Alt 19 Haziran 2013, 19:51   #1
NetteKeyif
 
Sincap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
Sincap is on a distinguished road
Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 33%
Etkinlik: 33% Etkinlik: 33% Etkinlik: 33%
Standart Unutma Ve Unutkanlık Nedenleri

unutma - unutkanlık - unutkanlık nedenleri - hatırlatma - anımsama - unutkanlık sorunu - unutkanlık nedir - unutkanlık kavramı - unutkanlığın nedenleri - unutkanlık belirtileri - bellek zayıflığı - bellek süreçleri



Unutma konusunda, ayrıntılı açıklamalar yapmadan, unutmanın tersi olan hatırlama yada anımsama ve bütün bu süreçleri gerçekleştiren bellek süreçleri hakkında kısa ve öz açıklamalar yapmak istiyorum. İnsan denilen varlığın belleği olmasaydı, hayvanlardan “iç güdüsel davranışlar” farklı olarak öğrendiği davranışların aynısını sürekli tekrar eder ve yapmak zorunda kalırdı. Bu nedenle de öğrenmediği davranışları yapamazdı. Hatta belleği olmadığı için öğrenmeden ve öğrenme birikimlerinden bile söz edilemezdi. Bellek yada hafıza, insanların geçmişte öğrendikleri bilgi ve becerileri hatırlama yada anımsama yetisidir. Bellek, çeşitli nedenlerle anımsama yada hatırlama işlevini ve görevini yapamadığı durumlarda, hatırlamanın tersi “UNUTMA” gerçekleşir.


Bellek bilinçle ilgili bir süreçtir. Bireylerin bilgileri öğrenmesi, alışkanlıklar kazanması, hatta kültürün, kişiliğin oluşması belleğin işlevleridir. Bellek olmasaydı, bireyler kültürden kültüre aktarılan ve öğrenilen bilgi, beceri, davranış ve deneyimleri saklayamaz ve karşılaştığı her sorunu çözüme kavuşturmak yada ihtiyaç duyulan her bilgiye ulaşmak için her defasında aynı işlemlerin yeniden yapmak zorunda kalırdı. Kısaca öğrenme ve birikimden söz edilemeyacaği için geçmiş ve o anki bilgi birikimlerinden kimse yararlanamayacağı için kültür ve medeniyetden de söz edilemezdi. “Bellek geçmiş yaşantıların, kazanılan bilgi ve becerilerin saklanması ve gerektiğinde yeniden canlandırılması yetisidir.” Belleğin belli başlı iki boyutu yani özelliği vardır. 1. Belleğin Temel Boyutu, Özelliği: Kodlama, “Bilgilerin Belleğe Yerleştirilmesi işlevi “ Depolama yada Saklama “ Bilgileri Bellekte Tutulma İşlevi” ve Bilgileri, Ara Bul ve Geri Getir “Bellekteki Bilgilerin Hatırlanıp, Çağrılması işlevi”; olmak üzere bellek üç aşamadan meydana gelir. 2. Belleğin türleri, çeşitleri:”Duyumsal Bellek yada Kısa Süreli Bellek ve Uzun Süreli Bellek. Şimdi sırası ile belleğin boyutlarını örneklerle inceleyelim.


