Alt 13 Mart 2012, 18:16   #1
NetteKeyif
 
Sincap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15 Mart 2011
Mesajlar: 16.171
Sincap is on a distinguished road
Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1 Puanlar: 48.146, Seviye: 1
Üst seviye: 99%, 0 Gereken puan
Üst seviye: 99% Üst seviye: 99% Üst seviye: 99%
Etkinlik: 33%
Etkinlik: 33% Etkinlik: 33% Etkinlik: 33%
Standart işte biz buyuz ....

*Bu yaşanmış öyküyü aktaran, Sayın Dr. Ömer Musolu 85 yaşındadır
ve halen İstanbul Moda'da oturmaktadır.*

1957 yılında İstanbul Tip Fakültesi`den mezun olup ihtisas yapmak üzere ABD`ye gitmiştim.

Görev yaptığım hastane de başımdan geçen ilginç bir hadiseyi şöyledir:

Amerika`ya gittiğim ilk yıllar...
New York`da Medikal Center Hospital`da görev almıştım.
Fakat vazifem kan almak, kan vermek, serum takmak, elektrokardiyografi çekmek gibi isler...
Yeni gelmiş doktorlar hemen doğrudan hasta muayenesine, tedavisine verilmiyor.
Diğer zamanlarda da laboratuarda çalışıyorum.

Bir hastaya gittim.
Yaşlıca bir adam, tahminen yetmiş beş yaşlarında 'kan vereceğim kolunuzu açar mısınız?'dedim.

Adamcağız kanserdi ve ayni zamanda kansızdı. Kolunu açtım,
Baktım pazusunda Türk bayrağı dövmesi var.
Çok ilgimi çekti, kendisine sormadan edemedim:

'Siz Türk müsünüz?'
Kaslarını yukarıya kaldırarak 'hayır' manasına bir işaret yaptı.
Ama ben hala merak ediyorum.

'Peki, bu kolunuzdaki Türk bayrağı nedir?'
'Aldırma öylesine bir şey işte.' dedi.

Ben yine ısrarla:
'Fakat benim için bu çok önemli,
çünkü bu benim milletimin bayrağı, benim bayrağım...' dedim..

Bu söz üzerine gözlerini açtı.
Derin derin yüzüme baktı ve mırıltı halinde sordu:

'Siz Türk musunuz?'
—Evet Türk`üm.
İhtiyar gözlerime tanıdık bir göz arıyor gibi baktı.

Anlatmaya başladı:
'Yıl 1915. Çanakkale diye bir yer var Türkiye`de.
Orada savaşmak üzere bütün Hıristiyan devletlerden asker topluyorlardı.
Ben, Avustralya Anzaklarindandim. İngilizler bizi toplayıp dediler ki:

'Barbar Türkler Hıristiyan dünyasını yakıp yıkacaklar.
Bütün dünya o barbarlara karşı cephe açmış durumda.
Birlik olup üzerlerine gideceğiz.
Bu savaş çok önemlidir.'

Biz de inandık sözlerine ve savaşmak isteyenler arasına katildik.
Beynimizi yıkayan İngilizler Türklere karşı Topladığı askerlerin tamamını Çanakkale`ye sevk ediyormuş.

Bizi gemilere doldurup Mısır`a getirdiler, orada birkaç ay talim gördük, sonra da bizi alıp Çanakkale`ye getirdiler.

Savaşın şiddetini ben ilk orada gördüm.
Öyle ki denize düsen gülleler suları metrelerce yukarı fışkırtıyor, gökyüzünde havai fişekler geceyi gündüze çeviriyordu.

Her taarruzda bizden de Türklerden de yüzlerce insan hayatinin baharında can veriyordu.
Fakat biz hepimiz Türklerdeki gayret ve cesareti gördükçe şaşırıyorduk. Teknolojik yönden çok üstün olduğumuz gibi sayı bakımından da fazlaydık. Peki, onlara bu cesaret ve kuvveti veren şey neydi?

İlk baslarda zannediyordum ki İngilizlerin bize anlattığı gibi Türkler barbarlıktan böyle saldırıyorlar.

Meğer bu barbarlıktan değil yüreklerindeki vatan sevgisinden kaynaklanıyormuş . Biz karaya çıktık. Taarruz edeceğiz, bizi püskürtüyorlar.

Tekrar taarruz ediyoruz, bizi yine püskürtüyorlar
Tekrar taarruz ediyoruz...
Derken böyle bir taarruzda başımdan yediğim bir dipçik darbesiyle kendimden geçmişim.
Gözlerimi açtığımda kendimi yabancı insanların arasında buldum.

Nasıl korktuğumu anlatamam.
İngilizler bize Türkleri barbar, vahşi kimseler olarak tanıttı ya...
Ama dikkat ettim, bana hiç de öfkeli bakmıyorlar, yaralarımı sarmışlar.
İyice kendime gelince bu defa çantalarında bulunan yiyeceklerinden ikram ettiler bana.

İyi biliyorum ki onların yiyecekleri çok çok azdı.
Bu haldeyken bile kendileri yemeyip bana ikram ediyorlardı.
Şok oldum doğrusu.
Dedim ki kendi kendime:

'Bu adamlar isteseler beni su anda öldürürler ama öldürmüyorlar,

Beni doyuruyorlar.
Veyahut isteseler önceden öldürebilirlerdi.
Hâlbuki beni cephenin gerisine ***ürdüler.'

