeki bütün malını mülkünü sattırarak ele geçen parayı padişaha vermiş. Böylelikle canı bağışlanmış. Fakat ömrünün sonuna kadar gözetim altında kalacakmış. Oldukça yüklü bir miktar olan bu paralar ile ayın son günü ele geçirilen altın paralar eski sahiplerine, yani halka geri verilmiş. Acılar hafifletilmiş..

Su gibi akıp gidenin adı zamanmış. Zaman içinde padişah ile iki adamı kıyafet değiştirerek sık sık köy ağasının evinde misafir kalmaya başlamışlar. Bu görüşmeler süresince, ne tüccar kılığındaki padişah köy ağasına kendisinin padişah olduğunu söylemiş, ne de köy ağası, tüccarın padişah olduğunu ilk günden beri bildiğini ona hissettirmiş. Yıllarca hemen her konuda bilgi alışverişinde bulunmuşlar. Köy ağasının daima halk için, halktan yana olan istek ve düşünceleri ön plana alınmış. Bu istek ve düşünceleri uygulamak genelde çok basitmiş. Gezegenleri ve yıldızları bir tarafa bırakan padişah, sadece “ halkının mutluluğu “ için çalışmış.


Serdar Yıldırım
Serdar102 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:28.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428