Bilgilerin kodlanması, bireylerce dış çevredeki uyarıcıların hepsi algılanmaz. Belirli bir seçme süzgecinden geçirildikten sonra, ancak belirli bir kısmı algılanır. Uyarıcılar seçilmeden, algılama, algılamayan bilgiler kısa süreli belleğe gelmez. Yani dış çevredeki uyarıcı, olay yada bilgilerin bir çoğu kısa süreli, belleğe ulaşmadığı ve gelmediği için belleğe girmemiş şeylerin, hatırlanmasından da söz edemeyiz. Bu durumda şikayet bellekten değil, seçici algılama süreçlerinden kaynaklanmaktadır. Diğer değişle neye dikkat edip, etmediğiniz konusunda sorununuz bulunmaktadır. Sorununuz kodlama aşamasındadır. Kısa süreli bir komşunuza gittiniz ve komşunuzla bir konuda konuştunuz ve çıktınız. Konuştuğunuz konuda yarım saat sonra bir soru sorulduğunda konuştuğunuz konu ile ilgili olanların çoğuna doğru yanıt verirsiniz. Çünkü bu bilgileri daha önce belleğin temel işlevi gereği kodladınız. Ancak arkadaşınızın üstündeki elbisenin rengini yada giydiği ayakkabının topuklu yada düz olup olmadığı vb. sorulara dikkat etmediğiniz ve bu bilgileri kodlamadığınız için hatırlamamanız da normaldir. “Kodlama, uzun süreli belleğe giren bilgilerin belleğe kaydedilerek işler hale getirilmesidir.” Kodlanan bilgilerin bellekte işlenmesi ve bilgilerin belleğe tekrar çağırılması sonucu, anımsa olayı gerçekleşir. Dolayısı ile tekrar çağırma kodlamada sık kullanılır. Daha önce öğrenilen yada kullanılan bilgiler normal koşullarda hatırlanır. Birbiriyle ilişkili olan ve benzer şeyler çağrıldığında, çabuk hatırlanırlar. Basit örnek verirsek, okul deyince, benzerleri olan; öğrenci, öğretmen vb. çağrılması “akla gelmesi”; hatırlanması olayı gerçekleşir. Bütün bu işlevler, sinir sistemimiz ile ilişkilidir. Çevremizde sık sık karşılaştığımız yada sık sık kullanılan bilgiler “Yemekler, meyvalar, sebzeler, hayvanlar, aile, yakın çevre,iş, okul vb ” yada sevdiğimiz ve bizleri etkileyen ”Bizim üzerimizde iz bırakan şeyler” bilgiler, durumlar, olaylar, nesneler, beceriler ; sürekli karşılaşılan, tekrarlanan ve kullanılan bilgiler oldukları için çok iyi öğrenilmiş bilgilerdir. Bir kısmıda yaşamımızın bir parçası olarak, devam etmiş ve olagelmiş, bilgiler ve davranışlardır. “ Yaşamımızda en çok tekrar edilen ve kullanılan bilgi, beceri ve davranışlar” Bu tür bilgiler, yaşamımızda iz bıraktıkları, yaşamımızın bir parçası haline geldikleri yada alışkanlığa dönüştükleri için unutulmazlar ve çok çabuk hatırlanırlar. Diğer değişle hemen anımsanırlar. Anımsama olmaması halinde, düşünme, akla vurma ve öğrenme olayı gerçekleşemez. Sinir sisteminde bir sorunun olması halinde, belleğin işlev yada görevlerinde aksamalar görülür ve hatırlamanın tersi unutma gerçekleşir.


Bellekte tutma olayının gerçekleşip, gerçekleşmediği konusunda kendimizi basitçe test edebiliriz. Birinci deney, kişilere bir dizi sessiz, ünsüz harf vererilerek ” B, S, Ç,T,G,K,F ” gibi birkaç saniye sonra, gördükleri bu harf dizisini yazmaları istenir. Sonuçta, yapılan hataların ses benzerliğinden kaynaklandığı belirlenmiştir. ” Sıklıkla, T ile B nin yer değiştirmesi olayı gerçekleşir.”


İkinci deneyde, bireye çeşitli kelimelerden oluşan 20 yada 25 kelime listesi verilir ve bunları öğrenmesi istenir. “Kelimeleri kendiniz oluşturmayacaksınız, bir arkadaşınıza yada tanıdığınıza oluşturmasını isteyiniz.” Daha sonra, ilgili kişice hatırladığınız, kelimeler tespit edilir. Hatırlanan, anımsanan kelime oranında, bilgileri yada öğrenilenleri bellekte tutma kapasiteniz belirlenir. Birkaç ay sonra, aynı testi tekrarladığınızda daha fazla kelimeyi hatırlayıp, anımsadığınız gözlenir. Diğer değişle öğrenilen bilgilerin tekrarı oranında, bilgiler hafızada kalıcı hale gelir ve yeniden anımsanarak, unutulmazlar. Bireylerin sevdiği, hoşlandığı yada ilgisini, dikkatini çeken durum ve olaylarla ilgili bilgileri anımsarken, sevmediği, hoşlanmadığı, dikkat ve ilgisini çekmeyen; olay ve bilgileri daha az yada hiç hatırlamamaktadır. Yaşanan ve bireyleri çok etkileyen olumsuz olay ve durumlarda ”Psikolojik Savunma Mekanizmaları devreye girer ve kullanılırlar.”