Biz esirlere misafir gibi davranıyorlardı.
Bu duygularla`Yazıklar olsun bana` dedim.
Böyle asil insanlarla ben niye savaşıyorum, niye savaşmaya gelmişim?

Bu İngiliz milleti ne yalancıymış, ne kadar Türk düşmanıymış` diyerek pişman oldum.
Ama bu pişmanlığım fayda etmiyor ki...
Bu iyiliğe karşı ne yapsam diye düşündüm durdum günlerce.

Nihayet bizi serbest bıraktılar.
Memleketime döndüm.
İşte memlekette Türk milletini ömür boyu unutmamak için koluma bu Türk bayrağı dövmesini yaptırdım.

Bu bayrağın esrarı bu işte.'
Benim gözlerim dolu dolu ihtiyara bakarken o devam etti:
'Talihin cilvesine bakin ki o zaman ölmek üzereyken yaralarımı iyileştirerek sıhhate kavuşmama çaba sarf eden Türklerdi.

Simdi de Amerika gibi bir yerde yıllar sonra yine iyileştirmeye çaba sarf eden bir Türk...
Ne garip değil mi?
Avustralya`dan Amerika`ya gelirken bir Türk ile böyle karşılaşacağımı hiç tahmin etmezdim.

Siz Türkler gerçekten çok merhametli insanlarsınız.
Bizi hep kandırmışlar, buna bütün kalbimle inanıyorum.'

Bu sözlerin ardından nemli gözlerle 'Bana adinizi söyler misiniz?'dedi.

'Ömer' cevabini verdim.
Merakla tekrar sordu: 'Peki niçin Ömer ismini vermişler sana?'
—Babam Müslümanların ikinci halifesinin isminden ilham alarak bana Ömer adini vermiş.

-Senin adın Müslüman adı mı?
Ben, 'Evet, Müslüman adı.' deyince yüzüme baktı, doğrulmak istedi.
Onun yatakta oturmasına yârdim ettim.

Gözleri dolu doluydu. Yüzüme bakarak dedi ki:
'Senin adin güzelmis. Benim adim şimdiye kadar Josef Miller` şimdiden sonra 'Anzaklı Ömer' olsun.'

'Olsun' dedim.
—Peki, hekim beni Müslüman eder misin?
Müslüman olmak zor mu?

Şaşırdım, nasıl da birdenbire Müslüman olmaya Karar vermişti?
Meğer o bunu hep düşünüyormuş da kimseyle konuşup soramadığı için gerçekleştirememiş
'Tabii' dedim. 'Müslüman olmak çok kolay.'
Sonra kendisine imanın ve İslam`in şartlarını anlattım, kabul etti.
Hem kelime-i Şahadet getiriyor, hem de ağlıyordu.

Mırıldandı:
'Siz Müslümanlar tespih çekersiniz, bana da bir tespih bulsan da ben de yattığım yerden teşbih çekerek Tanrı`yi ansam olur mu?'

Bu sözden de anladım ki dedelerimiz savaş esnasında Tanrı`yi zikretmeyi ihmal etmiyormuş.

Sonrasında bir tespih bularak kendisine getirdim.
Hasta yatağında tespih çekiyor, biz de tedavisiyle ilgileniyorduk.
Bir gün yanına gittiğimde samimi bir şekilde rica etti:

'Beni yalnız bırakma olur mu?'
—Ne gibi Ömer amca?
—Ara sıra gel de bana İslam`i anlat!

Sen çok güzel şeylerden bahsediyorsun.
O sözleri duydukça kalbim ferahlıyor.

O günden sonra her gün yanına gittim, bildiğim kadarıyla dinimizi anlattım.
Fakat günden güne eriyip tükeniyordu.
Kaç gün geçti tam hatırlamıyorum, hastanenin genel hoparlöründen bir anons duydum:

'Doktor Ömer, lütfen, 217 numaralı odaya gelin!'

Hemen yukarı çıktım.
Ömer amcanın odasına vardığımda gördüğüm manzara aynen şöyleydi:
Sağ elinde tespih, açık duran sol kolunun pazusunda dövme Türk bayrağı, göğsünde imanıyla koskoca Anzakli Ömer son anlarını yaşıyordu.

Hemen başucuna oturdum, kendisine kelime-i şahadet söylettim, o şekilde kucağımda ruhunu teslim etti...

Ne yalan söyleyeyim ağladım, ağladım, ağladım...

** atalarımız ve ulusumuz iil gurur duymalıyız .
bendeniz de dr. Ömer gibi duygulandım ....
sevgimle ...
Sincap isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla  

Bookmarks

Etiketler
işte biz buyuz ....


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:25.

dekorasyon Endüstriyel Mutfak EKipmanları sanal ofis Kiralık Ofis | sanal ofis sanal ofis | sanal ofis | muadil toner | fantezi iç giyim fantezi giyim araç takip sistemleri | kişi takip sistemleri | Varlık takip sistemleri | filo takip sistemleri |
istanbul travesti | izmir escort bayan izmir escort tuzla escort bursa escort bursa escort casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri casino siteleri bahis siteleri istanbul travesti travesti forum |
istanbul travesti Mekanları | istanbul travesti Haber | istanbul travesti Bilgi | istanbul travestileri | istanbul travesti | travesti | ankara travesti| ankara travesti | ankara travesti ankara travesti

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428