Gördüğümüz resim yada tablolarla ilgili genellikle ayrıntıları anımsayamayız. “ Fotoğraf İmgesini” anımsamak kişiden kişiye değişmektedir. Bazı kişilerin özellikle fotoğraf imgesi olan yetişkinlerin; bir resme 3 ile 5 saniye baktıktan sonra, bu resmin bütün ayrıntıları 5-10 dakika belleğinde kalırken; fotoğrafsı imgesi olmayanların 2-3 dakika belleğinde kalmakta ve ayrıntıları anımsamakta güçlükler yaşamaktadırlar. Yine resim yada fotoğrafa 3 saniyeden daha az bakıldığında, belleğe kodlanan bilgilerin bazısı ve ayrıntıları kodlanmaz. Diğer değişle, yetişkin insanlarda, resim yada fotoğrafı, belleğe kodlama süresi “3 ile 5 saniyelik” bir süredir. Eğer resme bakan kişi, sürekli gözlerini kırpıştırırsa yada gözlerini başka yöne çevirirse; fotoğraf imgesi kaybolur.


Fotoğrafsı imge bireylerin ilgi,istek,arzu ve beklentileri yönünde ve oranında değişiklik göstermektedir. Oyun çağındaki çocuklar, sevdikleri oyun ve oyuncaklarla ilgili bütün ayrıntıları görebildiği ve anımsadığı halde; sevmediği ve ilgisini çekmeyen nesne ve olaylarla ilgili ayrıntıları göremez ve anımsayamazlar. Fotoğraf imgesi olan kişileri oranı toplum içinde azınlıktadır. Çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda, ancak yüzde beşinin yarım dakikadan biraz uzun süre ayrıntılı olarak resmi bellekte tutabildiğini göstermiştir. Demek oluyor ki fotoğrafsı imge yada resimler mekanik olarak değil, bireyin ilgi, arzu ve beklentileriyle etkileştiği oranda oluşur. ” Eidetic Images.- Haber R.N. 1969”


Kısa ve Uzun Süreli Bellek: Bazı psikologlar, duyu organları yolu ile oluşan bilgi ve becerilerin, belleğe yerleşmesi yani duyusal belleği kısa süreli bellekten ayırarak, bazıları da kısa süreli bellekden ayırmadan; araştırmalar yapmışlardır. Kısa süreli belleğin küçük bir kapasitesi bulunmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre bazı bireylerin, 5 birimden; bazılarınında, 9 birimden sonra ; hatalar yaptığı tespit edilmiştir. Bu araştırmayı yapanlardan ,ünlü ABD’li Psikolog George Miller kendi çalışmalarında yedi rakamını tekrar tekrar görmüş ve kısa süreli belleğin kapasitesini “ Sihirli rakam yedi olarak belirlemiştir. 1956 . Alman Psikologu Ebbinghaus ise kısa süreli belleğin kapasitesini artı, eksi 2 ile 7 arasında bir rakam olarak belirlemiştir. 1985” Diğer bir ifadeyle belleğin kapasitesi, 5 ile 9 birim arasında bir rakam olarak belirlemiştir.


Günlük yaşamımızda çok sayıda uyaranla karşı karşıya geldiğimiz için bu uyaranlardan işimize yarıyanlar dikkatimizi çeker ve kullanırız, bazıları da çok kısa bir süre işimize yaradıkları için kısa süreli bellekte saklar ancak işi bitince kullanılmayacağı için bir süre sonra unutulurlar. Çağımızda kitle iletişim araçlarının baş döndürücü gelişmeleri ve buna bağlı olarak teknolojinin yaşamımıza girmiş olması” Televizyon, bilgisayar, internet, cep telefonu vb.” bu uyaranlar insanlarda dikkatini günlük yaşamla ilgili uyaranlara vermede, dikkatini toplamada ve konsantre olmasında güçlükler yaşamasına neden olmaktadır. Bu durum öğrendiklerimizi unutmamaıza neden olmaktadır. İhtiyaç duyduğumuz bir telefon numarasını, bir yerlere kayıt etmemişsek, kullandıktan bir süre sonra o numarayı anımsayamayız. İş ararken bir arkadaşımız ile karşılaştık. İş aradığınızdan bahsettiniz. Arkadaşınız İş Kur’ da Müdür Ali Beye gitmenizi önerdi. İş Kur’a gidince kadar müdürün adını unutmamak için “Ali” kelimesini sürekli tekrarlayarak yanına varırsınız. İşe girdikten sonra, aradan, günler yada aylar geçtiği halde Müdür Ali Bey’ le ilgili, irtibatınız kesildiği için müdürün ismi tekraralanmadığı ve kullanılmadığı oranda bellekten silinir ve hatırlamazsınız. Kısa süreli belleğin kapasitesi sınırlıdır, bilgiler geçici bir süre tutulur ve uzun süreli belleğe aktarılmayan, tekrarlanmayan ve kullanılmayan bilgiler unutulurlar. Kısa süreli belleğin kapasitesini belirlemede, kullanılan araştırma yöntemi çok basittir. Birbiriyle ilişkisiz bir dizi kelime,rakam yada sembolü öğrenmeleri gereken “birim” deneğe verilir ve deneğin birimleri hemen doğru sıralaması istenir.Birimler deneğe süratle verilerek, deneğin uzun süreli belleği ile bu birimler arasında ilişki kurması engellenmiştir. Bu nedenle hatırlanan birim sayısı kısa süreli belleğin kapasitesini oluşturur. Başlangıçta üç birim verilir, daha sonra düzenli olarak birimlerin sayısı arttırılır. Bazı denekler 5 birim, bazıları ise 9 birimden sonra hata yapmaya başlarlar. Bazıları da bu iki rakam arasında bir yerde kapasitelerine erişirler. Kendiniz yada bir arkadaşınız üzerinde bu deneyi yaptığınızda; mutlaka 5 ile 9 birim arasında bir yerde, yer aldığınızı görürsünüz. Bazı psikologlar ise unutmayı, renkli bir resmin gittikçe rengini kaybetmesi gibi sinirsel izin zamanla zayıflayıp, kaybolması şeklinde açıklamışlardır. Tekrarlar, kaybolmaya yüz tutmuş sinirsel izin yeniden güçlenmesini sağladığından; hatırlamaya yardımcı olur.“D. Cüceloğlu-1992”


Ayrıca her gün duyu organlarının sürekli ve sayısız uyaranın bombardımanına uğraması gerçekliğinden yola çıkacak olursak. Çağımızda teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği ve buna bağlı olarak kitle iletişim araçlarında ki hızlı gelişmeler ve insanların bunlardan yarralanmaları yada bir şekilde bunlarla muhatap olmaları; ayrıca kalabalık şehir ortamlarından kaynaklanan bireysel, sosyal ve çevresel çok sayıda uyaranlar ile muhatap olunmaktadır. Daha öncede belirttim, adeta “Uyaran Bombardımanı” na uğrayan bireyin, bu kadar uyarana muhatap olması ; strese neden olacağı gibi “ Stres, Stresi Tanımak, Yaşamımkızı Uzatmak İçin Stresle Mücadele Yolları -Psikolog Halil Türkmen” Bu çok sayıda uyaran arasından sadece dikkatini çekenlere ”Seçici Bellek” yoğunlaşmasının ne kadar güç olacağını; değerli okuyucularımın değerlendirmelerine bırakıyorum. Seçici dikkat sonucu, yalnız ilgi ve ihtiyaçlarımıza uygun olan uyaranlar seçilip, dikkat edileceğinden; bunların dışında kalan uyaranlar, bireyin ilgisini ve dikkatini çekmez. “Bu nedenle, bazı öğrencilerin yaptıkları belirgin hatalara dikkat çekmek isterim. Müzik dinleyerek, ders çalışıyorum. Kalabalık ve gürültülü bir mekanda, cafe, park vb. yerlerde ders çalışıyorum ve başarılı oluyorum. Görüşünü ileri süren biri; kusura bakmasın kendini aldatıyordur. Çünkü , bu görüş ve düşünce biçimi dikkat kuramları ile çelişmektedir. Doğru, bu tür ortamlarda da ders çalışılabilir ancak, çevresel ortamların ilgisini ve dikkatini dağıttığı oranda seçici dikkat oluşacağından; zayıf bir öğrenme gerçekleşecektir. Oysa, öğrencilerin çalışma ortamında “ Çalışma Odası” bile dikkat çekici resim, şekil vb bulunmasını önermiyorum. Ancak çalıştığı ders konuları ile ilgili yazı resim, şekil bulunması, bir an için çalıştığı konudan, başını kaldırdığında; gözü ile temas eden, bu materyaller öğrenmeye katkı sağladıkları ve unutmayı önleyici rolleri olduğu için önermekteyim.


Kodlama dış dünyadaki uyarıcıların, belleğe kaydedilebilecek biçime dönüşmesini sağlar. Ancak bilgilerin, kodlanması ve anımsanması aşamasında; belleğe ulaşan bilgilerin niteliği önem arz etmektedir. Bireylerin sevdiği, hoşlandığı, ilgi istek ve ihtiyacına uygun olan bilgilerin; diğer değişle bireyin bireysel özelliklerine ve ihtiyaçlarına uygun bilgilerin, bellek tarafından seçilerek, dikkat edilip, yoğunlaşıldığından; bu tür bilgilerin daha kolay kodlandığı ve anımsamayı kolaylaştırdığı bilinen bir gerçekliktir. Aynı şekilde bireylerin, bireysel ayrıcalıklarına uygun olmayan, ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamayan bilgilerin; kodlanması ve anımsanmasında güçlükler yaşanmaktadır. Basit bir örnek vermek gerekirse, Coğrafya ve Ülkelere ilgisi olan bir birey “Çam” kelimesini, “Şam” olarak anımsarken; Orman ve ağaçlara karşı ilgi ve merakı olan kişi aynı kelimeyi doğru olarak kodlayıp, daha çabuk anımsayacaktır. Sevdiği bir kişiye ait yada ihtiyaç duyduğu bir telefon numarasını daha çabuk kodlayıp, anımsamasına karşı, tersi koşullarda yanlış kodlamakta yada doğru kodlanasına rağmen, anımsamakta güçlük yaşamakta, bazen de numarayı çevirirken tekrar unutabilmektedir. Sevdiğiniz bir kişinin ismini kolaylıkla kodlayıp, anımsarken; hoşlanmadığınız ve sevmediğiniz bir kişinin ismini anımsamayarak, “Dilimin ucunda” diyebilirsiniz. Depolama, kodlanan bilgilerin bellekte tutulması ve gerektiği zaman arayıp, bulunup, çıkarılması işlevidir.


Kıssa süreli bellek, resimsel imgede açıklandığı gibi genelde görsel kodu ve belirgin şekilde sessel kodu kullanmaktadır. Kısa süreli bellek biyofizik, uzun süreli bellek biyokimyasal bir süreçtir. Örnek olarak, anılarımızın belleğe işlenmesi, yeniden canlanması ve unutulması olayında; bireyden bireye ve olaydan olaya değişiklikler gösterdiği belirlenmiştir. Özellikle işitsel nitelikli anıların, bu niteliğin önemsiz olduğu anılardan çabuk unutulduğu görülmüştür. Kısa süreli belleğin bilgileri depolama kapasitesi yukarda açıkladığımız ” 2 ile 7 arasında bir birimdir. Bu kapasiteye ulaştıktan sonra, kısa süreli belleğe giren her yeni birim; bellekte önceden bulunan diğer birimi dışarı atar ve onun yerini alır. Kısa süreli bellek anlık ve kısa süreli bilgilerden, uzun süreli bellek ise uzun bir süreyi ve geçmişi içeren bilgilerden oluşur. Uzun süreli bellekteki bilgileri kullandığımız oranda, kısa süreli bellekteki bilgiler gruplar halinde toparlanır ve kısa süreli belleğin kapasitesi genişletilir. Uzun süreli bellekte bilgiler, temel anlamlarına göre kodlanırlar. Hatırlanması gereken yeni bilgiler ne kadar anlamlı ise ve birimler arasında ne kadar iyi ilişkiler kurulmuşsa o kadar iyi hatırlanır. Yani işlenecek bilgilerin anlamı ne kadar ayrıntılı işlenirse, birim bellekte o kadar iyi kalır. Tersi durumlarda, belleğe gelen her yeni bilgi bir öncekinin yerini alarak, unutulur. Bu nedenle unutmaların çoğu ara, bul ve geriye getir ipuçlarının ortadan yok olmasından ileri gelir. Yani o bilgiler bellektedir, ancak o bilgilere ulaşacak ip uçları ortadan kaybolduğu için anımsanmazlar. Diğer değişle bellekteki bilgiler, unutulmadığı halde anımsanmadığı için unutulduğu varsayılır. Burada belleğe gelen bilgilerin öğrenilmesi oranında, bilgiler anımsanır. Daha önceki öğrenilenler ile daha sonra öğrenilenler ne kadar benzerse hatırlanması o kadar kolay olur. Tersi koşullarda ve diğer öğrenilen bilgilerin bozucu etkileri, üzüntü veren olaylar, heyecan, kaygı, stres vb. durumlar işin içine girdiğinde; ara,bul, getir görevi aksar ve bilgiler unutulmaz, ancak anımsanmazlar. Bu nedenle geçmişte öğrendiğimiz bilgiler,deneyimler,anılar; günlerce yada aylarca kullanılmaz ve belleğimizde yeniden canlandırılmazlarsa; belleğin ara,bul ve getir görevi aksayarak; bu bilgiler ve süreç içinde anımsanmazlar. Diğer değişle, uzun süreli belleği işlenen bilgiler unutulmazlar, bu bilgileri anımsanmadığı için unutuldu varsayılırlar. Beceriler konusunda, bir bilgisayar tamircisi yıllarca, bilgisayar tamiri işini yapmadığı zaman, bu sürenin uzaması ile orantılı tamir yapma işini anımsamaz. Ancak birilerince tamirat sırasında belirli ip ucu verilerek, anımsatıldığında; eski bilgi ve becerilerinin belirli kısmı bellekte tekrar canlanabilir. Belleğin sinirsel ve nöro kimyasal temelleri çözümlendiği durumlarda, belki unutma sorunu da ortadan kalkabilecektir. Psikoloji Biliminde davranış düzeyinde unutma, ket vurucu “ileri ve geriye ket vurma” yani bozucu etki olayında bunu gözlemlemek olasıdır. Geriye ket vurmada yeni öğrenilen bilgiler, eskiden öğrenilen bilgileri bozar ve unutulmasına sebep olurken; eski anılar, yenilerinin bellekte tutulmasını olumsuz etkiler. Bu durumun, bazı psikopatolojik olaylarda oluşmaması düşündürüdür. Bu nedenle, ben bu olayı iz bırakma ile ilgisi olduğunu düşünmekteyim. Psikopatolojik olay ve vakalar bireyleri çok şiddetli ve olumsuz etkiledikleri için unutulmamasından yola çıkılarak; bireyleri çok etkileyen olumlu “ Çok Mutlu Oldukları yada Haz Aldıkları Olay ve Anılar” yada olumsuz olay ve anılar,” Ani Haber, Şoklar ve Travmalar” özellikle duygusal anılar; bireyi çok etkilediği, bazen de birey üzerinde iz bıraktığı ve onun yaşamında değişikliklere neden olduğu oranda unutulmazlar. “ Her bireyin yaşamında değişikliğe neden olan anılar, özellikle duygusal yaşantıların etkisi, şiddeti, yeğinliği oranında bireyi etkilemekle kalmaz, birey üzerinde iz bırakır.” Bu gerçeğe karşın; bazı anılar da ara, bul, getir görevini aksatmakla kalmaz, Psikolojik Savunma Mekanizmaları da devreye girerek, anımsanmazlar. Daha doğrusu, organizmanın korunma sistemlerince anımsanmak istenilmediği için anımsanmazlar ve unutulurlar.


Bilgi, olay, olgu ve anıların ip uçları canlandırıldığında tekrar anımsama olayı gerçekleşir. Ancak bu konuda kesin bir kanıya varabilmek için daha çok bulguya ihtiyaç bulunduğu gerçeği de asla unutulmamalıdır. Bilinen ve unutulmaması gereken bir gerçeklik vardır, öğrenme kurumları ile bu ispatlanmıştır. Öğrenme kuramına göre, belleğimize gelen bilgiler ne kadar ilgi, istek ve ihtiyaçlarımızı karşılıyorlarsa ve ne kadar çok sayıda duyu organına hitap ediyorsa; olaylar ne kadar şiddetli ve yeğin bireyi olumlu yada olumsuz etkiliyorsa; seçici algılama ve kodlama işlevi o oranda gerçekleşecektir. Daha sonra, belleğe kodlanan bu bilgiler ne kadar sıklıkla yinelenir, tekrarlanır, egzersizler yapıldığı ve kullanıldığı oranlarda öğrenilen bilgiler, bellekte kalıcı hale gelerek, saklanırlar. Bazen kendi kendimize bir konuda defalarca verdiğimiz mesajlar, mesaj yolu ile telkinler, telkin yolu ile bilinci etkileyerek de öğrenilirler. “Belleğimize işlenme işlevi ve buna bağlı olarak öğrenme gerçekleşir.” Öğrenilen, bellekte kalıcı hale gelerek saklanan bu tür bilgilere, ihtiyaç duyulduğunda; geri çağırmamız yani anımsamamız da o kadar kolaylaşır. İlerde değineceğimiz gibi telkin yolu ile beynimize defalarca mesajlar verip, telkinlerde bulunduğumuzda; yapmak isteyip de yapamadıklarımızı yada bazı kötü alışkanlıklarımızı ortadan kaldırmak mümkün olmaktadır. Diğer değişle öğrenme kuram ve yöntemlerine uygun öğrenme gerçekleştirildiği oranda; öğrenme düzeyi gelişip, unutma olayı azalmakta ve bilgiler unutulmamaktadır. Ancak bu durum, öğrenme farklılıkları ve yeteneklere göre, bireyden bireye değişiklikler göstermektedir. Bazı bilgiler ise belleğimize, biz farkında olmadan otomatik olarak kaydedilmektedir.” Gizil, Latant Öğrenme: Bazen size bir mahalle semt yada caddede, birilerince çiçekçi yada pastahane sorulduğunda; o semtdeki çiçekçi yada pastahaneye hiç gitmediğiniz halde, şuralarda bir yerlerde gözüme çarptığını yada bulunduğunu anımsadığınızı söylersiniz.”


Bellek süreçleri, öğrenme,hatırlama ve hatırlamanın tersi unutma konusunda yaptığım bu açıklamalarla, unutma ve unutmanın oluşumunu kavradığınızı düşünerek; unutkanlık sorunu, unutkanlığa yol açan faktörler ve hastalıklar; unutkanlık sorununu ortadan kaldırmak ve unutkanlık sorunundan kurtulmak için neler yapmalıyız ve nasıl önlemler almalıyız. Bütün bu konularda açıklamalar yapmak istiyorum.

Halil TÜRKMEN



Sincap isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
Unutma Ve Unutkanlık Nedenleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:54.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428